ISBN 9944-100-24-2
ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT VE MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI (ÝSMEK) YAYINLARI Branþ Kitaplarý S...
206 downloads
976 Views
13MB Size
Report
This content was uploaded by our users and we assume good faith they have the permission to share this book. If you own the copyright to this book and it is wrongfully on our website, we offer a simple DMCA procedure to remove your content from our site. Start by pressing the button below!
Report copyright / DMCA form
ISBN 9944-100-24-2
ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT VE MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI (ÝSMEK) YAYINLARI Branþ Kitaplarý Serisi
Yayýna Hazýrlýk: ÝSMEK Yayýn Editörlüðü Editör: Muhammet ALTINTAÞ Mizanpaj: Doðan SEVEN Tashih: Dilek CAN, Hatice GÖZLEMECÝ Baský: Numune
ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT ve MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI www.ismek.org - (0212) 531 01 41
HAT SANATI
TARÝHÇE, MALZEME VE ÖRNEKLER
Dr. Süleyman BERK
ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT ve MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI www.ismek.org - (0212) 531 01 41
HAT SANATI
Resim 1- Hattat Ali Haydar Beyin celî tâlik zer-endud levhasý el-Kâsibu habîbullah (Sultanahmed Camii).
Birinci Cihan Harbinde askerlik münâsebetiyle tanýþtýðým Macaristanlý ressam ve subay bir arkadaþým vardý, ara sýra Ýstanbul câmilerini, müze ve kütübhânelerini birlikte gezer, her çeþid sanat eserlerini ziyâret ve tedkîk ederdik. Bir gün, Sultan Ahmed Câmiindeki Melek Paþazâde Ali Haydar Bey merhûmun talîk celîsi el-Kâsibu habîbullah levhasý önünde bulunuyorduk. Arkadaþým ona bakdý da, sonra bana dönerek: ---Dostum! Bu sizin yazýlarda bir hâl var. Çok dikkat ediyorum, ilk bakýþta sâde bir renk, geometrik bir sessizlik, baktýkça harekete geliyor, canlanýyor, cilveleniyor. Önce bir tatlý bakýþ, arkasýndan yavaþ yavaþ içe süzülen canlý bir akýþ, sessiz bir armoni içinde rûhu oynatan metafizik bir mûsiki var. Lâkin ondaki âhengi kulaklar duymuyor, içler dinliyor, dinledikçe bir baþka âleme yükseliyor. Bakarken ne oluyor anlamýyorum, içimi içine çeken büyüleyici bir çehre, bir güzellik denizi, sevimli titreþimlerle gönlümü ferahlatan bir hava, derken bir melek sesi ve nefesi kadar gizli ve ýlýk bir okþayýþ ve sarýlýþ içinde kalýyorum; o, ben; ben o oluyoruz gibi bir þey oluyor, sizde de böyle þeyler olur mu? demiþti.
Mahmud Bedreddin Yazýr, Medeniyet Âleminde Yazý ve Ýslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli, c. I, s. 69
4
HAT SANATI
BAÞKANDAN... Hüsn-i hat yani yazýlarýn en güzeli
Tarih boyunca kalem tutan zarif eller, yazýyý nesilden nesile geliþtirerek güzel sanatlar seviyesine çýkartmýþlardýr. Özellikle Osmanlýlar zamanýnda özel ilgi gören bu sanatýmýz, padiþahlar tarafýndan dahi icra edilmiþtir
Gerek padiþahlar gerekse halk tarafýndan çok sevilen hat sanatý, Latin alfabesine geçiþten sonra geleneksel sanatlarýmýz arasýndaki seçkin yerini almýþtýr.
çýkmamýz gerektiði gerçeði bütün açýklýðý ile önümüzde durmaktadýr. Çünkü geçmiþine sahip çýkmayan toplumlarýn geleceði de parlak olmamakta, böylelikle tarih sahnesinden silinip giden nice insan topluluðu bulunmaktadýr
Yaygýn eðitimin ilkeleriyle gerçekleþtirilen bir yetiþkin eðitimi organizasyonu olarak tanýmlanan ve Ýstanbul Büyükþehir Belediyesinin önemli sosyal doku projelerinden biri olan ÝSMEK, bugün gerek ulaþtýðý yüz binlerce kursiyer sayýsý, gerek eðitim verdiði 193 kurs merkezi ve 97 branþýyla adeta dünyanýn en büyük halk üniversitesi haline gelmiþtir. Genç, yaþlý, kadýn, erkek, özürlü, mahkum ayýrt etmeksizin toplumun her kesimine ulaþan ÝSMEK sadece ücretsiz eðitimleri ile deðil, seminerleri, sergileri, alanýnda önemli bir boþluk dolduran yayýnlarý ile de toplumsal bir hizmete imza atmaktadýr.
Bir dünya baþkenti olan kültürler beþiði Ýstanbulumuz, bütün sanatlarda olduðu gibi hat sanatýnda da önemli bir merkez olmuþtur. Nice hattat, tarihin tozlu sayfalarýna, þehrimizin adýný altýn harflerle kazýmýþlardýr. Osmanlýlar zamanýnda en parlak devrini yaþayan hat sanatýnýn, en nefis örneklerine, Ýstanbulumuzun simgesi haline gelen ulu minarelerde, yüce kubbelerde, hüzünlü mezar taþlarýnda kýsacasý hemen hemen bütün tarihi yapýlarýmýzda rastlamaktayýz. Bir hazine deðerindeki el yazmasý kitaplarýmýz, kütüphanelerde muhafaza edilen, müzelerde örnekleri sergilenen müstesna eserlerimiz de o dönemlerden bizlere kalan kýymetli yadigârlardýr.
Alanýnda uzman usta öðreticileri vasýtasýyla elleri geleceðe uzanan deðerli sanatkârlar yetiþtiren ÝSMEK, hazýrladýðý branþ kitaplarý ile sanat dünyasýna bir ýþýk tutmaktadýr. Saygýdeðer hat sanatçýsý ve ÝSMEK hat usta öðreticisi Süleyman Berk Beyefendinin Hat Sanatý kitabý ÝSMEK Yayýn Editörlüðü bünyesinde yayýna hazýrlamýþtýr. Bu sanat kokan, enfes kitapta emeði geçen herkese de ayrý ayrý teþekkürlerimi sunuyorum
Geçen zaman, geliþen teknoloji ve deðiþen insan yaþamý, sanattaki incelikleri yok etmek için büyük gayret sarfetse de, geleneksel sanatlarýmýz ÝSMEK gibi kurumlar vasýtasýyla yaþatýlmakta, büyük bir özveri, titizlik ve itina ile geleceðe aktarýlmaktadýr. Kültürel deðerlerimize sahip
Sanatla güzelleþen, sevgi, saygý ve hoþgörü dolu bir yaþam dileklerimle
5
HAT SANATI
FOTOÐRAF DÝZÝNÝ Mehmed Özçay: 12, 20, 24, 27, 32, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 48, 49, 52, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 61, 64, 65, 66, 67, 68, 86, 78, 82, 83, 84, 100, 102, 106, 107, 110, 112, 114, 118, 119, 121, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 136, 135, 140, 141, 142, 143, 146, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 175, 176, 177, 181, 182, 183, 184, 186, 187, 192, 193, 197, 210, 215, 216, 227, 228, 229 Mustafa Yýlmaz: 6, 7, 8, 9, 13, 14, 17, 18, 47, 53, 60, 74, 77, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 98, 104, 115, 116, 120, 122, 123, 124, 134, 137, 171, 173, 174, 175, 188, 191, 194, 195, 196, 206, 207, 211, 212, 213, 214, 219, 225 Bahadýr Taþkýn: 2, 3, 4, 5, 10, 21, 22, 23, 26, 30, 31, 33, 34, 63, 72, 73, 80, 95, 144, 179, 190, 222, 223, 224 Dr. Aras Neftçi: 1, 28, 29, 71, 138 Yavuz Özdemir: 117, 145, 172, 180, 185 Turgut Engin: 51, 96, 97, 125, 178 Abdüsselam Ferþadoðlu: 11, 36, 94 Hâdiye Cangökçe: 19 ve Mehmed Þevki Efendi Meþkleri Muhittin Serin Arþivi: 221 Ali Toy Arþivi: 189, 217, 218, 220, 226 Antik A.Þ. Arþivi: 15, 50, 69, 75, 81, 105, 135 Turan Sevgili Arþivi: 209
6
HAT SANATI
ÝÇÝNDEKÝLER Önsöz ...................................................................................................... 8 Genel Kýsaltmalar .......................................................................... 10
III. BÖLÜM Hat Sanatýnda Kullanýlan Malzemeler ................................ 69 3. 1. Kalem .......................................................................................... 70 3. 1. 1. Okuma Parçasý (Kamýþ Kalem) ..................................... 72 3. 2. Kâðýt............................................................................................. 73 3. 2. 1. Kaðýdýn Boyanmasý ve Aherlenmesi ......................... 73 3. 3. Mühre.......................................................................................... 74 3. 4. Mürekkep .................................................................................. 74 3. 5. Mýstar........................................................................................... 76 3. 6. Kalemtraþ .................................................................................. 76 3. 7. Mürekkep Hokkasý................................................................. 77 3. 8. Yazý altlýðý .................................................................................. 77 3. 9. Makta ......................................................................................... 77
I. BÖLÜM Hat Sanatý Tarihi............................................................................. 11 1. 1. Ýslâm Yazýsýna Genel Bir Bakýþ .......................................... 12 1. 1. 1. Arap Yazýsýnýn Doðuþu .................................................... 12 1. 1. 2. Ýslâm Yazýsýnýn Sanat Olarak Çeþitlenmesi ............ 12 1. 1. 3. Emevîler Döneminde Yazý ............................................. 13 1. 1. 4. Abbasiler Döneminde Yazý............................................ 14 1. 1. 5. Selçuklularda Celî Yazý ................................................... 16 1. 2. Osmanlý Yazý Sanatýnda Ekoller....................................... 18 1. 2. 1. Þeyh Hamdullah ve Ekolü.............................................. 19 1. 2. 2. Hattat Ahmed Karahisâri ve Ekolü............................. 22 1. 2. 3. Hâfýz Osman Efendi ve Ekolü........................................ 25 1. 2. 3. 1. Sanatý................................................................................ 26 1. 2. 4. Ýsmail Zühdî Efendi ve Ekolü......................................... 31 1. 2. 5. Mustafa Râkým Efendi ve Ekolü .................................. 33 1. 2. 5. 1. Mustafa Râkýmýn Celî Sülüste Yaptýðý Yenilik. 35 1. 2. 6. Mahmud Celâleddin Efendi ve Ekolü ........................ 40 1. 2. 7. Mehmed Þevki Efendi ve Ekolü................................... 43 1. 2. 8. Hattat Sâmi Efendi ve Ekolü ......................................... 45
IV. BÖLÜM Hat Sanatýnda Tuðra Formu ..................................................... 79 4. 1. Tuðranýn Kýsýmlarý .................................................................. 81 4. 1. 1. Sere ......................................................................................... 81 4. 1. 2. Beyze...................................................................................... 81 4. 1. 3. Tuð ve Zülfe ......................................................................... 81 4. 1. 4. Kol (Hançer).......................................................................... 82 4. 2. Hattat Mustafa Râkýmýn Tuðrada Yaptýðý Yenilikler... 82 V. BÖLÜM Ýcâzetnâme........................................................................................ 85 5. 1. Hat Sanatýnýn Diplomasý (Ýcâzetnâme) ......................... 86
II. BÖLÜM Yazý Çeþitleri..................................................................................... 57 2. 1. Hat Sanatýnda Yazý Çeþitleri............................................... 58 2. 1. 1. Aklâm-ý Sitte ...................................................................... 59 2. 1. 1. 1. Sülüs................................................................................... 59 2. 1. 1. 2. Nesih .................................................................................. 59 2. 1. 1. 3. Muhakkak........................................................................ 60 2. 1. 1. 4. Reyhâni............................................................................. 61 2. 1. 1. 5. Tevkiî ................................................................................. 61 2. 1. 1. 6. Rikaa (Ýcâze Hattý)........................................................ 61 2. 2. Diðer Yazý Çeþitleri ................................................................. 61 2. 2. 1. Kûfi .......................................................................................... 61 2. 2. 2. Dîvâni...................................................................................... 63 2. 2. 3. Celî Dîvâni ............................................................................. 64 2. 2. 4. Talik........................................................................................ 65 2. 2. 5. Rika ........................................................................................ 66
VI. BÖLÜM Celî Bir Yazýnýn Hazýrlanýþý ........................................................ 91 6. 1. Celî Sülüs Bir Hat Levhasýnýn Hazýrlanýþ Safhalarý...... 92 VII. BÖLÜM Lügatçe ve Deyimler .................................................................... 97 7. 1. Lügatçe ve Deyimler............................................................. 98 7. 2. Bibliyografya.......................................................................... 101 VIII. BÖLÜM Hat Sanatýndan Örnekler........................................................ 107 IX. BÖLÜM Hattat Mehmed Þevki Efendinin Sülüs Nesih (TSMK-GY 190/1) Hattat Halim Özyazýcýnýn Rika Meþkleri .........167
7
HAT SANATI
ÖNSÖZ Son yýllarda klasik sanatlara karþý büyük bir ilginin
ekol sahibi hattatý Þeyh Hamdullah, kendinden önceki
olduðu bilinmektedir. Hat, Tezhip, Ebru, Minyatür, Cilt gibi
önemli hattat Yâkutun eserleri üzerinde çalýþmýþ, Hâfýz
klasik sanatlarýmýza olan ilgi, bu sanatlarýn tarihine ve
Osman da Þeyh Hamdullah yazýlarý üzerinde çalýþarak
kullanýlan araç-gereçlere olan ilgi ve talebi peþinden
ekollerini tesis etmiþtir. XVIII. yüzyýl hattatý Ýsmâil Zühdî
getirmiþtir.
Efendi ve XIX. asrýn dâhi hattatý Mustafa Râkým, Hâfýz Osmanýn yazýlarý üzerinde uzun tedkîkatlar yaparak,
Bu ilgi, yazý sanatýndaki geliþimi hýzlandýrdýðý gibi,
yazýda söz sahibi hattatlar olmuþlardýr. Sâmi Efendinin
yazý sanatý ve geleneksel sanatlar üzerine yapýlan
terakkîsinde, eline geçen Ýsmâil Zühdînin bir murakkaasýnýn
çalýþmalarý da artýrmýþtýr. Yüksek lisans ve doktora tezleri
büyük tesiri olmuþtur.
yanýnda, nitelikli yayýnlar dikkat çekici seviyeye ulaþmýþtýr.
Tarihte olduðu gibi bugün de, Ýslâm yazý sanatýnda
Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Sanat ve Meslek
öncülüðü ülkemiz yapmaktadýr. Bunda, þüphesiz bu sanatýn
Eðitimi Kurslarý, sanat eðitimi konusunda Ýstanbulda büyük
sýký bir usta-çýrak iliþkisiyle öðretilmesinin rolü büyüktür.
bir görevi yerine getirmektedir. Yeni baþlayan kursiyerlere
Asýrlarýn oluþturduðu kuvvetli bir gelenek, yazýyý
yönelik sanat eðitimi yanýnda, ileri seviyedeki kursiyerlere
bozulmadan günümüze taþýmýþtýr. Yazý sanatýnýn
açtýðý tekâmül ve ihtisas kurslarýyla ciddi bir sanat eðitimi
öðrenilmesinde önemli rolü olan güzel örneklerin
vermektedir. Sanat eðitimi alan kursiyerlere pratik eðitim
Ýstanbulda olmasý, sanatýn merkezi olarak burayý
yanýnda, öðretilen sanatýn tarihi ile ilgili akademik bilgi
göstermektedir. Müze ve kütüphânelerde, özel
verilmesine ve seminerler düzenlenmesine gayret
koleksiyonlarda, dîni ve sivil mimâri eserlerde önemli yazý
edilmektedir.
örnekleri bulunmaktadýr.
Yazý sanatý sýký bir usta-çýrak iliþkisi ile
Hazýrlanan bu kitap, meraklýsýna, yazý sanatý ile
öðrenilmektedir. Hoca ile talebe dersi bire bir yapmaktadýr.
ilgili gerekli bilgiyi vereceði gibi ana kaynaklara yönlendirme
Talebenin, hocanýn sözlerine ve eline dikkat kesilmesi
görevini de yerine getirecektir. Dipnotlarda ve
gerekmektedir. Hocanýn kendisine verdiði dersi dikkatle çalýþmasý yanýnda, güzel örneklerin devamlý incelenmesinin
bibliyografyada zikredilen eserler, bu konuda gerekli
yazý taliminde önemi büyüktür. Tarihte ekol sahibi hattatlar,
yerlere yönlendirecektir. Daha ilk bölümde, Arap yazýsýnýn
kendilerinden önce gelmiþ usta hattatlarýn eserleri üzerinde
kaynaðý, yazýnýn sanata doðru seyri ve hat sanatýnýn çýkýþ
uzun süre çalýþarak ekollerini oluþturmuþlardýr. Osmanlýnýn
kaynaðý ile ilgili bilgiler verilmiþtir. Yazý sanatýndaki önemli
8
HAT SANATI ilk dönemlerden sonra, Osmanlýnýn hat sanatýna katkýlarý
güzîde sanatkârýmýzýn eserleri verilmiþtir. Yazý sanatýnýn
ve hat sanatýnýn kilometre taþlarý, muhtasar da olsa bu
tarih olmaktan kurtulduðunu bu eserlerden anlayabiliriz.
kitapta yer alan ana konulardýr. Ýslâm sanatýnda kullanýlan
Fotoðraflar büyük ölçüde þahsî arþivimden alýnmýþtýr.
yazý çeþitleri; aklâm-ý sitte ve diðer yazý çeþitleri tek tek
Bunun yanýnda, sanatkâr dostum Ömer Faruk Dere, basým
ele alýnarak incelenmiþtir. Hat Sanatýnda kullanýlan
merhalesindeki eseri Hattat Hâfýz Osman Efendi kitabýndan
malzemelere ayrý bölüm ayrýlmýþtýr. Kamýþ kalem ve
bazý fotoðraflarla, fotoðraf arþivinde yer alan Topkapý
çeþitleri, kamýþ kalemden baþka kullanýlan kalemlerde
Sarayý Müzesi Güzel Yazýlar Bölümü 190/1 numaralý hattat
bahsedilmiþtir. Aherli kaðýt ve kaðýdýn terbiye edilmesi,
Mehmed Þevki Efendinin sülüs nesih meþk murakkaasýnýn
aherlenmesi bu bölümde anlatýlmýþtýr. Kalem açmada
fotoðraflarýný hiç tereddütsüz kullanmamýz için vermesinden
kullanýlan kalemtýraþ, kalem aðzýnýn kat ve
dolayý teþekkürü hak etti.
þakkedilmesinde kalemin konulduðu makta, örnekleriyle
Meþkler bölümünde, Mehmed Þevkî Efendinin
verilmiþtir. Ýnce ruhlu sanatkârlarýn, özenli malzemeleri
sülüs-nesih meþkleri yanýnda, XX. asrýn önemli hattatý
arasýnda mürekkep hokkasý ve divitin ayrý bir yeri
Halim Özyazýcýnýn (1898- 1964) rika meþkleri konulmuþtur.
bulunmaktadýr. Tarih boyunca nice sanatkârýn çok büyük
Antalya eþrafýndan Hüseyin Tulpar Beye, Halim Hocanýn
emeklerle hazýrlattýðý bu malzemelerin numûneleri ilgili
meþklerini neþre müsaade ettikleri ve koleksiyonuma
bölümde yer almaktadýr. Geçmiþte sanatkârlarýn kullandýðý
kazandýrdýklarý için minnet borçluyum. Merhum Emin Barýn
âletleri görmesi ve tanýmasý, hat talebesi ile birlikte hat
koleksiyonundan çekimlere izin veren Tevfik Barýna, ayný
meraklýlarýna da nostalji yaþatacaðý muhakkaktýr.
zamanda ÝSMEKten mesâi arkadaþlarým Dr. Münevver ve
Hat Sanatýnda ayrý formuyla önemli yeri olan tuðra
Dr. Kaya Üçer çiftine koleksiyonlarýný istifademe cömertçe açtýklarý için teþekkür ediyorum.
hakkýnda geniþ bilgi verilerek tarihî perspektiften bakýlmýþtýr. Bir baþka önemli konu, bir hat levhasýnýn meydana getiriliþ
Öncelikle bu eserin yayýnlanmasýný saðlayan Ýstanbul
safhalarý bütün ayrýntýlarýyla altýncý bölümde anlatýlmýþtýr.
Büyükþehir Belediye Baþkaný Sayýn Kadir TOPBAÞ
Eser yedi ana bölümden oluþmaktadýr. Yedinci
Beyefendiye, kendilerinden devamlý feyzaldýðým hocalarým
bölümde hat sanatýnýn þeçkin örneklerinden bir demet
Prof. Dr. Muhittin Serin ve Prof. M. Uður Derman beylere;
sunulmuþtur. Ayrýca, hattat Halim Özyazýcýnýn nesih ve
fotoðraflarý çeken sanatkâr dostlarým Mustafa Yýlmaz,
rika meþkleri de bu bölüme konmuþtur. Yazý sanatýyla
Bahadýr Taþkýn, Dr. Aras Neftçi, Abdüsselâm Ferþadoðlu,
ilgili ana kaynaklar, seçme bibliyografyada yer almaktadýr.
Turgut Engin ve Galata Mevlevihânesi Müzesi Müdürü
Konularla ilgili daha geniþ ve derin bilgi bu kaynaklardan
Yavuz Özdemire teþekkür ediyorum.
edinilebilecektir.
Çalýþmalarýmda büyük desteðini gördüðüm vefakâr
Yazý sanatýnda üstad hattatlarýn eserlerinin neþri
eþim Dilek hanýma her zaman þükran borçluyum. Kitabýn
çok önemlidir. Hat talebesinin bunlar üzerinde yapacaðý
hazýrlanmasýnda azami dikkat ve titizlik gösterilmiþtir.
tetebbûlar, onu mutlaka sanatýnda ileri noktalara
Olabilecek hatalarýmýzýn mazur görüleceði ümidiyle
taþýyacaktýr. Katalog kýsmýnda mümkün olduðunca fazla
Gayret bizden, baþarý Allahtan
eser konulmasýna gayret edilmiþtir. Levha yanýnda mimâri eserler üzerinde bulunan kitâbelerden de örnekler verilmiþtir. Ayný bölümde, geçmiþ hattatlarýmýz yanýnda
Dr. Süleyman BERK
günümüzün güzîde sanatkârlarýndan Ali Toy, Mehmet
Ekim 2006
Özçay ve Osman Özçayýn eserlerinden örnekler verilmiþtir.
Akþemseddin- Fatih
Bu sanatlarýn, bir geçmiþ zaman sanatý olmayýp günümüzde de hakkýyla icrâ edildiðini göstermesi bakýmýndan bu üç
9
HAT SANATI
GENEL KISALTMALAR a.g.e. a.g.m. a.g.r. a.mlf. bkz. c. DÝA Env. No. Haz. h. IRCICA ÝA ÝKMHS m. MEB nþr. ö. s. sy. TÝEM ts. TSMA TSMK-GY TTK
: Adý geçen eser : Adý geçen makale : Adý geçen risale : Ayný müellif : Bakýnýz : Cilt : Türkiye Diyânet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi : Envanter Numarasý : Hazýrlayan : Hicrî : Ýslâm Tarih Sanat ve Kültür Araþtýrma Merkezi : Ýslâm Ansiklopedisi : Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý : Milâdî : Milli Eðitim Bakanlýðý : Neþreden : Ölümü : Sahife : Sayý : Türk-Ýslâm Eserleri Müzesi : Tarihsiz : Topkapý Sarayý Müzesi Arþivi : Topkapý Sarayý Müzesi Kütüphanesi Güzel Yazýlar Bölümü : Türk Tarih Kurumu
10
HAT SANATI
I. BÖLÜM
HAT SANATI TARÝHÝ
11
HAT SANATI 1. 1. ÝSLÂM YAZISINA GENEL BAKIÞ
1. 1. 2. Ýslâm Yazýsýnýn Sanat Olarak Çeþitlenmesi
1. 1. 1. Arap Yazýsýnýn Doðuþu Arap yazýsýnýn ortaya çýkýþý hakkýnda Ýslâmî
Ýslâm'ýn ilk yýllarýnda yazýnýn, kullaným sahalarý ve
mevcuttur.1
kullanýlan malzemenin tesiri ile iki ayrý tarzý doðmaya
Bu bilgiler ihtilâflý olduðu gibi kesin de deðildir. Merhum
baþladý. Bunlar mushaf, kitabe ve önemli vesikanýn yazýldýðý
Nihad M. Çetin (ö. 1991) bu bilgi ve rivayetleri üç ana
sert ve köþeli yazý ile günlük iþlerde kullanýlan yumuþak
grupta toplamýþtýr.2 Birinci görüþ: Yazýnýn kaynaðý tevkîfî,
ve kavisli hatlarýn hâkim olduðu yuvarlak karakterli yazý
yani ilâhîdir. Buna göre, bütün yazýlarýn mucidi, ilk insan
tarzýdýr.8
kaynaklarda çok farklý ve çeþitli rivayetler
ve peygamber olan Hz. Âdem'dir. Hz. Âdem, yazýlarý
Yazýnýn asýl geliþme yolunu bulduðu yuvarlak
balçýklar üzerine yazmýþ, Nuh tufanýndan sonra da her
karakterli yazýnýn kalýn kalemle yazýlmýþ þekline kalemül-
kavim kendi yazýsýný bulup öðrenmiþtir. Ýlk Arap yazýsýný
celîl adý verilmiþtir. Esasen, o devirde her iki karakterdeki
öðrenen Hz. Ýsmail olmuþtur. Ýkinci görüþ: Arap yazýsýnýn
yazýnýn kalýn kalemle yazýlan cinsine, bu ad verilmekte
"güney arabistan yazýsý" yahut "himyerî" yazýdan türediði
idi.9 Osmanlý mektebinde celîl ismi celîye dönüþmüþ ise
þeklindedir. Yazý Güney Arabistan'dan, ticarî münasebetler
de1 0 baþlangýçtaki celîl yazý ile Osmanlý celîsi arasýnda
sebebiyle, önce Þam bölgesine, daha sonra da Hicâz
-ikisinin de kalýn yazýlmalarý dýþýnda- bir iliþki yoktur.
bölgesine intikal etmiþtir. Üçüncü görüþ ise: Arap yazýsýnýn
Yazý Mekke'de mekkî, Medîne'de medenî adýný aldý.
nabat yazýsýnýn deðiþiminden elde edildiði þeklindedir.
Hz. Ömer ve Hz. Ali hilâfetleri döneminde yazý Basra ve
Bugün artýk ilmî araþtýrmalar sonucu kabul edilen
Kûfe'de, evvelâ geldiði þehirlere nispeten mekkî ve medenî
görüþ, Arap yazýsýnýn nabat yazýsýndan türediði, hatta onun
olarak isimlendirildi; kýsa süre sonra da yazý þehirlere
Nabatî yazýsýndan
nispetle basrî11 ve kûfî isimlerini aldý. Baþlangýcýndan beri,
Arap yazýsýna geçiþ, IV. ve V. milâdî asýrda olmuþ, yazýnýn
mushaf, kitabe ve önemli vesikanýn tespitinde kullanýlan
Hicaz bölgesine geçiþi, Havran, Petra ve el-Ulâ üzerinden
sert ve köþeli yazý Kûfe þehrinde geliþtirilerek kûfî ismini
gerçekleþmiþtir.4 Arap yazýsý, ârâmi halkasýyla Fenike
aldý.12 Böylece ilk defa yuvarlak karakterli yazý ve köþeli
yazýsýna baðlanmaktadýr. Arâmi yazýsýndan nabat yazýsý
yazý isim ve vasýf olarak kesin olarak ayrýldýlar. Daha
doðmuþtur. 5
1- Bkz. el-Belâzurî, Fütuhu'l-Buldan, Çev: Mustafa Fayda, Ankara, Kültür Bakanlýðý, 1987, s. 690-691; Ýbnü'n-Nedim, el-Fihrist, Beþrut, (ts), s. 4; el-Kalkaþandî (Ahmed b. Ali), Subhu'l-A'þa, III, Beyrut, 1987, s. 10-11; Muhammed Hamidullah, Muhtasar Hadis Tarihî ve Sahife-i Hemmam Ýbn Münebbih, Çev: Kemal Kuþçu, Ýstanbul, Bahar Yayýnevi, (ts), s. 15; Ýsmail Hami Dâniþmend, Ýzahlý Ýslâm Tarihi Kronolojisi, I, Ýstanbul, Bâb-ý âli Yayýnevi, 1960, s. 191-205; Selahaddin el-MÜNECCÝD, Dirâsât fî târihi'l-hatti'l-Arabî, Beyrut, Daru'l-Kitâbi'l-Cedîd,1972, s.12-27; Rýfký Melûl MERÝÇ, "Ýslâm Yazýsýnýn Menþei ve Ýntiþârý", (Der. Cüneyt EMÝROÐLU, Ýslâm Yazýsýna Dair), Ýstanbul, Sebil Yayýnevi1977, s. 101; Mahmûd Es'ad Efendi, Ýslâm Tarihi, Ýstanbul, Marifet Yayýnlarý, 1983, s. 158-159; Nihad M. ÇETÝN, Ýslâm Hat San'atýnýn Doðuþu ve Geliþmesi (Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat San'atý), s. 14-15; Ali ALPARSLAN, "Ýslâm Yazý Sanatý", Doðuþtan Günümüze Büyük Ýslâm Tarihi, c. XIV, Ýstanbul, Çað Yayýnlarý, 1993, s. 441-443; B. Moritz, Arabistan (Yazý) ÝA, I, 498-499; Ýbrahim CUM'A, Dirâsât fi tatavvuri'l-kitabati'lkûfiyye, Dâru'l-fikri'l-arabiyye, ts., s. 17. 2- Çetin, a. g. e., 14. 3- Çetin, DÝA, III, 276; a. mlf., ÝKMHS, 14. 4- B. Moritz, Arabistan (Yazý), ÝA, I, 499; Çetin, DÝA, III, 276; a. mlf, ÝKMHS, 15. 5- Müneccid, a. g. e. , s. 19 ; Çetin, ÝKMHS, 15. 6- Çetin, DÝA, III, 276 ; el-Müneccid, a. g. e., 19, 20. 7- Çetin, DÝA, III, 276 ; a. mlf, ÝKMHS, 14; Ali Aktan, Arap Yazýsýnýn Doðuþu, Geliþmesi ve Ýslâm Yazýsý Haline Gelmesi, Ýslâmî Araþtýrmalar, sy. 6 (1988), s. 62; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 445. 8- Çetin, ÝKMHS, 17. 9- Çetin, ÝKMHS, 31. 10- Ali ALPARSLAN, Mimarî Yapýlarýn Yazý Sanatý Bakýmýndan Önemi, Boðaziçi Üniversitesi (Beþerî Bilimler) Dergisi, sy. 4-5, 1976-1977, s. 3; Çetin, ÝKMHS, 30. 11- Basrî hattan günümüze herhangi bir örnek gelmemiþtir. bkz. Müneccid, 75 12- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 19-20; Müneccid, a. g. e., 75; Mustafa el-HABÝB, "Yazý Ýle Mimarînin Kaynaþmasý" Görüþ, sy. 12 (Aralýk 1977), s. 44; Çetin. ÝKMHS, 20-21; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 458; Mübahat S. KÜTÜKOÐLU, Osmanlý Belgelerinin Dili (Diplomatik), Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1994, s. 54.
geliþmiþ bir devamý olduðu
þeklindedir.3
geliþtirilmiþ ve bundan da Arap yazýsý
Nabat yazýsýndan Arap yazýsýna geçiþteki merhaleleri görme imkâný verecek kitabelerin en eskisi Ümmü'l-Cimâl (m. 250) ve en-Nemâre (m. 328) kitabeleridir. Bu kitabeler Araplara ait olduðu halde Nabat kültürünün etkisi ile nabat yazýsýyla yazýlmýþtýr.6 Bahsedilen kitabeler dikkatlice incelendiðinde, ilk devir Arap yazýsýnýn, nabat yazýsý harf þekillerine yakýnlýðý görülebilir. Arapça, Süryâni dili ve yunanca olarak yazýlan Zebed Kitâbesi (m. 512), artýk nabat yazýsýnýn Araplarca benimsendiðini, Arapçanýn da yazý dili olarak kendini göstermeye baþladýðýnýn iþaretidir. Ýslâm'ýn doðuþu sýrasýndaki Arap yazýsý ile, Þam'ýn güneydoðusunda bulunan milâdî 528 tarihli Üveys kitâbesi ve Þam'ýn güneyinde bulunan, milâdî 568 tarihli Harran kitabelerindeki yazýlar arasýndaki benzerlik çok ileri bir seviyededir.7
12
HAT SANATI sonralarý kûfi yazý geliþerek muhtelif bölgelerdeki ayný karakterdeki yazýlarýn ana ismi olmuþtur.13 Kûfî yazý daha sonralarý çok farklý þekillerde tasnif edilmiþtir. Yapýlarýna göre yapýlan tasnifte kûfî yazý beþ kýsma ayrýlmýþtýr; 1Basit kûfî, 2- Yapraklý kûfî, 3- Zemini süslü kûfî, 4- Örgülü kûfî, 5- Geometrik kûfî.1 4 Yazýldýklarý bölgelere göre de kûfî yazý üç kýsma ayrýlmýþtýr; çýktýðý bölge ve çevresinde yazýlanlar kûfî, çýktýðý bölgenin doðusunda yazýlan ve farklý özellikleri bulunanýna meþrik kûfîsi, yine çýktýðý bölgenin batýsýnda yazýlana ise maðrip kûfîsi adý verilmiþtir.1 5
Resim 2- Tûmâr yazýya bir örnek. (TSMK-K 882, 2a)
Resim 4- Kûfi yazý. (TSMK-EH, 16, 6a)
Meþrik kûfîsi ile maðrip kûfîsi arasýndaki merhalede kayravan kûfîsi ortaya çýkmýþtýr.1 6 1. 1. 3. Emevîler Döneminde Yazý (41-132/661-750) Hat sanatýnýn asýl geliþimi, daha çok yumuþak ve yuvarlak karakterli yazý üzerinde olmuþtur.17 Bu geliþme en belirgin þekilde Emevîler döneminde baþlamýþtýr.1 8 Emevîler döneminde meþhur hattat Kutbetu'l-muharrir kûfî yazý üzerinde deðiþiklik yaparak, dört çeþit yazý meydana getirmiþtir. Bunlar celîl, tûmâr, sülüs ve nýsftan ibârettir.1 9 Emevîlerin sonu ile Abbasîlerin ilk yýllarýnda yaþayan Kutbetül-Muharrir, daha önce kullanýlan ve kalem aðzý geniþliði belli olmayan celîle nispeten, kalem aðzý
13- Çetin, ÝKMHS, 21 14- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 45-46. 15- Derman, ÝKMHS, 179-184 16- Derman, ÝKMHS, 183. 17- Çetin, ÝKMHS, 21. 18- Çetin, ÝKMHS, 20. 19- Clement HUART, Les Calligraphes et Les Miniatures de L'orient Musulman, Paris, Ernest, Leroux, Editer, 1908, s. 12; Müneccid, a. g. e., 81; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 459; Kütükoðlu, a. g. e., 54.
Resim 3- Meþrik kûfisine bir örnek. (TSMK-EH 209, 2a)
13
HAT SANATI geniþliði belli olan tûmâr yazýyý icat etti.20 Bu yazý daha
eliflerin alt uçlarý sol tarafa doðru kývrýlmýþtýr. Bazý harflerin
sonra icat edilecek yazýlar için ana ölçü görevi görmüþtür.21
uç kýsýmlarýna tomurcuk þeklinde çiçek konulmuþtur.
