ANKARA TAR‹H‹ VE KÜLTÜRÜ D‹Z‹S‹: 1
ANKARA
TAR‹H‹ VE KÜLTÜRÜ TAR‹H ‹Ç‹NDE
ANKARA
TAR‹H ‹Ç‹NDE ANKARA
ANKARA BÜYÜKfiE...
124 downloads
1512 Views
49MB Size
Report
This content was uploaded by our users and we assume good faith they have the permission to share this book. If you own the copyright to this book and it is wrongfully on our website, we offer a simple DMCA procedure to remove your content from our site. Start by pressing the button below!
Report copyright / DMCA form
ANKARA TAR‹H‹ VE KÜLTÜRÜ D‹Z‹S‹: 1
ANKARA
TAR‹H‹ VE KÜLTÜRÜ TAR‹H ‹Ç‹NDE
ANKARA
TAR‹H ‹Ç‹NDE ANKARA
ANKARA BÜYÜKfiEH‹R BELED‹YES‹ 2007
ANKARA BÜYÜKfiEH‹R BELED‹YES‹ KÜLTÜR VE SOSYAL ‹fiLER DA‹RES‹ BAfiKANLI⁄I
ANKARA TAR‹H‹ VE KÜLTÜRÜ D‹Z‹S‹: 1
TAR‹H ‹Ç‹NDE ANKARA Yay›n Dan›flmanlar› Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam (Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Hakk› Acun (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Halit Çal (Gazi Üniversitesi)
Yrd. Doç. Dr. Süleyman Solmaz (Pamukkale Üniversitesi)
Dr. Nazif Öztürk Ahmet Yüksel
Yazarlar Abdülkerim Erdo¤an Gökçe Günel Ali K›lc›
Foto¤raflar Abdülkerim Erdo¤an (A.E.), Gökçe Günel (G.G.), Ali K›lc› (A.K.), BELKO Arflivi, Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivi (V.G.M.), Ahmet Yüksel Arflivi (A.Y.), Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Katalo¤u (A.A.M.M.K.)
Tasar›m&Bask›
Tel : (0312) 435 15 95 www.sfn.com.tr ISBN: 9944-473-07-3 Ankara 2007
tarih içinde ankara
SUNUfi “Ankara hükümet merkezidir ve ebediyyen hükümet merkezi kalacakt›r” sözüyle M. Kemal Atatürk, bizlere, Ankara’y› kurdu¤u ve emanet etti¤i Türkiye Cumhuriyeti’ne baflkent yapm›fl, flehrin geçmifl tarihinin araflt›r›lmas›na da öncülük etmifltir. ‹lk olarak bafllatt›¤› arkeolojik kaz›lara bizzat kat›lm›fl ve “kadim medeniyetlere” ait antik de¤erlerin tespitini ve korunmas›n› emretmifltir. “Büyük devletler kuran ecdad›m›z, büyük ve flümullü medeniyetlere de sahip olmufltur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklü¤e ve cihana bildirmek, bizler için bir borçtur” mesaj› ile de millî tarih ve kültür fluurunun gençli¤e kazand›r›lmas›n› da flart koflan M. Kemal Atatürk, “Türk çocu¤u ecdad›n› tan›d›kça daha büyük ifller yapmak için kendinde kuvvet bulacakt›r” sözü ile de hedefi göstermifltir. Ankara Büyükflehir Belediyesi olarak, baflkent Ankara’n›n tarih ve kültür zenginli¤ini tan›tmak, korumak amac› ile Ankara’y› çeflitli yönleri ile tan›tan genifl kapsaml› bir baflucu eseri olaca¤›na inand›¤›m›z “Ankara Tarihi ve Kültürü Dizisi”ni, Ankaral›lara ve tüm Türkiye’ye arma¤an ediyoruz. Bu dizi; “Tarih ‹çinde Ankara”, “Osmanl›’da Ankara”, “‹stiklal Savafl›’nda Ankara”, “Cumhuriyet ve Baflkent Ankara”, “Manevi Mimarlar›yla Ankara”, “Edebi ve Tarihi fiahsiyetleriyle Ankara”, “Ad›m Ad›m Ankara” ve “Örnek Baflkent Ankara” ad› alt›nda sekiz kitaptan meydana gelmektedir. Ankara vilayeti, bilinen tarihi seyir içerisinde bir çok medeniyetlere ev sahipli¤i yapm›flt›r. Günümüzde de bu medeniyetlerin zengin antik kültür miras›n› co¤rafi hudutlar› dahilinde sergileyen antik bir flehir olma özelli¤inin yan›nda, do¤al kültür miras› ile de özel bir co¤rafyaya sahiptir. Milat öncesi ve sonras› bu co¤rafya içerisinde hayat bulan medeniyetler hakk›nda bugüne kadar bir çok eser yay›mlanm›fl ve halen de yay›mlanmaktad›r. Bu eserlerde anlat›lmaya çal›fl›lan ortak görüfl, Ankara vilayetinin zengin bir tarih ve kültür miras›na sahip oldu¤u, bu de¤erlerinin ise yeteri kadar bilinmedi¤i hususudur. Türkiye’de, sahas›nda ilk çal›flma örne¤i olan bu kültür dizimiz tetkik edildi¤inde, Ankara’n›n “sakl› ve gizemli” bir flehir oldu¤u görülecektir.