Kalem aðzý geniþliði muayyen olmayan celîl 1. 1. 4. Abbâsîler Döneminde Yazý (132-656/750-1258)
kaleminin tûmara mahsus kalem aðzý geniþliði 24 beygir (birzevn) kuyruðu
kýlýdýr.22
Bu da yaklaþýk 15 mm.ye eþittir
ki23 celî kaleminde de asgarî ölçü budur. Bu yazý resmî
Emevilerin sonu ve Abbâsîlerin baþlarýnda
yazýþmalarda kullanýlmýþtýr. Tarihte ilk defa hattat unvaný
kaynaklarýn bahsettiði iki önemli sanatkâr, yazýyý Kutbe'nin
ile karþýmýza çýkan þahýs Kutbetü'l-muharrir'dir. Kutbe,
baþlattýðý yönde geliþtirmiþlerdir. Bunlardan biri ez-Zahhak
Arap hattýný sanat olarak geliþtiren ilk þahýs ve kendinden
b. Aclân diðeri ise, Ýshak b. Hammad el-Kâtip'tir. 31
sonra gelen büyük hattatlar silsilesinin baþý olarak kabul
Abbâsîler'in ilk devrinde yaþayan meþhur vezir ve ayný
edilir.24 Ýsminde bulunan muharrir sýfatý, hattat anlamýna
zamanda hattat olan Ebû Ali Muhammed b. Ali (Ýbn Mukle)
gelmektedir. Gerçek yazý sanatkârý ile yazýsý sadece güzel
(ö. 328/940), o zamana kadar uzun tecrübe ve arayýþlarla
Muharrirdir.25
elde edilen harf þekillerini belli ölçülere baðladý.32 Artýk
Yazýyý sanatlý bir þekilde yazma endiþeleri olmayýp, sadece
kûfînin etkisinden kurtulup, aklâm-ý sitteye dönmeye
kitap istinsâhý ile uðraþanlara ise verrâk adý verilmiþtir.
baþlayan yazýya yeni bir þekil verdi. Bunda sahip olduðu
olaný birbirinden ayýran en eski kelime
Uzun zaman sonra muharrir kelimesinin karþýlýðý hattat, verrak kelimesinin karþýlýðý ise kâtip olmuþtur. Muhtemelen milâdî XII. yüzyýldan itibaren muharrir sýfatýnýn yerini hattat sýfatý almýþtýr.26 Baþlangýçta kalýn yazýlar için sadece celîl ismi kullanýlmýþtýr. Bu isim, çeþitleri oluþmamýþ biri yuvarlak diðeri düz karakterli yazýlarýn büyük boyda yazýlanlarýna verilen bir isim idi.27 Celîl yazýnýn üst seviyedeki devlet yazýþmalarýnda kullanýlan kalem aðzý kalýnlýðý belirli olan cinsine, dürülüp, bükülen kâðýt yahut deriye nispeten tûmâr adý verildi. Kalemu'l-celîl'in ince boyda yazýlanýna kitap istinsâhýnda kullanýldýðý için neshî, verraklarca kullanýldýðýndan da verrâkî adý verildi; bu yazý ince muhakkak özelliði göstermektedir. Üst seviyedeki devlet yazýþmalarýnda kullanýlan kalemu't-tûmârýn üçte biri nispetinde olanýna üçte bir manasýna gelen sülüs adý verilmiþtir.28 Emeviler döneminde devlet merkezi Þam'da
Resim 5- Ali b. Hilâl Yazýsý ( TSMK-Baðdad 125, 34 a)
yazý þâmî ismini almýþtýr ki bu yazý kûfî yazýnýn bir kolu
20- el-Müneccid, a. g. e., 81; Çetin, ÝKMHS, 21. 21- Çetin, ÝKMHS, 21. 22- Kalkaþandî, a. g.e . III, 53; Çetin, ÝKMHS, 23. 23- Alparslan, DÝA, VII, 265. 24- Müneccid, a. g. e., 81. 25- Çetin, ÝKMHS, 21; 26- Çetin, ÝKMHS, 29. 27- Çetin, ÝKMHS, 30. 28- M. Uður Derman, "Selçuklu'dan Osmanlý'ya Celî Sülüs Hattýnýn Geliþimi", IV. Millî Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Semineri Bildirileri, 25-26 Nisan 1994 (Ayrý Basým), Konya, Selçuk Üniversitesi, Selçuklu Araþtýrmalarý Merkezi, 1995, s. 91; bkz. Çetin, ÝKMHS, s. 22-23; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 459460; el-Kalkaþandî, a. g. e., s. 54-61. 29- Müneccid, a. g. e., 81. 30- Müneccid, a. g. e., 82. 31- Çetin, ÝKMHS, 21-22. 32- Çetin, ÝKMHS, 24.
olarak sayýlmýþtýr.29 Emeviler döneminde þöhret bulmuþ bir diðer isim de Hâlid b. Ebi'l-Heyyâc'dýr; bu þahýs Medine'de Mescid-i Nebevî'nin kýble duvarýna Kur'an-ý Kerim'in son yirmi dört sûresini altýnla ve muhtemelen celîl kûfî ile yazmýþtýr. Emeviler döneminden o zamanýn hattýna delâlet edecek bir örnek zamanýmýza ulaþmamýþ, muhtemelen Abbasiler devrinde yok edilmiþlerdir. 3 0 Endülüs Emevilerinde kullanýlan celîl yazýnýn zemininde süsleme unsurlarý kullanýlmýþtýr. Dik harflerde zülfe kullanýlmamýþ,
14
HAT SANATI
Resim 6- Hasankeyfte bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii celî sülüs kitabesi.
hendese bilgisinin de etkisi vardýr.33 Yazýyý düzene
kaidelerine baðlý kalmýþsa da daha çok Ýbn Bevvâb'ýn
koyarken nokta, elif ve daireyi ölçü olarak aldý.34 Noktayý
yazýlarýna zerâfet kazandýrýp, bir üslûp meydana
harflerin boyu, elifi dik harflerin boyu, daireyi ise çanak
getirmiþtir.42 Yâkût'un bilhassa muhakkak ve reyhânîde
þeklindeki harflerin geniþliði için ölçü olarak koydu. Böylece
ortaya koyduðu estetik kurallar, âhenk ve nisbet Osmanlý
aklâm-ý sitteyi ölçü içerisine alýp düzene soktu. Ýbn-i Mukle
hat mektebinin doðuþuna kadar Ýslâm âleminde ideal
kalem-i tûmâr-ý kûfi'den bahsetmiþtir ki, kendi ifadesiyle
örnekler olarak kabul edilmiþtir. Mustakimzâde, Yâkût'un
bu hat cinsi harflerinde yuvarlaklýk olmayan, tamamen
Kýbletü'l-Küttab (yazýcýlarýn öncüsü) diye þöhret bulduðunu
düz hatlardan meydana gelen kûfidir.35 Bu hat daha sonra
kaydeder.43 Abbâsîler'in siyasi hayatlarýnýn bitiþi ve
ma'kýlî olarak isimlendirilmiþtir.
Yâkut'un vefatýndan sonra Baðdat, san'at merkezi olma özelliðini kaybetmiþ, yerini önce Kâhire'ye daha sonra
Ýbn Mukle'den bir asýr sonra gelen ve onun
Ýstanbul'a býrakmýþtýr.44
mektebinin ikinci merhalesini temsil eden Ýbnü'l-Bevvâb (ö. 413/1022), Ýbn Mukle'nin seviyesine ulaþmak için, yýllarca
Fâtýmîler döneminde kûfî yazýnýn celîl örnekleri
onun yazýlarýný inceledi ve taklit etti; Ýbn Mukle yazýsýný
kullanýlmýþtýr. Bu dönemde celîl yazýnýn kullanýmýnda
geliþtirdi ve güzelleþtirdi.36 Merhum Nihad M. Çetin'in
zeminde çiçek ve rûmî motifler bulunmaktadýr. El-Hakim
ifadesiyle; "... benzerleri arasýnda ortak husûsiyetleri en 33- Ali ALPARSLAN, Ýbn Mukle'nin Ýslâm Yazýsýna Hizmeti, "Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik Semineri 30 Nisan/2 Mayýs 1986 Bildirileri", Ýstanbul, Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 1986, s. 11. 34- Adolf GROHMANN, Arabische Palãographie (I. Teil), Wien, 1967, s. 16; Issam el-Said and Ayþe Parman, Geometric Concepts In Islamýc Art, World of Islam Festival Puplishing Company Ltd. London, 1976, s. 131; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 463. 35- Müneccid, a. g. e., 81. 36- Çetin, ÝKMHS, 24; bkz. Mustakimzâde Süleyman Sa'deddin Efendi, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, Ýstanbul, 1928, s. 331332; Habib Efendi, Hat ve Hattâtân, Ýstanbul, 1305, s. 44-48, (45-48. sayfalar arasýnda Ýbn Bevvab'ýn yazdýðý hat ve kalem hakkýndaki kasîdesi "Kasîdei râiyye-i Ýbn Bevvâb maa Þerh" mevcuttur.); A. Süheyl ÜNVER, Hattat ALÝ BÝN HÝLAL Hayatý ve Yazýlarý, Ýstanbul, Yeni Laboratuvar Yayýnlarýndan 1958, s. 5. 37- Çetin, ÝKMHS, 26. 38- Selahaddin el-MÜNECCÝD, Yakût el-Musta'simî, Beyrut, Daru'l-Kitâbi'l-Cedîd, 1985, s. 17; Çetin, ÝKMHS, 27. 39- Mustakimzâde, Tuhfe-i Hattâtîn, 575; Çetin, ÝKMHS, 27. 40- Alparslan, Ýslâm Tarihi, 464. 41- el-Müneccid, Yâkut el-Musta'simî, 28; Nihad M. ÇETÝN, "Yâkût Musta'simî, ÝA, XIII, 354; a. mlf., ÝKMHS, 27. 42- Çetin, a. g. e., 27. 43- Mustakimzâde, 575. 44- Muhittin SERÝN, Hattat Þeyh Hamdullah, Hayatý, Talebeleri, Eserleri, Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve San'at Vakfý, 1992, s. 14.
bâriz þekilde taþýyan hat üslûplarýný seçti ve çok muhtelif kanallarýna yöneltti."37 Ýbn Mukle ve Ýbnul-Bevvâbýn celîl yazýsýna örnek elimizde olmamakla birlikte, Ýbnul-Bevvâb yolunda yazýlmýþ celîl bir yazý örneði mevcuttur. Ýbnü'l-Bevvâb'dan iki asýr sonra, Ebu'l-Mecd Cemâleddin Yâkût b. Abdullah el-Musta'simî (ö. 698/1298), yazýya yeni bir nefes verdi.38 Yakût uzun süre Ýbn Mukle ve Ýbn Bevvâb'ýn yazýlarýný inceleyerek, yazýda yeni bir tavýr ortaya koymuþtur.39 Onun sayesinde aklâm-ý sittenin kâideleri daha bir belirginleþerek, yazý güzelleþmiþtir.40 Yakût'un yaptýðý en büyük deðiþiklik, o güne kadar düz kesilen kalemin aðzýný eðri kesmesi ve eðimini artýrmasýdýr.41 Daha önce de belirtildiði gibi Yâkut, Ýbn Mukle ve Ýbn Bevvâb yazýlarýndan istifade etmiþ, onlarýn
15
HAT SANATI
Resim 7- Hasankeyfte bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii çeþme üstü kitâbe.
Camii, el-Ezher Camii harim duvarý, el-Akmer Camiinde
dönemde Namazgâh Camii yazýlarý makýlî, Özkent Celâleddin
bu örnekler görülebilir. Bu dönemden Halife el-Muntasýr'ýn
Hüseyin Türbesi portali tezyinî kûfî, Muhammed b. Nasr
kudretli kumandanlarýndan Emirü'l-Cuyûþ Bedrü'l-Cemâlî
Türbesinde ise tezyinî celî sülüs örnekleri yer almaktadýr.
tarafýndan yaptýrýlan El-Cuyûþî Camii (m. 1085) mihrabýnda
Buradaki celî sülüs yazý yalýn olarak deðil tezyinatla birlikte
bulunan tezyinî kûfî yanýnda mihrap içerisinde mevcut
kullanýlmýþtýr.
celî sülüs yazý önemli eserlerdendir. Fatýmî eserlerinden
Gazneliler döneminde de mimarî eserlerde tezyinî
incelenen tüm yazýlarýn zeminlerinde tezyinat
kûfî kullanýlmýþtýr. Aslan Câzib Türbesi kubbe kasnaðý ve
bulunmaktadýr.45
pencere üstleri tuðladan yapýlan parçalarla tezyinî kûfîye
Karahanlýlar döneminde tezyinî kûfî ve mâkilî ile
rastlanýr.
birlikte celî sülüs tezyinatlý olarak kullanýlmýþtýr. Bu 1. 1. 5. Selçuklularda Celî Yazý Selçuklularda mimarî eserlerde celî sülüs ve kûfî kullanýlmakla birlikte celî sülüs daha çok tercih edildi. Celî sülüs hem yalýn hem de zemini süslü olarak, kûfîler ise tezyinî olarak kullanýlmýþtýr. Bu dönemdeki yazýlarýn ortak özelliði harflerin cýlýz, dik harflerin yukarýdan aþaðý doðru incelmesidir. Ayrýca, yazýda kalem hareketlerinin özelliklerini görmek mümkün deðildir. Horasan Selçuklularý devrinde yapýlýp bünye deðiþikliði geçirmeden zamanýmýza kadar gelen camilerden, Zavare Mescid-i Cumasý'nda (m. 1136) bulunan kuþak
Resim 8- Hasankeyfte bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii çeþme üstü kitâbe.
45- Bu konudaki örnekler için bkz. Suut Kemal YETKÝN, Ýslâm Sanatý Tarihi, Ankara, Ankara Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi, Türk ve Ýslâm Sanatlarý Tarihi Enstitüsü Yayýmlarý: 2, 1954, Levha, 67-82.
16
HAT SANATI
Resim 9- Hattat Ali b. Yahya Sûfinin celî sülüs hat ile yazdýðý Amasya II. Bâyezid Camii Kitabesi
þeklinde kûfî yazýnýn zemini kývrýk dallý motiflerle
abidevî bir eserdir. Burada kûfî ve celî sülüs yazý kullanýlmýþ,
Ayný dönemden Ardistan Mescid-i
celî sülüs yazý zemininde kývrým dallý motifler yeralmýþtýr.
Cumasýnda (m. 1160) kubbeye geçiþ bölgesinde ve
Kitabelerdeki celî sülüs harfleri yayvan olup, dik harfler
mihrapta zemini kývrýk dallý motiflerle süslü celî sülüs
yukarýdan aþaðý doðru incelmektedir.48
süslenmiþtir. 46
örneklerini görmek mümkündür. Burada celî sülüs satýr esasýna göre
Bu dönem celî sülüsünün ortak özelliði, harflerin
yazýlmýþtýr.47
çok basit ve küt, dik harflerin yukarýdan aþaðý doðru
Anadolu Selçuklularý döneminde mimarî eserlerde
incelmesidir. Yazýlarda Osmanlý döneminde göreceðimiz
kûfî, muhakkak ve celî sülüs yazý kullanýlmýþtýr. Bu dönem
estetik, kalem hareketlerinin hakký ve özellikleri, istifte
eserlerinden yazýlarýyla dikkat çeken Divriði Ulu Camii (m.
harflerin birbirini kucaklamasý gibi güzellikleri görmemiz
1129) portalinde zemini süslü celî sülüs kullanýlmýþtýr.
mümkün deðildir. Bu dönemde yazýlan kûfî yazýlar celî
Burada dik harfler oldukça uzun ve harfler küttür. Milâdî
sülüse göre daha baþarýlý sayýlabilir.49
1253 yýlýnda I. Alaaddin Keykubad'ýn kýzý Hond Hatun
Orta Asyada Hâkim Tirmizî Türbesinde bulunan
tarafýndan inþa olunan Erzurum Çifte Minareli Medresesi
celî yazýlar çok baþarýlý, istif ve harfler mükemmeldir. Dik
yazýlarý da celî sülüs ile olup zemininde kývrýk dallý motifler
harfler dengeli bir þekilde daðýtýlmýþ diðer harflerin
bulunmaktadýr. Yazýlar o dönemin özelliðini
daðýlýmýnda da çok baþarýlý olunmuþtur. XIV. yüzyýla ait
aksettirmektedir. Anadolu Selçuklularý döneminden Konya
olan bu mezarýn yazýlarýndaki baþarý Osmanlýda ancak
Sýrçalý Medrese (m. 1242), yine ayný dönemden Divriði
XVI. yüzyýlda yakalanabilmiþtir.
Sitti Melîk Türbesi (m. 1195) portali, Divriði Ulu Camii (m.
Semerkand, Bibi Haným Camiinin gerek çini üzeri
1229) inþâ kitabesi yazýlarýnda celî sülüs zemini kývrýmdal
gerek taþ üzerine mahkûk celî yazýlarýnýn harfleri tenâsüb
rûmî ve geometrik desenlerle süslüdür. Aksaray Sultan
olarak oldukça baþarýlý ve canlýdýrlar. XV. yüzyýl baþlarýna
Haný portali (m. 1229), Konya Ýnce Minareli Medrese (m.
46- Suut Kemal YETKÝN, Ýslâm Mimarisi, Ankara, Ankara Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi, Türk ve Ýslâm Sanatlarý Tarihi Enstitüsü Yayýnlarý: 2, Ankara, 1959, s. 144. 47- YETKÝN, a. g. e. , 146-147. 48- YETKÝN, a. g. e. , 212. 49- Bazý müellifler, bu dönemdeki celî sülüslere neshî adýný vermiþlerdir ki, bu isimlendirme yanlýþtýr. Zirâ bu yazýlarýn üslûp ve kaide açýsýndan böyle isimlendirilmesi mümkün deðildir. Bkz. A. Survey of Persian Art, London, 1939, s. 1770-1774; Semra ÖGEL, Anadolu Selçuklularýnýn Taþ Tezyînâtý, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1987, s. 89-90.
1258) portali ve Konya Karatay Medresesi (m. 1251- 1252) yazýlarý örgülü kûfî ve ma'kýlî yazý kullanýlmýþtýr. Kubbe kasnaðýnda kullanýlan kûfî, o zamana kadar görülen yazýlardan farklýlýk göstermektedir. Tercan, Mama Hatun Kümbeti, Selçuklularýn bir kolu olan Saltuklulardan kalma
17
HAT SANATI
Resim 10- Ali b. Yahyâ Sûfinin Topkapý Sarayý Bâb-ý Hümâyûn üzerindeki celî sülüs Müsennâ kitabesi; Tuðra Sultan II. Mahmuda ait olup, Hattat Râkým tarafýndan çekilmiþtir.
ait olan bu yazýlarda, istifteki çizgi uyumu zamanýna göre
celî sülüse terk etmiþtir.50
dikkat çekici seviyededir. Kûfî yazýnýn mimarî eserlerde kullanýmý Anadolu
1. 2. OSMANLI YAZI SANATINDA EKOLLER
Selçuklularýna kadar devam etmiþ, Osmanlýda Fatih devrine kadar da zaman zaman süs unsuru olarak kullanýlmýþ,
Ýslâm yazý sanatý en hýzlý geliþmeyi Osmanlý hat
Fatih devrinden sonra kûfi yazý bu alanda yerini tamamen
50- Alparslan, Beþerî Bilimler Dergisi, 2-3.
18
HAT SANATI
Resim 11- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan celî sülüs hatla yazýlan Ýstanbul Davud Paþa Camii kitâbesi.
mektebinde yaþamýþtýr. Özellikle Fatih Sultan Mehmed
halâvetini görmek mümkündür. Bâb-ý hümâyun
döneminden itibaren, yazý sanatýnda ekoller geliþmiþ ve
kitabelerinin istifi çok girift ve baþarýlýdýr; özellikle müsennâ
yaklaþýk her yüz yýlda bir geliþme yaþanmýþtýr.
âyet, istif olarak mükemmeldir.
Osmanlý döneminde yazýda görülen ilk ciddi geliþme
Müsennâ yazýnýn alt kýsmýnda bulunan tarih kitâbesi,
hattat Yahya Sûfi51 ve oðlu Ali b. Yahya Sûfi52 ile görülür.
girift istifi ve devrine göre harflerin yapýlarýndaki güzellik
Yahya Sûfinin Fatih Camii avlu pencerelerinde iç ve dýþ
dikkat çekmektedir. Kitabe harf yapýsý ve istifi ile bütünüyle
kýsmýnda bulunan yazýlar incelendiðinde, harflerin hareke
deðerlendirildiðinde, Râkým öncesi mükemmel bir örnek
ve süs iþaretlerinden arýndýrýlmýþ hâli göze çarpar. Ancak
olarak kabul edilebilir. Ayný dönemde sülüs ve nesih
harflerde istenen olgunluk henüz yoktur. Harfler satýh
yazýda Yâkut el-Mustasýmî üslûbu hâkimdir.
üzerine dengeli bir biçimde yayýlmýþ durumdadýr. Dik
Fatih döneminden sonra temelleri II. Bâyezidin
harfler, özellikle Fatih Camii avlu pencereleri iç taraftaki
valiliði döneminde Amasyada atýlan aklâm-ý sittedeki
yazýlarda uzunca ve hâlâ küt bir haldedir. Bu dönemin
uyanýþ, II. Bâyezidin padiþah olmasý ve Þeyh Hamdullahýn
belirgin bir özelliði, dik harflerin üzerinde satýr halinde kûfi
Ýstanbula gelmesiyle hýz kazanmýþ ve aklâm-ý sittede
yazý bulunmaktadýr. Ayný özelliði, hattatý belli olmayan
yeni bir devre baþlamýþtýr. Bu dönemde özellikle sülüs ve
Çinili Köþk yazýlarýnda da görmekteyiz. Yalnýz burada üst
nesih yazý büyük bir geliþme dönemine girmiþtir.
kýsýmda bulunan yazýlar muhakkak hattý iledir. 53
1. 2. 1. Þeyh Hamdullah Hayatý ve Ekolü
Ali b. Yahyâ Sûfinin yazýlarý, Fatih Camii kitabesinde
Osmanlý Hat Ekolünün kurucusu olan Þeyh
harfler satýra nisbeten yayýlmakla beraber, dik harflerin yer yer kümelendiði görülmektedir. Kitabe hareke çok
51- Yahya Sûfî: Edirnelidir. Abdullah Sayrafîyi taklit etmiþtir. 882/1477de vefat etmiþtir. Fatih Camii þadýrvanlý avlusunda pencere üstü Fatiha sûresi kendisinindir. (bkz. Nefeszâde, 46; Suyolcuzâde, 43; Mustakimzâde, 583584; Ekrem Hakký AYVERDÝ, Fatih Devri Hattatlarý, 49-50; Rado, 46.) 52- Ali b. Yahya Sûfî: Yahya Sûfînin oðludur. Fatih devri hattatlarýndan olup özellikle celî sülüs ve müsennâ yazýda üstat idi. Celî sülüste açtýðý çýðýr Râkýma kadar devam etmiþtir. Yazýlarýnda harflerin tenâsübü, terkibin mükemmeliyeti ve harflerin satýra diziliþteki baþarýsý, hemen fark edilir. (bkz. Nefeszâde, 47; Suyolcuzâde, 83; Mustakimzâde, 333; Ayverdi, a. g. e., 16-21; Rado, 46.) 53- Fatih Camii ve Çinili Köþk yazýlarý için bkz. Tahsin Öz, Topkapý Sarayýnda Fatih Sultan Mehmet II.ye Ait Eserler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1953, s. 13-15 (Resim 27) ; Abdülhamit Tüfekçioðlu, Erken Devir Osmanlý Mimarîsinde Yazý, Ankara, Kültür Bakanlýðý, s. 360-363. 54- Hicr Sûresi, 45-48. 55- Saff Sûresi, 13. 56- Alparslan, Beþerî Bilimler, 7; (Kitâbeler ve okunuþlarý ile ilgili bkz. Abdurrahman
az, tezyinî iþaretler ise yok denecek kadardýr. Bu kitabede baþarýlý olmasa da istif denemesine giriþilmiþtir. Ali Sûfînin, sekiz yýl sonra yazdýðý, Topkapý Sarayý Bâb-ý hümâyun kitabesi, kitabe üstü müsennâ âyet,54 sað kapý yuvasýndaki âyet55 ile sol kapý yuvasýndaki ketebe yazýlarý þüphesiz Râkýma kadar celî sülüsün en güzel örnekleri olarak kabul edilmektedir.56 Bu kitabelerde, harf yapýsý olarak çok mükemmel bir seviye yakalanmýþtýr. Fatih Camii kitabesine göre harflerde kalem hakkýnýn
19
HAT SANATI
Resim 12- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan nesih hatla yazýlan Kuran-ý Kerîm. (TSMK-YG 913)
20
HAT SANATI
Resim 13- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan celî sülüs hatla yazýlan Ýstanbul Sultanahmed Fîruzaða Camii kitâbesi.
Hamdullah, 1429 yýlýnda Amasyada dünyaya geldi. Babasý,
ekolündeki öncülüðünden dolayý kendisine kýblettül-
Buhâra Türklerinden olan ve Amasyaya göç eden Mustafa
küttâb, hattatlarýn öncüsü; kýdvetü ehlil-hatt, hattatlarýn
Dededir. Babasý ayný zamanda Sühreverdiyye tarikatinin
baþý gibi sýfatlar verilmiþtir.57
þeyhidir. Þeyh Hamdullah, imzalarýnda daima babasýna
Þeyh Hamdullah Amasyada ilim tahsili yanýnda,
izafeten ibnuþ-þeyh sýfatýný kullanmýþtýr. Þeyh
Hayreddin Maraþîden Yâkut yolunda aklâm-ý sitteyi meþk
Hamdullahýn isminin baþýnda bulunan þeyh sýfatý, Okçuluk
etmiþtir.58 Yâkut el-Mustasýmî yazýlarý üzerinde uzun
Tekkesi Þeyhi olduðundan verilmiþtir. Osmanlý yazý
süren çalýþmalar yaptý. Þeyh Hamdullah yazýlarý incelendiði zaman, Yâkut harflerinin en güzellerini alarak ekolünü oluþturduðu görülür.59 Amasyada vali olan II. Bayezid ile dostluk kurdu ve ona hat dersleri verdi. II. Bayezid tahta çýktýktan kýsa bir süre sonra Þeyh de Ýstanbula gelerek Saraya intisap etti. Þeyhin sanat hayatýndaki gerçek terakkî Ýstanbula geliþinden sonra baþlamýþtýr.60 Padiþah kendisine, yazý yazarken hokkasýný tutacak kadar ilgi göstermiþ ve kendisini devamlý desteklemiþtir. Þeyh Hamdullahýn kaynaklarda, ömrü boyunca 47 Kurân-ý Kerîm, sayýsýz enâm ve Kuran cüzü yazdýðý kaydedilmiþtir. Ýstanbul Bâyezid, Sultanahmed Firuzaða, Davud Paþa Edirne Bâyezid Camii celî sülüs kitabeleri Þeyh ÞEREF, Topkapý Sarayý Humâyunu, TOEM, 1 Kanûn-i evvel 1326, cüz, 5, s. 174; Ekrem Hakký AYVERDÝ, Fatih Devri Mimarîsi, Ýstanbul Fetih Cemiyeti Neþriyatý, Ýstanbul, 1953, s. 143, 146, 150, 303, 310, 315.) 57- Süleyman Sa'deddin, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, 1928, s. 185 58- Tuhfe-i Hattâtîn, 58; Melek Celâl. Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, 1948, s. 6; M. Uður Derman. Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý, Ýstanbul, IRCICA, 1992, s. 191; Muhittin Serin. Hattat Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyâtý, 1992, s. 28 59- Serin, Þeyh Hamdullah, 28 60- Derman, ÝKMHS, 191
Resim 14- Þeyh Hamdullahýn Karacaahmed 8. adada bulunan Kabir Kitabesi.
21
HAT SANATI Hamdullah hattý iledir.61 Sultan II. Bâyezid, Þeyh Hamdullahtan Yâkut üslûbu dýþýnda bir tavýr geliþtirmesini arzu etmiþ, ayrýca kendisine Saray hazinesinde bulunan Yâkut yazýlarýný vermiþtir. Uzun araþtýrmalardan sonra Þeyh, Yâkutun yazýlarýndan seçmeler yaparak Osmanlý Hat Mektebinin temellerini atmýþtýr.62 Þeyh Hamdullah ile birlikte Mushaf yazýmýnda reyhâni hat yerine nesih yazý kullanýlmýþtýr. Yâkut mektebinde Mushaf kitabetinde aklâm-ý sittenin karýþýk olarak kullanýmý da terk edilerek sadece nesih yazýya öncelik verilmiþtir. Aklâm-ý sitte, Þeyh Hamdullah mektebi ile olgunluk kazanmýþ, koltuklu kýta yazýmý da Þeyh Hamdullah ile baþlamýþtýr. Þeyh Hamdullah nesih yazýda, Yâkuttaki durgunluk ve donukluðu kaldýrarak, canlýlýk ve kývraklýk getirmiþtir. Harflerin yapýsýna büyük deðiþiklik getirmiþ, harflerin satýra oturuþu düzelmiþtir. Hareke ve harfler birbirleri ile uyumlu hâle gelmiþlerdir. Yazý bütünüyle uyumlu bir hüviyet kazanmýþtýr.63 Þeyh Hamdullah mektebinde aklâm-ý sittede gösterilen baþarý, maalesef celîde gösterilememiþtir. Harfler
Resim 15- Hattat Karahisari hattýyla sülüs karalama.
hâlâ küt ve basit, istif de karýþýktýr. Yine de celi ile yazdýðý
giyimli, nur yüzlü, Arapça ve Farsçaya vâkýf, üç dille þiir
kitabeler, celi sülüs yazýnýn tarihi geliþimi içerinde önemli
söyleyebilecek kadar kültürlü bir zat olduðundan bahsedilir.
bir yere sahiptir.
Çocuðu olmadýðýndan, yazý talebesi ve kendinden sonra yolunu devam ettiren Hasan Çelebiyi evlatlýk almýþtýr. H.
1520 yýlýnda vefat eden Þeyh Hamdullahýn cenâze
963/ 1556 yýlýnda doksan yaþlarý civarýnda vefat etmiþ,
namazýný, devrin Þeyhülislâmý Zenbilli Ali Efendi Ayasofya
Sütlücede Ýshak Cemâleddin Halvetînin yanýna
Camiinde kýldýrmýþtýr. Þeyh Hamdullah, Üsküdar
gömülmüþtür.64
Karacaahmed Mezarlýðýna defnedilmiþtir. Kabri hâlâ ziyaret
Þeyh Hamdullahtan sonra Kanuni döneminde hattat
edilmektedir.
Karahisâri tarafýndan Yâkut ekolüne dönüþ görülmüþtür.
1. 2. 2. Hattat Ahmed Karahisâri ve Ekolü
Karahisâri, aklâm-ý sittede Yâkut ekolüne yeni bir güzellik
Doðum tarihi kesin olarak bilinmeyen Ahmed
kazandýrmýþtýr. Fakat, geliþen Þeyh ekolü karþýsýnda
Þemseddin Karahisârinin, Afyonda doðduðu imzalarýndan
tutunamayarak kendisinden bir nesil sonra terkedilmiþtir.
anlaþýlmaktadýr. Yazýlarýna attýðý imzalarýnda Esedullâhi
61- Muhittin Serin, Þeyhin 30 Mushaf, 50 Enam-ý þerîf ve cüz, 121 murakaa ve kýta, 8 ilmî eser ve altý duâ mecmuasýný tespit etmiþtir. Bkz. Serin, Þeyh Hamdullah, 79-186. 62- Konu ile ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Nefeszâde Ýbrahim Efendi. Gülzâr-ý Savâb, Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi Neþriyatý, 1939, s. 48; Tuhfe-i Hattâtîn, 185-186; Melek Celâl, Þeyh Hamdullah, 9. 63- Yâkût yazýsý ile Þeyh Hamdullah yazýsýnýn geniþ mukayesesi için bkz. Serin, Þeyh Hamdullah, 36-42 64- Ahmed Karahisârînin hayatýyla ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Menâkýb-ý Hünerverân, 25; Nefeszâde, 59-60; Suyolcuzâde, 9-10; Habib, Hat ve Hattâtân, 84-86; A. Süheyl ÜNVER, Hattat Ahmet Karahisari, Ýstanbul, 1964, 13 s.+ 7
Kirmâninin talebesi olduðunu kaydetmiþtir. Esedullahi Kirmâni, Yâkut ekolüne baðlý bir hattattýr. Karahisâri, Þeyh Hamdullahýn yazý talebelerinden Ýshak Cemâleddin Halvetîye intisab ederek tasavvuf yoluna da girmiþtir. Kaynaklarda uzun boylu, zayýf yapýlý ve temiz
22
HAT SANATI
Resim 16- Hattat Karahisari tarafýndan muhakkak ve reyhani hatlarýyla yazýlan mushaf. (TSMK-H.5)
Karahisârinin özellikle celî sülüste terkip kabiliyeti
yazýda istif ve terkip bakýmýndan Þeyh Hamdullahtan
vardýr. Þeyh Hamdullahda harf mükemmeliyeti yanýnda
ileridir.65
Karahisârideki terkip mükemmeliyeti de olsaydý, Râkýmla
65- Ali ALPARSLAN. Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, Ýstanbul, Yapý Kredi Yayýnlarý, 1999, s. 56.
yakalanan geliþme daha erken olabilirdi. Karahisâri, celî
23
HAT SANATI
Resim 17- Kaynaklarda, inþâ edildiðinde Karahisârî tarafýndan yazýldýðý bahsedilen Süleymaniye Camii kubbe yazýsý, Sultan Abdülmecid zamanýndaki Fossati tamirinde Hattat Abdülfettah Efendiye yazdýrýlmýþtýr. Resimde görülen kubbe yazýsý Hattat Abdülfettah Efendiye aittir.
Resim 18- Hattat Karahisârî talebesi Hasan Çelebi tarafýndan celî sülüs hat ile yazýlan Süleymaniye Camii kitâbesi.
Karahisarinin müze, kütüphane ve özel
harflerdeki metin tavýrlar dikkat çekmektedir.67 Topkapý
koleksiyonlarda eserleri mevcuttur. Kaynaklara göre
Sarayý Kütüphânesi Hýrka-i Saadet Dairesinde 5 numarada
Süleymaniye Camii kubbe yazýsý ve külliyenin mutfak
kayýtlý büyük boy Mushaf onun sanatýný aksettiren önemli
yazýsý Karahisârînindir. Fakat, Süleymaniye kubbe yazýsý 66- Süleymâniye Camii yazýlarý için bkz. M. Uður Derman, Süleymaniye Camiinde Hat Sanatý, Mimarî Mirasýn Bugünü. Ýstanbul, IRCICA, 1996, S. 303-305. 67- Karahisârinin bu eseri için bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 56; ayný eserde (s. 56) Karahisârinin sanatý için yazýlan þu satýrlar dikkat çekicidir:
Ahmed Karahisârî, aklâm-ý sittede Yâkut-ý Mustasýmî ekolünü, Ýstanbulda yeniden, fakat ondan kat kat güzel bir noktaya ulaþtýrarak yaþatan ve onu lâyýkýyla temsil eden büyük bir sanatkâdýr. Bu yüzden, onun sanatýný temsil ettiði ekolün estetik anlayýþý içinde mütâlaa etmek îcâb eder. Sülüs yazýlarýnda ciddî ve azametli; muhakkak yazýlarýnda da âbidevî bir duruþ ve görünüþ sezilir. Hattâ sülüs ve celî yazýda istif ve terkip bakýmýndan Þeyh Hamdullahtan ileridedir.
Fossatinin XIX. asýrdaki restorasyonunda hattat Abdülfettah Efendi tarafýndan, Râkým üslûbunda yeniden yazýlmýþtýr.66 Ýstanbul Türk- Ýslâm Eserleri Müzesinde bulunan bir Enamdaki müselsel besmele ve kûfi kompozisyon Karahisârinin sanattaki farklý konumuna iþaret etmektedir. Özellikle müselsel besmeledeki duruþ güzelliðiyle birlikte
24
HAT SANATI
Resim 19- Hattat Hâfýz Osman Efendiye ait sülüs nesih bir kýta. (TSMK-GY 146 6a)
bir þâheserdir.68 Kaynaklarda, Sinan Türbesi yazýlarý
Hâfýz Osman Efendi, Þeyh Hamdullah yazý ekolünün
Karahisârîye atfedilirse de tarih olarak mümkün deðildir.
incelîklerini öðrenmek için Nefeszâde Seyyid Ýsmâil
Zira, Sinan, Karahisârîden 32 yýl sonra vefat etmiþtir. Kezâ,
Efendiden71 yeniden meþke baþladý. Bu meþkle, Þeyh
Piyale Paþa Camii kapýlarý dýþýndaki yazýlarýn da Karahisârîye
vadisinin bütün özelliklerini öðrendi ve h. 1090/1678den
ait olmasý mümkün deðildir. Zira, bu cami hattatýn
68- Bu Kuranýn Kültür Bakanlýðý tarafýndan 2000 ve 2003 yýlý olmak üzere iki defa týpký basýmý yapýlmýþtýr. 69- Tarihte hattat olarak adý geçen üç Derviþ Ali vardýr. Bunlar sýrasýyla; I. Derviþ Ali (ö. 1084/1673) ünlü hattat Hâfýz Osman (1642-1698)ýn hocasýdýr. (bkz. Suyolcuzâde Mehmed Necib, Devhatül-Küttâb, Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi, 1942, s. 49; Müstakimzâde, 336; Derman, DÝA, IX, 191, 192); II. Derviþ Ali (ö. 1128/1716), I. Derviþ Aliden ayýrmak için Anbârizâde veya Ýmam Derviþ Ali diye de bilinir. (bkz. Suyolcuzâde, 50; Mustakimzâde, 338; Rado, 123; Derman, DÝA, IX, 192); III. Derviþ Ali (ö. 1200/1786), Hüseyin Hablînin talebesidir. Kalenderhâne Camii imam-hatipliðini de yaptý. Râkým kendisinden meþketmiþtir. Râkýmýn bir devir nesih yazýlarý kendisine benzer. (bkz. Mustakimzâde, 340; Derman, DÝA, IX, 192-193.) 70- Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi: H. 1028/1619 tarihinde dünyaya geldi. Eyüpte doðduðu için Eyyûbî, Suyolcu Ömer Aðanýn oðlu olduðu için de Suyolcuzâde lâkabýyla anýlmaktadýr. Davhatül-küttâb müellifi Suyolcuzâde Mehmed Necîb Efendinin büyükbabasýdýr. Baþlangýçta Dede ismiyle bilinen bir hattattan ders almýþtýr. Bu zâtýn vefatý ile I. Derviþ Aliden aklâm-ý sitte meþkederek icâzetnâme almýþtýr. Sultan IV. Mehmed devrinin seçkin hattatlarýndandýr. Suyolcuzâde, Þeyh Hamdullah Mektebinin son halkasý olarak kabul edilir; zîra yetiþtirdiði Hâfýz Osman yeni bir mektebin sahibi olmuþtur. Yetiþtirdiði en önemli talebeleri; Hâfýz Osman (1642-1698), Hocazâde Mehmed (ö. 1695), Câbizâde Abdullah (ö. 1736)týr. Elli kadar mushaf, yüz kadar enam yazdýðý rivâyet olunur. 1097/1686 tarihinde vefat ederek Eyüpsultanda topraða verildi. Mezarý tahrip olunca, mezartaþý kitâbesi Ýstanbul Türk ve Ýslâm Eserleri Müzesinde muhafaza altýna alýndý. Daha geniþ bilgi için bkz: Suyolcuzâde, 73; Mustakimzâde, 536-537; M. Uður Derman, Hattat Suyolcuzâde Eyyûbî, Mustafa Efendi, Yeþilay, sy. 413 (Nisan 1968) s. 18-20; Rado, 104; Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, ; Dere, Hâfýz Osman Efendi, Yüksek Lisans Tezi. 71- Nefeszâde Ýsmail Efendi: Ýstanbulludur; Nefeszâde olarak bilinir. Gülzâr-ý Savâb müellifi Nefeszâde Seyyid Ýbrahim Efendinin akrabasýdýr. Sülüs ve nesih yazýyý Halid Erzurûmîden meþketmiþtir. Þeyh Hamdullah vâdisinde
vefatýndan 21 yýl sonra yapýlmýþtýr. Talebeleri arasýnda Hasan Çelebi (ö. 1594ten sonra), Ferhad Paþa (ö. 1574) ve Derviþ Mehmed (ö. 1591) sayýlabilir. 1. 2. 3. Hattat Hâfýz Osman Efendi ve Ekolü Hattat Hâfýz Osman Efendi h. 1052/1642 yýlýnda Ýstanbul Hasekide dünyaya gelmiþtir. Babasý, Haseki Sultan Camii müezzini Ali Efendidir. Küçük yaþta Kurân-ý Kerimi ezberlediði için kendisine hâfýz lakabý verilmiþtir. Köprülü Fâzýl Ahmed Paþa (1637-1691) himâyesinde öðrenim görmüþ ve bu esnada yazýya ilgi duymuþtur. Yazýyý, önce I. Derviþ Aliden69 meþk etmiþtir. Derviþ Ali, o sýralar çok yaþlý olduðundan, bu kabiliyetli genci, önde gelen talebelerinden olan Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi Efendiye70 gönderdi. Hâfýz Osman, Suyolcuzâde den h. 1070/1686 tarihinde, on sekiz yaþýnda icâzet aldý.