3
tarih içinde ankara
Ankara Tarihi ve Kültürü Dizisi yay›n çal›flmas›n›n bir özelli¤i de Ankara’ya ba¤l› 24 ilçe merkezi, 43 belde, 876 köy, 70 mezra ve yerleflme birimine gidilerek, yerinde inceleme ve araflt›rma yap›lm›fl, mevcut bilgilerle karfl›laflt›rma yap›larak bilgiler güncellenmifltir. Bugüne kadar bilinmeyen bir çok eser, bu çal›flma esnas›nda tespit edilmifltir. Bu bilgiler, yeni araflt›rmalarla desteklenerek, “Ankara Ansiklopedisi” çal›flmas› ile bütünleflecek bir bilgi birikimi sa¤layacakt›r. Ankara Büyükflehir Belediyesi olarak Ankara’y› “Dünyan›n en yeflil, örnek baflkenti”ne tafl›rken; “Yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birincili¤ini tutmakt›r” hedefine odaklanarak, kültür ve e¤itim hizmetlerimize de devam etmekteyiz. Milli kültürümüze ve e¤itim dünyam›za kazand›r›lan bu diziyi yay›na haz›rlayan araflt›rmac›, yazar ve ilim adamlar›m›za; bas›m›nda eme¤i geçen herkese ve flehrimizin tan›t›m› için emek veren di¤er gönüllü kurulufl ve kiflilere teflekkür eder, bu de¤erli eserlerin Ankaral›lara hay›rl› olmas›n› dilerim.
‹. Melih GÖKÇEK Ankara Büyükflehir Belediye Baflkan›
4
tarih içinde ankara
‹Ç‹NDEK‹LER Girifl 7 TAR‹H ÖNCES‹ ANKARA 9 Paleolitik Dönem 9 Mezolitik Dönem 10 Neolitik Dönem 12 Kalkolitik Dönem 13 Tunç Ça¤› 17 H‹T‹TLER 23 Hitit Dönemi Kale ve Höyükler 25 FR‹GLER 30 Ankyra fiehri 33 Gordion (Yass›höyük) 34 Gordion Dü¤ümü 36 Midas Efsanesi (Kral Midas) 37 Kybele 39 Gemi Çapas› 40 Men Tap›na¤› 40 Tümülüsler 41 Kaya Mezarlar› 43 L‹DYALILAR 45 PERSLER 46 Kral Yolu 47 HELEN‹ST‹K DÖNEM VE BÜYÜK ‹SKENDER 48 GALATLAR 50 ROMALILAR 53 Roma Metropolisi Ancyra 53 Augustus Tap›na¤› (Yaz›tlar Kraliçesi) 60 Roma Hamam› 63 Roma Anfi-Tiyatro 66 Roma Su (Hatip Çay›) Bendi 69 Julien Sütunu 71 Roma Dönemi Ankara Kalesi 72 Roma Yolu 74 Roma Mezarlar› 75 Roma Dönemi Yerleflmeleri 76 Roma Döneminde Ankara’dan Geçen Yollar ve Mil Tafllar› B‹ZANSLILAR 80 Bizans Döneminde Ogüst Mabedi (Kilise) 85 Aziz Clemens Kilisesi 88 Bizans Mezar› 88 Bizans Dönemi Ankara Kalesi 89 H›d›rl›k (Timurlenk) Tepe 92 Ankara ve Çevresinde Bulunan Önemli Bizans Yerleflimleri SASAN‹ AKINLARI 96 ‹SLAM ORDULARININ ANKARA’YA AKINLARI 97 Emeviler 97 Abbasiler 100 MALAZG‹RT SAVAfiI 103 Kutalm›flo¤lu Süleyman Bey 104 O¤uz Boylar› ve Türkmen Afliretleri 107 Daniflmendliler 114
78
94
5
tarih içinde ankara
ANADOLU SELÇUKLULARI 120 Horasan Erleri 126 Selçuklu fiehzadeleri (Melikler) 131 SELÇUKLU ESERLER‹ 134 Baklac› Baba (Kavakl›) Camii 134 Alâaddin (Sultan, Kale) Camii 135 Saraç Sinan Mescidi ve Medresesi 141 K›z›lbey Camii, Medrese ve Türbesi 143 Ahi fierafeddin (Aslanhane) Camii 146 Ahi fierafeddin (Aslanhane) Türbesi 154 Beypazar› Sultan Alâaddin Camii (Camii Kebir) 158 fiereflikoçhisar Alâaddin Camii 161 Kuyulu (Hoca Pafla) Camii 165 Akköprü 168 Ayafl Belediye (Pafla) Hamam› 171 Ayafl Karakaya Kapl›cas› 173 Selçuklularda Ankara Kalesi 174 AH‹LER 178 Ahi Zaviyeleri 185 Ahi fierafeddin (Aslanhane) Zaviyesi 186 Ahi Vak›flar› 188 Ahi Vak›flar›ndan Örnekler 189 Saraç Sinan Vakfiyesi 189 Ahi Hac› Murad O¤lu Ahi fiemseddin Ahmed Vakfiyesi 191 ‹LHANLILAR 195 ANADOLU BEYL‹KLER‹ 197 Germiyano¤ullar› 197 Candaro¤ullar› 199 Karamano¤ullar› 201 ANADOLU BEYL‹KLER‹ DEVR‹ ESERLER‹ 202 Yeflil Ahi (Yeflil A¤a) Camii ve Medresesi 202 Ahi Elvan Camii 204 Ahi Yakup Camii 208 Karanl›k (Sabuni) Mescid 209 Hac› Arap (Ahi Arap) Camii 211 Molla Büyük Camii 212 Eyüp Mescidi 214 Genegi Mescidi 215 Örtmeli (Hoca Hundi) Mescidi 216 Kalecik Büyük (Hasbey) Camii 218 Sincan Eski Bucuk Köyü Camii 219 Sincan ‹lyakut Köyü Camii 220 Sincan Kötürüm Beyaz›d Camii 221 Felekeddin (Kesikbafl) Türbesi 222 Yörük Dede (Do¤an Bey, Yürüyen Dede) Türbesi 223 Polatl› Hac› Tu¤rul Türbesi 225 Polatl› Karaca Ahmet Türbesi 227 Polatl› Ahi Fatma Bac› Türbesi 228 Beypazar› Bo¤azkesen Türbesi 229 Nall›han Tapduk Emre Türbesi 230 Dipnotlar 231 Kaynaklar 238
6
tarih içinde ankara
G‹R‹fi ‹nsano¤lu, tarih boyunca yer flekilleri, iklim, su, toprak, kaya, bitki örtüsü, ulafl›m gibi etmenler etkisiyle yerlefltikleri do¤al co¤rafyada, ilk yerleflmelerin kuruluflunda do¤al çevresinin etkili oldu¤u gözlenmifltir. Co¤rafya, do¤al ortam ile insanlar aras›ndaki etkileflimini incelerken, tarihi co¤rafya, insanlar›n yerlefltikleri co¤rafyadaki yerleflmeleri sonucu ortaya ç›kan uygarl›klar›n co¤rafya ile iliflkisini ortaya ç›karmaktad›r. Anadolu co¤rafyas›nda bu iliflkiyi destekleyecek binlerce harabe, höyük, kale, düz ve yamaç yerleflimleri bulunmaktad›r. Ankara çevresinde eski ça¤lara ait çok say›da höyük ve düz yerleflim yeri bulunmaktad›r. Eski ça¤lardan beri üst üste gelen kent kal›nt›lar›n›n oluflturdu¤u, genellikle düzlük alanda kurulan höyükler yass› tepelerdir. Höyükleri oluflturan kerpiç, Anadolu’nun en önemli yap› gerecidir. Y›k›lan her yap› katman› zeminde yükselmekte, üzerine gelen yeni yerleflimle tepe yükselmektedir. Binlerce y›lda yükselerek sivrilen tepe, bazen kullan›lmaya devam edilmekte, bazen de yan›na yeni yerleflim