25
HAT SANATI
Resim 20- Hattat Hâfýz Osman Efendinin ilk hocasý I. Derviþ Alinin sülüs nesih bir kýtasý.
sonra tamamen Þeyh Hamdullah üslûbunda yazmaya
geçiren Hâfýz Osman, tedavi sonucu rahatsýzlýðý hafif
baþladý. Þeyh Hamdullah üslûbunu elde etmek için, onun
geçirmiþ, fakat bu durum yazýlarýna olumsuz tesirde
eserlerini tetkik ettiði gibi, Sarayda bulunan bir Þeyh
bulunmuþtur.76 Hastalýðý esnasýnda, kalem açma hizmetini
mushafýný da takliden yazmýþtýr.72 Sultan II. Mustafa, Hâfýz
talebesi Çinicizâde Abdurrahman Efendi77 görmüþtür.78
Osman Efendiye çok hürmet gösterir; yazý yazarken
Ömrünün sonlarýnda Silahtarda oturmuþtur.
hokkasýný tutardý. Bir ders esnasýnda Padiþah Artýk Hâfýz
Hâfýz Osman Efendi, genç denilebilecek bir yaþta,
Osman gibi bir hattat yetiþmez deyince, Hâfýz Osman
elli sekiz yaþýnda 29 Cemâziyelevvel 1110/ 3 Aralýk 1698
Efendinin Efendimiz gibi hocasýna hokka tutan padiþahlar
tarihinde vefat etmiþtir. Kabri, Kocamustafapaþa Sümbül
geldikçe, daha çok Hâfýz Osmanlar yetiþir hünkârým
Efendi Camii haziresindedir.
cevabýný verdiði çok meþhurdur.73
1. 2. 3. 1. Sanatý
Bir gün hocasý Suyolcuzâde ile Sadrazam Fâzýl Ahmed Paþa (1635-1676)nýn bulunduðu bir mecliste
Hâfýz Osman Efendi kendi üslûbunu yakalamak için
sadrazam, Hâfýz Osmandan bir Mushaf yazmasýný ister;
önce, Þeyh vadisinde yazan bu mektebin önemli isimleri
bu arada hocasýnýn kim olduðunu sorar. Hâfýz Osman,
I. Derviþ Ali, Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi ve Nefeszâde
hocasý Suyolcuzâdeyi iþaret ederek Efendi hazretlerinden
Ýsmail Efendiden ders almýþ; Þeyh yazýlarý üzerinde uzun
mezûnum cevabýný verir. Bu cevaptan çok mütehassis
çalýþmalarda bulunmuþtur. Hâfýz Osman yazýlarýnda bulunan
olan Suyolcuzâde, dýþarý çýktýklarýnda talebesinin alnýndan
özellikler yer yer Þeyh Hamdullah yazýlarýnda mevcuttur.
öper ve ona hayýr dua eder.74 Yine karlý bir kýþ günü,
Hâfýzýn yaptýðý bu özelliklerin yazýlarýnda karar bulmasýdýr.
Hasekiden Eyüpsultana yalýnayak derse gitmesi, hocasýnýn
rakipsiz olduðu bilinmektedir. H. 1090/1679 tarihinde vefat etmiþtir. Bkz. Tuhfe-i Hattâtîn, 129; Rado, 102. 72- M. Uður Derman, Hâfýz Osman, DÝA, c. XV, s. 99 73- Derman, DÝA, 98 74- Tuhfe-i Hattâtîn, 301-302. 75- Tuhfe-i Hattâtîn, 302. 76- Tuhfe-i Hattâtîn, 303 77- Çinicizâde Abdurrahman Efendi: Ýstanbulludur. Sülüs ve nesih yazýyý Ramazan Efendiden öðrenmiþ ve ondan icâzet almýþtýr. Gubârî yazý yazmýþtýr. Padiþahýn mevlidhanlýðýný yapmýþtýr. Derviþ tabiatlý olduðu rivayet edilir. H. 1137/1724 yýlýnda vefat etmiþtir. Tuhfe-i hattâtîn, 253-254; Çýð, Hattat Hâfýz Osman Efendi, 7; Rado, 131. 78- Tuhfe-i Hattâtîn, 303
takdir ve sevgisini kazanmasýna vesile olmuþtur. Aðakapýlý Ýsmail Efendinin Hüsn-i hattý biz bildik, Osman Efendimiz yazdý sözü çok meþhur olmuþtur.75 Sünbüliye tarikatine intisablý olan Hâfýz Osman, Sümbül Efendi Dergâhý þeyhi Seyyid Alaaddin Efendiden mânevi eðitim almýþtýr. Ölümünden üç yýl kadar önce felç
26
HAT SANATI
Resim 21- Hattat Hâfýz Osman hattýyla bir hilye-i þerif, (Sadberk Haným Müzesi 11671 Y12).
Padiþah hattatý olunca, Þeyh üslûbunu daha iyi elde
ulaþtýrmýþtýr. Þeyh Hamdullahtan Hâfýz Osmana kadar
edebilmek maksadýyla, Topkapý Sarayýnda bulunan Þeyh
gelen hoca silsilesi þöyledir: Þeyh Hamdullah, Þükrullah
Hamdullah mushafýndan taklid sahifeler yazmýþtýr. Bir
Halîfe, Pir Mehmed Dede, Hasan Üsküdâri, Halid Erzurûmi,
manada, klâsik yoldan, Þeyh Hamdullah yolundan
II. Derviþ Ali ve Mustafa Eyyûbi.79
ayrýlmadan sülüs ve nesih yazýyý kemâl noktasýna
79- A. Süheyl Ünver. Hattat Hâfýz Osman, Ýstanbul, 1967, s. 7
27
HAT SANATI
Resim 22- Hattat Hâfýz Osman hattýyla nesih Enam-ý Þerîf (Ömer Faruk Dere Fotoðraf Arþivi).
Hâfýz Osman ile Þeyh Hamdullah yazýlarý
düþürülerek harfe hareket verilmiþtir.
karþýlaþtýrýldýðýnda þunlar söylenebilir:80
7- Hâfýz Osman, ortada ve sonda yazýlan ayýn harfinin ortasýný devamlý kapalý yazmýþtýr.
1- Dik harfler devamlý olarak satýra yarým nokta sola meyilli yazýlmýþtýr.
8- Hâfýz Osmanda vav, fe ve kaf harflerinin baþ kýsmý öne eðik durumdadýr.
2- Rý ve vav gibi bülbül týrnaðý bulunan harflerin týrnaklarýnýn yukarý olan aþýrý meyilleri törpülenmiþtir.
9- Þeyh Hamdullah keþîdeyi çok kullanmýþken,
3- Ayýn harfinin baþ kýsmýnýn sola olan düþüklüðü
Hâfýz fazlaca kullanmamýþtýr.
düzeltilmiþtir.
10- Þeyh Hamdullah nesih yazýda kapalý cezm hiç
4- Lafza-i celâlde sondaki he harfi küçüldüðü
kullanmamýþtýr.
gibi, he harfinden önceki lam harfinin açýklýðý artmýþ
11- Hâfýz Osman harfleri, Þeyh Hamdullah harflerine
ve yukarý çýkýþ daha narin bir hâl almýþtýr.
nazaran daha küçüktür.
5- Ýsm-i Nebi yazýmýnda ha harfinden mim
Hâfýz Osman Efendi, sanat vadisinde ilerleyiþ
harfine geçiþte Þeyhte bulunan açýklýk Hâfýzda kapanmýþ,
serüvenini bizzat kendisi kaleme almýþtýr. Burada, Þeyh
ikinci mim harfi de küçülerek, isim daha narin bir hâl
Hamdullaha olan hayranlýðýný ve çalýþma gayretini
kazanmýþtýr. 6- Sin harfinin ikinci dendaný yarým cezim aþaðý
80- Daha geniþ bilgi için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 38-50.
28
HAT SANATI
Resim 23- Hattat Hâfýz Osman hattýyla sülüs nesih bir kýta. (TÝEM, 2469)
görmekteyiz. Hâfýz Osmanýn nesih hatla yazdýðý ve Topkapý
Allahýn kullarýnýn en zayýfý ve bu isme en az lâyýk
Sarayýnda olan bu belge Arapçadýr ve tercümesi þöyledir:
olana Kuran hâfýzý Osman81
Benim yazýma dikkatlice ve insafla bakan kiþi!
Hattat Hâfýz Osman Efendi, sülüs, nesih, muhakkak,
Allah binlerce, binlerle merhamet etsin. Þunu bil ki ben,
reyhâni ve tevkiî (rikaa) yazý çeþitleriyle eser vermiþtir.
ilâhi lütûflara mahzar olmuþ ve Ýbnuþ-þeyh olarak bilinen
Sülüsleri, ileride celî sülüste büyük atýlým yapacak olan
Hamdullahýn zamanýna ulaþamadým. Onun yanýna gidip
Mustafa Râkým (1758-1826)a örnek olan Hâfýz Osman, celî
gelerek bu güzel sanatý nasýl öðrettiðini göremedim. Onun
sülüsle de eser vermiþtir.82 Bugün, kolaylýkla görülebilecek
terbiyesinden geçme mertebesine de nâil olamadým. Fakat
Üsküdar Doðancýlar Þehit Süleyman Paþa Camii çeþmesi
birçok latîf kýtasýný toplayarak onlar üzerinde mütâlaalar
kitabesi ile Karacaahmed Mezarlýðýnda Siyavuþ Paþa
yaptým ve ondan nakiller yapmaya kendimi mecbur
mezartaþý Hâfýz Osmanýndýr.83
gördüm. Gece gündüz çalýþarak, sonsuz ilim ve kudret
Hâfýz Osmanýn sanatýnýn en parlak yýllarý 1678-
sahibi olan Allahýn yardýmý ile bu seviyeye ulaþtým.
81- TSMK - EH. 2213; Ayrýca bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 27-28. 82- Hâfýz Osmanýn, Hattat Mustafa Râkýma tesiri hakkýnda geniþ bilgi için bkz. Süleyman Berk. Hattat Mustafa Râkým Efendi, Ýstanbul, Kaynak Yayýnlarý, 2003, s. 85 83- Ýmzasý bulunmayan bu eserlerin Hâfýz Osmana aidiyeti, üstad Necmeddin Okyayda bulunan yazma bir tarih kitabýndaki nottan naklen; M. Uður Derman, Hâfýz Osmanýn Yazý Sanatýmýzdaki Yeri, Hayat Mecmuasý, sy. 52 (1967), s. 9
Allahtan, ulaþamadýðým baþka derece ve merhalelere de nâil kýlmasýný, en kalbî hislerimle niyâz ederim. Çünkü, bu çalýþmalarým gençlik yýllarýmda olmuþtur. Þimdi ise zaman þüphesiz, daha ileri safhalara ilerleme zamanýdýr.
29
HAT SANATI
Resim 24- Hatat Hâfýz Osman Efendiye ait sülüs nesih bir kýta.
1688 yýllarý arasýdýr.84 Özellikle 1690 yýlýndan sonraki
Hâfýz Osman Efendi, Kurân-ý Kerim, Enâm-ý þerîf,
yazýlarýnda nesih harfleri küçülmüþ ve daha olgun bir hâl
Delâil-i hayrât, kýta, murakkaa, karalama, hilye ve kitabe
almýþtýr.85
þeklinde bir çok eser vermiþtir. Kaynaklarda, hayatý boyunca yirmi beþ Kuran yazdýðý kayýtlýdýr. Eserleri, Ýstanbulda
Hâfýz Osmanýn yazýda yeni üslûp oluþturmasýndan
Topkapý Sarayý Müzesi, Türk ve Ýslâm Eserleri Müzesi,
baþka, yaptýðý diðer önemli bir yenilik, Hilye-i þerif formu
Vakýflar Hat Sanatlarý Müzesi, Süleymaniye Kütüphanesi,
oluþturmasýdýr. Hz. Peygamberin beþerî ve ahlâki vasýflarýnýn
Ýstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi, Sadberk Haným
yazýyla anlatýlma þekli olan hilyenin, bugün de en çok
Müzesi, Sakýp Sabancý Müzesi, Bursa, Türk ve Ýslâm Eserleri
kullanýlan formu, ilk defa Hâfýz Osman tarafýndan
Müzesi, Ýstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve birçok özel
geliþtirilmiþtir.86 Baþmakam denilen kýsýmda Besmele,
koleksiyonda görülebilir.88
göbek kýsmýnda genellikle Hz. Ali rivayeti olan metin; bu kýsmýn dört köþesinde Hulefâ-i râþidîn (Hz. Ebûbekir, Hz.
Hâfýz Osman yazýda birçok talebe yetiþtirmiþtir.
Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali) isimleri; göbek kýsmýnýn hemen
84- Derman, Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý, 199; a. mlf. P Sanat Dergisi, 142. 85- Ünver. Hattat Hâfýz Osman, 6. 86- M. Uður Derman. Yazý Sanatýmýzda Hilye-i Saadet, Ýlgi, Yýl. 13, sy. 28 (Aralýk 1979), s. 35. 87- Hilye hakkýnda geniþ bilgi için bkz. Derman. Yazý Sanatýmýzda Hilye-i Saadet, Ýlgi, 32-39; M. Uður Derman. Türk Hat Sanatýnýn Þâheserleri. Ýstanbul, Kültür Bakanlýðý, 1982, L. 49; Ali Yardým. Peygamberimizin Þemâili. Ýstanbul, Damla Yayýnlarý, 1997, s. 55-60 88- Hâfýz Osman Efendinin talebeleri ve eserlerinin toplu listesi için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, Talebeleri için s. 12-24, eserleri için s. 67-199.
altýnda Hz. Peygamberle ilgili bir âyet, alt kýsýmda da göbekte yazýlý metnin devamý bulunacak þekilde tasarlanan bu hilye formu, bugünkü bilgilerimize göre ilk defa Hâfýz Osman tarafýndan tasarlanmýþtýr.87
30
HAT SANATI
Resim 26- Hattat Ýsmail Zühdî Efendiye ait bir levha. (Özel Koleksiyon)
baþka, Eyüp Defterdarda Þah Sultan Türbesindeki celî yazýlar,95 Ortaköy sýrtlarýnda talebesinden Þânizâde Atâullah
Resim 25- Hatat Hâfýz Osman Enamýndan bir sahife. (Özel Koleksiyon)
Efendinin yaptýrdýðý çeþmenin h. 1198/1784 tarihli celî
Bunlarýn içinde en çok tanýnanlarý, Yedikuleli Seyyid
kitâbesi96 ile Fatih Niþancý Camii haziresinde h. 1219/1804
Abdullah Efendi, Rodosizâde Abdullah Efendi, Ýkinci Derviþ
tarihli Hatice Haným mezartaþý kitâbesi, Ýsmail Zühdî nin
Ali, Hasan-ý
Üsküdâridir.89
önemli eserlerindendir.
1. 2. 4. Ýsmail Zühdî Efendi ve Ekolü
1 Þevval 1221/12 Aralýk 1806 tarihinde vefat eden Ýsmâil Zühdî, Edirnekapý mezarlýðýna defnedildi. Kabir
Orduya baðlý Ünye kazasýnda dünyaya geldi. Doðum
89- Hâfýz Osman Efendinin talebelerinin toplu listesi ve hayat hikayeleri için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 12-24. 90- M. Uður Derman, Hattat Ýsmail Zühdî Efendi, Hayat Mecmuasý, sy. 49 (27 Kasým 1969), s. 26; a. mlf. Ýsmail Zühdü, Yeni Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi (DÝA), Ýstanbul, Türkiye Diyanet Vakfý, 2001, s. 125 91- Ahmed Hýfzý Efendinin hayatý için bkz. Mustakimzâde Süleyman Sadedin Efendi, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, 1928, s. 86-87; Rado, Türk Hattatlarý, 169; Devhatül-Küttâb, 43; Derman, ÝKMHS, 203 92- Ýbnülemin, 472; A.Süheyl Ünver. Hattat Ýsmail Zühdü Efendi, Ýstanbul 50 Sanat Sever Serisi, 1, 1953, s. 1; Derman, Hayat Mecmuasý, sy. 49 (27Kasým 1969), s. 26; a. mlf. , ÝKMHS, 204; a.mlf. , DÝA, s. 125; Bu kaynaklardan Son Hattatlar s. 472de ve Derman, ÝKMHS, 204de 1180/1766 yýlýnda icazet aldýðý belirtilmesine raðmen, Derman, DÝA, 125te bunun zaman olarak mümkün olamayacaðý belirtilmiþtir. Zira, belirtilen tarihten üç yýl sonra 1183 tarihinde Ýsmail Zühdî, kardeþi Mustafa Râkýma sülüs-nesih yazýdan icazet vermiþtir; belirtilen tarihte Ýsmail Zühdî baþarýlý bir hattattýr. Yine M. Uður Dermanýn tespitiyle, en eski eseri 1175/1761 tarihini taþýdýðýndan, bu tarihten evvel icâzet almýþ olmalýdýr. 93- Derman, Hayat Mecmuasý, 26; a. mlf. DÝA, s. 125. 94- Derman, Hayat Mecmuasý, 26 95- Eyüp Þahsultan Türbesi içerisinde bulunan paftalý celî sülüs yazýlarla ilgili bkz. Süleyman Berk, Eyüpsultanda Celî Sülüs Kuþak Yazýlar, Tarihi Kültürü ve Sanatýyla V. Eyüpsultan Sempozyumu, 11-13 Mayýs 2001, s. 109-110 96- Bu çeþme ile ilgili bkz. Affan Egemen, Ýstanbulun Çeþme ve Sebilleri, Ýstanbul, Arýtan Yayýnlarý, 1993, s. 780-781; Berk, Hattat Mustafa Râkým Efendi, 34.
tarihi belli deðildir. Genç yaþta, takriben 1750 yýllarýnda90 babasý Mehmed Kaptan tarafýndan Ýstanbula getirildi. Ýlim tahsili yanýnda, Ahmed Hýfzý Efendiden91 sülüs ve nesih meþk etti. Bu arada Mehmed Emin isimli bir baþka hattattan da istifade ederek icâzetini ve Zühdî mahlasýný aldý. Ýcâzeti zamanýmýza kadar gelmediðinden hangi tarihte icâzetname aldýðý bilinmemektedir.92 Kendisinden önce yaþamýþ ve ayný ismi taþýyan hattat Ýsmail Zühdî (ö. 1144/1731)den ayýrt etmek için Yeni, Ýkinci ve Zühdî-i Sâni olarak da anýlmýþtýr.93 Sultan III. Mustafa devrinde Enderûn-i Hümâyuna yazý hocasý oldu, vefatýna kadar bu görevde kaldý.94 Kýrk Mushaf, birçok hilye-i saadet, murakkaa, kýta ve levha yazdý. Bugün, müze ve özel koleksiyonlardaki eserlerinden
31
HAT SANATI
Resim 27- Hattat Ýsmail Zühdî Efendiye ait celî sülüs bir levha. Ýmza kýsmýnda Veli Efendi Çayýrýnda yazýldýðý belirtilmiþtir. (Türk Petrol Vakfý Koleksiyonu)
kitâbesi, talebesi ve kardeþi Mustafa Râkým (1758- 1826)
özelliði olmuþtur.98 Ýsmail Zühdî Efendi yazýdaki üslûbuyla
tarafýndan nazmedilip yazýldý. Kabri, hat meraklýlarýnca
kendinden sonra gelen hattatlarý derinden etkilemiþtir.
hâlâ ziyaret edilmektedir.
Vakit bulduðunda mesire yerlerine giden Ýsmail
Celîde eski tarza baðlý olan Zühdî Efendi, sülüs ve
Zühdî Efendi, buralarda boþ durmamýþ ve yazdýðý kýtalarýn
nesih yazýlarýnda, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osmandan
altýna, mekânýn adýný da kaydetmiþtir. Veliefendi Çayýrý,
sonra harf ve kelimelere zarif bir görünüþ kazandýrmýþtýr.
Sâdâbâd, Yedikule Bostaný ve Çeþme Meydaný gibi
Sülüs ve nesih yazýlarýnda Hâfýz Osman yolunu en güzel
mahallerin isimlerini belirttiði yazýlarý bulunmaktadýr. Kuþ
þekilde, Ýsmâil Zühdî geliþtirmiþtir.
formu þeklinde besmele istifi, yaþadýðý devre göre yenilik sayýlabilecek terkip ve tertipteki yazýsýdýr. 9 9
Hat sanatý tarihinde Ýsmail Zühdî Efendinin önemi, özellikle sülüs ve nesih yazýda, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz
Ýsmail Zühdî Efendinin yazmýþ olduðu sülüs nesih
Osmandan sonra bir atýlým gerçekleþtirmiþ olmasýdýr.
bir murakkaa, yýllar sonra 1310 yýlý Ramazanýnda hattat
Kendisinden evvel yaþamýþ bu iki hattatýn eserleri üzerinde
Sâmi Efendinin eline geçmiþtir. Murakkaa üzerinde çalýþan
uzun süre çalýþýp tetkiklerde bulunduktan sonra, beðendiði
Sâmi Efendi, celî sülüste yeni bir döneme girmiþtir.100
harf ve kelimeleri seçerek, kendi üslûbunu ortaya
97- Ünver, 50 Sanat Sever Serisi, 1; Derman, Hayat Mecmuasý, 26 98- Derman, DÝA, 126; a.mlf. Sabancý Koleksiyonu, 100. 99- Topkapý Sarayý Müzesi Güzel Yazýlar Bölümü 314/40 numarada olan ve altýn mürekkebiyle iþlenen bu yazýnýn tarihi sehven h. 1013/1604 olarak atýlmýþtýr. Bkz. Derman, Hayat Mecmuasý, 26; a. mlf. DÝA, 126 100- Bu murakkaanýn Sâmi Efendinin eline geçiþiyle ilgili daha geniþ bilgi için bkz. M. Uður Derman, Hattat Sâmi Efendinin Diþ Kirasý, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 12 (Ocak 1969), s. 20-22
koymuþtur.97 Fakat sülüs ve nesih yazýda üslûbu Hâfýz Osmana daha yakýndýr. Elinden tashihsiz harf çýkarmadaki mahareti onu, hattatlar arasýnda öne çýkaran bir diðer
32
HAT SANATI
Resim 28- Hattat Mustafa Râkým Efendinin Fatih Nakþýdil Türbesi avlu giriþ kapýsý üzerindeki celî sülüs kitâbesi.
Enderundaki yazý hocalýðý dolayýsýyla imzalarýnda
sülüs'te geçmiþ bütün üslûplarý silen Râkým mektebi, Sâmi
Kâtib-i Saray-ý Sultâni, Hâce-i Enderûn-i Hümâyun
Efendide kemâl noktasýný bulmuþtur.106 Sert ve durgun
sýfatlarýný kullanmýþtýr. 1 Þevval 1221/12 Aralýk 1806
bir üslûba sahip olan Mahmud Celâleddin mektebi, bu
tarihinde vefat eden Ýsmail Zühdî Efendi, Edirnekapý
özelliðinden dolayý Râkým mektebi karþýsýnda
kabristanýna defnedilmiþtir. Celî sülüs baþ taþý ile celî talik
tutunamamýþtýr.107
ayak taþý kardeþi hattat Mustafa Râkým Efendi tarafýndan
Sanat hayatýnda devamlý arayýþ ve yenilik içinde
yazýlmýþtýr. Manzum ayaktaþý yine kardeþi tarafýndan
olan, serbest nükteleriyle bunu yazýlarýnda gösteren Râkým,
nazmedilmiþtir.
yeni ortaya koyduðu celî üslûbunu ancak, aðabeyi ve
Ýsmâil Zûhdi ile alâkalý olarak, merhum Necmeddin
hocasý olan Ýsmâil Zühdînin vefatýndan sonra ortaya
Okyay ve merhum Mâcid Ayral birlikte, M. Uður Derman
çýkarmýþtýr.108 Râkýmýn eserleri kronolojik olarak tasnif
Beye þu tespitte bulunmuþlardýr; Tashihsiz olarak elinden
edildiði zaman durum açýkça görülebilir. Aðabeyinin
güzel harf çýkartmakta, Ýsmâil Zûhdi Efendinin geçmiþ
vefatýndan sonra, Râkým celîsinde hýzlý bir geliþme görülür.
üstatlar içinde benzeri gelmemiþtir.101
Mustafa Râkým, celîden baþka padiþah tuðralarýný da hat ve þekil yönünden ýslah ederek, bu konuda da
Bilinen en meþhur talebesi ayný zamanda kardeþi
inkýlâp yapmýþtýr. Tuðranýn harflerine kalem hakkýný
olan hattat Mustafa Râkým Efendidir. 1. 2. 5. Mustafa Râkým Efendi ve Ekolü
101- Derman, ÝKMHS, 204 102- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi, Dosyada Necmeddin OKYAYdan naklen þöyle bir not mevcut: Bir defaya mahsus olmak üzere, mahalle mektebinde ilk yazý gösterdiðim Ahmed Cenâb Beyin elinde bir (Hâfýz Osman Murakkaasý) vardý. Takdîr-i ilâhî ile onu bana bir aralýk sattý. Çýkartmýþ olduðum (Mustafa Râkýma ait) fotoðraflarla bunu bir de karþýlaþtýrdým ki, Râkým bu murakkaadan çalýþarak tirfilin açýk yerini dahi aynen taklit etmiþ. Hakký Bey bize gelmiþti. Bir tatbikat yaptýk, hayretlere gark oldu. Sonra Emîn (Yazýcý) ve biraderi Ömer (Vasfi) Efendiye bu murakkaý aldým götürdüm. Fotoðraflarý çýkarýp karþýlaþtýrdýlar. Râkým Efendinin yazýyý Hâfýz Osmanýn bu meþkinden yazdýðýný görünce, ondan sonra Hâfýz Osman Efendiye ehemmiyet vermeye baþladýlar. 103- Alparslan, Ýslâm Tarihi, 491- 492. 104- Ýsmail Hakký BALTACIOÐLU, Sanat, Sühulet Kütüphanesi, 1934, Ýstanbul, s. 64; Derman, ÝKMHS, 34; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 492. 105- Derman, ÝKMHS, 35. 106- Derman, TA, XIX, 58. 107- Derman, ÝKMHS, 35; Baþlangýçta Sultan Abdülmecidin tesiriyle, Mahmûd Celaleddin mektebine tabi olan Kadýasker Mustafa Ýzzet Efendi, birgün talebesi Muhsinzâde Abdullah Beye, Abdullah Bey, Abdullah Bey! Gidilecek yol Râkým yoluymuþ, biz bunu anlamakta niye gecikmiþiz? demiþtir. (Derman, Sabancý Koleksiyonu, 120) 108- Derman, Türk Hat Sanatýnýn Þaheserleri, Lv. 22; Sâmi Efendi bu konuda, Üstada tazim böyle olur. Bulmuþ olduðu þiveyi, olur ki gücenir diye hocasý ölünceye kadar meydana koymamýþtýr. Ondan sonra bulmuþ olduðu yolu yürütmüþtür demiþtir. (M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi).
Celî sülüste ve tuðrada yaptýðý inkýlâpla, mektep sahibi olan Mustafa Râkým, bunu saðlayabilmek için uzun süre Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþtýr.102 Râkýmýn yazý sanatýndaki yeri deðerlendirilirken üç hususa dikkat çekilir: 1- Celî sülüs harflerinin estetiðinde saðladýðý baþarý 2- Celî sülüsün istifinde saðladýðý âhenk. 3- Tuðra ölçülerinde yaptýðý estetik yenilik103 Râkýmýn yaptýðý bu deðiþiklik ve yenilikler inkýlâp kelimesi ile ifade edilmiþtir.104 Celî sülüs ve tuðra, Râkýmýn yaptýðý büyük deðiþim sebebiyle Râkým öncesi-Râkým sonrasý þeklinde bir ayýrýma tâbi tutulmuþtur.105 Celî
33
HAT SANATI
Resim 29- Hattat Mustafa Râkým Efendi tarafýndan celî sülüs hat ile yazýlan Fatih, Nakþýdil Türbesi kuþak yazýsýndan bir bölüm.
vererek ýslah etmiþ, kürsü kýsmýnda istifi yeniden tertip
görseler pesend edip, alnýndan bûs ederlerdi. Yazdýðý
ederek kürsüye tok bir görünüm kazandýrmýþtýr.
yazýlarda sülüs kaleminden itibâren bir karýþa kadar bir kalemle yazý yazsa hüsnünü muhafaza ederdi. Bütün
Râkýmýn, sanattaki kudretini ve yerini þu hüküm
esrâr-ý hatta vakýf olup, Rabb-ý Bedîin yedinde ihsân
çok güzel özetlemektedir: Yalnýz þu kadarýný söyleyelim
eylediði perkâr-ý kudretini bir kuluna bahþ etmiþ deðildir.
ki bir Sinan, Türk mimarlýðýnda, Michelange, heykeltraþlýkta
Bundan böyle de gerçi tecelliyât-ý ilâhiyesi mahdûd
ne yapmýþsa, daha ziyâdesini Râkým yazýda yapmýþtýr.109
olmamakla berâber böyle bir zâtýn âlem-i hatta
Titiz bir sanatkâr olan Râkým, yaptýðý herþeyi düþünerek
yetiþmesine imkân göremem. Bu sözüme Fatihde,
ve hesap ederek yapmýþtýr. Bu kudretteki eserler de ancak
Cihangir112 ve Tophânede yazdýðý celî yazýlar bürhân-ý
böyle meydana getirilebilir.110 Topkapý Sarayý Müzesi Arþivinde
celîdir ki, kýyâmete deðin mislini kimse vucûda bulunan111
ve
getiremeyecektir. Kaldý ki, bu abd-i fakîr pergâr-þinaslýkda
Sultan Mahmuda hitaben yazýldýðý anlaþýlan bir arîzada,
olan mahareti de inzimâm ederek istif meselesini de bir
Mustafa Râkýmýn sanat kudreti þu þekilde anlatýlmaktadýr:
hatt-ý mustakîme irca ile üst ve altýný mýstara yerleþtirmiþtir. Þir u inþâ ve kitabet-i cedîdede yed-i tûlâsý cümlenin
Benim Efendim,
müsellemidir. Rahmetullâh-i aleyhi rahmeten vâsiaten.
Buyurmuþsunuz ki, yazýlarýný Mustafa Râkým
Cenab-ý Hak turâb-ý menþûri kadar sizleri pâyidar
hazretleri gibi yazsýn. Ayâ, cihanda anýn mislini yazan
109- Ýsmail Hakký BALTACIOÐLU, Türk Yazýlarýnýn Tetkikine Medhal, DarülFünûn Ýlâhiyat Fakültesi Mecmuasý, sy. 5-6 (Haziran, 1927), s. 30. 110- Ünver, Tarih Dünyasý, 275. 111- Bu ariza TSMA.E. 1193, numarada olup 24.5 x 12 cm. ölçülerinde ve krem rengi Alikurna kaðýdýna yazýlmýþtýr. 112- 1290/1873 yýlýnda yanan eski Cihangir Camiinde Râkýmýn celî sülüs bir kuþaðý mevcut idi. TÝEMdeki Râkým Efendinin kuþak yazý kalýplarý tasnif edildiðinde, bu yazýnýn 2646 Envanter numaralý Mülk suresi yazýsý olabileceði kanaatine varýlmýþtýr. Konu ile ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Süleyman BERK, Cihangir Camisi Yazýlarý, AD Art Dekor, sy. 89 (Aðustos 2000), s. 156-164.
gelmiþ midir ki bu fakîr yazabileyim? Kendi mikdârýmca yazabildiðim bu kadardýr. Vâzýulasl Hamdullah Efendi ve Hâfýz Osman Efendinin ahsen olan murakkâtýndan yazýp ve onlardan da en güzel harflerini intihâb ederek bu uslûba eriþtirmiþtir ve hatt-ý müselsel olarak müfredât hurûfu muttasýlan bir Murakkaa yazmýþlardýr ki, sâlifuzzikr üstâdân
34
HAT SANATI
Resim 30- Hattat Mustafa Râkým Efendinin çizdiði papaðan taslaðý ve ayný taslaðýn içini doldurduðu yazý-resim. (M. Uður Derman koleksiyonu)
ve serîr-i saltanatýnýzda berkarar buyursun. Âmin.
Râkým celî'sinin azametini ve farkýný ortaya koyacaktýr. Râkým'da önce harfler yapý olarak geliþmiþ ve güzelleþmiþ,
Ýlm-i hattýn sýr olan bekâretini
daha sonra da istifteki yerlerine en güzel þekilde
Fâþ edip celîle gösterdi.
oturmuþlardýr.
Bu arîzada, Râkýmýn sanat kudreti, güzel tespitlerle
1. 2. 5. 1. Mustafa Râkýmýn Celî Sülüste
ortaya konmuþtur. Bunlar sýrasýyla; Râkýmýn, Þeyh
Yaptýðý Yenilik
Hamdullah ve Hâfýz Osmanýn sülüs harflerinden seçmeler
Mustafa Râkýmým celî sülüste yaptýðý deðiþim þu
yaparak, celîde bir üslûp oluþturmasý, bu üstadlarýn sülüs
baþlýklarda toplanabilir. Bunlar:
harflerindeki canlýlýðý celî harflerine tatbik etmesidir. Arîzada, istife getirdiði yeniliðe de iþaret edilmiþtir. Râkýmýn müselsel113
1- Harflerin bünyesini ýslah etmiþtir.
olarak yazdýðý hurûfat meþkine iþaret edildikten
2- Harflerin kalýnlýðý ile kalem kalýnlýðý arasýndaki
baþka, hat sanatýnda böyle bir zatýn yetiþmeyeceði
ideal ölçüyü yakalamýþtýr.
belirtilmiþtir ki, bu konu ile ilgili olarak, hattat Sâmi Efendi; Râkým geçilemez, onu geçmek isteyen geri döner! demek suretiyle Râkým'ýn büyüklüðünü ifade etmeye
3- Ýstifte baþarý saðlamýþtýr.
çalýþmýþtýr.114
Mustafa Râkýma gelinceye kadar hattatlar, celî
Râkým'ýn celî sülüs yazýsýndaki estetik güzelliklerin açýkça görülebilmesi için daha önce ortaya konan örneklere
113- Bu müselsel hurufat meþkinin iki kýtasý bugün, Emin Barýn koleksiyonundadýr. Bu meþklerle alâkalý olarak bkz. Derman, Türk Hat Sanatýnýn Þaheserleri, Lv. 30; a. mlf., ÝKMHS, 205; Berk, Hattat Mustafa Râkým Efendi, 64. 114- M. Uður DERMAN, Büyük Bir Hat Sanatkârýmýz: Sâmi Efendi Hayat Tarih Mecmuasý, 5 (Haziran, 1969), s. 7.
bakýlmasý, Osmanlý dönemi örneklerinin ise dikkatle incelenmesi gereklidir. Bu konuda kýsa bir karþýlaþtýrma
35
Resim 31- Hattat Mustafa Râkým Efendiye ait celî sülüs levha. (TSMK-GY 1319)
HAT SANATI
36
HAT SANATI
Resim 32- Hattat Mustafa Râkým Efendinin sülüs bir yazýsý.
sülüs harflerinde ölçüyü bir türlü saðlayamamýþlardýr. Ayný
Bu durum Râkýma kadar devam etmiþtir. Râkým, Hâfýz
harfin yazýmýnda bile standart tutturulamamýþ, yazý sadece
Osmanýn sülüs ölçülerini büyüterek, celî sülüse baþarý ile
kalýn yazýlabilmiþtir.115 Osmanlýda baþlangýcýndan, Fatih
tatbik etmiþtir.119 Bu sebeple Râkýmýn celî harfleri canlý
devrine kadar celî sülüs, mimarîde bir süs unsuru olarak
ve hareketli bir yapýya sahiptir.120 Bu durum, harfler tek
görüldüðü için baðýmsýz ele alýnmamýþ, bu sebeple de celî
tek incelendiðinde açýk bir þekilde görülebilir.
sülüste gerek harf yapýsý, gerekse istif yönünden aklâm-ý
Yazýda harflerin veya harfleri teþkil eden kýsýmlarýn,
sitte derecesinde baþarý saðlanamamýþtýr. 1 1 6
genel bir tabirle istifi oluþturan çizgilerin istif sahasýna
Râkýmýn celî sülüste yaptýðý yenilik
uyumlu bir þekilde ve ayný nispette yayýlmasý yani istif
deðerlendirilirken þu hüküm çokça kullanýlýr: Hâfýz Osmanýn
örgüsünün her tarafýnýn ayný yoðunlukta olmasý istifte
sülüste yaptýðýný, Râkým celîde yapmýþtýr."117 Sâmi
organik bütünlüðün temini, çizgiler arasýnda denge, uyum,
Efendinin þu tespiti bu hükmü doðrular mahiyettedir: 115- Derman, ÝKMHS, 34; a. mlf., Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý, 385. 116- Baltacýoðlu, Türklerde Yazý Sanatý, 45; Derman, Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý, 385. 117- Baltacýoðlu, Türklerde Yazý Sanatý, 46; Derman, ÝKMHS, 35; Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; a. mlf., Ýslâm Tarihi, 491-492. 118- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; M. Uður Derman Beyin, Necmeddin Okyaydan tespit ettiði þekliyle, Sâmi Efendi þöyle söylemiþtir: Râkýmýn yazýlarýný küçülttüðünüz vakit, Hâfýz Osmanýn aynýný bulursunuz. Lâkin öyle Hâfýz Osman yazýlarý sizin elinize nereden geçecek. (M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi). 119- Derman, ÝKMHS, 35; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 491-492. 120- Baltacýoðlu, Türk Plastik Sanatlarý, 117.
Hâfýz Osmanýn sülüslerini büyütürseniz Râkýmýn celîsini, Râkýmýn celîsini küçültürseniz Hâfýz Osmanýn sülüslerini bulursunuz."118 Osmanlý hat mektebinde sülüste, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osmanla birlikte harflerin estetik ölçüsünde baþarý saðlanmýþ, fakat celîde bu ölçü bir türlü saðlanamamýþtýr.
37
HAT SANATI
Resim 33- Hattat Mustafa Râkým Efendinin Nakþî Tâcý þeklinde istiflediði yazýsý. (TSMK-Arda 90)
38
HAT SANATI
Resim 34- Hattat Mustafa Râkým Efendinin Eyüp Mihriþah Sultan Türbesi için hazýrladýðý hilye. (TÝEM 2732)
39
HAT SANATI canlýlýðý celîye aktarmýþtýr. 1 2 4 Râkýmla ayný asýrda yaþayan Mahmud Celâleddin de Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþ, sülüs ve nesihte latif bir tavra sahip olmakla birlikte, celî sülüs harfleri donuk ve katý kalmýþtýr.125 de
harfler
birbirleriyle alâkasýz ve daðýnýk bir görünüm
Resim 35- Hattat Mahmud Celâleddin Efendiye ait sülüs celi sülüs bir levha. (Kaya Üçer Koleksiyonu).
almýþtýr.
Mahmud
ritim ve ahengin bulunmasý güzel bir istifin temel
Celâleddin'in celîlerinde
unsurlarýdýr. Râkým, harflerdeki tenâsübü ve ölçüyü
hareke ve diðer tezyinî
saðlamakla beraber, gerek satýr, gerekse katmerli istiflerde
iþaretler seyrek olduðundan,
harfleri birbirleri ile kaynaþtýrmýþtýr. Ýstifte harfler âdeta
harfler bütün donukluðu ve
birbirlerini kucaklamýþlardýr. Harflerin tenâsübünde, istifteki
katýlýðý ile ortaya çýkar.
yer ve duruþlarýna göre, bazý tasarruflarda bulunmuþtur.
1.2.6
Harflerin ölçüsünü yerine göre büyültmüþ yerine göre ise
Celâleddin Efendi ve Ekolü
küçültmüþtür, istif icabý bunu yerine göre denemiþtir.121 Bu durum istifte yazýnýn güzelliðine güzellik katmýþ, harf gövdeleri donup
kalmamýþtýr.122
Mahmud
Aslen Daðýstanlý olan
Nakþýdil Türbesi yazýlarý,
Mahmud Celâleddin Efendi,
özellikle Nakþýdil Ýmaret Çeþmesi üzerindeki müsennâ
babasý Þeyh Mehmed Efendi
âyet ve aslý Atina Benaki Müzesinde olan papaðan
ile birlikte Ýstanbula gelmiþtir.
þeklindeki istif, harflerin onun elinde nasýl yumuþadýðýnýn
Doðum tarihi belli deðildir.126
delilidir. Ayrýca Râkým, istiflerinde tezyinî iþaretleri çok
Ýlk yazý derslerini Ak
fazlaca kullanmamýþtýr; Râkým yazýlarý, harf gövdeleri ile
Resim 36- Hattat Mahmud Celâleddinin Eyüp Þeyh Murad Tekkesinde bulunan kabir taþý.
Ýstifte
ön plandadýr. Ancak harfler yerlerine oturduktan sonra
Molla Ömer Efendi ve Hoca Râsim Efendinin talebelerinden
belli sayýda, yazýyý boðmayacak miktarda hareke ve tezyinî
Abdüllatif Efendiden almýþtýr. Yamakzâde Sâlih Efendi ve
iþareti kullanmýþtýr. Þu bir gerçektir ki, Osmanlý'da istif,
Ebubekir Râþid Efendiye yazý dersi almak için yaptýðý
Râkým'la birlikte geliþme yoluna girmiþtir.
müracaatlar ise, dik baþlýlýðý sebebiyle reddedilmiþtir. Bunun üzerine, Hâfýz Osman Efendi (1942-1698)nin
Önceki yüzyýllarýn celî yazýlarý ile Râkým'ýn harf, kelime gruplarý ve istifleri karþýlaþtýrýlýrsa Râkýmýn harflerindeki canlýlýk, azamet ve istiflerindeki güzellik daha
121- M. Bedreddin Yazýr buna kaide üstü durumlar ismini vermiþtir. (bkz. Kalem Güzeli, III, 308-309). 122- Baltacýoðlu, Türk Yazý Sanatý, 47-48. 123- Ahmed Süreyyâ, Osmanlýlarda Sanâyi-i Nefîse ez-Cümle Hutûtu Bedîa, Sýrât-ý Mustakîm, sy. 174 (14 Muharrem 1329), s. 282. Hattat Hasan Rýzâ Efendinin (1849-1920) oðlu olan Ahmed Süreyyâ (Saltuk) bu makâlesinde, Râkým celîsinin özelliklerini dört madde halinde belirtmiþtir. Bunlar özetle: Harflerin týknazlýðý, hareketliliði, tenâsübü ve istifin âhengidir. 124- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; a. mlf., Ýslâm Tarihi, XIV, 491. 125- Derman, Kök, 14; Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 103-104. 126- Ýbnülemin, 187. Doðum tarihi kesin olarak bilinmeyen Mahmud Celâleddin Efendinin, doðum tarihi ile ilgili olarak, M. Uður Derman, Sabancý Koleksiyonu, s. 104de þöyle bir bilgi mevcuttur: Doðum yýlý belli olmamakla birlikte gördüðümüz 1188/1774 senesinde yazýlmýþ mükemmel bir murakkaasýndan 1163/1750 tarihi civarýnda doðduðu neticesini çýkarýyoruz.
iyi görülebilir. Râkým öncesi celî harflerinde mevcut donukluk ve orantýsýzlýk, yerini tenâsüp ve canlýlýða býrakmýþ, istif daðýnýklýktan kurtulmuþtur. Râkým istiflerinin diðer bir özelliði ise, harflerin uzaktan rahatça görülebilecek toklukta oluþlarýdýr. Harfler yazýlacaklarý yahut asýlacaklarý yere göre güzellik ölçüsüne kavuþmuþlardýr. 1 2 3 Râkým, Þeyh Hamdullah, özellikle Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþ, Hâfýz Osmanýn sülüslerindeki
40
HAT SANATI
Resim 37- Hattat Mahmud Celâleddin Efendiye ait celî sülüs bir levha. (Mehmet Çebi Koleksiyonu).
eserlerine bakarak kendi kendini yetiþtirmiþtir. 127
Celâleddin Efendi yolunda eserler vermiþseler de, padiþahýn ölümü ile bu yol terkedilmiþtir.
Sülüs ve nesih yazýda kendine has güzel bir tavra sahip olmuþ ve çok kuvvetli ve kudretli eserler ortaya
Râkým ile Mahmud Celâleddinin arasýndaki farkla
koymuþtur. Celî sülüste ise ayný baþarýyý gösterememiþtir;
alâkalý olarak, hattat Ömer Vasfî Efendi, Sâmi Efendiden
celî sülüs harfleri donuk ve küt kalmýþtýr. Celînin istifinde
naklen þu hadiseyi anlatýrmýþ; Vaktiyle Ýstanbulun tanýnmýþ
de harfler birbirinden baðýmsýz gibi kalmýþ, hareke ve
hattatlarýndan biri cuma günleri kendisinden celî dersi
tezyinat iþaretlerini baþarýlý bir þekilde daðýtamamýþtýr.
almaya gelen öðrencilerine Mustafa Râkým çýðýrý ile
Ayný asýrda yaþayan celî sülüs üstâdý hattat Mustafa
Mahmud Celâleddin çýðýrý arasýndaki ayrýlýðý akla gelmeyen
Rakýmýn celî sülüste yaptýðý atýlým ve deðiþimin yanýnda,
bir yolda anlatýrmýþ. Bu yazý üstadýnýn uzun boyu, uzun
Mahmud Celâleddinin celî anlayýþý tutunamamýþtýr.128
sakalý varmýþ. Ayaða kalkar, dimdik durur, sonra sakalýný
Sultan Abdülmecidin, Mahmud Celâleddinin
127- 101. Habib, 166; Ýbnülemin, 187; M. Uður Derman, Mahmud Celâleddin Kültürde ve Sanatta Kök, c. 1, sy. 20-22 (Ekim-Kasým-Aralýk 1982), s. 14; a. mlf. ÝKMHS, 205 128- Ýbnülemin, 188; Derman, KÖK, 14; a.mlf., ÝKMHS, 206; Süleyman BERK, Hattat Mustafa Râkýmda Celî Sülüs ve Tuðra Estetiði, s. 94-95.
talebesi Mehmed Tâhir Efendi (?-1846)nin talebesi olmasý sebebiyle bir ara bütün hattatlar padiþah sevkiyle Mahmud
41
Resim 38- Hattat Mahmud Celâleddin Efendinin talebesi Mehmed Tahir Efendinin celî sülüs bir levhasý.
HAT SANATI
42
HAT SANATI 1. 2. 7. Hattat Mehmed Þevki Efendi Sülüs ve nesih yazýnýn zirve ismi olan Þevki Efendi h. 1244/1828 yýlýnda Kastamonu Seyyidlerde Ýstanbula getirilerek ilmî tahsili yanýnda, dayýsý hattat Mehmed Hulûsi Efendiden sülüs ve nesih dersleri aldý. Hulûsi Efendiden h. 1257/1841 yýlýnda icazetini aldý. Menþe-i Küttâb-ý Askerîde rika hocalýðý yaptý. Ayrýca Sultan II. Abdülhamidin þehzâdelerine iki yýldan fazla yazý dersi verdi. Esas görev yeri Harbiye Nezâreti Mektûbi Kalemindeydi.132 Ýcâzetini verdikten sonra hocasý kendisine Ben yazýyý sana bu kadar öðretebilirim; yazýyý ilerletmen için Kazaskere götüreyim
Resim 39- Hattat Mehmed Þevkî Efendinin Amme Cüzünden bir sahife. (Gülbün Mesara Koleksiyonu).
deyince: Ben sizden baþka hocaya
Resim 40- Hattat Mehmed Þevkî Efendinin Merkez Efendi kabristanýnda bulunan mezar taþý kitabesi.
dünyaya geldi.131 Küçük yaþta
ileri doðru uzatýp, gözlerini açar, ileri atýlýr gibi durup Ýþte
gitmem cevabýný vermiþtir. Bu cevap
Mustafa Râkým elifi dermiþ. Sonra sakinleþir, sakalýný
üzerine hocasý, Þevki Efendiye hayýr duada bulunmuþtur.
göðsünün üzerine dayar, gözlerini kapar Ýþte Mahmud
Aslýnda bu sebat ve vefâ, Þevki Efendi Mektebinin
Celâleddin elifi dermiþ."129 Hattat Necmeddin Efendi,
doðmasýna vesile olmuþtur. Eðer Kazasker Mustafa Efendiye
Râkým ile Mahmud Celâleddin arasýndaki farký, dinlerdeki
devam etseydi, Kazasker yoluna mensup Þefik Bey,
mezhep ayrýlýðýna benzetmiþtir. Ýkisinin kaynaðý da Þeyh
Muhsinzâde Abdullah Efendi, Abdullah Zühdî Efendi ve
ve Hâfýz Osmana varýr.130
Hasan Rýza Efendi gibi isimlere bir yenisi eklenmiþ olacaktý.
Mahmud Celâleddin Efendinin, mushaf ve dua
Fakat kendisi, ekol sahibi her hattatýn yaptýðýný yaparak
kitaplarý yanýnda, hilye ve kýta þeklinde de eserleri
Þeyh Hamdullah, Hâfýz Osman, Ýsmail Zühdî Efendi ve
mevcuttur. Eyüp, Mihriþah Sultan Türbesi celî sülüs iç
Mustafa Râkýmýn yazýlarýný inceleyerek ve onlarýn yolundan
kuþak yazýsý Mahmud Celâleddin Efendiye aittir. H.
yürüyerek kendi üslûbunu oluþturmuþtur. 1 3 3
1245/1829 yýlýnda vefat etmiþ ve Eyüp Niþancý Þeyh Murad
13 Þaban 1304/7 Mayýs 1887 tarihinde vefat eden
Dergâhýna defnedilmiþtir. Mezartaþý kitâbesi þöyledir:
Þevki Efendi, Merkezefendi Kabristanýnda hocasý ve dayýsý
Huvel-Hayyul-Bâkî Meþâyih-i hattâtînden
129- Baltacýoðlu, Türk Plâstik Sanatlarý, 117 130- Baltacýoðlu, Yeni Adam, sy. 447, s 7. 131- Ýbnülemin, 397 ve Derman, ÝKMHS, 214te doðum tarihini h. 1244/1828 olarak; A. Süheyl Ünver, Hattat Mehmed Þevki, Ýstanbul, 50 Sanat Sever Serisi-6, 1953, s. 1 ve Rado, 225te Ünverden naklen doðum tarihi 1245/1829 olarak vermiþlerdir. 132- Derman, ÝKMHS, 214 133- Ünver, Hattat Mehmed Þevki Efendi, 1; Derman, ÝKMHS, 214
Cennetmekân merhum ve maðfûr Mahmud Celâleddin Efendinin Ruhîçûn el-Fatiha Sene 1245
43
HAT SANATI
Resim 41- Hattat Mehmed Þevkî Efendinin Kurân-ý Kerîminden bir sahife. (TSMK-GY.309-111, 2b)
44
HAT SANATI Mürekkebi ile hazýrlamýþ ve çok iyi tashih etmiþtir. Bu kalýplardan
Þevki Efendi, Râkýmýn celî sülüsteki özellik ve
müzehhibler levhalarý hazýrlamýþ
güzellikleri aynen sülüs yazýsýna aktarmýþtýr. Sülüs yazýlarý
yahut taþa hakkedilmiþtir.
kývrak ve metindir. Þevki Efendi, itinalý ve tekellüflü yazan bir hattattý. Bu sebeple yazýlarý pürüzsüz ve çok temizdir.
Sâmi Efendinin müze ve
Celî sülüsün eþsiz hattatý Sâmi Efendi Þevkînin elinden
koleksiyonlardaki yazýlarýndan
istese de fenâ harf çýkmaz demiþtir. Þevki Efendinin
baþka
özellikle h. 1290/1873ten sonraki yazýlarý kemâl noktasýna
Nûrosmaniye 135
ulaþmýþtýr. Bu bakýmdan, bu tarihten sonraki yazýlarý Þevki
kapýsý üstü celî talikleri
Efendinin örnek yazýlarýdýr.
mükemmeldir. Bâyezid kapýsý
Kapalýçarþý ve Fesçiler
üzerinde de II. Abdülhamid adýna
Þevki Efendinin sülüs yazýlarýndaki olgunluk yanýnda,
tertiplediði tuðra bulunmaktadýr.
harflerin satýra diziliþleri mükemmeldir. Bu yönüyle,
Nallý Mescid, Þehzâdebaþý, Atikali
harflerde akýcýlýk hemen göze çarpmaktadýr. Sülüs ve nesih
Paþa camileri celî sülüs yazýlarý
harflerinde olgunluk ve mükemmellik Þevki Efendi ile
yanýnda Yenicami Sebili celî sülüs
yakalanmýþtýr. Ayný þekilde nesih yazýda, harflerin satýra
kitâbesi çok meþhurdur. Sâmi
diziliþi ve satýra oturuþu, Þevki Efendinin yazýdaki önemli
Efendinin Yeni Cami sebili kitabesi
maharetlerindendir.
celî sülüs yazýlarý, celî sülüs öðrenmek isteyenlere âdeta hoca
Bakkal Ahmed Ârif Efendi ve Fehmi Efendi en önemli
Sâmi Efendi bu
talebelerindendir. Fehmi Efendi, Þevki Efendinin hakký
olmuþtur. 136
olduðu halde fazla tanýnmayan talebesidir. Fehmi Efendinin
kitabede celî sülüsün bütün
bugün, Medinede Mescid-i Nebevîde büyük boy hilyesi
nüktelerini göstermiþtir.137
bulunmaktadýr.
Resim 42- Hattat Mehmed Þevkî Efendinin hocasý Mehmed Hulûsi Efendi için yazdýðý celî sülüs kabir taþý kitabesi.
Mehmed Hulûsi Efendinin ayak ucuna defnedilmiþtir.
Sâmi Efendi (1838- 1912) XX. asrýn baþlarýnda h. 1310/1893ten sonra bir atýlým yaparak, celî sülüste eksik
1. 2. 8. Hattat Sâmi Efendi
kalan kýsýmlarý tamamlamýþtýr.138 1310/1893 Ramazanýnda
Râkým Efendi mektebine dahil fakat farklý bir þîve
eline geçen Ýsmâil Zühdînin sülüs-nesih murakkaasýndan
sahibi olan Sâmi Efendi, 16 Zilhicce 1253/13 Mart 1838
seçmeler yaparak Râkýmýn eksikliklerini tamamlamýþtýr.
tarihinde Ýstanbulda dünyaya geldi. Babasý Yorgancýlar
Celî sülüs'ün en önemli unsurlarý Sâmi Efendide kemâl
kethüdasý hacý Mahmud Efendidir. Asýl adý Ýsmail Hakkýdýr.134
bulmuþtur. Celî sülüs'teki iþaretler (tirfil, mim, mimli tirfil,
Sýbyan Mektebinde Boþnak Osman Efendiden
hurûf-u mühmele ve harekeler) yanýnda rakamlar da Sâmi
sülüs-nesih meþketti. Daha sonralarý celî sülüs yazýyý
Efendide kemâl noktasýna varmýþtýr. Tezyinat iþaretlerinin
Râkýmýn talebesi Mahmud Þakir Recâi Efendi (1804-
düz kýsýmlarý Sâmi Efendi'de daha deðirmi bir hal alarak
1874)den aldý. Talik yazýyý önce Kýbrýsîzâde Ýsmâil Hakký
kývraklýk ve canlýlýk kazanmýþtýr. Meselâ, tirfilin sol kýsmý,
Bey (1785- 1862)den sonra Ali Haydar Bey (1802 1870)den
þeddenin sol kolu Râkým'a göre Sâmi Efendi'de daha
meþketti. Dîvâni yazýyý Ebûbekir Nâsýh Efendi (1813 1885), 134- Eskiden, kalem efendilerine ikinci bir isim, mahlâs vermek âdet olduðundan Ýsmail Hakkýya da Sâmi ismi verilmiþtir. Sâmi Efendinin mezar taþýnda ismi Ýsmâil Hakký Sâmi olarak geçmektedir. Bkz. M. Uður DERMAN, Büyük Bir Hat Sanatkârýmýz: Sâmi Efendi, Hayat Tarih Mecmuasý. sy. 5, Haziran 1969, s. 4. 135- Bu kitabenin yeniden yapýlýþý serüveni için bkz. Refiî Cevad ULUNAY, Hatâ Düzelir, Milliyet, 08. 07. 1959; a. mlf., Ýnandý Teres, Milliyet, 17-18 Eylül 1961. 136- Derman, Yeni Cami Sebilinin Kitâbesi, Lâle, 4 (Aralýk 1986), s. 15. 137- Derman, a. g. m., 15. 138- M. Uður DERMAN, Hattat Sâmi Efendinin Diþ Kirasý, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 12 (Ocak, 1969), s. 22; a. mlf., Türk Hat Sanatýnýn Þâheserleri, 36.
rika yazýyý Ebûbekir Mümtaz Efendi (1810 1871)den meþketti. Sâmi Efendi asýl maharetini celî sülüs ve celî talik yazýda ortaya koymuþtur. Yazýlarý daha çok zerendûd ile hazýrlanmýþtýr. Mürekkeple yazýlmýþ yazýsý yok denecek kadar azdýr. Kendisi yazýlarýný genellikle siyah kaðýda Zýrnýk
45
HAT SANATI
Resim 43- Hattat Sâmi Efendinin celî sülüs levhasý. (Merkez Efendi Camii)
yumuþak ve deðirmi bir hal almýþtýr. Harekelerde ötrenin
bir fark yoktur. Râkým harflerine göre Sâmi Efendi
baþ kýsmýnda baþlangýç noktasý Sâmi Efendi'de bir es
harflerinde canlýlýk mevcuttur. Sâmi Efendi'de harf zülfeleri
çizerek baþlamýþ, Râkým Efendi'de ise burasý düz bir þekil
yarým nokta daha fazladýr; Râkýmda bir buçuk nokta olan
almýþtýr. Dolayýsýyla Sâmi Efendi'nin bu yumuþak hareketi
elif zülfesi Sâmi Efendide iki noktadýr. Elif harfi Sâmi
ötreye bir canlýlýk ve yumuþaklýk kazandýrmýþtýr. Sâmi
Efendi'de dibe doðru, son üç noktada hafif bir kývrým
Efendi'de ötre kuyruðunun alt kýsmý, Râkým'a göre biraz
yaparak, Râkým'a göre daha bir hareketlilik kazanmýþtýr.
daha besli bir hâldedir. Diðer harekelerde iki üstat arasýnda
Esasen bu durum dik harflerin tamamýnda mevcuttur. Rý,
46
HAT SANATI
Resim 44- Hattat Sâmi Efendinin zýrnýk mürekkebiyle hazýrladýðý bir celî sülüs levha kalýbý. (Süleyman Berk koleksiyonu)
vav gibi kuyruklu harflerin satýra meyli Râkým'da bir buçuk
iþaretleri celî sülüse Râkýmla girmeye baþlamýþtýr. Çok
nokta iken, Sâmi Efendi'de bu meyil daha fazla ve iki
titiz bir sanatkâr olan Sâmi Efendi, yazýnýn tashihi ile fazlaca
nokta kadardýr. Sin diþlerinde mevcut
uðraþýr, elinden altý ayda yazý çýktýðý olurmuþ.139 Râkýmýn
kývraklýk ve canlýlýk Sâmi Efendi'de
tamamlayýcýsý olarak kabul edilen Sâmi Efendi, celî sülüs
daha belirgin bir hal almýþtýr.
ve tuðrada Râkým mektebine dahil olmakla birlikte farklý
Râkým'da nun harfinin çanaðý sol
bir þiveye sahiptir.140
Resim 45- Hattat Sâmi Efendinin mezar taþý kitabesi. Fatih Türbesi Haziresi.
tarafta baþ kýsma bir buçuk
Hayatýnýn sonlarýný felçli olarak geçiren Sâmi Efendi
nokta kala bitmiþken, Sâmi
16 Recep 1330/ 1 Temmuz 1912 tarihinde vefat etmiþtir.
Efendi de sol kýsmýn bitiþ noktasý,
Kabri, Fatih Camii haziresinde olup, mezar taþý kitâbesi
nun baþlangýcý ile neredeyse
talebesi Kâmil Akdik tarafýndan celî sülüs ile yazýlmýþtýr.
ayný seviyededir.
Hüseyin Hâþim Bey'in Sâmi Efendi hakkýnda yazdýðý kasidesinin bir beyti þöyledir:141
Sâmi Efendi yazýda tezyinat unsurlarýný bol miktarda
Râkým da eðer görse celî hattýný derdi
kullanmýþtýr. Bu durum onun
Samî-i senâ
celî divânî ile fazlaca meþgul
pâye bu vâdide yemandýr
olmasýndan kaynaklanmýþtýr.
Üstat merhum Necmeddin Okyay, hocasý da olan
Râkým Efendi'nin istiflerinde
Sâmi Efendinin vefatýna düþürdüðü tarihte, onun vefatý ile Râkým yolunun üstadsýz kaldýðýna iþaret eder. Tarih
harfler, kendi yapýlarý ile ön
þöyledir:142
plandadýr, bazý istiflerinde
139- Kemankeþ Bâhirin bir sözü var: Sâmi Efendi merhumun yazýlarýný Râkým Efendi görse idi, mutlaka hayýr duâ eder idi. Zîra yazýda çok titiz davranmýþtýr. Kök, sy. 15 (Mayýs 1982), s. 43. 140- Derman, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 5 (Haziran, 1969), s. 7; a. mlf., ÝKMHS, 217. 141- Ýbnülemin, 359 142- M. Uður DERMAN, Hattat Sâmi Efendi, Hayatý ve Eserleri, 50 Sanat Sever Serisi, 18-1962, Ýstanbul, s. 2.
tezyinat unsurlarý yok denecek kadar azdýr. Bunun sebebi daha önceki devirlerde de harekenin
dahi çok kýsýtlý kullanýlmýþ olmasýdýr. Hareke ve tezyinat
47
HAT SANATI
Resim 46- Hattat Sâmi Efendinin Þehzâdebaþý Camiinde bulunan celî sülüs kitâbesi.
Resim 47- Hattat Sâmi Efendinin Kapalýçarþý Fesçiler Kapýsý üzerinde bulunan celî tâlik kitabesi.
Serfürû eyler cihan, târih-i Necmeddin için, Göçtü
Daha sonra Aziz Efendiden sülüs ve talik, hacý Kâmil Efendiden sülüs, divanî ve celî divanî, nihayet Sâmi Efendiden de talik, celî talik ve celî sülüs meþketti. Celî yazýda, hocasý Sâmi Efendiden sonra o yolun en usta takipçisi oldu. Hýrka-i Þerif Camii hatipliðini de yapan Ömer Vasfi Efendi 1928 yýlýnda vefat etti. Kabri, Eyüp Gümüþsuyundadýr (bkz. Ýbnülemin, 262-267; Derman, Ýki Kardeþ Hattatýmýz Ömer Vasfi Efendi (1880-1928), Neyzen Emin Efendi (1883-1945), 50 Sanat Sever Serisi, Ýstanbul, 1966, 9 s.; Rado; 251; Derman ÝKMHS, 226-227). 147- Neyzen Emin YAZICI: 1883 yýlýnda Ýstanbulda dünyaya geldi. Ýlk yazý derslerini Rüþdiye Mektebinde iken aldý. Aðabeyi Ömer Vasfi, Sâmi Efendiye derse gittikçe onu da götürdü. Aðabeyi gibi düzenli ders almadý. Aðabeyinin yazýlarýný tashih ederek celîde maharetini arttýrdý. Dinî ve lâdinî musikîde de behre sahibi idi. 3 Þubat 1945 tarihinde vefat ederek aðabeyinin yanýna defnedildi (bkz. Ýbnülemin, 80-84; Derman, Ýki Kardeþ Hattatýmýz, 9 s.; Rado, 255-256; Derman, ÝKMHS, 226-227). 148- Mustafa Halim ÖZYAZICI: Babasý Kýrýmlý, anasý Sudanlý olan Halim Efendi 14 Ocak 1898 tarihinde Ýstanbulda dünyaya geldi orta tahsili sýrasýnda hattat Hâmid Beyden Rika meþketti. Daha sonra Medresetül-Hattâtînde devrin önemli hat üstatlarý, Hasan Rýza, Kâmil Efendi, Hulûsi Efendi ve Tuðrakeþ Ýsmail Haký Beyden yazý meþketti. Her yazý cinsini büyük bir kudretle yazdý. 1963 yýlýnda emekliliðine kadar Güzel Sanatlar Akademisinde yazý dersi verdi. 30 Eylül 1964 tarihinde vefat etti (bkz. Ýbnülemin, 104-106; Derman, Hattat Mustafa Halim Özyazýcý (1898-1964), 50 Sanat Sever Serisi, Ýstanbul, 1965, 3 s.; Rado, 260-261; Derman, ÝKMHS, 227; Süleyman BERK, Hattat Halim Efendinin Bilinen Tek Hilyesi, Tarih ve Düþünce, sy. 2002/7(Temmuz 2002), s.56-64). 149- Hâmid AYTAÇ: 1893 yýlýnda Diyarbakýrda doðan Hâmid Bey, ilk yazý derslerini de orada aldý. Ýstanbula gelerek önce Hukuk daha sonra da Sanâyi-i Nefîse Mektebine devam etti ise de tamamlayamadý. Geçimini saðlamak için piyasaya yazý iþleri yaptý. Hattat Nazif Beyden yazý dersine baþlamýþsa da ancak bir ders devam edebildi. Harf inkýlâbýndan sonra matbaacýlýk yaptý, ancak yazýyý býrakmadý. Zamanýn büyük hattatlarý ile görüþtükçe onlardan istifade etti. Her cins yazýyý büyük bir kudretle yazan Hâmid Bey çok titiz bir sanatkârdý. 18 Mayýs 1982 tarihinde vefat eden üstat, Karacaahmed Kabristanýnda, Þeyh Hamdullahýn yanýnda medfundur. (bkz. Ýbnülemin, 119-123; Ali Alparslan, Hattat Hamid Aytaç, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. II, 1972, s. 16-22; Rado, 267-269; M. Hüsrev SUBAÞI, Aytaç, Hamit, Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi, Ýstanbul, Türkiye Diyanet Vakfý, 1991, c. IV, s. 287-289; Derman, ÝKMHS, 229; Hattat Hâmid Aytaç la ilgili geniþ bir deðerlendirme için bkz. Hattat Hâmid Aytaç (Âmidî) Anma Paneli - Eylül 1996, Ýstanbul, Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi, 1997; Hattat Hâmid Aytaç Kitabý, (Hazýrlayan Ýsmail Yazýcý). Ýstanbul, Kitabevi, 2002, 216 s. )
Sâmi, kaldý Râkým mesleki üstâdsýz. 1330 H. Sâmi Efendiden sonra talebeleri, Nazif Bey,143 Tuðrakeþ Ýsmail Hakký Bey,144 Aziz Efendi,145 Ömer Vasfi Efendi146 ve Neyzen Emin Yazýcý147 celî sülüste Râkým yolunda, Sâmi Efendi þivesinde yazmýþlardýr. Son devrin önemli hattatlarýndan Halim Özyazýcý148 ve Hâmid Aytaç149 da ayný vadide eser vermiþlerdir. Son iki üstad doðrudan olmasa da, Sâmi Efendinin eserlerinden istifade ile celî yazýda maharet sahibi olmuþlardýr. 143- Mehmed Nazif Bey: 1846 yýlýnda bugün Bulgaristanda kalan Ruscukta doðdu. Aslen Kýrýmlýdýr. Ýstanbula hicretten sonra Enderuna intisap etti. Þefik Beyden sülüs ve nesih meþketti. Daha sonra Sâmi Efendiden celî sülüs, celî talik, divanî ve tuðra meþketti. Erkân-ý Harbiye Dairesi hattatlýðý yapan Nazif Bey, ayný yerde mümeyyiz oldu. Celî sülüste Ýsmâil Zühdî ve Râkým yolunu takip eden Nazif Beyin celîleri tokça görünümlüdür. Bunun sebebi, yazýlarýný yazdýktan sonra pertevsuzla (mercek) tashih etmesiydi. 1913 yýlýnda vefat eden Nazif Bey, Yahya Efendi Kabristanýna defnedildi. (bkz. Ýbnülemin, 232-235; M. Uður Derman, Hattat Nazif Bey, 50 Sanat Sever Serisi, Ýstanbul, 1965, 3 s.; Rado, 242-244). 144- Tuðrakeþ Ýsmail Hakký ALTUNBEZER:1873 yýlýnda Ýstanbulda doðdu. Ýlk yazý derslerini hattat olan babasý Ýlmî Efendiden aldý. Divan-ý Hümâyun kalemine girdi ve burada Sâmi Efendiden, divanî, celî divanî, celî sülüs ve tuðra meþketti. Müzehhib Bahaeddin Beyden tezhip öðrendi. Ressam olmasýnýn verdiði avantajla, yazýda çok güzel istifler meydana getirdi. 1945 yýlýna kadar Güzel Sanatlar Akademisinde dersler verdi. 19 Temmuz 1946 tarihinde vefat ederek, Karacaahmed Mezarlýðýna defnedildi (bkz. Ýbnülemin, 97-101; Derman, Tuðrakeþ Ýsmail Hakký Altýnbezer, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 6, 1971 , s. 43-51; Rado, 258-259; Derman, ÝKMHS, 255). 145- Aziz Efendi: 1871 yýlýnda Trabzon/Maçkada doðdu. Küçük yaþta Ýstanbula gelerek, evvelâ Bakkal Arif Efendiden sülüs-nesih meþkederek 1896 yýlýnda yazdýðý hilye ile icâzet aldý. Talik yazýyý Hasan Hüsnü Efendiden, celî sülüs ve celî taliki de Sâmi Efendiden meþketti. Davet üzerine gittiði Mýsýrda uzun süre kalarak orada yazýlar yazdýktan baþka talebe de yetiþtirdi. 16 Aðustos 1934te vefat etti, kabri Edirnekapýsý Necatibey Mezarlýðýndadýr (bkz. Ýbnülemin, 68-72; Serin, Hattat Aziz Efendi, 119 s.; Rado, 251; Derman, ÝKMHS, 220). 146- Ömer Vasfi Efendi: 30 Nisan 1880 tarihinde Ýstanbul/Tophanede doðdu. Rüþdiye Mektebinde okurken Çukurcumalý Kadri Efendiden yazý meþketti.
48
HAT SANATI
Resim 48- Hattat Sâmi Efendinin Fallahu hayrun hâfizan levhasýnýn zýrnýkla yazýlmýþ kalýbý. Bu kalýpta tashih edilen yerler siyah boya ile belli olmaktadýr. Harflerin kenarý iðnelenmiþ durumdadýr. Görülen bu kalýp üst kalýptýr. Bu kalýptan zerendud olarak levhalar hazýrlanmýþtýr. (Süleyman Berk koleksiyonu)
49
Resim 49- Hattat Sâmi imzalý zýrnýk mürekkebiyle hazýrlanmýþ celî sülüs levha kalýbý. (Türkpetrol Vakfý koleksiyonu)
HAT SANATI
50
Resim 50- Hattat Sâmi Efendi imzalý zerendud celî sülüs levha.
HAT SANATI
51
HAT SANATI
Resim 51- Hattat Sâmi Efendinin Yeni Cami Sebili üzerinde bulunan celî sülüs Kitâbesi.
Resim 52- Hattat Mehmed Nazif Beyin Sülüs bir levhasý. (Mehmet Özçay koleksiyonu)
52
HAT SANATI
Resim 53- Hattat Sâmi Efendinin Kapalý Çarþý Nuruosmaniye kapýsý üzerinde bulunan celî tâlik kitâbesi.
Resim 54- Hattat Sâmi Efendinin talebesi Ömer Vasfi Efendinin Eyüpte Sultan Reþad Türbesi üzerinde bulunan celî sülüs müsennâ kitabesi.
53
HAT SANATI
Resim 55- Hattat Mehmed Nazif Beye ait istifli celî sülüs bir levha.
Resim 56- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezere ait istifli celî sülüs bir levha.
Resim 57- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezere ait istifli zerendud celî sülüs bir levha.
54
HAT SANATI
Resim 58- Hattat Mehmed Nazif Beye ait celî sülüs bir levha.
Resim 59- Hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi yolunu geliþtiren Hattat Þefik Beye ait celî sülüs levha. (Süleyman Berk koleksiyonu)
55
HAT SANATI
Resim 60- Hattat Sâmi Efendinin celî sülüs zerendud levhasý. (Aksaray, Vâlide Sultan Camii)
Resim 61- Hattat Mustafa Halim Özyazýcýnýn celî sülüs bir levhasý. (Süleyman Berk koleksiyonu)
Resim 62- Hattat Mehmed Nazif Beyin celî sülüs bir levhasý. (Abdurrahman el-Uweys koleksiyonu, Dubai)
56
HAT SANATI
II. BÖLÜM
YAZI ÇEÞÝTLERÝ
57
HAT SANATI
Resim 63- Muhsinzâde Abdullah Beyin Sülüs Nesih kýtasý.
yazýþmalarda kullanýlmýþtýr. Ýleriki dönemlerde dîvanlar
2.1. HAT SANATINDA YAZI ÇEÞÝTLERÝ
ve fetvâlar talik yazý ile yazýlmýþtýr. Dîni ve sivil mimâri
Ýslâm yazýsýnýn kaynaklarda birçok çeþidinden
eserlerde, uzaktan daha rahat görülebilen celî sülüs, celî
bahsedilmiþtir. Yapý ve þekil olarak harfler birbirine yakýn
kûfi ve celî talik yazý kullanýlmýþtýr. Kullaným sahalarýna
olsalar da, yazý çeþitlerinin harfleri arasýnda nüanslar
göre yazýnýn kullanýmýnda, harflerin yapýlarýna estetik
bulunmaktadýr. Ýslâm yazýsýnýn bu çeþitlenmesi, sanat
müdahaleler de bulunulmuþ ve bazý farklýlýklar oluþmuþtur.
olarak ve kendi içindeki bir sýnýflamadýr. Sülüs yazýda,
Tarihi süreç içerisinde oluþan bu durum, yazýnýn estetik
yahut nesih yazýda, yahut kûfi yazýda her harfin ana yapýsý
çeþitlenmesini doðurmuþtur.
aynýdýr. Fakat sanat olarak, farklý yazý çeþitlerindeki yazýlýþta bir takým farklýklar ortaya çýkmaktadýr. Meselâ sülüs, nesih
Asýrlarca süren arýnma ve süzülme sonucu, yazý
yahut muhakkak yazýda sin harfinde dendan, diþ
estetik olarak güzelleþirken çok çeþitlenen yazýlar belli
bulunurken, talik yazýda bu diþler çoðu kere
bir tasnifte toplanmaya baþlamýþtýr. Aklâm-ý sitte adý
bulunmamaktadýr. Kezâ, diðer yazý çeþitlerinde elif
altýnda toplanan yazýlarýn temeli, Hz. Peygamber
harfinde zülfe bulunurken talik ve rika yazýda zülfe
döneminde ortaya çýkan iki ana karakterden, köþeli ve
kullanýlmamaktadýr. Bu farklýlýklar daha da çoðaltýlabilir.
yuvarlak karakterli yazýdan neþet ederek çeþitlenmiþtir.151 Bu yazýlarýn ana çizgileri Ýbn Mukle ve Ýbn Bevvâb tarafýndan
Ýslâm yazýsý baþýndan itibaren kullaným alanýna
belirlenmiþ, Yâkut el-Mustasýmî tarafýndan kaideleri
göre çeþitlenmeye baþlamýþtýr. Çünkü yazý, Müslüman
konmuþtur.152 Yazý çeþitlerini þöyle tasnif edebiliriz:
toplumda, baþlangýcýndan itibaren bir sanat konusu olarak
150- Yazýr, Kalem Güzeli, II, 75 151- Daha geniþ bilgi için bkz. Nihad M. ÇETÝN. -Ýslâm Hat Sanatýnýn Doðuþu ve Geliþmesi (Yâkût Devrinin Sonuna Kadar), Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý. Ýstanbul, IRCICA, 1992, s. 15 152- Serin, Hat Sanatý ve Meþhur Hattatlar, 72
ele alýnmýþ ve iþlenmiþtir.150 Kûfi yazýnýn temelini oluþturan köþeli yazý, dîni metinlerin tespitinde kullanýlýrken, kullanýmý daha kolay olan yuvarlak karakterli yazý günlük
58
HAT SANATI
Resim 64- Ýlk dönem kûfi yazý örneði.
kýsma ayrýlmaktadýr.
Aklâm-ý sitte denilen altý çeþit yazý þunlardýr: 1-Muhakkak
1- Meþrik kûfîsi
2-Reyhâni
2- Maðrip kûfîsi
3-Sülüs
3- Kayravan kûfîsi
4-Nesih
2. 1. 1. Aklâm-ý Sitte
5-Tevkii
2. 1. 1.1 Sülüs
6-Rikaa (Ýcâze Hattý) Diðer Yazý Çeþitleri
Aklâm-ý sitte içerinde yer alan ve üçte bir anlamýna
7-Kûfi
gelen sülüs yazý, ismini baþlangýçtaki yuvarlak karakterli
8-Talik
yazýdan geliþen tûmar yazýnýn üçte bir ölçüsünden almýþtýr.
9-Dîvâni
Kalem aðzý kalýnlýðý 3 mmdir. Hat sanatýnda, sanat olarak
10-Celî Dîvâni
yazýnýn anasý ümmül-hutût olarak kabul edilmiþtir.