yerleri kurulmaktad›r. Bu yüzden Ankara’daki köylerin pek ço¤u ya bir höyük üzerinde veya dibinde yer almaktad›r. Bunlar›n d›fl›nda, Ankara ve çevresinde tümülüs denilen bir kral veya hanedan üyelerinden birine ait mezarlar bulunmaktad›r. Antik türbe olarak niteleyebilece¤imiz tümülüsler (mezarlar), tafl veya a¤açtan yap›l›p, içine kendi adetlerine göre ölünün yerlefltirilmesinden sonra üzerinin toprak y›¤›larak kapat›lmas›yla oluflur. Tümülüslerin höyüklerden fark›, bir yap› gibi bir defada yap›lmas›d›r. Ankara kentinin kimler taraf›ndan, ne zaman kuruldu¤u kesin olarak bilinmemekle birlikte, kentin birçok ilkça¤ kenti gibi iskan edilmesinin birkaç nedeni bulunmaktad›r. Ankara, Orta Anadolu’nun kuzeybat›s›nda, Sakarya nehrini besleyen Ankara (Engürü) Çay›’n›n geçti¤i ovan›n do¤u kenar›nda kurulmufltur. Çubuk Ovas›, kenti çevreleyen verimli bir tar›m alan›d›r. Ankara Kalesi ve eteklerinin sarp yamaçl› olmas›, tarihte bölgeyi düflman sald›r›lar›na karfl› korunakl› k›lmaktayd›. Bentderesi’nin dar vadisi, Ankara Kalesi’nin bulundu¤u eski lav tepesini, yaylan›n ovaya hakim dik kenar›ndan ay›rd›¤›ndan, askeri önemi olan bir mevki oluflturmufltur. Hitit döneminde Ankara Kalesi’nin bir askeri garnizon oldu¤u san›lmaktad›r. Ankara Kalesi, Galatlar›n müstahkem mevkilerinden birisi olmufltur. Roma döneminde kent, ovaya do¤ru geliflirken, tepe akropol olarak yerini korumufltur. Bizans, Selçuklu ve Osmanl› dönemlerinde kalenin hisar› burada yükselmifltir. Öte yandan Ankara kenti, eski ça¤lardan beri ana ulafl›m yollar› üzerinde bulunmaktayd›. Ayr›ca yak›n çevresinde zengin su kaynaklar› bulunmaktad›r. Tüm bu co¤rafi etmenler, Ankara’n›n tarihsel konumu üzerinde etkili olmufltur. Anadolu, insanl›k tarihi boyunca sürekli yaflanan bir toprak olmas› sebebiyle her yerinde pek çok flehir ve yerleflim yeri kurulmufltur. Türkler Anadolu’ya gelince kendilerine yeni flehirler kurmak yerine, genellikle tarihi flehirleri fethederek yerleflmifllerdir. Ele geçirdikleri flehirleri talan ve tahrip etmek yerine, önce mevcut yap›lar› kullan›p, daha sonra kendi geleneklerine göre binalar yaparak, buradaki yerli halkla anlaflarak onlarla birlikte yaflamay› seçmifllerdir. Böylece bu ak›lc› ve hoflgörülü anlay›fl ve hayat tarz› ile atalar›m›z, Anadolu’yu kesintisiz bir medeniyet ülkesi olarak insanl›¤a arma¤an etmifllerdir. Ankara, ilk ça¤lardan günümüze kadar kesintisiz yaflanm›fl bir tarihi kent olarak dünya baflkentleri aras›nda farkl› bir yere sahiptir.