11-Rika
Muhakkak yazýya göre harfleri biraz küçüktür. Çanaklý
Kûfi yazý çeþitli kollara ayrýlmaktadýr.
harflerin çanaklarý derindir. Nesih yazý ile birlikte geliþimi
A- Yapýlarýna göre kûfi yazý
Osmanlýda çok hýzlý olmuþtur.
1- Basit kûfî
2. 1. 1. 2. Nesih
2- Yapraklý kûfî 3- Zemini süslü kûfî
Kelime anlamý ortadan kaldýrmak, iptal etmek
4- Örgülü kûfî 5- Geometrik
anlamýna gelmektedir. Kitap yazýmýnda diðer yazýlara göre kûfî153
daha fazla kullanýldýðý için bu ismi almýþtýr. Kalem aðzý
B- Yazýldýklarý bölgelere göre de kûfî yazý üç 153- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 45-46.
59
HAT SANATI
Resim 65- Hattat I. Derviþ Aliye ait muhakkak ve reyhâni hatlarýyla bir kýta.
kalýnlýðý, sülüs kaleminin üçte biri kadardýr. Sülüs kaleminin
pirinç tanesi üzerine ihlâs sûresi yazýldýðý da olmuþtur.
üçte biriyle ona tabi olmuþtur. Þeyh Hamdullah ile birlikte
Sultan Ahmed Camiinin celî yazýlarýný yazan Seyyid Kâsým,
Kurân-ý Kerîm yazýmýnda nesih yazý kullanýlmaya
bir pirinç tanesi üzerine ihlâs sûresini yazdýðý için kendisine
baþlanmýþtýr.
Gubârî sýfatý verilmiþtir. Bu yazýyla XX. asýr baþlarýnda Mehmed Nûri Sivâsi154 baþarýlý örnekler ortaya koymuþtur.
Baþlangýçta muhakkak, verrâki ve ýrâkî denilen
2. 1. 1. 3 Muhakkak
neshî yazý üzerinde yapýlan çalýþmalar neticesinde, ileride iki ayrý tarz ortaya çýkmýþtýr. Reyhâni ve nesih yazýnýn
Kelime anlamý itibariyle muntazam ve muhkem
ortaya çýkmasýndan sonra, özellikle nesih yazýnýn kâideleri
gibi anlamlara gelmektedir. Kalem aðzý kalýnlýðý, sülüs
Yâkut tarafýndan belirlenmiþtir. Osmanlýda Þeyh Hamdullah
kalemine tabidir. Harfleri sülüs yazýya göre daha büyüktür.
ile birlikte hýzlý bir geliþim merhalesine girmiþ ve Osmanlýnýn
Yatay harfler ve harflerin yatay kýsýmlarý daha yayýk ve
son döneminde estetik zirveye ulaþmýþtýr.
uzundur. Çanaklar geniþçe ve sülüs yazýya göre daha
Burada yeri gelmiþken gubârî yazýdan bahsetmek 154- Sivaslý Mehmed Nûrinin hayatý bilinmemektedir. Ancak gubârî yazý geleneðinin son temsilcisidir. Bazý yazýlarýnýn ketebe kayýtlarýnda kendi mesleði kaydetmiþ ve hocasýnýn ismini vermiþtir. Bir yazýsýnýn ketebesinde Mülgâ Dâire-i Meþihat Mektûbi Kalemi Mütekâidi olduðunu belirtmiþtir. Meþihat Kalemi kâtiplerinden Ahmed Efendinin oðludur. Þeyh Mahmud Hamdiden yazý dersi almýþtýr. Daha çok 1905-1935 yýllarý arasýnda eser vermiþtir. Eserlerini koyu zemin üzerine üstibeç boya kullanarak meydana getirmiþtir. Bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 187; Zübeyde Cihan Özsayýner, Yöresel Hattatlarýmýzdan Mehmet Nuri Sivasî, V. Milletlerarasý Türk Halk Kültürü Kongresi, Ankara, Kültür Bakanlýðý, ts, s.340- 342.
gerekir. Adýný Arapça toz anlamýna gelen ðubardan alan gubârî yazý, nesih yazýdan çok ince, bazen gözle zor görülebilecek kadar ince yazýlan yazýya verilen isimdir. Bu hat ile sanattan ziyade maharet gösterilmektedir. Sancak Kurânlarý bu yazý ile yazýlmýþtýr. Bazen bir
60
HAT SANATI
Resim 66- Reîsül-hattâtîn Haci Ahmed Kâmil Akdik hattýyla sülüs nesih bir kýta.
düzdür. Satýr halinde yazýlýr, istifli olarak yazýlmaz.
gelmektedir. Tevkiî yazýnýn küçüðüdür. Onun kurallarýna tabidir. Ýcazetnameler bu hat ile yazýldýðý için Hatt-ý icâze
2. 1. 1. 4 Reyhâni
diye isimlendirildiði de olmuþtur. Ayrýca, talik yazý geliþene
Nesih yazý nasýl sülüs kalemine tabi ve onun üçte
kadar bu yazýyla vakýf kayýtlarý tutulmuþtur.
biri ise, reyhâni de yazý kurallarý bakýmýndan muhakkak
2. 2. DÝÐER YAZI ÇEÞÝTLERÝ
yazýya tabidir. Kalem aðzý kalýnlýðý ise muhakkak yazýnýn üçte biri kadardýr. Muhakkak ve reyhâni yazý XV. asra
Kûfi
kadar mushaf yazýmýnda kullanýlmýþtýr.
Dîvâni
2. 1. 1. 5 Tevkiî
Celî Dîvâni
Tevkiî yazý, sülüs yazýnýn ihmal edilmiþ þeklidir.
Rika
Sülüs yazýnýn kurallarýna tabidir. Daha çok divana ait kýsa metinlerin yazýmýnda kullanýlmýþtýr. Daha sonra yerini
Talik
Dîvâni yazýya býrakmýþtýr. Sülüs yazýya göre harflerin boylarý,
2. 2. 1 Kûfi
çanaklar, küpler ve elifler daha kýsa, küçük ve kývraktýr. Kalem aðzý kalýnlýðý sülüs kalemine tabidir. En belirgin
Ýslâmýn ilk yýllarýnda kullanýlmakta olan sert köþeli
özelliði birleþmeyen harflerin birleþmesidir.
yazý daha sonra Kûfe þehrinde iþlenerek, geliþtirildiði þehre nisbetle kûfi adý verilmiþtir. Yazýldýðý yere ve yapýsýna göre
2. 1. 1. 6 Rikaa
çeþitlenmiþtir.
Kelime olarak küçük sayfa ve mektup anlamýna
61
HAT SANATI
Resim 67- Hattat Halim Özyazýcýnýn rikaa hattý.
4- Örgülü kûfî: Bazý harflerinin örülmesinden dolayý bu ismi almýþtýr. Bu çeþit kûfinin en erken örnekleri h. V. asra uzanmaktadýr. En eski örneði Ýran Râdekân Kalesinde (h. 411) Tunus Kayrevan Camii mescidinde (h. 431), en bilinen ve meþhur örnek ise Ýran Pir Alemdar kabrindedir. 5- Geometrik kûfî :156 Diðer kûfi çeþitlerinden dik ve keskin çizgileriyle ayrýlýr. Ortaya çýkýþý hususu pek fazla aydýnlatýlamamýþtýr. Ýran ve Irak mescidlerinde çok fazla yaygýndýr. B- Yazýldýklarý bölgelere göre de kûfî yazý üç kýsma ayrýlmaktadýr. 1- Meþrik kûfîsi 2- Maðrip kûfîsi 3- Kayravan kûfîsi Resim 68- Hattat Hâmid Aytaç hattýyla Þevkî Efendiye takliden yazýlmýþ nesih bir sahife. (Mehmet Özçay koleksiyonu)
Kûfi yazý çeþitli kollara ayrýlmaktadýr. 1 5 5 A- Yapýlarýna göre kûfi yazý 1- Basit kûfî: Ýslâmýn ilk yýllarýnda þark ve garbda yayýlan kûfidir. En güzel örnekleri Kubbe-i Sahra ve Tolonoðlu Camii kitâbesidir. Bu çeþit kûfide her hangi bir süsleme mevcut deðildir. 2- Yapraklý kûfî: Aðaç yapraklarý gibi süslemelerin bulunduðu çeþittir. 3- Zemini süslü kûfî: Resim 69- Makýlî yazýya Sirkeci Hubyar Camiinden bir örnek.
Zemininde kývrýk dallý motiflerin bulunduðu kûfidir. Bu çeþit kûfinin en güzel örnekleri Ýranda Gaznede ve
155- Kûfi yazýyla ilgili geniþ bilgi için bkz. CUM'A, Ýbrahim. Dirâse fî Tatavvuri'lKitâbâti'l-Kûfiyye. Dâru'l Fikri'l-Arabî, ts. 286 s. 156- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 45-46.
Kâhire Sultan Hasan Medresesinde bulunmaktadýr.
62
HAT SANATI
Resim 70- Hattat Mehmed Nûri Sivâsînin gubâri levhasý.
2. 2. 2 Dîvâni Yazý
hükümdarý Uzun Hasaný maðlup ettikten sonra Ýstanbula getirdiði Ýranlý sanatkârlarýn, kadîm talik hattýnýn
Terim olarak, padiþahýn iradelerini emirlerini,
iþlenmesinden çýktýðý söylenebilir.157 Çünkü harflerin þekli
buyruklarýný yazmak için kullanýlan yazý anlamýna
ve birleþmeleri yönünden büyük benzerlik mevcuttur.158
gelmektedir. Akkoyunlu ve Karakoyunlularda kadim talik
157- M. Uður Dermandan naklen 158- Alparslan, Sanat Dünyamýz, sy. 35, s. 36
resmi yazýþmalarda kullanýlmýþtýr. Bu yazý Fatihin Akkoyunlu
63
HAT SANATI
Resim 71- Mehmed Tevfik Ebuzziya (1843-1912) tarafýndan kûfi hat ile yazýlan Yýldýz Hamidiye Camii kubbesi (Necm Sûresi ilk âyetler).
Geliþmiþ dîvâni örneklerinin girift görüntüsü vardýr.
kullanýlmýþtýr. Bazen satýrlarýn biri mürekkep birinin altýnla
Dîvâni yazý sadece devlet yazýþmalarýna tahsis edildiði için
yazýldýðý ferman ve beratlar bulunmaktadýr. Son dönemde
gizliliði korumak kaydýyla girift yazýlmýþtýr. Ayrýca, dîvâni
Ebûbekir Mümtaz Efendi (1810- 1871), Vahdetî Efendi
yazý, Osmanlýda sadece sarayda kullanýlmýþ, dýþarýda
(1833- 1871), Mehmed Þefik Bey (1820- 1880), Ebûbekir
kullanýlmasý yasaklanmýþtýr.
Nâsýh Efendi (1813- 1885), Ferid Bey (1858- 1925), Mehmed Ýzzet Efendi (1841- 1904), Sâmi Efendi (1838- 1912), Ahmed
2. 2. 3 Celî Dîvâni Ýlk bakýþta, sülüs ve talik yazý çeþitlerinde olduðu gibi bu yazýnýn da dîvâni yazýnýn kalýn kalemle yazýlaný olduðu anlaþýlabilir. Fakat aralarýnda fark vardýr. Bu farklar þöylece tasnif edilebilir:159 1.Dîvâni yazýda hareke ve tezyîni iþaretler olmamasýna karþý, celî dîvâni yazýda hareke ve çok fazla tezyinî iþaret bulunmaktadýr. Celî dîvânide küçük noktalar da tezyinî iþaret olarak kullanýlmaktadýr. 2.Dîvâni istifsiz, satýr hâlinde yazýlmasýna karþý celî dîvâni yazý istifli ve girift olarak yazýlýr. 3.Celî dîvâni geniþ aðýzlý kalemle yazýlmaktadýr.
Resim 72- Bursa Ulucamide Þefik Bey hattýyla celî sülüs ve kûfi yazý.
Celî Dîvâni yazý sadece devlet yazýþmalarýnda
159- Daha geniþ bilgi için bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 192- 193.
64
HAT SANATI
Resim 73- Bursa Ulucamide Mehmed Þefik Beye ait celî divani levha.
Resim 74- Bursa Ulucamide Mehmed Þefik Beye ait celî divani levhanýn benzeri Ýstanbul Tophane Kýlýç Ali Paþa Camiinde bulunmaktadýr.
Kâmil Akdik (1860- 1941), Ýsmail Hakký Altunbezer (1869-
XIX. asra kadar Ýran nestalik ekolüne baðlý olan
1946), Halim Özyazýcý (1898- 1964), Hamid Aytaç (1891-
Türk hattatlarý, Yesârî Mehmed Esad Efendi bilhassa oðlu
hattatlarýdýr. 160
ve talebesi Yesârîzâde Mustafa Ýzzet Efendi elinde talik
1982) önemli dîvâni ve celî divâni
yazý yeni þîve kazandý. Ýran ve Türk nestaliki ayrý ayrý
2. 2. 4 Talik
netleþti.162 Daha sonralarý bu farký belirtmek için Türk uslûbu nestalik, talik olarak isimlendirilmiþtir. 163
Aklâm-ý sitteden sonra en çok meþhur olan ve kullanýlan yazý çeþididir. Talik kelime anlamý itibarýyla
Ýranýn meþhur hattatý Mir Ýmad Hasenî elinde talik
asma, asýlma anlamlarýna gelmektedir. Harekesi olmayan
yeni bir uslûba büründü. Ýmad, Osmanlý hattatlarýnca da
bu yazýnýn kalýn aðýzlý kalemle yazýlanýna, týpký sülüsteki
önemle takip edilen bir hattattýr. Ýmad uslûbu Türkiyeye
gibi celî talik adý verilmiþtir.
talebesi Buharalý Derviþ Abdi (ö. 1647) tarafýndan getirilmiþtir.
Talik yazýya Ýranda nestalik adý verilmektedir.
Osmanlý talik hattatlarýndan Abdülbâki Ârif Efendi (ö. 1688),
Türkiyede de bu isimle anýldýðý olmaktadýr. Türkiyede
Durmuþzâde Ahmed Efendi (ö. 1716), Þeyhulislâm
talik yazýyý bu isimle anma bazý karýþýklýða sebep olacaðý
Veliyuddin Efendi (ö. 1768), Kâtipzâde Mehmed Refi Efendi
muhakkaktýr. Ýranda ilk icâdýnda kullanýlan talik yazý
elinde geliþtirilmiþtir.164 Talik yazýda sanat bakýmýndan
geliþtirilerek yeni ortaya farklý tavýrdaki yazýya nestalik
Ýranlý ve Osmanlý hattatlarý ayný seviyede baþarý
adý verilmiþtir.
160- Bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 194- 198. 161- Ali Alparslan, Ýslâm Yazý Çeþitleri: 4 Nestalik, Sanat Dünyamýz, Yýl. 11, sy. 34 (1985), s. 3 162- Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý, 155. 163- Nestalik ve talik isimlendirmesiyle ilgili geniþ bilgi için bkz. M. Uður DERMAN, Piyer Loti Kitâbesi ve Talîk Hattýna Dâir Bir Mülâhaza, Kültürü ve Sanatýyla IV. Eyüpsultan Sempozyumu, Tebliðler, 5- 7 Mayýs 2000, Ýstanbul, Eyüp Belediyesi, 2000, s. 278- 283. 164- Alparslan, Sanat Dünyamýz, sy. 34, s. 6
Kadî talik yazý Ýranda, aklâm-ý sitte ile birlikte günlük yazýþmalarda kullanýldý. Yazma ve okunma zorluðundan dolayý bu yazý üzerinde bazý deðiþiklikler yapýlarak nestalik yazý ortaya çýkarýlmýþtýr. 1 6 1
65
HAT SANATI 2. 2. 5 Rika Yazýsý: Osmanlý tarafýndan icâd edilmiþ bir yazýdýr. Divâni yazýnýn harflerinin küçültülmesi, sadeleþtirilmesiyle geliþtirilmiþtir. Divânî yazýya göre harflerin kavis ve meyilleri azaltýlmýþtýr. Harekesiz olan rika yazýsý, sade ve süratli yazýlmaya müsait olduðundan günlük hayatta kullanýlmýþtýr. Sýbyan mekteplerinde, çocuklara yazý öðretimine bu yazý ile baþlanmakta idi.166 Rika hattý, Dîvân-ý Hümâyunda ortaya çýkýp geliþmiþtir. Zamanla kâideleri teþekkül edip sanatlý þekilde yazýlmýþtýr. Bu yazýda baþlýca iki tarz geliþmiþtir. Birincisi Mümtaz Efendi yahut Bâb-ý Âli rikasý denen tarz, ikincisi ise Ýzzet Efendi rikasýdýr. Ýzzet Efendi rikasýnýn sanat özelliði daha baskýndýr. Son dönemde hattat Hâmid ve hattat Halim Bey, Mümtaz Efendi tarzýnda güzel örnekler vermiþlerdir.
Resim 75- Dîvâni hattýyla hazýrlanmýþ, II. Abdülhamid tuðralý ferman.
göstermiþlerdir. Fakat celî talikte Osmanlý hattatlarý daha baþarýlý olmuþlardýr.165 Türk talikinin kesinleþmiþ kaidelerine raðmen Ýran nestalikinin kesinleþmiþ kaideleri yoktur. Ýran nestalikinde ayný harf çok farklý ölçülerde yazýlabilmektedir. Halbuki Türk talikinin kaideleri bellidir. Osmanlý talik ekolünün kurucusu Yesârizâde Mustafa Ýzzet Efendiden sonra uslûbu talebeleri Kýbrýsizâde Ýsmâil Hakký (ö. 1862), Ali Haydar Bey (ö. 1870), Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi (1876) eliyle yayýlmýþtýr. Ýkinci nesilden hattat celî sülüsün de yegâne usta hattatý olan Sâmi Efendi, talikte bazý eksiklikleri tamamlayarak ayrý bir þîve sahibi oldu. Sami Efendiden sonra talebeleri Mehmed Nazif Bey (ö. 1913), Ömer Vasfi Efendi (ö. 1928), Mehmed Aziz Efendi (ö. 1934), Hulusi Yazgan (ö. 1940) ve Necmeddin Okyay talik yazýnýn Sâmi Efendi yolundaki usta takipçileri olmuþlardýr. Hulûsi Efendiden talik meþk eden hattat Resim 76- Ýmada ait tâlik bir kýta.
Hâmid Aytaç (ö. 1982) ve hattat Halim Özyazýcý (ö. 1964), Yesârizâde Mektebi, Sâmi Efendi kolunun yakýn dönem
165- Alparlsan, Sanat Dünyamýz, sy. 34, s. 5 166- Bugün de hat öðretimine ekseriyetle rika yazýsý ile baþlanmaktadýr.
usta hattatlarýdýr.
66
HAT SANATI
Resim 77- Hattat Mehmed Hulûsi Efendiye ait celî tâlik levha. (Emin Barýn koleksiyonu)
Resim 78- Hattat Sâmi Efendiye ait zerendud celî tâlik levha.
67
HAT SANATI
Resim 79- Hattat Halim Özyazýcýnýn rika yazýsýna bir örnek. (Süleyman Berk koleksiyonu).
Resim 80- Hattat Yesârizâde Mustafa Ýzzet Efendinin tâlik hat ile yazdýðý Hilye-i Hâkâninin ilk kýtasý.
68
HAT SANATI
III. BÖLÜM
HAT SANATINDA KULLANILAN MALZEMELER
69
HAT SANATI
Resim 81- Makta, kalemtraþ ve mürekkep hokkalarýndan oluþan bir yazý takýmý.
Þüphesiz her sanat eseri için bir takým âlet ve
7-Mürekkep hokkasý
malzemeler kullanýlmaktadýr. Kullanýlan âlet ve malzemenin
8-Mýstar
kalitesi, doðrudan sanat eserinin kalitesine tesir etmektedir.
9-Yazý altlýðý
Bu konuda söylenmiþ bir atasözü bunu teyid eder: Kem
3. 1. KALEM168
âlât ile kemâlât olmaz.167 Kaliteli, saðlam ve iyi malzeme ile kaliteli ve güzel iþler çýkarýlacaðý muhakkaktýr. Kaliteli
Kurân-ý Kerimde kalem üzerine yemin edilmiþ,
ve saðlam bir kalem, kaliteli ve iyi bir mürekkep, iyi terbiye
Hz. Peygamber de kaleme özel önem atfetmiþtir.
edilmiþ aherli kaðýdýn kullanýldýðý bir yazý, ayný evsafý
Medeniyetlerin kalem ucundan satýra dökülenlerle
taþýyacaktýr. Kalem, kâðýt ve mürekkebin iyi ve uyumlu
oluþmasý, insan hâfýzasýnýn en büyük yardýmcýsý olmasý
olmasý, iyi bir yazý için çok büyük önem arz eder.
gibi daha birçok þey, kalemin önemini gösterir. Yazýnýn üç önemli unsurundan birisi kalemdir.169
Hat sanatýnda geçmiþte kullanýlan malzemeler küçük deðiþikliklerle bugün de kullanýlmaya devam
Hat sanatýnda kamýþ kalem ve kalemler çok
edilmektedir. Kullanýlan ana malzemeler kamýþ kalem,
çeþitlidir:
aherli kâðýt ve is mürekkebinden oluþmaktadýr. Hat
1-Kamýþ kalem
sanatýnda kullanýlan kalem ile günümüzde normal hayatta
2-Meneviþli (Hindî) kalem
kullanýlan kalem arasýnda hiçbir benzerlik yoktur. Hat
3-Cava kalemi
sanatýnda kullanýlan malzemeyi þöyle sýralayabiliriz:
4-Bambu kalemi
1-Kalem
5-Kargý kalemi
2-Kâðýt
6-Tahta kalem
3-Mürekkep
167- Muhittin Serin, Hat Sanatý ve Meþhur Hattatlar. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 2003, s. 333. 168- Hat literatüründe kalem iki farklý anlam için kullanýlmaktadýr. Biri yazý çeþidi anlamýnda, diðeri ise kamýþ kalem anlamýnda kullanýlmaktadýr. 169- M. Uður Derman, Eski Mürekkebciliðimiz, Ýslâm Düþüncesi, yýl 1, sy. 2 (Haziran 1967), s. 97
4-Mühre 5-Kalemtraþ 6-Makta
70
HAT SANATI
Resim 82- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezere ait çeþitli kalemler. (Mehmet Özçay koleksiyonu)
Yazý sanatýnda kullanýlan kamýþ kalem denildiðinde;
bulunan Vâsýt þehrinden temin edilen kamýþ kalem anlaþýlýr.
daha çok Hazar denizi kenarý ile Irak Dicle nehri kenarýnda
Kamýþ kalemin ham hâli nohûdi renkte olup, renginin kararýp sertleþmesi için gübre içine yatýrýlýr. Gübre içerisinde sertleþen kamýþýn rengi koyu kahverengi olur.170 Bu kurutma iþlemi, sýcak ülkelerde güneþe karþý serilerek de yapýlmaktadýr. Hindistanda yetiþen içi dar, uzun boðumlu ve dýþý benekli kalemler (Meneviþli kamýþ) kendileri sert olduðu için gübreye yahut güneþe yatýrma iþlemi yapýlmamaktadýr. Bambu kamýþý, bambu isimli bitkiden elde edilmektedir. Sandalye yapýmýnda da kullanýlmaktadýr. Normal kamýþ kaleme göre daha sert ve kalýndýr. Kargý kalemi ise, ney yapýmýnda da kullanýlan kamýþtan elde edilmektedir. Boðumlarý kesilerek kullanýlmaktadýr. Kargý kalem de normal kamýþ kaleme göre daha sert ve kalýndýr. Cava kalemi, Uzakdoðuda Cavada yetiþen bir 170- Kamýþ kalemle ilgili daha geniþ bilgi için bkz. M. Uður Derman, Kalem, Ýslâm Düþüncesi, yýl 1, sy. 3 (Eylül 1967), s. 165
Resim 83- Ucu açýlmýþ bir celî kalemi. (Mehmet Özçay arþivi)
71
HAT SANATI 3. 1. 1. Okuma Parçasý
Beni, kimler parmaklarý arasýnda tutmadý ki?
KAMIÞ KALEM
Koca Fatih, daðlardan aþýrdýðý kadýrgalarýný Ýstanbul surlarýna indirdikten sonra, Bizansýn yýkýk dökük halini
Görünürde basit, fakat iç yüzü acýklý bir mâcera
tasvir eden meþhur mýsralarýný, kâðýt üzerinde benim
dinledim.
dilimle döktü.
Bir çift kamýþ kalemin hazin âkýbeti.
Ondan evvel ve ondan sonra gelen nice padiþahýn
Bir terekeden satýn alýnan, henüz açýlmamýþ, çift
elinde, ben gâh gene böyle içden gelme melâlli veya
parçalý iki uzun kamýþ kalem. Masa üzerine býrakýlmýþ. Masanýn sahibi odada
þehametli sözleri ilk tercemaný oldum, gâh ince ruhlarýn
yokken, kamýþ kalemin ne olduðunu bilmeyen bir çift
elemlerini ve emellerini terennüm ettim. Zaman oldu; devletli baþlar, kimseciklere açamadýklarý gizli dertlerini
yabancý el, can sýkýntýsýný gidermek için, bunlarý ufacýk
benimle paylaþtýlar; gâh, yabancý taçlýlara, benim dilimden
ufacýk parçalar halinde doðramýþ.
dökülen haþmetli sözlerle iltifatnâmeler, dehþet saçan
Doðranmasaydý, bu bir çift kamýþ kalem ne iþe
kelimelerle korkunç fermanlar yolladýlar.
yarayacaktý? Yazý âleti olmaktan çoktan çýktýðý için, uzun
Sana tavsiye ederim; þu yaþadýðýn þehirdeki
asýrlar görmeye devam ettiði o iþi artýk yapacak deðildi
kütübhaneleri, müzeleri, antikacý dükkânlarýný, eski ailelerin
elbette. Fakat bir antika gibi, mükemmel bir vitrin eþyasý
evlerini gez dolaþ.
vazifesi görecekti.
Oralarda hep benim âciz vücudumun eseri olan
Kendileri kadar narin yapýlý bir mahfaza içinde,
yüksek bahada, cildler dolusu kitab, meþhur hattatlarýn
vitrinin bir köþesinde, ebedî uykularýný uyurlarken, ara
elinden çýkma, baha biçilemez levhalar bulacaksýn.
sýra yüzlerine bakanlara, uzun tarihlerinin þanlý
Zaman oldu, Nefîlerin, Namýk Kemallerin, Âkiflerin
sahifelerinden öyle menkýbeler nakledeceklerdi ki,
elinde arslanlar gibi kükredim. Cýlýz vücudumdan hiç
kendileriyle beraber, ayný vitrin içinde yorgun argýn
umulmayan davudî bir ses, bütün bir milleti tek ruh
dinlenen bütün öteki antika parçalar, utanacaklar,
halinde vecde getirdi. Zaman oldu, içli þairlerinizin elinde, benimle ayný
sinecekler, söneceklerdi.
hamurdan yoðurulmuþ olan ney gibi, inim inim inledim.
Kamýþ kalemi parça parça eden o bir çift elin
Gün geldi, yazdýðým muhteþem fermanlar, Garbýn nice
sahibine, iþlediði cinayetin azametini kalemin kendi dilinden
maðrur hükümdarýný dize getirdi.
anlatabilmeyi ne kadar isterdim!
Gün geldi, dilimden dökülen ateþli sözler, en insafsýz
Bu merhametsiz parmaklar arasýnda, narin vücudu
güzellerin gözlerinden yaþlar akýttý.
liyme liyme olurken, incecik kamýþ kalem, belki þöyle
Süleyman Nazif Firak-ý Irak ýný, Tevfik Fikret Sisini,
feryad etmiþdir:
Âkif Çanakkale Þehidlerini benimle yazdý.
-Ne büyük bir suç iþlediðini bilmiyorsun gafil genç!
Beni, masanýn üstünde halsiz halsiz yatarken
Senin þanlý tarihinin yapraklarýný yazanýn, benim þu nâçiz
gördün de, çöp sandýn, deðil mi genç adam?
vücudum olduðunu bilseydin, þu dakikada utancýndan
Haklýsýn. Kabahat sende deðil, benim kim olduðumu sana öðretmemiþ olanlarda.
yerlere geçerdin.
Ben, uzun bir tarih boyunca, senin atalarýna çok
Ben bir zamanlar, o kadar baþ tacý idim ki, Türk
hizmet ettiði için yorulmuþ, tarihin sinesinde dinlenmeye
çocuðu, elifbesini okumak için kullandýðý Hilâl adlý, süslü
çekilmiþ bir emekdarým.
demirden, iþaret âletini býrakýp da beni eline alabildiði
Beni kýrdýðýna iyi etmedin. Ama bilmeyerek kýrdýðýn
gün kendisini bahtiyar sayar, artýk okumuþ yazmýþ insanlar
için, seni gene affediyorum!
arasýna gireceðini benim sayemde idrak eder, ruhunda
Hamdi Varoðlu, Cumhuriyet Gazetesi 27 Ocak
bir büyüklük duyardý. O günden itibaren, ben o çocuðun
1957171
fikir hayatýna, kâðýt üzerinde yürüyen sivri ucumun çýkardýðý
171- M. Uður Derman, Kalem, Ýslâm Düþüncesi, yýl 1, sy. 4 (Aralýk 1967), s. 265-266dan naklen
vakur ve tatlý cýzýrtý ile istikamet çizerdim.
72
HAT SANATI cins aðacýn yaprak diplerinde bulunan sert, ince ve uzun kýsýmdýr. Kurân-ý Kerim gibi uzun metinlerin yazýmýnda, normal kamýþ kalemin ucu zaman zaman bozulup tekrar açýlmayý gerektireceðinden, kalemin aðýz kalýnlýðý, önceki aðýz kalýnlýðý gibi olamayacaðýndan, daha sert olan ve aðzý çabuk bozulmayan cava kalemi tercih edilmiþtir. 172 Bambu ve kargý kaleminin yetmediði kalýnlýktaki yazýlar için tahta kalem kullanýlmýþtýr. Mukavemetli ve saðlam yapýlý aðaçlardan imal edilen bu tip kalemlerin sap kýsýmlarý elin kavramasý için ince yapýlmýþtýr. Çok fazla geniþ aðýzlar için kalem imal edilmemiþ, bu tip kalýn yazýlar kareleme usulü kullanýlarak çizme suretiyle meydana getirilmiþtir.173 Resim 84- Kalemin kat edilmesi. (Mehmet Özçay arþivi)
3. 2. KÂÐIT sünger yardýmýyla boyanýrsa buna da sürme usûlü
Yazý sanatýnýn önemli malzemelerinden biri kâðýttýr.
boyama adý verilmektedir.174
Kâðýt hat sanatýnda, ham hâliyle, terbiye edilmeden kullanýlmaz. Kalem ve mürekkeple uyum saðlayacaðýndan,
Bazý kâðýtlar orta kýsmý farklý, yan kýsýmlarý farklý
usûlünce boyanmýþ ve terbiye edilmiþ kâðýt kullanýmý
boyanýrsa, böyle boyanmýþ kâðýtlara akkâse kâðýt adý
önemlidir. Ham kâðýt, yani aherlenmemiþ kâðýt mürekkebi
verilmektedir.
emeceðinden ve tashihe imkân vermeyeceðinden makbul
Kâðýt boyandýktan sonra aharlama iþine hazýr
deðildir. Ahar, kalemin kâðýt üzerinde kolayca hareket
demektir. Ahar iki çeþittir. Niþasta aharý ve yumurta aharý.
etmesini saðlar. Hat sanatýnda kullanýlan kaðýdýn asitsiz
Özellikle celî yazýlarda kullanýlacak kâðýtlar önce niþasta
olmasýna dikkat edilmesi gerekmektedir. Çünkü asit kâðýdýn
ile sonra yumurta aharý ile aherlenmelidir.
zamanla yanmasýna sebep olmaktadýr.
Niþasta aharý, bildiðimiz niþastanýn suyla karýþtýrýlýp
Eskiden Ýtalyada üretilen kalýnca kaðýt çokça
ateþte kaynatýlmasýyla elde edilmektedir. Niþasta evvela
kullanýlmýþtýr. En ziyade celî sülüs yazý için kullanýlmýþtýr.
soðuk su ile ezilir, hafif ateþte karýþtýra karýþtýra kaynatýlýr.
Ýtalya'nýn Toskana eyaletinin güneyinde güzel bir þehir
Elde edilen kývam soðuduktan sonra, sünger yardýmýyla,
olan Livurna'da yapýlan bu kâðýtta (A. Ligorna) kelimesi
kaðýda yedirilerek sürülür; kâðýt kurumaya terk edilir.
soðuk damga ile vurulduðundan tahfife uðrayarak "Ali
Niþasta aharýnýn üzerine duruma göre en az iki kat veya
Kurna" olmuþtur.
daha fazla yumurta aharý sürülür.
3. 2. 1. Kaðýdýn Boyanmasý ve Aherlenmesi
Yumurta aharý; yeterli miktarda yumurta aký bir
Kâðýt aherlenmeden önce boyanmalýdýr. Boyama
kaba alýnýr. Yumurta büyüklüðünde bir þap avuç içine
için çok çeþitli bitkilerden çeþitli renkler elde edilmektedir.
alýnarak yumurta aký kesilinceye kadar çýrpýlýr. Çýrpma
Fakat tercih edilen renk, çaydan elde edilen nohûdi renktir.
iþlemi yumurta aký kesilinceye kadar devam etmelidir.
Renk elde edilmek istenen bitki, geniþ bir kaba konularak
Kesilerek köpüklü bir hal alan karýþým bir müddet daha
þapla birlikte kaynatýlarak boya elde edilir. Elde edilen
172- Cava kalemi ilk defa Hattat Çömezzâde Mustafa Vâsýf Efendi ve talebesi Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi tarafýndan kullanýlmýþtýr. Bkz. Derman, Ýslâm Düþüncesi, sy. 2 (Haziran 1967), s. 168. 173- Meselâ, Ayasofyanýn, kalem aðzý kalýnlýðý 35 cm. olan ciharyâr yazýlarý ile kalem aðzý kalýnlýðý 15 cm. olan kubbe yazýsý bu suretle yazýlmýþtýr. 174- Daha geniþ bilgi için bkz. Boya, Mürekkeb, âhar Mecmuasý. Millet Kütüphânesi. Ali Emîri Efendi, Tarih, no 809; Yazýr, Kalem Güzeli, II, 191193; Nefeszâde, Gülzâr-ý Savâb, s. 107; Serin, Meþhur Hattatlar, 341.
boya geniþ ve yayvan bir kaba alýnarak kâðýt bunun içine batýrýlmak suretiyle boyanýr. Bu þekilde kâðýt boyama usûlüne banyo usûlü adý verilmektedir. Eðer kâðýt bir
73
HAT SANATI
Resim 85- Kaðýt aherlemede kullanýlan çakmak taþý mühre. (Emin Barýn koleksiyonu)
karýþtýrýlýr. Bir müddet dinlendirildikten sonra tülbentten
çakmak taþý yahut camdan üretilmektedir. Saplý bir tahtaya
süzülerek elde edilen ahar maddesi bir sünger yardýmýyla
tespit edilen cam yahut çakmak taþýnýn, kaðýda deðen
çok dikkatli bir þekilde kaðýda sürülür. Gerek niþasta aharý
yani mühre yapýlan kýsmýnýn gayet pürüzsüz ve temiz
gerek her yumurta aharýndan sonra kâðýt mührelenir. Bu
olmasýna dikkat edilmelidir.
konu kâðýt mühreleme bahsinde ayrýca anlatýlacaktýr.
3. 4. MÜREKKEP
Aharlanan ve mührelenen kâðýtlar tavlanmasý için
Hat sanatýnda kullanýlan mürekkepler þöyle tasnif
bir müddet baský altýnda dinlenmeye býrakýlýr. Bu dinlenme
edilebilir:
müddetinin en az altý olmasý gerektiði kaynaklarda belirtilse
1-Ýs mürekkebi
de daha önce kullanýlabilir.
2-Lal mürekkebi 3-Üstübeç mürekkebi
3. 3. MÜHRE
4-Altýn mürekkebi
Kâðýt üzerine yapýlan aharýn parlatýlmasý ve
5-Zýrnýk mürekkebi
pürüzlerinin giderilmesi maksadýyla çakmaktaþý, akik taþý
6-Tashih mürekkebi
ve camdan mamul mühre ile mührelenir. Mühreleme iþleminin, mühre tahtasý veya pesterk denilen damarsýz
Hat sanatýnda kullanýlan ana mürekkep, is ve
ve eksiz ýhlamur aðacý üzerinde yapýlmasý tercih edilir.
zamktan elde edilen, siyah is mürekkebidir. Bezir yaðý, balmumu, neft yaðý, çýra ve gazyaðý gibi çok çeþitli
Daha pratik olarak karton kâðýtlarýn konulmasýyla
maddelerden elde edilen is,176 eritilip boza kývamýna
yumuþatýlmýþ zemin üzerinde de yapýlabilir. Sürülen her
getirilen arap zamký içerisine katýlýr, iyice karýþtýrýlarak
ahardan sonra mühre yapýlýr; son kat ahar üzerine mühre
dövülür. Bu karýþýma gerekli miktarda saf su katýlarak
direkt yapýlýr. Diðer zemin aharlarý ise bir kâðýt üzerinden
inceltilir ve mürekkep kullanýlýr.177
yapýlýr. Son kat aharý mührelenirken, mührenin kâðýt üzerinde rahat kaymasý ve mührenin kaðýdý çizmemesi için kaðýdýn üzerine fýndýk yaðý sürülmelidir.175 Yalnýz, yazý yazmadan evvel, fýndýk yaðýnýn tesirini gidermek için kâðýt, pudra tozu ile silinmelidir. Zira yaðlý zeminin mürekkebi tutmasý mümkün deðildir. Mühreleme mühre âleti ile yapýlýr. Mühreler
74
175- Kaynaklarda, mührelemeden önce kaðýda kuru sabun sürülmüþ çuha gezdirilmesi tavsiye edilmektedir. Fakat daha sonra bu sabun, pudralama ile giderilemediðinden yazý yazmada büyük zorlukla karþýlaþýlmaktadýr. En doðrusu, fýndýk yaðý yahut cildin tabii yaðýnýn kaðýda sürülmesidir. Merhum hattat Halim Özyazýcý (1898-1964)nýn mühreleme için baþýnda bulunan ve hiç yýkamadýðý takkesini kullandýðý rivayet edilmiþtir. 176- Ýs elde edilmesi ile ilgili geniþ bilgi için bkz. Nefeszâde Ýbrahim. Gülzâr-ý Savâb. Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi Neþriyatý, 1939, 93-94; M. Bedreddin Yazýr. Medeniyet âleminde Yazý ve Ýslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli, II, Ankara, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Yayýnlarý, 1974, 183; Derman, Ýslâm Düþüncesi, sy. 2 (Haziran 1967), s. 98-99. 177- Mürekkep yapýmý ile ilgili geniþ bilgi için bkz. Gülzâr-ý Savâb, 94- 100; Yazýr, Kalem Güzeli, II, 180- 183; Derman, Ýslâm Düþüncesi, sy. 2 (Haziran 1967), s. 100-103.
HAT SANATI
Resim 86- Porselen hokka takýmý. (Emin Barýn koleksiyonu)
Ýs ve arap zamkýnýn karýþýmýndaki oran; dört kýsým
hokkaya bir mikdar lýka ve siyah mürekkep ve su koyup
zamka, bir kýsým is konulmasýdýr. Mürekkebin karýþýmýna
iyice karýþtýrdýktan sonra aðzý açýk olarak güneþte býrakýlýr,
zamk fazla konulduðunda, yazýda mürekkep parlama
ara sýra çubukla karýþtýrýlýr. Su azalýp mürekkep kuruyacak
yapar, kalemden zor akar, dolayýsýyla yazý zor yazýlýr.
hale gelince biraz daha su ilâve olunup karýþtýrýldýktan
Ayrýca yazý murakkaa gerildiðinde kusma yapacaðý gibi,
sonra yine güneþte býrakýlýr. Bu tarzda beþ-on gün devam
mürekkep ileride çatlama da yapabilir. Ýs fazla
olunur. Mürekkebin parlaklýðý gidip mat bir hal alýr. Þayet,
konulduðunda ise, yazýya el deðince siyahlýk yayýlarak
kullanýldýðý zaman is zerreleri kaðýda, üzerinde daðýlýp
yazýnýn bozulmasýna sebep olur.
bulaþýrsa, az miktarda süzülmüþ bal ilâve edilip karýþtýrýlmalýdýr. Bununla yapýlan tashihler belli olmaz, yazý
Tabiatta bulunan çeþitli renkteki pigmentler, arap
kenarlarý þiþip kabarmaz. Ýðnelenirken rahat ve muntazam
zamký ile karýþtýrýlarak istenilen renkte mürekkep elde
iðnelemeye de yardýmý olur.179
edilebilir. Siyah is mürekkebinden baþka nadiren de olsa kýrmýzý (lal) mürekkep, beyaz (üstübeç) mürekkep ve zerendûd (altýn) mürekkep hat sanatýnda kullanýlmaktadýr. Ayrýca XIX. asýrda yazý kalýbý çýkarýlmasýnda sodyum ve arsenik sülfürün arap zamký ile karýþtýrýlýp dövülmesiyle elde edilen sarý (zýrnýk) mürekkebi kullanýlmýþtýr. Üstübeç mürekkebi ile mushaflarýn sûre baþlýklarý yazýlmýþtýr. Zerendud levhalarýn hazýrlanmasýnda varak altýn, arap zamký yahut bal ile ezilip, jelatinli su ile sulandýrýlarak kamýþ kalem veya fýrça ile kullanýlýr. 178
Zerendud Resim 87- Mürekkep hokkasý ve rîhdan. (Emin Barýn koleksiyonu)
levhalardaki altýn, daha sonra zermühre denilen mühre
178- Renkli mürekkep imali için bkz. Yazýr, Kalem Güzeli, II, 184- 186; Derman, Ýslâm Düþüncesi, sy. 2 (Haziran 1967), s. 103-105. 179- Yazýr, Kalem Güzeli, II, 186
ile parlatýlýr. Bir de tashih mürekkebi vardýr ki sadece M. Bedreddin Yazýr bahsetmiþ ve tarifini þöyle yapmýþtýr: Bir
75
HAT SANATI kalemin iyi ve güzel açýlmýþ
3.5. MISTAR
saðlamak için kamýþ kalemin
yazýmýnda, formun ve satýr çizgisinin tespiti için kullanýlan
açýldýðý kalemtýraþýn gayet kaliteli
malzemedir. Yazýlacak her ayrý eser için ayrý mýstar
ve keskin olmasý lâzýmdýr. Burada
hazýrlanýr. Sayfa boyuna göre hazýrlanmýþ olan mukavva
bahsedilen kalemtýraþýn bugün
üzerinde, satýr çizgilerinin baþý ve sonu iðne ile delinerek
kurþun kalem açmada kullanýlan
ibriþim bu deliklerden geçirilir. Sayfa üzerinde, ibriþimin
kalemtýraþla herhangi bir alâkasý
düðmesiz olmasýna dikkat edilmelidir. Sayfanýn sað ve
bulunmamaktadýr. Hat sanatýnda
soluna da dikine ibriþim çekilir. Yazý yazýlacak kâðýt bu
kamýþ kalem açmada kullanýlan
mukavvanýn üzerine konularak parmak uçlarý ile ip izinin
kalemtýraþ, sap kýsmý, kesici
kaðýda çýkarak satýrýn belirmesi saðlanýr.
kýsýmdan en az iki kat büyük
Mýstarlar meþk mýstarý, sahife mýstarý, hilye mýstarý
olan býçak görünümündedir. Hat
olmak üzere kullanýlacaklarý formlara göre sýnýflanýrlar.180
sanatýnda, kamýþ açma ve tashihte kullanýlan iki çeþit
Bugün daha pratik olarak ýþýklý masada, kâðýt altýna
kalemtýraþ bulunmaktadýr. Tashih
konan ve satýrlarý koyu kalemle çizilmiþ kâðýtlar, satýrý belli
için kullanýlan kalemtýraþlar
etmek için, mýstar niyetine kullanýlmaktadýr.
normal kalemtýraþlardan çok
Resim 88- Bir kalemtýraþýn sap, parazvana ve týð kýsmýnýn görünüþü. Kalemtýraþý yapan ustanýn mührü týð kýsmýnda görülmektedir. (Emin Barýn koleksiyonu)
olmasý gerekmektedir. Bunu
Eskiden, Kurân-ý Kerim, kýta ve hilye gibi metinlerin
daha küçüktür.
3. 6. KALEMTIRAÞ
Kalemtýraþ üç ana kýsýmdan meydana gelmektedir:
Harflerin güzel ve keskin yazýlabilmesi için kamýþ
1-Su verilmiþ çelikten imal edilen ve tîð denen kesici kýsým 2-Çeþitli maddelerden imal edilen sap kýsmý 3-Sap ile kesici kýsmý birbirine baðlayan parazvana denen kýsým Kesici kýsým yapýlýþ þekline göre hattâtî, kâtibî, söðüt yapraðý, cam kýrýðý gibi çok çeþitli isimler almýþtýr.181 Eski kalemtýraþlarda, kesici kýsmýn parazvanaya yakýn yerinde usta ismi yer almýþtýr. Günümüzde klasik tipte kalemtýraþ imal edilmekle birlikte daha pratik olmasý bakýmýndan kýrtasiye tipi kesim býçaklarý da kullanýlmaktadýr. Tashih için de daha pratik olmasý sebebiyle neþter kullanýlmaktadýr. Kamýþ kalemin açýlmasýnda önce boðuma yakýn kýsmý yatay olarak kesilir. Bu ana kesimde sonra, kalemde oluþan ve dil tabir edilen kýsým, istenilen incelik elde 180- Mýstar yapýmý ile ilgili geniþ bilgi için bkz. Yazýr, Kalem Güzeli, II, 208- 210. 181- Bkz. A. Süheyl Ünver, Türk Kalemtýraþçýlarý, Yücel, c. IV, sy. 34 (1937), s. 170; Derman, Ýslâm Düþüncesi, 2, s. 170
Resim 89- Nesih sahife mýstarý. (Süleyman Berk koleksiyonu)
76
HAT SANATI çok önemlidir. Mürekkebin iyisi ve kalitelisi ayný þekilde kaðýdýn iyisi, doðrudan yazýlacak yazýya tesir etmektedir. Bu sebeple atalarýmýz Kem âlât ile kemâlât olmaz demiþlerdir. Ýyi eserin iyi malzeme ile çýkacaðý muhakkaktýr. Kaliteli mürekkebin kullaným kabýnýn da önemi bulunmaktadýr. Sýrlanmamýþ toprak saklama kaplarý ile mermerden mâmul hokkalar mürekkebin hassasiyetini kaybetmesine sebep olmaktadýr. Seramik ve cam hokkalar mürekkebin özelliðini kaybetmemesi açýsýndan daha iyidir. Geçmiþte gayet sanatlý, seramik ve camdan, mürekkep hokkalarý üretilmiþtir. 3. 8. YAZI ALTLIÐI Kamýþ kalemin kaðýda iyice oturmasý için kaðýdýn tatlý sert bir zemine oturmasý gerekmektedir. Bir miktar kaðýdýn üst üste tutturulmasýyla oluþturulan altlýklar, talik yazý için farklý þekilde hazýrlanmýþtýr. Bazen deri, yazý altlýðý olarak tercih edilmiþtir. Resim 90- Kalemtýraþ çeþitleri. (Emin Barýn koleksiyonu)
3. 9. MAKTA
edilinceye kadar sað ve soldan týraþlanýr. Kalemin kaðýda
Arapça kesim yapýlan yer anlamýna gelmektedir.
dokunacak, yazý yazacak kýsmý kalemtýraþla, makta
Kamýþ kalemin dil denilen kýsmý kat edilirken yahut
üzerinde kat edilerek elde edilir. Kat edilen dil kýsmýndan
þakkedilirken býçaðýn aðzýnýn zarar görmemesi ve kalemin
mürekkebin akýþýný saðlamak için, dil kýsmýný ortadan ikiye
uygun zeminde bu ameliyeye tabi tutulmasý için kullanýlan
ayýrmak için þakk edilir. Þakkýn dikkatli yapýlmasý, yarýlan
alettir. Daha çok kemik, fildiþi, abanoz gibi maddelerden
kýsmýn iki eþit iki parçaya ayrýlmasý gerekmektedir. Esasen
imal edilmiþtir. Maktada kalemin oturtulduðu bir yuvasý
kalemin þakký, yazýlacak yazýnýn cinsine göre deðiþmektedir.
vardýr. Zamanýnda, maktanýn daha pratik olmasý için cepte taþýnanlarý da imal edilmiþtir.
Kalem þakký, nesih ve talik yazý kaleminde, dilin sað üçte birden þakk edilmelidir ki, nesih ve talik yazýdaki yarým hareketler ortaya çýkabilsin. Sülüste sol üçte birden; rika yazýda tam ortadan þakkedilir. Dîvâni ve celî dîvâni yazýda sol üçte birden þakk tavsiye edilmiþtir. Kalem açýlmasýnda kesme ve yontma usulü kullanýlýr. Kaba kýsýmlar alýnýrken kesim yapýlýr, kabasý alýnmýþ kaleme istenilen incelik ve kývam verilirken ise kesmeden ziyade yontma iþlemi uygulanýr. Bütün bunlar yapýlýrken kalemtýraþýn gayet keskin olmasýna dikkat
Resim 91- Cep maktaý. (Emin Barýn koleksiyonu)
edilmelidir.182
182- Hattat Kâmil Akdike, Hangi talebeniz daha güzel yazýyor efendim? diye sorulunca: Kalemini en iyi açan yazmaktadýr cevabýný vermesi, kalemi düzgün ve kývamýnda açmanýn önemini göstermektedir. Eski üstadlar kalem açma üzerinde durmuþ ve Kalem açýþýnda çok sýrlar var, o sýrlar yakalanmadan güzel yazý yazýlamaz demiþlerdir.
3. 7. MÜREKKEP HOKKASI Yazý sanatýnda kullanýlan malzemenin kaliteli olmasý
77
HAT SANATI
Resim 92- Makta çeþitleri. (Emin Barýn koleksiyonu)
Resim 93- Hat sanatýnda kaðýt kesmek için kullanýlan makas. (Emin Barýn koleksiyonu)
Resim 94- Sultan III. Ahmed tuðralý, iþlemeli divit. (Mehmet Çebi Koleksiyonu)
78
HAT SANATI
IV. BÖLÜM
HAT SANATINDA TUÐRA FORMU
79
HAT SANATI Osmanlý hânedanýnýn niþan ve alâmeti olan tuðra183
olanýn çektiði tuðradýr. Bunun dýþýnda birçok hattat
Oðuzca bir kelime olup, aslý tuðraðdýr. Anadolu lehçesinde
tarafýndan padiþahýn deðiþik ibare ve istiflerle tuðrasý
kelime sonundaki (ð) okunmadýðýndan, bu kelime tuðra
yapýlmýþtýr. 195 Osmanlýda padiþah tahta çýktýðýnda,
olarak telaffuz edilmiþtir.184 Arapçasý tevkî, Farsçasý ise
kendisine gösterilen deðiþik tuðra örneklerinden birini
Tuðra, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçuklularý,
beðenir, bu da saltanatýn sonuna kadar padiþahýn alâmeti
niþandýr.185
Memlûklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlýlarda
olurdu.196
kullanýlmýþtýr.186
Osmanlýda ilk tuðra, Sultan Orhana aittir. Orhan
Oðuz hanlarýnýn kullandýklarý tuðralar hakkýnda bir
Gazinin elde mevcut tuðralarýndan ilki m.1324 tarihli,
bilgiye sahip deðiliz.187 Selçuklu tuðralarýnýn þekli hakkýnda
diðeri ise m. 1348 tarihlidir.197 Her iki tuðranýn ibaresi de
ise Bündârînin Zübdetün-Nusra ve Nuhbetül-Usra adlý
Orhan b. Osman þeklindedir. Milâdî 1324 tarihli tuðrada
eserinde bazý tarifler mevcuttur. Buna göre Selçuklu
üç nun harfi sola keþideli bir biçimde iç içe yerleþtirilmiþ,
altýndadýr.188
dik harflerden de üç adet tuð elde edilmiþtir. Milâdî 1348
Memlûklularda ise þekil tamamen farklýdýr. Memlûklu
tarihli tuðrada ise üç nun harfi soldan saða doðru yukarýda
tuðralarýnda, hükümdar ve baba ismi olmakla birlikte,
birleþmiþ, dik harflerden elde edilen tuðralara zülfe
bunlar düz bir satýra dik harfler yukarý uzatýlarak meydana
takýlmýþtýr.198
tuðralarý kavisli olup, sultan alâmeti bu kavisin
getirilmiþtir.189 Bazen de hükümdar ve baba ismi bu dik
Ýki beyzeli üç tuðlu tuðra yapýsý I. Murad tuðrasý ile
harflerin üzerine daha kalýn bir kalemle yazýlmýþtýr. Anadolu
baþlamýþtýr. Zülfeler ise, Orhan Gazi tuðrasýnýn aksine sola
beyliklerinin tuðralarý, Selçukîlerde olduðu gibi kavisli ve
doðrudur. I. Murad tuðra ibaresi Murad b. Orhandýr.
münhanilidir; bu kavis ve münhani Osmanlý tuðralarýnda da devam etmiþtir.190 Bunun yanýnda Osmanlý tuðrasýnýn
Baþlangýcýndan itibaren tuðra metinlerinde bir takým
þekli, kendine munhasýr bir geliþme göstermiþtir. 191
deðiþiklikler meydana gelmiþtir. I. Bayezid tuðrasýnda, baba ismine baðlý hân unvaný kullanýlmýþtýr.199 II. Mehmed
Osmanlýda tuðrayý karþýlayan birçok deyim
(Fatih) ile bu tabire dâima kelimesi eklenmiþtir. 200
kullanýlmýþtýr; tevkî-i hümâyun, tevkî-i refî, niþân-ý þerîfi
183- Ali, Tuðray-ý Hümâyun, TOEM, sy. 43 (1 Nisan 1333), s. 53; Mübahat S. KÜTÜKOÐLU, Osmanlý Belgelerinin Dili (Diplomatik), Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve Sanat Vakfý, 1994, s. 71. 184- Ýsmail Hakký UZUNÇARÞILI, Tuðra ve Pençeler, Belleten, sy. 17-18, 1941, s. 102; 185- Uzunçarþýlý, Belleten, 101; Midhat SERTOÐLU, Osmanlý Türklerinde Tuðra, Ýstanbul, Kardeþ Matbaacýlýk, 1975, s. 3. 186- Sertoðlu, a. g. e., s. 8. 187- Suha UMUR, Osmanlý Padiþah Tuðralarý, Ýstanbul, Cem Yayýnevi, 1980, s. 13. 188- Uzunçarþýlý, Belleten, 102; J. DENY, Tuðra, ÝA, XII-2, 7. 189- Uzunçarþýlý, Belleten, 105. 190- Uzunçarþýlý, Belleten, 105; Umur, a. g. e., 13. 191- Umur, a. g. e., 15; J. Deny, ÝA, XII-2, 8. 192- Uzunçarþýlý, Belleten, 106; Sertoðlu, a. g. e., 10; Umur, a. g. e., 17; Bekir Sýtký BAYKAL, Tuðra, TA, 12-2, Ýstanbul, MEB, 1982, 455. 193- Uzunçarþýlý, Belleten, 109; Sertoðlu, a. g. e.,10; Umur, a. g. a., 17. 194- Uzunçarþýlý, Belleten, 105. 195- Umur, a. g. e., 17. 196- Umur, a. g. e., 18. 197- Sertoðlu, 10; Baykal, TA, 12-2, 455; 198- Orhan Gazinin bu tuðralardan milâdî 1324 tarihli olaný, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Atatürk Kitaplýðý Muallim Cevdet kýsmýnda, milâdî 1348 tarihli olaný ise TSMK Arþivindedir. (bkz. Sertoðlu, 10) 199- Umur, 28; J, Deny, ÝA, 12-2/8; Zarif ORGUN, Tuðralarda el-Muzaffer Daima Duasý ve Þah Unvaný, Þehzade Tuðralarý, Mehmed IInin Tuðra, Ýmza ve Mühürleri Türk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi, sy. 5, Ýstanbul, 1949, s. 210da han ünvanýnýn I. Mehmed ile baþladýðýný belirtmiþtir ki doðrusu, baba adýna izafeten I. Bayezid ile baþladýðýdýr. 200- Ayný makale (Zarif ORGUN, Türk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi, s. 204)de Murad II. ninkinde el-Muzaffer daima ile tuðra bildiðimiz þekle yakýn hal alýr demektedir. Halbuki daima kelimesi tuðraya II. Mehmed (Fatih) ile girmiþ, el-Muzaffer daima ise Kanunî ile girmiþtir. II. Murad tuðrasýndaki beyzelerin ortasýnda bulunan nokta « bin »deki nunun noktasýdýr. Bu noktanýn zorlama ile dâimâ þeklinde okunmasýna
âlî þân-ý sultânî ve tuðrây-ý garrây-ý sâmi mekâný hakânî, tevkîi refii hümâyun, niþân-i hümâyun, niþân-i hümâyun ve misâl-i meymûn, tuðray-ý garra, niþân-ý þerîf-i âliþan ve alâmet-i þerîfe tabirlerinin hepsi tuðra demektir. 192 Tuðralar genel olarak, berat, menþur, ferman, sikkeler, defterhane defter ve kâðýtlarý baþýnda, bayrak, pul, nüfus kâðýtlarý, antlaþmalar, vakfiyeler ve binalar üzerinde kullanýlmýþtýr.193 Memlûklular ile Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlýlarda tuðra çekilmesi arasýnda fark vardýr. Memlûklarda tuðra gerekli yere bizzat divân-ý inþâ reisi tarafýndan çekilmeyip, daha evvel kâtib-i destler tarafýndan hazýrlanan tuðralar gerekli yere yapýþtýrýlýrdý. Diðerlerinde ise, tuðrayý bizzat gerekli yere Tuðrâî denilen niþancý çekerdi.194 Padiþah tuðralarý deðiþik yerlerde kullanýlmakla beraber, gerçekte resmî evrak üzerine ve bu iþle görevli
80
HAT SANATI
Resim 95- Mustafa Râkým tarafýndan çekilmiþ Sultan IV. Mustafa tuðrasý. (TSMK-GY 1207)
baþlamýþtýr. IV. Mustafa tuðrasý ile de kaidesi
Yavuz Sultan Selim (I. Selim) ile tuðraya Þâh ünvaný
yuvarlaklaþmýþtýr.
girmiþ, I. Süleyman, II. Selim ve III. Muradýn tuðralarýnda Þâh kelimesi hem padiþah hem de baba ismine izafeten
4. 1. 2. Beyze
iki defa kullanýlmýþtýr.201 III. Mehmed tuðrasýnda Þâh ünvaný tamamen kalkar, I. Ahmedle Þâh ünvaný tekrar
(Ýç ve dýþ beyze): Bin ve han kelimelerinin nun
tuðraya girer. II. Mahmûd dahil bütün tuðralarda kullanýlýr.
harfinin kývrýlmasýyla ve iç içe yazýlan iki beyzî þekle denir.
Yalnýz bu tuðralarda þah ünvaný tek Þâh iki he ile
el-Muzaffer kelimesi tuðraya girdikten sonra bu kelimenin
yazýlmýþtýr.202
rý harfi, beyzelerden sola doðru uzanarak beyzeleri ikiye ayýrmýþtýr.
4. 1. TUÐRANIN KISIMLARI
4. 1. 3. Tuð ve Zülfe
II. Mehmed (Fatih) tuðrasý ile standart þeklini alan203 tuðra formu þu kýsýmlardan meydana gelmektedir:204
Tuðra metnindeki dik harfler yahut eliflerden meydana gelir. Tuða flama ismi de verilmiþtir.205 Tuðlardan
4. 1. 1. Sere (Kürsü)
imkân yoktur. TSMA. E. 6465te bulunan II. Murad tuðrasý incelendiðinde bu durum sarahatle görülebilir. (bkz, Umur, 105) Yine muzaffer kelimesinde de el takýsý mevcut deðildir. (bkz. Umur, 103-107, J. DENY, ÝA, 12-2, 8.) 201- Orgun, a. g. m., 204-205; Umur, 29. 202- Orgun, a. g. m., 205; Umur, 29. 203- J. DENY, ÝA, 12-2, 9. 204- J. DENY, ÝA, 12-2, 9; Orgun, a. g. m., 219; Umur, 25-26. 205- Kütükoðlu, a.g.e., 71 (Umur, a.g.e., 26da zülfeye diðer bir isim olarak
Tuðra metnini ihtiva eden, padiþahýn ve babasýnýn ismi, þah, han, el-Muzaffer ve bin kelimelerinin yerleþtirildiði kýsýmdýr. Önceleri dikdörtgen þeklinde olan sere, III. Muraddan itibaren üstü daralarak üçgen halini almaya
81
HAT SANATI
Resim 96- Emirgân çeþmesi üzerinde, Râkým öncesi anlayýþla çekilmiþ, Sultan I. Abdülhamid tuðrasý.
baba ismi ile el-muzaffer kelimelerinin yerleþtirilmesi
saða doðru sarkan kavislere de zülüf206 ismi verilmiþtir
önem arz eder. Râkýmdan evvel, serenin sol yarýsý, önceleri
4. 1. 4. Kol (Hançer)
Þâh kelimesinin çift he si, sonralarý da þekli doldurucu
Beyzelerin devamý olan tuðranýn saðýna ve aþaðý
iþaretlerle dilimli bir þekilde istif edilmesi, nahoþ bir görüntü
doðru uzanan kýsma verilen isimdir.
meydana getirmiþtir. Ayrýca kürsünün görüntüsü alttan iki yana sarkmýþ durumdadýr. Râkým, istifi yeniden tertip
4. 2. HATTAT MUSTAFA RÂKIMIN TUÐRADA
ettikten baþka, kürsünün alttan iki yana sarkýk görüntüsünü
YAPTIÐI YENÝLÝKLER
de ortadan kaldýrmýþtýr. III. Murad tuðrasýnda üstü daralarak
Celî sülüste harflerin tenâsübünü saðlayýp, terkipte
üçgen bir hal alan sere kýsmý, Râkýmla, IV. Mustafa
de büyük yenilik yapan Mustafa Râkým, ayný þekilde
tuðrasýndan itibaren yuvarlak bir hal almaya baþlamýþtýr.
tuðrada da büyük deðiþim yapmýþ, kendinden sonra gelenler onun koyduðu estetik ölçülere baðlý kalmýþlardýr.207
Þekil deðiþikliði:
Râkýmýn tuðrada yaptýðý deðiþim üç kýsýmda
Râkým, tuðranýn aksamýndaki orantý bozukluklarýný
mütalâa edilir:208
gidererek, tuðraya estetik görünüm kazandýrmýþtýr. Beyzelerin sol tarafýný yukarý kaldýrarak germiþ, sereyi
Hat deðiþikliði:
toparlamýþ, tuð ve zülfeleri genel görünüm ile uyumlu
Tuðranýn harfleri, celî divanî ve sülüs karýþýmý
hale getirmiþtir. Daha önceleri dik olan tuðlarý birer nokta
üslûplaþtýrýlmýþ bir tarzdýr.209 Râkým, tuðranýn harflerini
sola yatýrmýþ, zülfeleri de daha aþaðýdan sarkýtmýþtýr. Ayrýca
ýslah ederek, onlara kalem hakkýný vermiþtir. Râkýmýn h.
flama derken, Kütükoðlu, a.g.e., 71de tuða bu ismi vermiþtir.) 206- Umur, a.g.e., 26. 207- M. Uður DERMAN, Padiþah Tuðralarýndaki Þekil Ýnkýlâbýna Dair Bilinmeyen Bazý Gerçekler, VIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 11-15 Ekim 1976, Kongreye sunulan Bildiriler, c. III, Ankara, 1983, s. 1615; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 492. 208- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1614. 209- Derman, a. g. m., 1614.
1230dan sonraki tuðralarýnda harfler dolgun bir hâl almýþtýr. Ýstif deðiþikliði: Tuðranýn özellikle sere kýsmýnda, padiþahýn ve
82
HAT SANATI
Resim 97- Mustafa Râkým tarafýndan çekilmiþ Sultan II. Mahmud tuðrasý. (Topkapý Sarayý Bâb-ý Hümâyun üzeri.)
ilk defa Sultan ll. Mahmud tuðrasýnýn sað tarafýna adlî
Mahmûd için tertiplediði ve bugün TSMK-GY. 825te bulunan
mahlasýný koyarak tuðranýn þeklini tamamlamýþtýr.
tuðra, Sultan II. Mahmudun h. 1230 yýlýnda olgunlaþan tuðralarýna nispetle kalemi ince, genel görünüþü itibariyle
Râkým Efendiden önce, tuðranýn beyzeleri aþaðý
de zariftir. Sere kýsmý nisbeten toparlanmýþ, fakat istif
sarkýk, kürsü sað ve sol taraftan yanlara yayýlmýþ ve
seyrek kalmýþtýr; tuðlar ise oldukça uzundur. Tuðlarýn
sarkmýþ durumda, sere kýsmý da üçgen bir halde idi. Tuðlar
uzunluðu sebebiyle zülfeler de uzunca ve sarkmýþ
ise genel görünüm ile ölçüsüz bir biçimde, hem uzunca
þekildedir. Sultan II. Mahmud için tertip ettiði ilk tuðralardan
hem de dikçe idi. Genel olarak, Râkým öncesi tuðranýn
olan bu tuðra, h. 1230 yýlýnda olgunlaþarak en güzel
þeklinde bir âhenk mevcut deðildir. Râkým Efendi, daha
seviyesine ulaþmýþtýr. Tuðranýn sað üst köþesine, Adlî
III. Selim tuðrasýnda210 serenin iki yanýný, sað ve soldan
mahlasý yerine ayný tuðranýn minyatürünü çekmiþ, bu
hafif toparlamýþ, iç ve dýþ beyzeyi yukarý kaldýrmýþ; harfleri
minyatür tuðranýn sað üst köþesine ise Adlî mahlasý
düzelttikten baþka istifini de yeniden tertiplemiþtir. Ýstifte
koymuþtur.
harfler aþaðýdan yukarýya doðru örülmüþlerdir. 1223/1808 tarihli IV. Mustafa tuðrasýnda da arayýþlarýný sürdüren
Râkýmýn tuðradaki yenilik giriþimleri aslýnda celî
Râkým, bu tuðrada sere ve zülfeleri toparlamýþ, tuðlarý ise
sülüsteki atýlýmlarý ile paralellik göstermektedir. Râkýmýn
hafif sola meylettirmiþtir. Zülfeler ve hançerdeki uyumsuz
celî sülüste olgunluk döneminin baþlangýcý olan 1230/1815
görünüm ile istifteki problem ise bu tuðrada hâlâ devam
yýlý ayný zamanda tuðradaki yeniliði tamamlayýp, estetik
etmektedir. Çünkü serenin sol alt kýsmý, sað tarafa göre
güzelliðine kavuþturduðu tarihtir. Topkapý Sarayý Müzesi
oldukça seyrektir. Zülfeleri III. Selim tuðrasýnda aþaðýya
Bâb-ý Hümâyun ve Bâb-ý Selâm üzerindeki tuðralar
çekmiþ iken bu tuðrada tekrar yukarý almýþtýr. Hançerin
1230/1815 tarihli olup, bu tuðralarda istif yerine oturmuþ,
son kýsmýnda ise önce yukarý çýkýþ, sonra aþaðý iniþ
sere ve beyzeler toparlanmýþ, serenin kaidesi yuvarlak
mevcuttur. Yalnýz bu tuðrada kalem hakkýnýn özellikleri
210- Üsküdar, Çiçekçide III. Selim Çeþmesi üzerinde iken, 1970li yýllarýn baþýnda Vakýflar, Türk Ýnþaat ve Sanat Eserleri Müzesine nakledilmiþtir. Tuðra, bugün hâlâ bu müzededir. Tuðranýn sað tarafý kýrýktýr.
hakkýyla verilmiþtir. Râkýmýn h. 1223 yýlýnda Sultan II.
83
HAT SANATI
Resim 98- Hattat Abdülfettah Efendi tarafýndan çekilen Sultan Abdülaziz tuðrasý. (Aksaray Vâlide Sultan Camii avlu kapýsý)
bir hâl almýþ, beyzeler gerilmiþ, tuðlar hafif sola meyletmiþ, zülfeler ve hançer de genel yapý ile uyumlu hale gelmiþtir. Tuðranýn sað üst kýsmýna, yine bir yenilik olmak üzere, ilk defa sülüs ile Adlî mahlasýný da Râkým koymuþtur.211 Aynalýkavak Kasrý giriþi üzerindeki h. 1233 tarihli tuðrada da Râkým ayný estetik kudreti göstermiþtir.212 Mustafa Râkým ile tuðra, harf ve yapý olarak dolgun bir görünüm kazanmýþ, çizgiler gergin bir hal almýþtýr. Râkýmýn, celî sülüs ve tuðrada yaptýðý yenilikten sonra, peþinden gelenler onun yolundan yürümüþler, bu yolu benimsemeyenler ise silinip gitmiþlerdir.213 Sanat vadisinde Râkýmýn mütemmimi214 olarak kabul edilen hattat Sâmi Efendi, padiþah tuðralarýný estetiðin zirvesine ulaþtýrmýþtýr.215 Kürsünün geniþliði ve olgunluðuna paralel olarak, beyzeler hafif büyümüþ, tuð ve zülfeler uzamýþtýr. Sâmi Efendi, tuðrada kürsüyü esas alarak yirmidokuz yerde ölçü birliðini saðlamýþtýr.216 211- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1615. (II. Mahmûd adlî mahlasýný þehzadeliðinde almýþtýr. Bkz. Derman, II. Mahmûd Semineri, 40.) 212- Râkým III. Selim, IV. Mustafa ve II. Mahmûddan baþka, þehzadeliðinde Sultan Abdülmecid için de tuðra tertip etmiþtir. (Bkz. A. Süheyl ÜNVER, Ýsmail Zühdî ve Mustafa Râkým, Hamsi, sy. 9, 1955, s. 8.) 213- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1615. 214- Derman, Sami Efendi, 7. 215- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1617. 216- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1617.
84
HAT SANATI
V. BÖLÜM
ÝCÂZETNÂME
85
HAT SANATI
Resim 99- Silâhî Sâlih Efendinin Ýcâzetnâmesi. (Ýsmet Gülnihal koleksiyonu)
5. 1. HAT SANATININ DÝPLOMASI (ÝCÂZETNÂME)
898/1492) Besmele Kasîdesini217 yahut Hâkâni Mehmed Beyin (ö. 1015/1606) Hilye-i Hâkânisini218 yazarlar. Yazý
Yazý sanatý usta-çýrak iliþkisiyle öðretilmektedir.
talebesi bu kýsýmda da dersini yazmakta, hocasý
Birebir, hoca talebesiyle ilgilenerek dersi göstermektedir.
beðenmediði kýsýmlara çýkarma yaparak doðru olaný
Hoca, dersi talebeye yazmakta, daha sonra yazdýðý kýsmýn
göstermektedir. Mürekkebât kýsmýnda artýk talebeye istif
talebesi tarafýndan aynen taklid edilmesini istemektedir.
nükteleriyle birlikte hareke ve süs iþaretleri de
Bir sonraki derse kadar talebe, hocasýnýn verdiði derse
gösterilmektedir.
çalýþmakta, istenilen yazýyý aynen taklide gayret etmektedir.
Müfredat derslerinden sonra mürekkebât kýsmýný
Esasen hat derslerinde belli bir usul takip
talebe baþarýyla bitirdiði takdirde, hocasý tarafýndan
edilmektedir. Yazý dersine teberrüken Rabbiyessir duasý
talebeye hat eðitimini tamamladýðý ve yazýlarýnýn altýn
ile baþlanmaktadýr. Bu derste baþarýlý olunduðu takdirde
ketebe219 imza atabileceði ve ders verebileceðine dair
müfredat denilen elifba harflerinin ( Elif- be- cim- ha
)
izni ihtiva eden icâzetnâme: diploma verir.
yazýlmasýna geçilmektedir. Elifba harfleri baþarýyla geçilince bu sefer, her harfin diðeri ile yazýlýþ þekline geçilmektedir.
Ýcâzetnâme için geçmiþ üstad hattatlarýn yazdýðý
Be harfinin elifle, be harfinin be ile, be harfinin
bir kýta yahut hilye aynen taklid edilerek yazýlmaktadýr.
cim harfi ile bitiþik þekli yazýlarak ( bâ, beb, bec
)
Talik icâzeti için genellikle XVIII. asrýn Ýran talik üstadý
çalýþýlmaktadýr.
Ýmadül-Hasenînin yazýlarý taklid olarak yazýlýr. Hazýrlanan 217- Molla Câminin Besmele Kasîdesinin, hattat Hulûsi hattýyla bir örnek için bkz. M. Uður Derman. Osmanlý Hat Sanatý. Ýstanbul, Deutsche Guggenheim, 2001, s. 151. 218- Hâkâni Mehmed Beyin Hilye-i Hâkânisinin hattat Arabzâde Mehmed Sadullah Efendi hattýyla örnek metni için bkz. Derman, Osmanlý Hat Sanatý, 103. 219- Deðiþik ketebe sýgalarý için bkz. Yazýr, Kalem Güzeli, c. I, s. 154-155.
Müfredat kýsmý baþarýyla tamamlandýktan sonra, sülüs ve nesih çalýþan talebeye genellikle âyet, hadis ve kelâm-ý kibar gibi metinler yazdýrýlýr. Talik çalýþanlar, Ýranýn büyük sûfilerinden Abdurrahman Molla Caminin (817/1414-
86
HAT SANATI
Resim 100- Mustafa Hulûsi Efendinin, Mehmed Hulûsi Efendiden aldýðý icâzetnâme.
bu yazýlarýn alt kýsmýna hoca tarafýndan izin cümlesi yazýlýr.
Þeyh Ýbn-iþ Þeyh Hamdullah Efendinin intihab ettiði kavaidi rüsumu üzere sahib ül hatt-ý Hümayun, azametlû,
Ýzin cümlesi, farklý þekilleriyle þu þekilde
mehabetlû, kudretlû Ýbn üs Sultan Þehzade Mahmud-ý
yazýlmaktadýr: Bismillahi teyemmüne bizikrihil-celîl. Bu
Adlî ibn üs Sultan Abdülhamid Han ibn üs Sultan Ahmed
güzel, mubârek, latîf kýtayý yazan Mehmed Þefik Beye
Han efendimiz Hazretlerinin istihkaký nümayan olmaðile,
Allah ömrünü uzun eylesin, ilmini ve marifetini artýrsýn,
hilyeleri ve kitâbetleri zeyline ketebe tahririne izin verdim.
Allah murad ve maksuduna yükseklik versin; Âmin, bi
Hüvel-Üstad Vasfî, 1222 H.222
hurmeti seyyidil-enbiyâi vel-murselîn- ketebe koyma
Ýzin kýsmýna, icâzet verme yetkisine sahip baþka
izni verdim. Ben, Eyyûb Ensâri Camii hatîbi, fakîr es-Seyyid Mustafa Ýzzet,
hattatlar tarafýndan da tasdik konabilir. Tarihte çok sayýda
1255.220
tasdiki bulunan icâzetnâmeler bulunmaktadýr. 223
Ýzin cümleleri Arapça yazýldýðý gibi Türkçe de
220- Bu tercüme, Derman, Ýcâzetnâmeler, resim 19da bulunan icâzetnâmeden yapýlmýþtýr. 221- Hilye þeklinde olan bu icâzetnâme TSMK-GY 1353tedir. 222- Derman, Ýcâzetnâmeler, 724 223- Ýcâzetnâmelerle ilgili geniþ bilgi için bkz. M. Uður Derman, Türk Yazý Sanatýnda Ýcâzetnâmeler ve Taklid Yazýlar, VII. Türk Tarih Kongresi,
yazýlmýþtýr. Kebecizâde Mehmed Vasfî Efendiden sülüsnesih icâzeti221 alan Sultan II. Mahmudun icâzetinin izin kýsmý þöyledir: Bu hatt-ý latîf ve kelâm-ý münîf, Hazret-i
87
HAT SANATI
Resim 101- Hattat Bakkal Ahmed Ârif Efendinin hocasý Mehmed Þevkî Efendiden aldýðý hilye þeklinde sülüs nesih icâzetnâmesi. Altta sað kýsýmda zamanýn önemli hattatý Yahya Hilmi Efendinin tasdiki, sol kýsýmda ise talebenin hocasý Þevki Efendinin icâzet izin kýsmý yer almaktadýr. (TSMK-GY. 335)
88
HAT SANATI
Resim 103- Hattat Halim Özyazýcýnýn üslûplaþmýþ imzasý. (Süleyman Berk koleksiyonu)
Resim 102- Hattat Ömer Vasfî Efendinin Hattat Sâmi Efendiden aldýðý talik icâzetnâmesi. (TSMK-GY.324)
Resim 104- Hattat Hulûsi Efendinin tâlik bir kýtasýnýn altýndaki imza. (Emin Barýn koleksiyonu)
icâzetnâme verilmiþtir. Bu icâzetnâmede talebenin yazdýðý
Osmanlýnýn son döneminde 1915 yýlýnda açýlan ve devrin kudretli sanatkârlarýnýn ders verdiði Medrese-i
bir ibâre bulunmamaktadýr.224
Hattâtînden mezun olanlara, klâsik icâzet yerine, mektebin
Ankara, 25-29 Eylül 1970, Kongreye Sunulan Bildiriler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1973, s. 716- 728. 224- Bkz. Derman, Ýcâzetnâmeler, resim 23
bütün hocalarýnýn imza yahut mühürlerinin bulunduðu
Resim 105- Hattat Ali Hamdi Efendiye ait sülüs karalama.