7
tarih içinde ankara
Tarihte Ankara ad›: Ankara kenti, tarih boyunca “Ancora”, “Ancyra”, “Angora”, “Angur”, “Ankira”, “Ankura”, “Ankuria”, “Ankyra”, “Ankagra”, “Engüriye”, “Antoninania”, “Engürü”, “Angare”, “Sebaste Tektosagon”, “Metropolis”, “Neokoros”, “Lamprotate”, “Beldet-i Selasil” adlar›yla an›lm›flt›r. Bu adlar›n kökenleri ve anlamlar› hakk›nda farkl› bulgu ve yorumlar vard›r. E. Cavaignac ve Emil Forrer gibi baz› bat›l› araflt›rmac›lar, Ankara’n›n Hitit kenti Ankuva veya Ankuruva kenti oldu¤u üzerinde durmufl, ancak daha sonra, eski metinlerde geçen bu adlar›n Ankara ile ilgisi bulunmad›¤› anlafl›lm›flt›r. Baz› efsanelere göre Ankara, Frig Kral› Gordios’un o¤lu Midas’›n bir gemi çapas› (anker) buldu¤u yerdir. Kentin Helen dilinde “Ankyra” olan ad›, “gemi çapas›” anlam›na gelmektedir.1 Latincede “Ankira”(Ancyra) kullan›lmaktad›r. Yunanl› yazar Pausanias, M.S. 2. yüzy›lda gemi çapas›n›n Jüpiter Tap›na¤›’nda bulundu¤unu yazmaktad›r. Arrianos, Büyük ‹skender’in do¤u seferini anlatt›¤› Anabasis adl› eserinde, Hellen dilinde Çapa anlam›na gelen Ankyra’ya geldiklerini anlatmaktad›r.2 Stephanos Bizantinos ise “Ankara, Galatya’n›n flehridir” demektedir.3 Bizansl› yazar Etienne, Karyal› tarihçi Apollonius’tan ald›¤› bilgiye dayanarak, M›s›r Kral› Ptolemaios’u yenen Pontus Kral› Mithridates’in yard›mc›lar› Galatlar›n bir boyu olan Tektosaglar, Anadolu’ya geldikten sonra M›s›rl›larla yapt›klar› savafllarda, M›s›r donanmas›ndan ele geçirdikleri gemi çapas›n› buraya getirdiklerini, kentin ad›n›n buradan geldi¤ini söylemektedir.4 Kenti daha sonra ele geçiren Romal›lar buraya “Tektosaglar›n kenti” anlam›nda “Sebaste Tektosagon”, ayr›ca “Lamprotate” “Metropolis”, “Neokoros” adlar›n› vermifllerdir. ‹mparator Caracalla kente “Antoninania”, Bizansl›lar “Ankyra” veya “Ankagra” adlar›n› vermifltir. Roma ‹mparatorlu¤u döneminde de kentin simgesinin gemi çapas› oldu¤u bilinmekte, Ankara’da darbedilen Roma sikkelerinin bir yüzünde çapan›n bulundu¤u görülmektedir. 13. yüzy›lda Yakut ve ‹bnelasir’de kentin ad› “Ankira”, “Engüriye”, “Anguriya” olarak geçmektedir. ‹lhanl›lar döneminde “Engüriye” ad›n› alan kentin ad›n›n Farsça “engür”ün (üzüm)5, Frig dilinde kullan›lan “Ankas”›n “k›vr›nt›”, Yunancada “Ankos”un “kayal›k vadi, dar bo¤az”, Latincede “Ancus”un “çengel”6, “Anguri”nin “h›yar”, “Ankur”un “ar›zal›” anlamlar›na geldi¤i bilinmektedir. Araplar ise kenti “Beldet-i Selasil” (zincirli flehir), “Amudiye”, “Kalâ-i Salasil” 7, “Zat-al Salasil” gibi adlarla anm›fllard›r. Öte yandan Evliya Çelebi, “Seyahatname”sinde “Engürü” ve “Angora”, Katip Çelebi’nin “Cihannüma” adl› yap›t›nda “Ankara” ve “Engürü” adlar› geçmektedir. Evliya