89
HAT SANATI
Resim 106- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçaya ait nesih Besmele ve Rabbiyessir meþki.
Resim 107- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçayýn kullandýðý Ketebehû Mehmed þeklindeki imzasý.
90
HAT SANATI
VI. BÖLÜM
CELÎ BÝR YAZININ HAZIRLANIÞI
91
HAT SANATI
Resim 108- Hattat Halim Özyazýcýnýn celî sülüs bir levhasý için hazýrladýðý kalýp. (Süleyman Berk arþivi)
6. 1. CELÎ SÜLÜS BÝR HAT LEVHASININ HAZIRLANIÞ
altý ayda vücûda getiren hattat Sâmi Efendi de ayný çileli
SAFHALARI
yoldan geçerek eser vermiþtir. Bir Mustafa Râkýmýn, bir Yesârinin, bir Osman Hamdinin de ayný çileli yollardan
Karþýsýnda durup hayranlýkla seyrettiðimiz sanat
geçerek eser verdiklerine þüphe yoktur.
eserlerinin nasýl bir emekle meydana getirildiðini çoðu zaman aklýmýza getirmeyiz! Bir eserin, sanatkârýn zihninde
Bir hat eseri, elifbâ harfleri, kamýþ kalem, kâðýt ve
berraklaþmasýndan, meydana gelene kadar geçen süre
mürekkep kullanýlmak suretiyle meydana getirilmektedir.
içerisinde çekilen zahmet, verilen göz nuru aslýnda esere
Yazýlacak bir metinde, harflerin yanýnda okutma iþaretleri
verilen ruh kadar önemlidir. Bir sanatkârýn eserini evlâdý
olan harekeler bulunmaktadýr. Yine normal metin
gibi sahiplenmesi baþkalarýna garip gelse de, bu alýn teri
yazýmýnda olmamakla birlikte, özellikle celî sülüs, celî
ve çilenin bir neticesidir.225
dîvâni gibi yazýlarda, harf ve harekenin yanýnda bir takým süsleme iþaretleri de kullanýlmaktadýr. Yerine ve lüzûmuna
Hemen bütün sanat dallarýnda, bir eserin meydana
göre tirfil, mimli tirfil, týrnak ve hurûf-ý mühmele denilen
geliþ safhalarý birbirine benzemektedir. Þiirinde kullanacaðý
þekiller, celî sülüs levha yazýmýnda istifin doldurulmasýnda
uygun kelimeyi uzun müddet düþündükten sonra bulan Yahya Kemal Beyatlý da ayný çileyi çekmiþ, bir levhasýna
225- Bu yazý, IX. Tarihi Sanatý ve Kültürüyle Eyüpsultan Sempozyumuna teblið olarak sunulmuþtur.
92
HAT SANATI gibi bazý metinlerin istifleri günler, hatta aylar sonra ortaya çýkabilmektedir. Ýstifin oturmasý, bazen zaman istemektedir. Yazýlacak metnin istifi oluþuncaya kadar, hattatýn zihnini devamlý meþgul eder. Bu arada, zaman içerisinde geliþtirilen istifler de yeri gelince kullanýlmak üzere muhafaza edilir veya daha iyisi bulunana kadar istif üzerinde çalýþýlýr. Bazý hattatlarýn dosyasýnda daha sonra geliþtirilmek üzere birçok istif çalýþmasý bulunabilmektedir. Bazen tamamlanmýþ istifler, çok sonralarý levha hâline getirilmektedir. Ýstifin oluþma safhasýnda, meslektaþlar arasýndaki istiþârenin de önemi çok büyüktür. Yazýlacak metin, evvela kurþun kalemle çalýþýlýr, yazýlabileceðine kanaat getirilen istifin taslaðý çýkarýlýr. Ýkinci ve önemli safha, kurþun kalemle yapýlan taslaðýn, sülüs yazý ve kamýþ kalemle sýnýrlarý tespit edilmiþ alana yazýlmasýdýr. Bu safhaya geçmeden evvel, metinde bulunan bütün harfler tek tek çalýþýlmaktadýr.226 Bu çalýþma esnasýnda beðenilen harf, metinde kullanýlmak üzere Resim 109- Hattat Mustafa Halim Özyazýcýnýn çeþitli istif çalýþmalarý. (Süleyman Berk arþivi)
saklanmaktadýr. Eðer metinde ayný harften iki adet varsa, diðeri için de, daha önce çalýþýlmýþ harf kullanýlmaktadýr.
önemli rol oynamaktadýr. Harflerin yanýnda, hareke ve
Celî sülüs harfler çalýþýlýrken hattat Sâmi Efendi, Nazif Bey,
tezyinî iþâretlerin gayet düzenli, intizamlý, yerinde ve
Neyzen Emin Efendi, Halim Özyazýcý gibi Sâmi Efendi
dengeli kullanýlmasý, istif sahasýna düzenli bir þekilde
ekolüne mensup hattatlarýn harfleri örnek alýnmalýdýr. Celî
yayýlmasý önem arz etmektedir. Burada sanatkârý sýnýrlayan
sülüs yazý için þu tespiti yapmak mümkündür; celî sülüs
husus, harflerin ve harekelerin, teþrifata uygun, yani yerli
harfleri, ölçü ve estetik olarak hattat Sâmi Efendi eliyle
yerinde kullanýlmasý; metnin mânâsýný bozacak uygunsuz
mükemmel hâle getirilmiþtir; ayný þeyi istif bakýmýndan
yere konulmamasýdýr.
söylemek mümkün deðildir. Celî sülüsün istifinde Mustafa
Yazýda harflerin veya istifi meydana getiren diðer
Râkýmla birlikte, özellikle Sâmi Efendi ile çok mesâfe
unsurlarýn, istif sahasýna uyumlu bir þekilde ve ayný nisbette
alýnmýþtýr ama, yapýlmasý gereken daha çok þey olduðu
yayýlmasý, yani istif örgüsünün her tarafýnýn ayný yoðunlukta
muhakkaktýr. Yapýlanlar hâlâ çok azdýr.
olmasý, istifte organik bütünlüðün temini, çizgiler arasýnda uyum, denge, ritm ve ahengin bulunmasý güzel bir istifin
226- Bu konu ile ilgili Mahmud Bedreddin Yazýrýn ait Kalem Güzeli (Kalem Güzeli/I, s. 151) isimli eserde anlattýðý olay çok önemlidir: Nitekim, hocam Ömer Vasfî Efendiye bir gün yazý göstermeye gitmiþtim. Odasýna girdiðimde, siyah kaðýd üzerine sülüs celîsiyle
kad eflaha.. sûresini yazarken meþgul buldum. Gel birâder gel! diye yanýna çaðýrdý. Bir (dal) harfini baþka bir siyah kaðýd üzerine defalarca -hatýrýmda kaldýðýna göre yirmi kadar- yazmýþtý ve nihayet Hah oldu! diye birisini beðendi ve onu iðneleyip asýl yazdýðý yere silkti, sonra üzerinden itina ile tekrar kalemle yazdý, sebebini öðrenmek için Niye böyle yaptýnýz? diye sordum, þu cevabý verdi: Elimiz öteki þekillere alýþmýþ, buraya uygun olaný bir türlü çýkaramadým, yaza yaza kývamýný bulduruncaya kadar uðraþmaya zaruret hasýl oldu. Ýþte, çok yazmanýn bir manasý da budur. Bu þekli bir daha yapabileceðime güvenim olmadýðýmdan, iðneleyip silkmek ve üzerinden yazmak kolaylýðýný tercih ettim. Gördün ya, hocamdan icazet alalý, yani bana hattat denileli þöyle böyle yirmi seneyi geçtiði ve þu harfi binlerce defa yazdýðým halde, istiften doðma icaplara uygun olacak surette ve belki de buraya mahsus olmak üzere, harfi kürsüsüne oturtmak noktasýnda bir talebe kadar ter döktüm. Fakat, muvaffak oluþum, yorgunluðumu giderdi.
temel unsurlarýdýr. Harflerdeki tenâsüp ve ölçü yanýnda, gerek satýr, gerekse katmerli istiflerde, harflerin birbirleri ile kaynaþmýþ bir halde bulunmasý önemlidir. Genel olarak, yazýlacak metin seçilirken mânâya dikkat edildiði gibi, seçilen metnin istife uygun olup olmayacaðý da göz önünde bulundurulmaktadýr. Yalnýz, bir ibârenin, istife uygun düþüp düþmeyeceðini önceden kestirmek zordur. Ýstif üzerinde çalýþma, çeþitli zuhûratlara sebep olabilir. Bazý metinlerin istifi kolaylýkla çýkabildiði
93
HAT SANATI
Resim 110- Hattat Osman Özçaya ait titiz bir þekilde tashih edilmiþ, celî sülüs levha. (Tezhib: Fatma Özçay; Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai)
Ýkinci safhada metin, tespit edilen sýnýrlara yazýlýr.
ince tashihi yapýlýr. Aslýnda bir levhanýn en önemli
Gerektiði taktirde ayný kâðýt üzerinde, þekil ve estetik
safhalarýndan biri de bu kýsýmdýr. Levhanýn kalýptan aherli
olarak beðenilmeyen harflere müdâhalede bulunulur.
kaðýda aktarýlmasý uzun sürmese de tashihi, özellikle ince
Burada þu husus akýldan çýkarýlmamalýdýr; istifte harflerin
tashihi epeyce zaman alabilmektedir. Toplu iðne ucu
ölçüsü, meþkte öðrenildiði gibi deðildir. Ýstif icâbý harflerin
kadar demir uçlu yahut cava kalemi ile yapýlan ince tashih
ölçüsünde belli bir noktaya kadar deðiþiklik mümkündür.
dikkat ve ihtimam istemektedir.228
Meselâ celî sülüste, nun harfinin çanak tabir edilen kýsmý
Levhanýn yazým ve tashihi bittikten sonra fotokopi
normalde beþ nokta ölçüsündedir. Ýstif icabý bu çanak dört
usulü ile küçültülerek cýlýz kalan yerler tashih edilmek
buçuk nokta ölçüsünde olabileceði gibi, beþ buçuk nokta
227- Önceleri, fotokopi imkânýnýn olmadýðý zamanlar, yazý kalýbý, þablonu hazýrlamak için siyah kâðýt kullanýlýrdý. Siyah kaðýda sarý zýrnýk boya ile yazý yazýlýr, beðenilmeyen kýsým siyaha boyanmak sureti ile istenen kýsým ayný yere, sarý zýrnýk ile tekrar yazýlýrdý. Ayrýca yazý kalýbýnýn, esas levhanýn yazýlacaðý büyüklükte yazýlmasý gerekmekte idi. Ayný yazýnýn ayrý ölçüsü gerektiðinde tekrar ayný usullerle kalýp hazýrlanmasý zorunluydu. Günümüzde fotokopi usûlü, yazý kalýbý hazýrlama iþini epeyce kolaylaþtýrmýþtýr. Bir gün, hattat Mehmet Özçayýn Eðer Sâmi Efendi zamanýnda fotokopi olaydý, kim bilir ne yazýlar yazardý! dediðini çok iyi hatýrlýyorum. 228- Yazýnýn tashihi yazýdan da önemli bir husustur. Tashih için yazý sanatýna çok iyi vâkýf olunmasý gerekmektedir. Sâmi Efendinin ifadesi ile yazýnýn neresinden alýnýp, neresine verileceðinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Yazý asýl güzelliðini tashihten sonra almaktadýr. Tashihte dikkat edilecek hususlar þunlardýr: 1- Kalemin hakkýný vermek, 2- Kalemin nefes gibi akýþýný muhafaza etmek, 3- Harfin tenâsüp ve tenâzurunu muhafaza etmek, 4- Bu kayýt ve þartlar altýnda noksanlarý görüp tamamlamak, 5Fazlalýklarý giderip yazýyý þekil ve durum bakýmýndan lâyýk olduðu kürsüsüne oturtmak (Yazýr, Kalem Güzeli, III, 297). Yazý tashihi için ayrýca bkz: Savaþ Çevik, Hat Sanatýnda Tashih, M. Uður Derman 65. Yaþ Armaðaný. Ýstanbul, Sabancý Üniversitesi Yayýný, 2000, s. 209- 219.
ölçüsünde de olabilmektedir. Ýstif hazýrlanýrken hareke ve tezyinî iþâretler birlikte düþünülür ve çalýþýlýr. Dördüncü safhada, hareke ve tezyinî iþâretler üzerinde durulur. Unutulmamalýdýr ki baþarýlý bir istif, hareke ve tezyinî iþaretler kapatýldýktan sonra, harflerinin dengeli daðýlým gösterdiði istiftir. Beþinci safhada, yazý fotokopi usulü ile yazýlacak büyüklüðe getirilerek, harekelerin de son kontrolleri yapýlýr. Levha artýk, aherli kaðýda yazýlacak hâle gelmiþtir.227 Altýncý safhada artýk yazý, aharlý kâðýt üzerine yazýlýr,
94
HAT SANATI
Resim 111- Hattat Halim Özyazýcý tarafýndan titizlikle tashih edilmiþ bir levha. (Tezhib: Münevver Üçer)
üzere tespit edilmelidir. Bu iþ için özellikle beyaz kâðýt
imza ve tarih konulur. Levha artýk tezhibe hazýr hâle
tercih edilir, çünkü beyaz kâðýt, hatalarý daha bâriz bir
gelmiþtir. Levhada imza ve tarih en son düþünülen
þekilde göstermektedir. Tekrar yapýlan bu tashihte ayrýca,
hususlardýr.
harflerin kalem hakkýnda bir bozulma meydana gelmiþse
Burada sýralanan safhalar, peþ peþe icra edilebildiði
bu da giderilir. Çünkü tashihte kalemin tabii cereyan
gibi, uzun zaman aralýklarý ile de icra edilebilmektedir.
hakkýnýn bozulmamasý çok önemlidir. Hattat Nazif Bey (ö.
Tashih kýsmýnýn fazlaca zaman aldýðý bilinmelidir. Titiz bir
1913)in yazýlarýnýn tashihini bitirdikten sonra fotoðrafla
sanatkârýn yazýnýn her safhasýnda, hiçbir ayrýntýyý ihmal
küçültüp harflerin cýlýz kalan yerlerini tashih ettiði
etmediði, güzellik ve mükemmelliðin ayrýntýlarda gizli
kaynaklarda belirtilmiþtir. Bu tashihler yapýldýktan sonra
olduðunu akýldan çýkarmadýðý muhakkaktýr.
95
HAT SANATI
Resim 112- Hattat Osman Özçaya ait titiz bir þekilde tashih edilmiþ, sülüs levha. (Tezhib: Fatma Özçay)
Resim 113- Hattat Halim Özyazýcý tarafýndan titizlikle tashih edilmiþ bir levha. (Tezhib: Münevver Üçer)
96
HAT SANATI
VII. BÖLÜM
LÜGATÇE VE DEYÝMLER
97
HAT SANATI Osman ve Hz. Ali için özellikle sünnî müslümanlar tarafýndan
7. 1. LÜGATÇE ve DEYÝMLER
kullanýlan bir tabir.
Âher: Genellikle, niþasta, yumurta aký ve pirinçten
Çýkarma: Hocanýn, talebenin yazdýðý meþkin altýna,
yapýlan ve ham kâðýtlarýn terbiyesinde kullanýlan sývý.
yapamadýðý harfleri tekrar yazmasýna verilen isimdir.
Âhenk: Harflerin yapýlarýnýn, estetik ölçülerinin,
Dendan: Sin diþlerine verilen addýr.
hem münferid hem de diðer harflerle uyum içerisinde olmasýdýr. Bunlar da tenâsüp ve terkiple ifade olunmuþlardýr.
Dýval: Kadife üzerine sýrma ya da gilapdanla
Aklâm-ý Sitte: Türkçesi, "altý kalem", Farsçasý "þeþ
kabartma olarak yapýlan iðne iþi. Ýþlenecek desenler
kalem" dir. Sülüs, nesih, muhakkak, reyhânî, tevkî ve
mukavva veya deri üzerine çizilir. Bunlar kesilerek gergef
rýkaa' yazýlarýna verilen toplu isim.
veya kasnaða gerilen kadife üzerine yerleþtirilir. Gergef veya gilaptan bu kalýplarý örtecek þekilde iþlenir. Bindallý
Ali Kurna: Eskiden kullanýlan kâðýtlardan birinin
kadýn elbiseleri ile birlikte bohçalar, keseler, örtüler dival
adýydý. En ziyade sülüs yazý için kullanýlýrdý. Ýtalya'nýn
iþi olarak bu teknikle süslenir. Türk el iþleri arasýnda divalin
Toskana eyaletinin güneyinde güzel bir þehir olan
yeri büyüktür.
Livurna'da yapýlan bu kâðýtta (A. Ligorna) kelimesi soðuk
Ebrû: Su yüzeyine serpilen toz boyalara kâðýt tatbik
damga ile vurulduðundan tahfife uðrayarak "Ali Kurna"
olunarak yapýlan boyama.
olmuþtur.
Envanter: Döküm, liste.
Babüssaâde: Arz kapýsý, taht kapýsý. Topkapý Sarayý'nýn üçüncü kapýsý olup Enderun ve Bîrun'u birbirinden
Esma-i Hüsnâ: Allah'ýn en güzel ve þerefli doksan
ayýrýrdý.
dokuz ismine verilen addýr.
Bâb-ý Hümâyûn: Topkapý Sarayý'nýn Ayasofya'ya
Estampaj: Taþa mahkuk olan yazýlarýn üzerine kâðýt
bakan birinci kapýsýna verilen ad.
konmak suretiyle kalýbýnýn alýnmasý.
Bâb-ý Selâm: Topkapý Sarayý'nýn Bab-ý Hümâyûndan
Estetik: Duygu ilmi manasýný ifade ederse de bugün
sonra gelen ikinci kapýsý olup, daha ziyade Ortakapý diye
sanattaki güzelliðin mahiyetinden bahseden ilim; güzellik
anýlýr.
duygusu uyandýran, güzel olan. Berat: Osmanlý Devleti teþkilatýnda bazý vazife,
Evâhir: Son dönem, ustalýk dönemi.
hizmet ve memuriyetlere, tayin edilenlere vazifelerini icrâ
Evâil: Ýlk dönem, çýraklýk dönemi.
selâhiyetini tevdi etmek üzere, padiþahýn tuðrasý ile verilen mezuniyet veya tayin emirleri.
Evâsýt: Orta dönem, kalfalýk dönemi.
Beyze: Tuðra'nýn kýsýmlarýndan olup, saðdan sola
Ferman: Bir iþ veya maslahat sipariþini mutazammýn
ve yukarý doðru çekilen çift þekil.
padiþah tarafýndan verilen yazýlý emir.
Beyzî: Yumurta biçiminde olan, oval.
Fersûde: Yýpranmýþ, eskimiþ, aþýnmýþ; eski, yýrtýk.
Celî Sülüs: Sülüs yazýnýn yaklaþýk 9 mm.'den kalýn
Gubâri Yazý: Arapça toz anlamýna gelen gubardan
yazýlanýna verilen addýr. Sülüs yazýya göre bu yazýda hatlar
ismini alan yazýdýr. Çok ince ve küçük hatta gözle zor
daha belirgin bir hâl alýr.
görülebilecek yazýlara verilen isimdir.
Celîl: Celî yazýnýn Abbasiler dönemindeki adý.
Hâfýz: Kur'ân-ý Kerîmi tamamen ezberleyen ve ezberinde tutan kimse.
Ciharyâr-ý Güzîn: Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz.
98
HAT SANATI Mahkûk: Maden, taþ, tahta vesaire üzerine demir
Hançer: Tuðra'da beyzelerin devamý olarak saða
kalemle çukur veya kabartma olarak yazýnýn oyulmasý.
uzanan çif kola verilen ad.
Ma'kýlî: Hiçbir parçasýnda yuvarlaklýk bulunmayan,
Hasaneyn: Hz. Peygamberin torunlarý Hz. Hasan
düz, dik ve köþeli yazý biçimidir.
ve Hz. Hüseyin için kullanýlan tabirdir.
Mahlas: Asýl addan baþka kullanýlan ikinci ada
Hazire: Etrafýnda duvar veya çit bulunan aðýl,
verilen isimdir. Þairler þiire baþladýklarý vakit böyle ikinci
mezarlýk ve saire.
bir ad alýrlar, onu þiirlerinde kullanýrlardý. Devlet
Hurûf-u Mühmele: Arap elifbasýndaki noktasýz
memuriyetine girenlerin bazýlarýna da âmirleri tarafýndan
harfler.
mahlas verilirdi. Ýbda': Bir sanat eseri meydana getirmek. Ýbda'
Malakârî: Tavan ve duvarlara alçý ile az kabartma
olunmuþ bir eser demek, hiçbir modeli olmayan ve kimseyi
olarak yapýlan tezyinat. Kabartmalar gayet az kalýnlýktadýr
taklit etmeyerek vücuda getirilen aslî eser demektir.
ve ekseriya bir santimi geçmez. Bu tarz iþe malakârî denilmesi, mala gibi küçük bir aletle yapýldýðý içindir.
Ýcâzet: Hat sanatýnda müfredat ve mürekkebat meþklerini bitirenlere hocalarý tarafýndan, yazýlarýnýn altýna
Mektep (Ekol): Sanatta ayný esaslara tâbi olan,
ketebe koyma iznini veren diploma.
ayný sanat prensiplerini müdafaa eden ve o tarzda çalýþan sanatkârlar grubuna denir.
Ýmza: Hat sanatýnda, hattatýn levhanýn uygun yerine, yahut yazdýðý kitabýn genelde son sahifesine ismini yazmasý.
Muhakkak: Sülüs yazýya göre harfleri daha
Levhalara genellikle ismin stilize þekli konmuþtur.
düzümsü, çanaklarý geniþçe ve derin olmayan yazýdýr.
Ýptidaî: Basit, geliþmemiþ, iþlenmemiþ.
Kuyruðu olan harflerin kuyruklarý daha uzuncadýr.
Ýstif: Bir þeyi birbiri üzerine ve sýra ile dizip yýðmak
Muharrir: Tahrir eden, yazý yazan, kâtip, yazar, bir mevzuyu yazý ile anlatan.
demek olan bu kelime Ýslâm yazýsýnda kelimeleri satýr nizamý dýþýnda birbirinin üzerine çýkarmak yerinde kullanýlýr
Murakkaa: Hattatlarýn, ayrý ayrý kâðýtlara yazarak
bir tabirdir.
körük gibi bir ciltte topladýklarý yazý albümü. Murakka' albümleri çeþitli yazý türlerini içine alýr.
Ketebe: Bir hattatýn yazdýðý yazýya ismini koymasý yerinde kullanýlýr. Ýmza demektir.
Muvakkithane: Vakit tayinine yarýyan saat gibi aletlerin bulunduðu yerler hakkýnda kullanýlýr bir tabirdir.
Kitabe: Camii, mescit, medrese, kale, türbe, kervansaray, han, hamam gibi bir mimarî eserin kapýsý
Mücellid: Kitap ciltleyen, ciltci.
üzerine veya uygun bir yerine yerleþtirilen, üzeri kabartma
Müderris: Medrese ve camiide talebeye ders okutan
yazýlý taþ levha.
hoca yerinde kullanýlan bir tabirdir.
Kuþak: Bir abidenin çevresini tamamen, yahut
Müfredat: Yazý sanatýnda elifba harflerinin tek tek
kýsmen kuþatan ve uzaktan okunabilmesi için celî þekliyle
ve birbirleriyle yazýlmasýndan oluþan ders.
yazýlmýþ olan yazýlar.
Mürekkebât: Müfredat dersinden sonra, âyet, hadis
Külliye: Osmanlý zamanýnda Araplardaki bazý
ve kelâm-ý kibârdan oluþan yazý dersi.
medreselere üniversite kelimesinin karþýlýðý verilen bir ad.
Müselsel Hat: Zincirleme, ardý ardýna, aralarý
Lahit: Harç ile yapýlan mezar, ölüleri koymaya
kesilmeden, zincirleme yazýlan yazý.
mahsus sanduka yerinde kullanýlýr bir tabirdir.
99
HAT SANATI Teþrifat: Yazýda harflerin, yerli yerinde takdim ve
Müsenna Yazý: Ayný ibarenin harflerinin karþýlýklý
tehir yapýlmaksýzýn kullanýlmasý.
olarak yazýlmasýdýr. Bu yazýya aynalý yazý da denmektedir.
Tevkiî: Sülüs'e tabi olup, onun ihmal edilmiþ þeklidir.
Müstensih: Ýstinsah eden, bir yazýnýn kopyasýný,
Ayrýca bitiþmeyen harfler de birbirlerine bitiþtirilerek yazýlýr.
suretini çýkaran. Nesih: Sülüs'e tabi olup, onun üçte biri kadardýr.
Tezhib: Yazma kitaplarla murakka'larda, boya ve
Bu yazý teknik bakýmýndan sülüsün üçte ikisini neshetmiþ
altýn tozu ile yapýlan her türlü süsleme iþine verilen ad.
ve üçte biriyle de ona tabi olmuþtur. Daha çok kitap
Týrnak: Celî sülüs istiflerinde süs unsuru olarak
istinsahýnda kullanýlmýþtýr.
kullanýlan
Perspektif: Eþya ve nesnelerin uzaktan görünüþü;
þeklindeki iþaret.
Tirfil: Celî sülüs istiflerinde süs unsuru olarak
nesneleri bir yüzey üzerine görüldükleri gibi çizme sanatý.
kullanýlan
Reyhâni: Muhakkak'a tabi olup onun ince kalemle
þeklindeki iþaret.
Tuð: Tuðra'nýn kýsýmlarýndan olup sereye dikine
yazýlanýna verilen ad.
olarak yukarý doðru çekilen üç eþit hatta denir. Bunun yerine elif de denir.
Rýkaa': Tevki' yazýya tabi olup onun ince kalemiyle yazýlan yazýdýr.
Tuðrâî: Berat, ferman ve sair tuðra çekilen kâðýtlara
Sere: Tuðra'nýn þekillerinden olup, tuðra metninin
tuðra çeken yerinde kullanýlýr bir tabirdir. Bu vazifeyi gören
yazýldýðý kýsýmdýr. Bu kýsýmda padiþahýn ve babasýnýn adlarý
memura Tuðrâî, Niþancý, Tevkiî de denilirdi.
yazýlýrdý. Bu kýsma "kürsü" de denilir.
Tuðra Çekmek: Berat, ferman ve sair vesikalara tuðra denilen alâmetin yazýlmasý yerinde kullanýlýr bir
Seren: Kef harfinin üst çizgisi.
tabirdir.
Sülüs: Her harfinin altýda dört parçasý düz, altýda
Üslûp: Tarz, yol, biçim, usûl.
ikisi de yuvarlak olan yazýdýr. Ýslâm yazýlarý içerisinde ümmü'l-hutût olarak isimlendirilmiþtir. Umumiyetle aðzý
Üslûplaþtýrma: Stilize etme, belli bir biçime sokma.
3-4 mm. geniþliðinde kalemle yazýlýr.
Varak Altýn: Kâðýt halinde gayet ince hale getirilmiþ
Tasdik: Ýcâzetnâmeye, talebenin hocasýndan baþka
altýn.
hocalarýn koyduðu kayýt.
Yazý Silkelemek: Harf kenarlarý iðnelenen bir
Tashih: Hat sanatýnda harfin fazla veya pürüzlü
yazýnýn, zemin rengine göre kömür yahut tebeþir tozu ile
kýsýmlarýnýn, yalama yahut traþlama suretiyle giderilmesi,
yazý üzerinden gidilerek, yazýnýn esas yazýlacaðý zemine
eksik kýsýmlarýnýn ise tashih mürekkebi ile doldurulmasý
tespit edilmesi.
suretiyle yapýlan iþlem.
Zerendûd: Kaðýdýn üzerine sývama altýn sürülmesi
Teberrüken: Baþlanýlan iþin hayýrlý ve bereketli
anlamýna kullanýlan bir tabirdir.
olmasý için.
Zülfe: Sülüs yazýsýndaki eliflerin ucunda çengele
Tenâsüp: Ölçülü olma; hüsn-i hatta aranan bir
verilen ad.
vasýftýr. Harflerin boylarý, kalýnlýklarý, harf aralýklarý , kalem kalýnlýðýna göre olmasýdýr. Terkip: Ýstif anlamýnda, hat sanatýnda harf ve kelimelerin âhenkli bir surette tertip edilmesi.
100
HAT SANATI Akþam Gazetesi. 4 Aðustos 1950.
7. 2. BÝBLÝYOGRAFYA
-(Ýstanbul Yazýlarý. Ýstanbul, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kültür Ýþleri Dairesi Baþkanlýðý Yayýnlarý No: 15, 1994, s. 260-262).
Kurân-ý Kerim ve Türkçe Açýklamalý Meali. Ankara, Türkiye Diyanet Vakfý Yayýnlarý,1993. ACAR, Þinasi. Türk Hat Sanatý. Ýstanbul, Antik A.Þ., 1999, 305 s.
ARSEVEN, Celâl Esad. Sanat Ansiklopedisi (I-V). Ýstanbul, MEB, 1966.
-Hattat Mezar Taþlarý (I-II), AD Art Dekor, sy. 8182 (Aralýk 1999- Ocak 2000), s. 112-122, 112-118
AYVAZOÐLU, Beþir. Mustafa Râkým Efendi, Aksiyon. sy. 150, (18-24 Ekim 1997), s. 58-59.
-Ünlü Hattatlarýn Mezarlarý Gelimli Gidimli Dünya. Ýstanbul, 2004, 128 s.
-Geleneðin Direniþi. Ýstanbul, Ötüken Yayýnlarý, 1996 -Hattat Mustafa Râkým Efendi, Türk Edebiyatý. sy. 290 (Aralýk 1997), 12-14.
AKTAN, Ali. Arap Yazýsýnýn Doðuþu, Geliþmesi ve Ýslâm Yazýsý Haline Gelmesi, Ýslâmî Araþtýrmalar. c. II, sy. 6, 1988, s. 61-67.
-Kuðunun Son Þarkýsý. Ýstanbul, Ötüken Neþriyat, 1999, s. 125-133.
Âli. Tuðray-ý Humâyun, TOEM. sy. 43 (1 Nisan 1333) s. 53-58.
-Acý bir manzara ve bir teklif, Not Defteri, Zaman Gazetesi, 20. Ekim. 1997
Âli, Gelibolulu Mustafa. Menâkýb-ý Hünerverân. Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, 1926, 133+92 s.
AYVERDÝ, Ekrem Hakký. Fatih Devri Hattatlarý ve Hat Sanatý. Ýstanbul, Ýstanbul Fetih Cemiyeti, 1953, 56 s.
ALPARSLAN, Ali. Hattat Hamid Aytaç, Hayat Tarih Mecmuasý. sy. II, 1972, s. 16-22. -Yazý-Resim, Boðaziçi Üniversitesi (Beþerî Bilimler) Dergisi. c. I, 1973, s.1-27.
BALTACIOÐLU, Ý. Hakký. Ýslâm Yazýlarýnýn tarihçesi III Sülüs Nevi, Tedrîsât-ý Ýbtidâiye Mecmuasý. c. II-III, No: 1327-1328, s. 213-222, 1-13.
-Mimarî Yapýlarýn Yazý Sanatý Bakýmýndan Önemi Boðaziçi Üniversitesi (Beþerî Bilimler) Dergisi. c. IV-V, 19761977, s. 1-14.
-Türk Yazýlarýnýn Tedkîkine Medhal, Dârül-Funûn Ýlâhiyat Fakültesi Mecmuasý. c. II, sy. 5-6, Haziran 1927, s.111-136.
-Ünlü Türk Hattatlarý. Ankara, Kültür Bakanlýðý Yayýnlarý, 1992, 147 s.
-Sanat. Sühulet Kütüphanesi, Ýstanbul, 1934, 238 s. -Necmeddin Okyay ile Görüþtüm, Yeni Adam. sy. 447 ( 22 Temmuz 1943), s. 6, 7, 11.
-Ýslâm Yazý Sanatý, Doðuþtan Günümüze Büyük Ýslâm Tarihi. c. XIV, Ýstanbul, Çað Yayýnlarý, 1993, s. 441522.
-Mustafa Râkým, Türke Doðru. 1943, c. II, s. 70-71. -Türk Plâstik Sanatlarý. Ankara, MEB., 1971, s. 115-
-Celî, DÝA/VII. Ýstanbul, 1993, s. 265-267.
121.
-Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, Ýstanbul, Yapý Kredi Yayýnlarý, 1999, 215 s.
-Türklerde Yazý Sanatý. Mersin, Kültür Bakanlýðý, 1993, 143 s.
-Ýslâm Yazý Çeþitleri : 3 Celî Sülüs, Sanat Dünyamýz, sy. 33 (1985), s. 27-35.
BAYAT, Ali Haydar. Hüsn-i Hat Bibliyografyasý. Ankara, Kültür Bakanlýðý, 1990, 160 s.
-Ýslâm Yazý Çeþitleri : 4 Nestalik, Sanat Dünyamýz, sy. 34 (1985), s. 3-11
BAYKAL, Bekir Sýtký. Tuðra, Türk Ansiklopedisi (TA) XII/2, Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1982.
-Ýbn Muklenin Ýslâm Yazýsýna Hizmeti, Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik Semineri 30 Nisan/ 2 Mayýs 1986 Bildirileri, Ýstanbul, 1986, s.11-14.
BERK, Nurullah. Ýslâm Yazýsýnda Plastik ve Ýfâde AÜÝFD. sy. I-II, 1995, s. 49-57. BERK, Süleyman, Eyüpsultan Sýnýrlarý Ýçerisinde Hattat Mustafa Râkýma Ait Mezartaþý Kitabeleri, III. Eyüpsultan Sempozyumu Tebliðler (28-30 Mayýs 1999),
-Gubâri, DÝA, c. XIV, s. 167 ALUS, Sermet Muhtar. Eski Yazýlar, Hattatlar,
101
HAT SANATI Eyüpsultan Sempozyumu 11-13 Mayýs 2001 (V. Eyüpsultan Sempozyumu/ Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2002, s. 106111)
Ýstanbul, Eyüp Belediyesi, 2000, s. 242-249. -Hattat Mustafa Râkým Efendinin Ýstanbuldaki Mezartaþý Kitabeleri, AD Art Dekor, sy. 87 (Haziran 2000), s. 120-125.
-Hattat Ýsmâil Zühdî Efendi, VI. Eyüpsultan Sempozyumu 10-12 Mayýs 2002 (VI. Eyüpsultan Sempozyumu/Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2003, s. 336-341)
-Cihangir Camisi Yazýlarý, AD Art Dekor, sy. 89 (Aðustos 2000), s.156-164.
-Ýstanbulun Sur Kapý Kitâbeleri, VII. Eyüpsultan Sempozyumu 09-11 Mayýs 2003 (VI. Eyüpsultan Sempozyumu/Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2003, s. 300-303)
-Sultanahmet-Firuzaða Camisi Kitabesi, AD Art Dekor, sy. 90 (Eylül 2000), s. 130-133. -Hattat Mustafa Râkýmýn Celî Sülüsün Estetiðinde Ortaya Koyduðu Yenilikler, M. Uður Derman 65. Yaþ Armaðaný, Ýstanbul, Sabancý Üniversitesi, 2000, s. 145-174.
-Celî Sülüs Bir Hat Levhasýnýn Meydana Getiriliþ Safhalarý, IX. Eyüpsultan Sempozyumu 13-15 Mayýs 2005 (IX. Eyüpsultan Sempozyumu/Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2005.
-Hattat Mustafa Râkým Hatýra Defteri, Türk Edebiyatý Dergisi, sy. 343 (Mayýs 2002), s. 48-53.
-Celî Sülüsün Þâheserleri, AD Art Dekor, sy. 87(Haziran 2000), s. 120-125.
-Filibeli Ahmed Ârif Efendi, AD Art Dekor, sy. 88 (Temmuz 2000), s. 148-154.
-Ýstanbul Açýk Hava Hat Müzesi, Aksiyon. Sy. 440 (12 Mayýs 2003), s. 52-56.
-Bir Hilye-i Hakâni, AD Art Dekor, sy. 97 (Nisan 2001), s. 94-95.
-Hattat Filibeli Bakkal Ahmed Ârif Efendi (1252/18361327/1909), Umran, sy. 123 (Kasým 2004), s. 81-83.
-Hat Sanatýnýn Öðretiminde Meþk Murakkaalarý, Tarih ve Düþünce, sy. 06 (Haziran 2001), s. 64-68.
-Hüsni- Hat Yazýlarýn En Güzeli, El Sanatlarý Dergisi, sy. 1 (Mayýs 2005), 134- 137.
-Hattat Halim Efendinin Bilinen Tek Hilyesi, Tarih ve Düþünce, sy. 07 (Temmuz 2002), s. 56-64.
-Bir Zafer Abidesi: Ulucami, Aksiyon, sy. 580 (16 Ocak 2006), s. 74-75.
-Hattat Hâmid Aytaç (1893-1982)la Alâkalý Birkaç Not, Hattat Hâmid Aytaç Kitabý. Ýstanbul, Kitabevi, 2002, s. 109-114.
-Gelenek ve Gelecek, ÝSMEK El Sanatlarý Dergisi, sy. 2, 2006, s. 78-95.
-Osmanlý Hat Sanatýnda Estetik Unsurlar, Yaðmur, Yýl 6 sy. 25, (Ekim-Kasým-Aralýk 2004), s. 44-48.
BOYDAÞ, Nihat. Talik Yazýya Plastik Deðer Açýsýndan Bir Yaklaþým. Ýstanbul, MEB,1994, 159 s.
-Hüsn-i Hat, Güzel Yazý Üzerine, Standard, Yýl 44, sy. 519 (Mart 2005), s. 92-95.
-Ýslâm Yazýsý ve Musiki (I), Türk Dünyasý Tarih Dergisi, sy. 35, (1989), s. 18- 24.
-Hattat Mustafa Halim Efendi ve Kartvizit Çalýþmalarý, Tüliya, sy. 1 (Mayýs 2005). s. 390-335
-Ýslâm Yazýsý ve Musiki (II), Türk Dünyasý Tarih Dergisi, sy. 36, (1989), s. 45- 50.
-Hattat Hâfýz Osman Efendi, Antik Dekor, sy. 90 (Eylül Ekim 2005), s. 108-113.
-Ýslâm Hat Sanatýnda Ritm, Gazi Üniversitesi Eðitim Fakültesi Dergisi, c. IV, sy. 1 (1988), s. 299- 310.
-Tarihi Silmek, Türk Edebiyatý, sy. 386 (Aralýk 2005), s. 69-71.
-Hat Sanatýmýz ve Batýya Tesiri, Vakýflar Dergisi, s. 16 (1982), s.161-164.
-Mütevazi, Hoþsohbet, Nüktedan, Türk Edebiyatý, sy. 389 (Mart 2006), s. 42-43.
-Epigrafik Malzeme Olarak Ýslâm Yazýsý, Türk Kültürü Araþtýrmalarý, c. XXVI/2, 1989, s. 131-139.
-Eyüpte Medfun Bir Hattat Filibeli (Bakkal) Ahmed Ârif Efendi (1252/1836-1327/1909), IV. Eyüpsultan Sempozyumu 5-7 Mayýs 2000 (IV. Eyüpsultan Sempozyumu/Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2001, s. 324-335)
-Ýslâm Yazý Sanatýnda Plastik Elemanlar, Yedi Ýklim, c. VIII, s. 59 (Þubat 1995), s. 45-56. -Plastik Deðerler Açýsýndan Bir Mezar Taþý, IX. Millî Mevlâna Kongresi, 15-16 Aralýk 1997, (Tebliðler), Konya, Selçuk Üniversitesi, 1998, s. 115-121.
-Eyüpsultanda Celî Sülüs Kuþak Yazýlar, V.
102
HAT SANATI CUM'A, Ýbrahim. Dirâse fî Tatavvuri'l-Kitâbâti'lKûfiyye. Dâru'l-Fikri'l-Arabî, ts. 286 s.
-Türk Yazý Sanatýnda Ýcâzetnâmeler ve Taklîd Yazýlar, VII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 25-29 Eylül 1970, Kongreye Sunulan Bildiriler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1973, s. 716-728.
ÇAÐMAN, Filiz- AKSOY Þule. Osmanlý Sanatýnda Hat. Ýstanbul, Kültür Bakanlýðý, 1998,115 s.
-Mezâr Kitabelerinde Yazý Sanatýmýz, TTOK Belleten. sy. 49, 1975, s. 36-47.
ÇETÝN, Nihad M. Ýslâmda Paleografyanýn Doðuþu ve Geliþmesi (Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik Semineri, 30 Nisan/2 Mayýs 1986 Bildirileri) Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Ýstanbul, 1988, s. 1-10 (Levhalar, 223-230)
-Ölümünün Yüzüncü Yýldönümünde Kadýasker Mustafa Ýzzet Efendi, Meydan. sy. 540-22, Aralýk, 1976, s. 43-45.
-Ýslâm Hat Sanatýnýn Doðuþu ve Geliþmesi (Yâkût Devrinin Sonuna Kadar), Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý. Ýstanbul, IRCICA,1992, s. 14-32.
-Yazý Sanatýmýzda Hilye-i Saadet, Ýlgi Mecmuasý. sy. , Aralýk 1979, Yýl: 13, s. 33- 39. -Mahmud Celâleddin, Kök. sy. 20, 21,22 (Ekim, Kasým, Aralýk 1982), s.14-17.
-Yâkût Mustasýmî, Ýslâm Ansiklopedisi (ÝA) c. XIII, Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1986, s. 352- 357.
-Padiþah Tuðralarýndaki Þekil Ýnkýlâbýna Dair Bilinmeyen Bazý Gerçekler, VIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 11-15 Ekim 1976, Kongreye Sunulan Bildiriler. c. III, Ankara 1983, s. 1613-1618 Resimler, s. 485-496.
ÇEVÝK, Savaþ. Hat Sanatýnda Tashih, M. Uður Derman 65. Yaþ Armaðaný. Ýstanbul, Sabancý Üniversitesi Yayýný, 2000, s. 209- 219. ÇIÐ, Kemal. Hattat Hâfýz Osman Efendi. Ýstanbul, Uzman Laboratuvarý, 1948, 47 s.
-Sultan II. Mahmûdun Hattatlýðý, Sultan II. Mahmûd ve Reformlarý Semineri, 28-30 Haziran 1989, Ýstanbul. Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Araþtýrmalarý Merkezi, Ýstanbul, 1990, s. 37- 47.
DENY, J. -Tuðra, Ýslâm Ansiklopedisi (ÝA) XII/2, Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý,1988, s. 5-12.
-Hat Sanatýnda Osmanlý Devri, Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý. Ýstanbul, Ýslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araþtýrma Merkezi (IRCICA), 1992, s. 33-43, 178-244.
DERE, Ömer Faruk. Hat Sanatýnda Hâfýz Osman Efendi ve Ekolü. Ýstanbul, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayýmlanmamýþ Yüksek Lisans Tezi, 2001, 212 s.
- Türk Hat Sanatý, Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý. Ankara, Türkiye Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý, 1993, s. 373- 396.
-Hat Sanatýnda Üç Ekol, El Sanatlarý Dergisi, sy. 2, 2006, s. 102-107.
-Selçukludan Osmanlýya Celî Sülüs Hattýnýn Geliþimi, IV. Millî Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Semineri Bildirileri ( 25-26 Nisan 1994). Konya, Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araþtýrmalarý Merkezi, 1995 (Ayrý Basým) s. 91-95.
-Duaya Vesile Ýmzalar, Tarih ve Düþünce, sy. 9 (Eylül 2003), s. 52-58. DERMAN, M. Uður. Diþ Kirasý, Hayat Tarih Mecmuasý. sy. 12, 1 Ocak 1969, s. 20-22.
-Hat, Sabancý Koleksiyonu. Ýstanbul, Akbank Kültür ve Sanat Kitaplarý: 61, 1995, s., 14-179.
-Hat Sanatýmýzda Resim-Yazýlar, Kubbealtý Akademi Mecmuasý. sy. 3, Temmuz 1972, s. 65-72. -Büyük Bir Hat Sanatkârýmýz: Sâmi Efendi, Hayat Tarih Mecmuasý. sy.5, Haziran 1969, s. 4-10.
-Râkýmýn Celî Sülüs Kuþaklarýna Dair, IX. Milletlerarasý Türk Sanatlarý Kongresi 23-27 Eylül 1991 AKM (I-III). Ankara, Kültür Bakanlýðý, 1995, s. 47-49.
-Hattat Ýsmâil Zühdî Efendi, Hayat. sy. 49, 27 Kasým 1969, s. 26.
-Süleymaniye Camiinde Hat Sanatý, Mimarî Mirasýn Bugünü. Ýstanbul, IRCICA, 1996, S. 303-305.
-Yazý Tarihimizde Hattat Ýmzâ ve Þecereleri, VII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 25-29 Eylül 1970, Kongreye Sunulan Bildiriler. Ankara, TTK,1973, s. 728-733.
193.
-Derviþ Ali, Üçüncü, DÝA/IX. Ýstanbul, 1994, s. 192- Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý. Ankara, Türkiye Ýþ Bankasý, 1993, s. 373-396.
-Hat, Türk Ansiklopedisi, c. XIX. Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1971, s. 49-60.
-Yeni Câmi Sebilinin Kitabesi, Lâle, sy. 4 (Aralýk
103
HAT SANATI Hattat Hâmid Aytaç (Âmidî). Anma Paneli - Eylül 1996, Ýstanbul, Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi, Kültür ve Sanat Yayýnlarý No: 5, 1997, 88 s.
1986), s. 14-17. -The Sultans Signature. Ýstanbul, Deutsche Guggenheim, 2001, 211 s.
Hattat Rýfat Yazgan Canlý Tarihler/IV. Ýstanbul, Türkiye Yayýnevi, 1946, s. 3-8.
-Calligraphies Ottomanes. Ýstanbul, Reunion Des Musees Nationaux, 2000, 204 s.
HATTATOÐLU, Muhittin. Ýstanbul Silivrikapýda Topçubaþý Bâlâ Süleyman Aða Mimarî Manzûmesi, Vakýflar Dergisi. 4, 1958, s. 183-191.
-Osmanlý Hat Sanatý. Ýstanbul, Deutsche Guggenheim, 2001, 211 s. -Sabancý Üniversitesi Sakýp Sabancý Müzesi Hat Koleksiyonundan Seçmeler. Ýstanbul Akbank, 2002, 272 s. -Hâþim Efendi, Mehmed, DÝA, XVI, s. 408-409.
HUART, Clement. Les Calligraphes et Les Mini aturistes de Lorient Musulman. Paris, Ernest, Leroux, Editer, 1908, 388 s.
-Türk Hat Sanatý: Ýncelîkleri ve Bediî Deðerleri, Arýþ, sy. III (Aralýk 1997), s. 54-67.
Hurûf (Sergi Kataloðu). Dubai, Abdurrahman b. Uveys Vakfý Yayýný, 2003.
-Ýsmâil Zühdü, Yeni, DÝA, XXIII, s. 125-126.
HÜSEYÝN HÂÞÝM. Zamanýmýzdaki Hattâtîne Dâir, Osmanlý Ressamlar Cemiyeti Dergisi. 17 Cemâyizel-âhir 1329, No: 6, s. 41-43.
- Piyer Loti Kitâbesi ve Talîk Hattýna Dâir Bir Mülâhaza, Kültürü ve Sanatýyla IV. Eyüpsultan Sempozyumu, Tebliðler, 5- 7 Mayýs 2000, Ýstanbul, Eyüp Belediyesi, 2000, s. 278- 283.
-Hat, Osmanlý Ressamlar Cemiyeti Dergisi, 1 Safer 1329, No: 2, s. 9- 12.
-Osmanlý Celî Hattýnda Klasik Kavramý, Sanat ve Klasik, Nisan 2006, s.11- 38.
-Hutût-u Ýslâma Ýnkisâr, Osmanlý Ressamlar Cemiyeti Dergisi. 25 Nisan 1328, No: 12 2. sene s. 106-107.
-Medresetül-Hattâtîne Dâir, Prof. Dr. Mübahat S. Kütükoðluna Armaðan. Ýstanbul, Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Osmanlý Müesseseleri ve Medeniyeti Anabilim Dalý, 2006, s. 511- 547.
ISSAM el-Said and Ayþe Parman. Geometric Concepts In Islamic Art. World of Islam Festival Publishing Company Ltd. London, 1976, s. 129-134. ÝBNÜLEMÝN (Mahmud Kemal ÝNAL). Son Hattatlar. Ýstanbul, 1955, 837 s.
-Hattat Mustafa Râkým Efendi, Dosya, M. Uður DERMAN Arþivi.
Ýmlâ Klavuzu. Ankara, Türk Dil Kurumu, 1999, 354 s.
DEVELLÝOÐLU, Ferit. Osmanlýca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara, Aydýn Kitabevi, 500 s. el-HABÝB, Mustafa. Yazý ile Mimarinin Kaynaþmasý, Görüþ. sy. 12 (Aralýk 1977), s. 38-52
Ýslâm Ansiklopedisi (ÝA) Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, (I-XIII) (1940-1988). Ýstanbul Ansiklopedisi (Ýst. A). (I-X), Ýstanbul, 19581974.
ERDEN, Hasan. Mustafa Râkým ve Hat Sanatýmýz, Pýnar. c. I, sy. 22, Ekim 1973, s. 20-24.
KAYAOÐLU, Ý. Gündað, Divitler, Antik Dekor, sy. 5 (1989), s. 50-54.
GÖKBÝLGÝN, M. Tayyib. Mustafa Râkým Efendi, Dünya Gazetesi. 30 Mart 1954.
KÖKER, Hüseyin Sýdký.Mustafa Ýzzet Efendi, Selâmet. 6, 7, 12 ( Eylül, Ekim 1962, Mart 1963 )
GROHMAN, Adolf. Arabische Palãographýe (I. Teil) Wien, 1967, 154 s.
KUÞOÐLU, Mehmet Zeki. Dünkü SanatýmýzKültürümüz. Ýstanbul, Ötüken, 1994, 188 s.
GULAM, Yousif Mahmud. The Art of Arabic Calligraphy. Arap Cultural Center, 1982, 464 s.
KÜTÜKOÐLU, Mübahat S. Osmanlý Belgelerinin Dili (Diplomatik). Ýstanbul, Kubbealtý, Neþriyatý, 1994, 605 s.
HABÝB. Hat ve Hattâtân. Ýstanbul, 1305, 285 s.
-Tarih Araþtýrmalarýnda Usûl. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1997, 182 s.
HAKKÂKZÂDE, Mustafa Hilmi. Mîzânül-Hat. Millet Kütüphanesi, Ali Emîri Efendi Koleksiyonu, Tarih Bölümü No: 812.
MANSOUR, Nassar. The Ijaza in arabic Calligraphy.
104
HAT SANATI Amman, Dar Majdalawi, 2000, 240 s.
s. 280-285.
Melek Celâl. Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, 1948, 16 s.+26 Resim.
SELAHADDÝN el-Müneccid. Dirâsât Fî Târihil-HattilArabî. Beyrut, Darul-Kitâbil- Cedîd, 1972, 150 s.
MERÝÇ, Rýfký Melûl. Ýslâm Yazýsýnýn Menþei ve Ýntiþârý. (Derleyen: Cüneyd Emiroðlu, Ýslâm Yazýsýna Dâir), Ýstanbul, Sebil Yayýnevi, 1977, s. 101-126.
-Yâkut el-Mustasýmî. Dârul-Kitâbil-Cedîd, 1985, Beyrût, 79 s. SERÝN, Muhittin. Hat Sanatýmýz. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1982, 136 s.
MORITZ, B. Arap Yazýsý, Ýslâm Ansiklopedisi (ÝA) c.I, Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1993, s. 498-512.
-Hattat Aziz Efendi. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1988, 119 s.
MUSTAKÎMZÂDE, Süleyman Sadeddin. Tuhfe-i Hattâtîn. Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyâtý, 1928, 756 s.
-Âhenk, DÝA, c. I, 1988, s. 521-523.
ORGUN, Zarif. Tuðra; Tuðralarda el-Muzaffer dâima, duasý ve þah ünvaný, Þehzâde Tuðralarý, Mehmet IInin Tuðra, Ýmzâ ve Mühürleri, Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisi. sy. 4, 1949, s. 203-220.
-Hattat Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1992, 203 s. -Kubbealtý Akademisi Kültür ve Sanat Vakfý Ekrem Hakký Ayverdi Hat Koleksiyonu Envanteri, Ekrem Hakký Ayverdi Hatýra Kitabý. Ýstanbul Fetih Cemiyeti, Ýstanbul, 1995, s. 25-54.
Osmanlý-Türk Hat Sanatý Koleksiyonu. Yurtbank, 1998, 107 Resim. ÖGEL, Semra. Anadolu Selçuklularýnýn Taþ Tezyînâtý, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1987.
-Kâhire Dârul-Kütübül-Mýsriyyede Osmanlý Hat Sanatýna Âit Eserler, Kubbealtý Akademi Mecmuasý. Yýl: 26, Ekim 1997, sy. 4, s. 49-62.
ÖZ, Tahsin. Topkapý Sarayýnda Fatih Sultan Mehmet II. ye Ait Eserler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1953, 39 s. 88 resim.
-Þevki Efendi'nin Sülüs Nesih Meþk Murakkaý. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1996.
Özçay (Sergi Kataloðu). Dubai, Abdurrahman b. Uveys Vakfý Yayýný, 2004.
-Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi'nin Sülüs ve Nesih Meþk Murakkaý. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1996.
ÖZEN, Mine Esiner. Yazma Kitap Sanatlarý Sözlüðü. Ýstanbul, 1985, 91 s.
-Hulûsî Efendi'nin Ta'lik Meþk Murakkaý. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1999.
ÖZSAYINER, Zübeyde Cihan. Mahmud Celaleddin Efendi Tarihi, Kültürü ve Sanatýyla VI. Eyüpsultan Sempozyumu (10- 12 Mayýs 2002), Tebliðler, Ýstanbul, Eyüp Belediyesi, 2003, s. 342- 347.
-Hat Sanatý ve Meþhur Hattatlar. Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve Sanat Vakfý, 1999, 327 s. -Ekrem Hakký Ayverdi Þahsiyeti ve Hat Koleksiyonu (1899-1984), Kubbealtý Ekrem Hakký Ayverdi Koleksiyonundan Seçmeler Sergisi. Ýstanbul, Sadberk Haným Müzesi, 2000, s. 2000.
-Yöresel Hattatlarýmýzdan Mehmet Nuri Sivasî, V. Milletlerarasý Türk Halk Kültürü Kongresi, Ankara, Kültür Bakanlýðý, ts, s.340- 342.
-Hat Sanatý ve Meþhur Hattatlar. Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve Sanat Vakfý, 2003, 383 s.
PAKALIN, M. Zeki.Osmanlý Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüðü (I-III). Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1946.
SERTOÐLU, Midhat. Osmanlý Tarih Lûgatý. Ýstanbul, Enderun Kitabevi, 1986.
RADO, Þevket. Türk Hattatlarý. Ýstanbul, Yayýn Matbaacýlýk, ts. (1984), 303 s.
Seyyid Mehmed Mecdî. Sülüs Yazýsý Rehberi. (nþr. Mustafa Necâtüddin) ts. Medîne-i Münevvere, 42 s.
REVNAKOÐLU, C. Server. Hattat Mustafa Râkým (Dosya) Dîvan Edebiyâtý Müzesi. Dosya No: 38.
SUBAÞI, M. Hüsrev. Hattat Osmanlý Padiþahlarý. Ýstanbul, Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sonçað Tarihi Kürsüsü (Yayýmlanmamýþ Mezuniyet Tezi), 1977, 86 s. , 7 ref.
SALTUK, Ahmed Süreyya. Ýslâmî Yazýlarda Âhenk, ÝTA. I, 1941, s. 154. -Osmanlýlarda Sanayi-i Nefîse ez-Cümle Hutût-u Bedîa, Sýrât-ý Mustakîm, 14 Muharrem 1329, c. 7, sy. 174,
105
HAT SANATI -Hattat Osmanlý Padiþahlarý, Osmanlý, c. XI, Ankara, Yeni Türkiye Yayýnlarý, 1999, s. 52-60.
-Mart Ayýnda Kaybettiðimiz Üç Büyük Sîma: Râkým, Âkil Muhtar, Ali Rýza, Cumhûriyet Gazetesi. 16 Mart 1951.
-Aytaç, Hamit, Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi (DÝA), Ýstanbul, Türkiye Diyanet Vakfý, 1991, c. IV, s. 287-289.
- Hattat Ýsmail Zühdü Efendi, 50 Sanat Sever Serisi 1. Ýstanbul, 1953, 2 s. - Hattat Mustafa Râkým Efendi, 50 Sanat Sever Serisi 3. Ýstanbul, 1953, 2 s.
SUYOLCUZÂDE, Mehmed Necib. Devhatül-Küttâb. Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi Neþriyatý, 1942, 160 s.
- Türk Yazý Çeþitleri. Ýstanbul, Yeni Laboratuvar Yayýnlarý, 1953, 44 s.
SÜHEYLE YASÝN, el-Cubûri. Aslul-Hattil-Arabî ve Tatavvuruhu Hattâ Nihayeti'l-Asri'l-Emevî. Matbaatul-Edîb, el-Baðdad, 1977, 184 s.
-Ýsmail Zühdî ve Mustafa Râkým, Hamsi, sy. 9, 1955, s. 6-9.
ÞANÝZÂDE, Mehmed Atâullah Efendi. Þânizâde Tarihi (I-IV). Cerîde-i Havâdîs Matbaasý, 1873.
-Hattat Mustafa Râkým, Sebîlürreþâd, c. IX, sy. 203, 1955, s. 47- 48.
ÞEHSUVAROÐLU, Halûk Y. Hattat Mustafa Râkým, Cumhuriyet Gazetesi. 12.9.1955, (Ayný makale: Sebilürreþad. c. IX, sy. 204, 1955.)
-Hattat Ahmet Karahisari. Ýstanbul, 1964, 13 s.+71 Resim. -Zat-ý Sâmîlerini Ziyâret, Kök. cilt, 2, sy. 14, Nisan 1982, s. 41-43.
TAÞKALE, Faruk- GÜNDÜZ, Hüseyin. Hat Sanatýnda Hilye-i Þerîfe. Ýstanbul, Antik AÞ. Yayýnlarý, 2005, 300 s.
- A. Süheyl ÜNVERin Ýstanbulu. Ýstanbul, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kültür Ýþleri Daire Baþkanlýðý Yayýnlarý, 1996, 249 s.
The International Exhibition of The Arabic Calligraphy. 2005, Goverment of Dubai-Department of Tourism and Commerce Marketing-Researc Centre for Islamic History, Art and Culture. S. 26-27.
- Sevdiðim Ýstanbul, Ýstanbul, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kültür Ýþleri Daire Baþkanlýðý Yayýnlarý, 1996, 53 s.
TÜFEKÇÝOÐLU, Abdülhamit. Erken Devir Osmanlý Mimarîsinde Yazý, Ankara, Kültür Bakanlýðý, 2001, 768 s.
-Hattat Mustafa Râkým Efendi", SK. Süheyl Ünver Baðýþ Dosyalarý. No: 84.
Türk-Ýslâm Eserleri Müzesini Ziyâret, Selâmet. sy. 50 (30 Nisan 1948), s. 6, 7, 15.
-Türk Kalemtýraþçýlarý, Yücel, Ýlkkânun 1937, s. 167-173.
Türkçe Sözlük (I-II). Ankara, Türk Dil Kurumu, 1998.
YAZIR, Mahmud Bedreddin -Yazýda Âhenk, ÝTA/I. No: 35, 30 Mayýs 1942, s. 2-3.
Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi (DÝA). (I- ), Ýstanbul, (1988- )
-Medeniyet Âleminde Yazý ve Ýslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli. Ankara, DÝB, (I-III), I/1972, II/1974, III/1989.
ULUNAY, Refiî Cevad, Hatâ Düzelir, Milliyet, 08. 07. 1959
-Eski Yazýlarý Okuma Anahtarý. Ankara, Vakýflar Genel Müdürlüðü, 1978, 284 s.
- Ýnandý Teres, Milliyet, 17-18 Eylül 1961. UNAT, Fâik Reþit. Hicrî Tarihleri Mîlâdî Tarihe Çevirme Klavuzu. Ankara, TTK, 1988, 175 s. UZUNÇARÞILI, Ýsmail Hakký. Tuðra ve Pençeler, Belleten. sy. 17-18, 1941, s. 101-157. -Osmanlý Devletinin Ýlmiye Teþkilâtý. Ankara, TTK, 1984, 349 s. ÜNVER, A. Süheyl. Ressam Üsküdarlý Ali Rýza (Hayatý ve Eserleri 1858- 1930), Ýstanbul, 1949, 14 s. -Hattat Mustafa Râkým Efendi, Tarih Dünyasý. sy. 7, Temmuz 1950, s. 271- 275.
106
HAT SANATI
VIII. BÖLÜM
HAT SANATINDAN ÖRNEKLER
107
HAT SANATI
Resim 114- Hattat Hâmid Aytaç hattýyla sülüs nesih bir kýta. (Tezhib: Fatma Özçay)
108
HAT SANATI
Resim 115- Hattat Halim Beye ait Azapkapý Sokollu Camii kubbe yazýsý.
Resim 116- Süleymaniye Camii kubbe ve aslan göðüslerinde bulunan yazýlar.
109
HAT SANATI
Resim 117- Kazasker Mustafa Ýzzet Efendinin Ayasofya kubbesinde bulunan yazýsý.
Resim 118- Hattat Hâmid Aytaç hattýyla Eyüp Sultan Camii kubbe yazýsý.
110
HAT SANATI
Resim 119- Hattat Halim Beyin Ankara Maltepe Camii kubbe yazýsý.
Resim 120- Ýsmail Hakký Altunbezer hattýyla Beyoðlu Hüseyinaða Camii kubbe yazýsý.
111
HAT SANATI
Resim 121- Günümüz hattatlarýndan Osman Özçaya ait sülüs bir levha. (Tezhib: Emel Türkmen; Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai)
112
HAT SANATI
Resim 122- Fatih Camii avlu penceresi üzerinde Hattat Yahya Sûfiye ait celî sülüs kûfi yazý.
Resim 123- Beþiktaþ, Küçükmecidiye Camii avlu kapýsý üzerinde hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendiye ait celî tâlik kitâbe.
113
HAT SANATI
Resim 124- Günümüz hattatlarýndan Osman Özçaya ait celî sülüs istifli besmele. (Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai)
Resim 125- Hattat Sâmi Efendinin Çemberlitaþ Atikalipaþa Camii giriþi üzerindeki celî sülüs kitabesi.
114
HAT SANATI
Resim 126- Hattat Osman Özçay hattýyla celî sülüs levha. (Tezhib: Gamze Yorgancý; Dr. Enver Gargaþ Koleksiyonu - Dubai)
Resim 127- Hattat Osman Özçayýn, Mehmed Nazif Beyden naklen yazdýðý celî sülüs levha. (Tezhib: Ayten Tiryaki; Ali Demirel koleksiyonu)
115
HAT SANATI
Resim 128- Hattat Osman Özçayýn, Hâmid Aytaçtan naklen yazdýðý celî sülüs müsenna yazýsý. (Tezhib: Gamze Yorgancý; Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai)
Resim 129- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs besmelesi.
116
HAT SANATI
Resim 130- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs levhasý. (Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai)
Resim 131- Hattat Osman Özçay hattýyla celî sülüs levha. (Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai)
117
HAT SANATI
Resim 132- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs müsennâ levhasý. (Osman Þerif Koleksiyonu - Dubai)
118
HAT SANATI
Resim 133- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs müsennâ levhasý. (Tezhib: Hasan Türkmen; Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai)
Resim 134- Hattat Sâmi Efendinin Zerendud celî sülüs levhasý.
119
HAT SANATI
Resim 135- Kazasker Mustafa Ýzzet Efendinin celî sülüs levhasý.
Resim 136- Hattat Mehmed Nazîf Efendinin zerendud celî sülüs levhasý. (Topkapý Sarayý Hýrka-i Saadet Dairesi)
120
HAT SANATI
Resim 137- Hattat Ýhsan Efendinin celî sülüs bir levhasý. (Þiþli Camii Vakfý koleksiyonu)
Resim 138- Ayasofya Camiinden Sultanahmed Camiine nakledilen hattat Mehmed Hulûsi Efendinin zerendud celî tâlik levhasý.
Resim 139- Sultan II. Mahmud imzalý celî sülüs levha. (Topkapý Sarayý Hýrka-i Saadet Dairesi)
121
HAT SANATI
Resim 140- Hattat Þefik Beyin Zerendûd celî sülüs levhasý. (Bâlâ Süleyman Aða Camii).
Resim 141- Hattat Þefik Beyin Zerendûd celî sülüs levhasý. (Bâlâ Süleyman Aða Camii.)
Resim 142- Hattat Yesârizadenin celî tâlik hattýyla yazdýðý Bahçekapý I. Abdülhamid Medresesi kitâbesi.
122
HAT SANATI
Resim 143- Hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendinin sülüs nesih hilyesi.
123
HAT SANATI
Resim 144- Hattat Mustafa Halim Özyazýcýnýn bilinen tek hilyesi. (Tezhib: Hasan Türkmen)
124
HAT SANATI
Resim 145- Hattat Hâfýz Vahdetî Efendi hattýyla sülüs nesih hilye. (Galata Mevlevîhanesi Müzesi)
125
HAT SANATI
Resim 146- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. (Bu yazýlarýn tümü 2003 yýlýnda yapýlan restorasyonda silinmiþtir.)
Resim 147- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 148- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 149- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 150- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 151- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 152- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 153- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
126
HAT SANATI
Resim 154- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 155- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 156- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 157- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 158- Beþiktaþ Sinanpaþa Camiinde h. 1395 tarihli ve Râgýp Torun imzalý pencere üstü yazýsý.
Resim 159- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý.
Resim 160- Beþiktaþ Sinanpaþa Camiinde h. 1395 tarihli ve Râgýp Torun imzalý pencere üstü yazýsý.
127
HAT SANATI
Resim 161- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs - sülüs levhasý. (Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai)
Resim 162- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs ve sülüs karalamasý. (Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai)
Resim 163- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs Besmelesi. (Tezhib: Arda Çakmak; Dr. Enver Gargaþ Koleksiyonu - Dubai)
128
HAT SANATI
Resim 164- Hattat Þefik Beyin zýrnýkla hazýrladýðý celî sülüs levha kalýbý. (Savaþ Çevik koleksiyonu).
Resim 165- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs levhasý. (Tezhib: Neslihan Çakmak; Osman Þerif Koleksiyonu - Dubai)
129
HAT SANATI
Resim 166- Günümüz hattatlarýndan Osman Özçayýn celî sülüs müsennâ levhasý. (Tezhib: Fatma Özçay; Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai)
Resim 167- Hattat Osman Özçayýn istifli sülüs levhasý. (Tezhib: Fatma Özçay)
130
HAT SANATI
Resim 168- Günümüz hattatlarýndan Osman Özçayýn celî sülüs levhasý. (Dr. Enver Gargaþ Koleksiyonu - Dubai)
131
HAT SANATI
Resim 169- Hattat Halim Özyazýcýnýn sülüs Âyetül-Kürsî levhasý. (Tezhib: Hasan Türkmen)
132
HAT SANATI
Resim 170- Hattat Halim Beyin istifli celî sülüs besmelesi. Ýmza kýsmýnda Halim Bey, Hamid Beyin talebesi olduðunu belirtmiþtir. (Ýsmail Yazýcý Koleksiyonu)
133
HAT SANATI
Resim 171- Sivas Burûciye Medresesinde devrinin özelliðini yansýtan celî sülüs ve kûfi yazýlar.
Resim 172- Ayasofya Camii içerisindeki hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendiye ait celî sülüs levhalar.
134
HAT SANATI
Resim 173- Hattat Aðakapýlý Ýsmail Efendiye ait Fatih Feyzullah Efendi Medresesi (bugünkü Millet Kütüphanesi) kapýsý üzeri celî sülüs kitâbe.
Resim 174- Durmuþzâde Ahmed Efendiye ait Fatih Feyzullah Efendi Medresesi (bugünkü Millet Kütüphanesi)ne bitiþik çeþme üzeri celî tâlik kitâbe.
Resim 175- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezer hattýyla Hüseyin Âgah Beyin celî sülüs mezar taþý kitâbesi. (Sultan II. Mahmud Türbesi Hazîresi)
135
HAT SANATI
Resim 176- Hattat Mustafa Kütâhiye sülüs nesih Hilye-i Þerîf.
136
HAT SANATI
Resim 177- Hattat Bakkal Ahmed Ârif Efendiye ait sülüs nesih Hilye-i Þerîf.
137
HAT SANATI
Resim 178- Beþiktaþ, Orhaniye Kýþla Camii kýble duvarý üzerinde kûfi pano.
Resim 179- Topkapý Sarayý Müzesi, Seferli Koðuþunun Reîsül-hattâtîn Ahmed Kâmil Akdik hattýyla celî sülüs kitâbesi
138
HAT SANATI
Resim 180- Mehmed Hulûsi Efendinin celî sülüs levhasý. (Galata Mevlevîhânesi Müzesi)
Resim 181- Hattat Osman Özçayýn Mehmed Nazif Beyden naklen yazdýðý celî sülüs levha. (Tezhib: Fatma Özçay; Ali Demirel Koleksiyonu)
139
HAT SANATI
Resim 182- Hattat Fehmi Efendinin sülüs nesih hilyesi.
140
HAT SANATI
Resim 183- Hattat Mahmud Celâleddin Efendinin sülüs nesih hilyesi.
141
HAT SANATI
Resim 184- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçayýn sülüs nesih hilyesi. (Tezhip: Necati Sancaktutan; Hususi Koleksiyon - Ýstanbul)
142
HAT SANATI
Resim 185- Yesârizâde Mustafa Ýzzet Efendinin zerendûd tâlik hilyesi. (Galata Mevlevîhânesi Müzesi.)
143
HAT SANATI
Resim 186- Hattat Hâfýz Vahdetî Efendiye ait Hz. Peygamberin on mûcizesinin anlatýldýðý levha.
144
HAT SANATI
Resim 187- Hattat Mehmet Özçaya ait sülüs nesih bir hilye. (Osman Þerif Koleksiyonu - B.A.E.)
145
HAT SANATI
Resim 188- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezerin Üsküdar Þemsipaþa Camii kubbe, kuþak ve cami takýmý yazýlarý.
Resim 189- Günümüz hattatlarýndan Ali Toya ait bir levha. Ýstanbul muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onu fetheden ordu ne güzel ordudur. (Hz. Muhammed s.a.v.)
146
HAT SANATI
Resim 190- Hattat Bakkal Ahmed Ârif Efendinin celî sülüs-sülüs hilyesi.
147
HAT SANATI
Resim 191- Hattat Muhsinzâde Abdullah Beyin oðlu Mehmed Rahmi Beyin celî sülüs levhasý. (Emin Barýn Koleksiyonu)
148
HAT SANATI
Resim 192- Hattat Hasan Rýza Efendinin sülüs nesih hilyesi.
149
HAT SANATI
Resim 193- Hattat Þefik Beyin Ýstanbul Üniversitesi giriþ kapýsý üzerindeki celî sülüs kitâbeleri. Üst kýsýmda T.C. rumuzunun bulunduðu mermerin altýnda Hattat Abdülfettah Efendinin Sultan Abdülaziz tuðrasý bulunmaktadýr.
Resim 194- Hattat Mustafa Halim Özyazýcýnýn Merkez Efendi Kabristanýndaki bir mezar taþýnda bulunan celî sülüs müsennâ yazýsý.
150
HAT SANATI
Resim 195- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezerin Beyoðlu Hüseyin Aða Camiinde çini üzerinde bulunan celî sülüs bir yazýsý.
Resim 197- Hattat Þeyh Hamdullah Efendinin sülüs nesih bir kýtasý.
151
Resim 196- Hattat Þevki Efendinin Merkez Efendi kabristanýnda bulunan bir mezar taþý üzerindeki celî sülüs yazýsý.
HAT SANATI
Resim 198- Hattat Mustafa Halim Efendinin kartviziti. (Süleyman Berk Koleksiyonu)
Resim 199- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit.
Resim 200- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit.
Resim 201- Hattat Ýhsan Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit.
Resim 202- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit.
Resim 203- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit.
Resim 204- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit.
Resim 205- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit.
152
HAT SANATI
Resim 206- Hattat Ahmed Kâmil Akdikin fotoðrafý. (Emin Barýn arþivi)
Resim 207- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezerin fotoðrafý. (Emin Barýn arþivi)
Resim 208- Hattat Mustafa Halim Özyazýcý. (Ýsmet Gülnihal arþivi)
153
HAT SANATI
Resim 209- Hattat Hâmid Aytaçýn ressam hattat Turan Sevgili tarafýndan yapýlan portresi.
154
HAT SANATI
Resim 210- Hattat Hamid Aytaçýn Þiþli Camii kapýsý üzerinde bulunan celî sülüs müsennâ kitâbesi.
Resim 211- Hattat Ýsmâil Hakký Altunbezere ait eski Sultanahmet Cezâevi üzerindeki celî sülüs kitâbe.
155
HAT SANATI
Resim 212- Mehmed Þevkî Efendinin celî sülüs Kelime-i Tevhîdi. (Fatih Camii)
Resim 213- Fatih Camiinde taþa mahkûk h. 1376 tarihli Hattat Hâmid Aytaç hattýyla celî sülüs fetih hadis-i þerîfi.
156
HAT SANATI
Resim 214- Son halife Abdülmecid Efendi hattýyla celî sülüs levha. (Fatih Camii)
Resim 215- Muhsinzâde Abdullah Beye ait celî sülüs kitâbe. (Sultanhamam Haci Küçük Camii)
157
HAT SANATI
Resim 216- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçay hattýyla celî sülüs levha. (Tezhib: Gülsüm Gügercin; Ali Demirel Koleksiyonu - Ýstanbul)
158
HAT SANATI
Resim 217- Günümüz hattatlarýndan Ali Toya ait Lafzatullah levhasý.
159
HAT SANATI
Resim 218- Günümüz hattatlarýndan Ali Toya ait divâni levha. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sýhhat gibi. Kânûni Sultan Süleyman
160
HAT SANATI
Resim 219- Hattat Hamid Aytaç hattýyla sülüs Âyetül-Kürsî.
Resim 220- Günümüz hattatlarýndan Ali Toya ait celî talik levha. (Talak Sûresi, 7)
161
HAT SANATI
Resim 221- Hattat Abdülfettah Efendiye ait Bursa Ulucamideki celî sülüs müsennâ levhanýn 1940 öncesi görünümü. (Fotoðraf: Mustafa Düzgünman. Muhittin Serin fotoðraf arþivi.)
Resim 222- Hattat Abdülfettah Efendiye ait Bursa Ulucamideki celî sülüs müsennâ levha. (Alt kýsýmda bulunan hattat imzasý 1940lý yýllarda siyah boya ile kapatýlmýþtýr.)
Resim 223- Sultan II. Mahmud imzalý, malâkâri tekniði ile yapýlmýþ celî sülüs levha. (Bursa Ulucami)
162
HAT SANATI
Resim 224- Bursa Ulucamide Þefik Bey hattýyla celî sülüs müsennâ vavlar.
Resim 225- Hattat Halim Efendinin Þiþli Camii kubbe yazýsý.
163
HAT SANATI
Resim 226- Günümüz hattatlarýndan Ali Toy hattýyla celî tâlik Âyetül-Kürsî levhasý.
164
HAT SANATI
Resim 227- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçaya ait sülüs nesih hilye. (Hususi Koleksiyon - Ýstanbul)
165
HAT SANATI
Resim 228- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçaya ait celî sülüs bir levha. (Tezhip: Fatma Özçay; Merhum A. Aydýn Bolak Koleksiyonu - Ýstanbul)
Resim 229- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçaya ait sülüs nesih bir kýta. (Tezhip: Ayten Tiryaki; Dr. Enver Gargaþ Koleksiyonu - Dubai)
166
HAT SANATI
IX. BÖLÜM
HATTAT MEHMED ÞEVKÎ EFENDÝNÝN SÜLÜS-NESÝH (TSMK-GY 190/1) ve HATTAT HALÝM ÖZYAZICININ RÝKA MEÞKLERÝ
167
HAT SANATI
168
HAT SANATI
169
HAT SANATI
170
HAT SANATI
171
HAT SANATI
172
HAT SANATI
173
HAT SANATI
174
HAT SANATI
175
HAT SANATI
176
HAT SANATI
177
HAT SANATI
178
HAT SANATI
179
HAT SANATI
180
HAT SANATI
181
HAT SANATI
182
HAT SANATI
183
HAT SANATI
184
HAT SANATI
185
HAT SANATI
186
HAT SANATI
187
HAT SANATI
188
HAT SANATI
189
HAT SANATI
190
HAT SANATI
191
HAT SANATI
192