Çelebi’ye göre Ankara’n›n ‹simleri: Üzümü çok bol oldu¤undan Acem diyar›nda bu kaleye Engüriyye derler. Rum kayseri zaman›nda yedi sene her gün k›rkar bin ›rgat ameleler iflleyip beher gün k›rkar bin adama k›rkar ceviz ve birer ekmek parças› ile iflletip Ankariyye yani zorlama, yani ucuz iflçilik ile tamamland›¤› için Ankariyye Kalesi derler. K›rkar ceviz ve birer ekmek parças› verip o hesap ile inflâ olundu¤u için Kayseriyye ve Engürü hesab›yla yap›lm›flt›r, diye insanlar aras›nda meflhurdur. Arap tarihlerinde kat kat birbirine giriflmifl oldu¤undan “Mutabbak Kalesi” derler. Kayser Harkil, Hazret-i Risâlet-penâh dünyaya geldi¤i sene bu kaleyi f›rdolay› yedi kat demir zincirler ile kuflatt›¤›ndan, Târîh-i Tuhfe’de Selâsil (zincirler) Kalesi diye yazm›flt›r. Mo¤ol dilinde ‘Ena¤ra Kalesi’ derler. Ama Nemçe dilinde Osmano¤lu bu kaleye mâlik oldu¤undan ‘Engüriyeopol’ ve ‘Kostantinopol’ derler. Tatar dilinde ‘Kirmen Angar’ derler. Türkler de Engürti, Ank›r›, ‹nk›r›, Ayd›nk›r›, Unkuru, Enguru derler. Daha nice çeflit isimle söylenir bir kaledir. Ama Padiflah Defterhanesinde ismi Ankara’d›r.8
8
tarih içinde ankara
TAR‹H ÖNCES‹ ANKARA
PALEOL‹T‹K DÖNEM Paleolitik Ça¤ (Eski Tafl Ça¤›/M.Ö. 60000-10000), insanl›¤›n ilk ortaya ç›k›fl›ndan, günümüzden 12 bin y›l öncesine kadar süren arkaik ça¤d›r. Eski Tafl Ça¤› insanlar›, yerleflik hayat sürmüyor, a¤açl›k ve sulak yerlerde boylar halinde yafl›yorlard›.9 Ankara yöresindeki çeflitli kaz›larda ortaya ç›kan ve bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü Müzesi’nde bulunan bu döneme ait kültürel kal›nt›lar, Paleolitik dönemlerde, Ankara ve çevresinde zengin bir kültürel yaflam oldu¤unu kan›tlar.10 Paleolitik Ça¤ insanlar›, çakmaktafl› ve andezitten yapt›klar› aletlerin yan› s›ra, kalkerden de yararlanm›fllard›r. Bu devirde insanlar; çaytafl›, çakmaktafl›, hayvan kemikleri ve a¤aç gibi do¤al maddelerden yap›lan ilk aletleri kullanmaya bafllanm›fl, ma¤ara, kaya s›¤›na¤› gibi yerlerde büyük gruplar halinde yaflam›fllard›. Dikmen Çalda¤›’nda tafllardan yap›lan çeflitli aletler bulunmufltur. Bölgedeki paleolitik istasyonlar, akar su kenarlar›ndad›r. Bu devre ait buluntular, insanlar›n bunlar› daha çok hayvan öldürmek, derilerini yüzmek, di¤er alet ve nesneleri yap›lmak için kulland›klar›n› ortaya koymaktad›r. Atefli bulan insano¤lu, avlad›klar› besinleri piflirmeye, ›s›nmaya, y›rt›c› hayvanlardan daha iyi korunmaya bafllam›fl; ma¤ara ve kaya s›¤›naklar›n›n duvarlar›na resimler çizmifllerdir. Alt, Orta ve Üst Paleolitik olarak üç dönemde incelenmektedir.11 Ankara ve çevresinde görüldü¤ü gibi oldukça yo¤un Paleolitik yaflam›n var oldu¤u görülmektedir.
Kazan, Sinaptepe’de bulunan “Ankara Maymunu” fosili (A.A.M.M.K.)
9
tarih içinde ankara
MEZOL‹T‹K DÖNEM
Kazan Sinaptepe’de yap›lan kaz› çal›flmas› (A.A.M.M.K.)
10
Paleolitik ça¤›n bir üst aflamas›na ise Mezolitik ça¤ (Orta Tafl Ça¤›/M.Ö. 10000-8000) denir. Bu dönemde insan, alet çantas›n› daha zenginlefltirmifl, yaflam›n› kolaylaflt›rmaya çal›flm›flt›r. Yontma tafl endüstrisi daha ince bir iflçilik kazanm›fl, alet boylar› küçülmüfltür. Mikrolit denilen geometrik biçimli küçük nesneler, boynuz, kemik, odun türünden maddelerden yap›lm›fl saplara dizilerek12 orak gibi kullan›lm›flt›r. Mezolitik insanlar›, zaman›m›zdan 11.000-12.000 y›l önce, tafl, toprak, kil ve a¤açtan yapt›klar› evlerinin (basit de olsa) f›r›nlar›nda, tafl dibeklerde ezip, ö¤ütme tafllar›nda ö¤üttükleri yabani tah›llar› pifliriyorlard›. S›cak ve ya¤›fll› iklimin Anadolu’ya ve Ortado¤u’ya yay›lmas›yla, baflta arpa ve bu¤day olmak üzere birçok yaban›l bitki, bol miktarda yetiflmeye bafllar. Mezolitik ça¤; z›pk›n, bal›k oltas› ve orak yap›m›nda kullan›lan, obsidiyen ve çakmaktafl›ndan yap›lm›fl çeflitli geometrik flekillerdeki minik aletlerle (mikrolitlerle) bilinir. Günümüzden yaklafl›k 11.000 y›l önce Mezolitik ça¤›n sonlar›na do¤ru, ›l›man ve ya¤›fll›
tarih içinde ankara
iklimin yerini alan kurak iklim nedeniyle yer yer çöller oluflmaya bafllam›fl, hayvan türleri de de¤iflen bu iklime ayak uydurmufltur. Mezolitik ça¤la bafllayan köy yaflant›s›, Yeni Tafl ça¤› anlam›na gelen Neolitik ça¤la beraber daha da geliflmifltir. Ankara’da Paleolitik döneme ait çeflitli y›llarda yap›lan araflt›rmalarda, çakmaktafl› ve andezitten yap›lm›fl balta, b›çak gibi el aletleri bulunmufltur. Buluntulardan, Ankara ve çevresinde Paleolitik ça¤da yaflam oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. 1910 y›l›nda R. Campell-Thomson, Ankara dolaylar›nda ‹mrahor ve Kusunlar köyleri aras›nda Uza¤›l (Uzal) mevkii yak›nlar›nda Alt Paleolitik Ça¤a ait andezitten keskin el baltas› ve b›çak gibi aletler bulmufltur. 1931 y›l›nda Kurt Bittel, Maltepe Telgaz (Gazhane) yak›n›nda Orta Paleolitik Ça¤a ait çakmaktafl› balta bulmufltur. 1934 y›l›nda bir Alman profesör, Ziraat Enstitüsü yak›n›nda Orta Paleolitik Ça¤a ait bir alet bulmufltur. Ayn› y›l Nurettin Can Gülekli ve Dr. Schröder, Orta Paleolitik ça¤a ait birçok alet bulmufltur. 1936 y›l›nda Yüksek Ziraat Enstitüsü Jeoloji profesörü K. Leuchs, Atatürk Orman Çiftli¤i yak›n›nda (Çubuk Suyu kenar›nda) fielleen dönemine ait aletler bulmufltur. Ayn› y›l Muine Atasayan, Gâvurkale’de, kaya s›¤›na¤›nda Orta Paleolitik Ça¤a ait çakmaktafl› aletler bulmufltur. 1937 y›l›nda Profesör fievket Aziz Kansu ve Nurettin Can Gülekli, Solfasol Köyü civar›nda Etiyokuflu Höyü¤ü’nün alt›nda, Çubuksuyu kenar›nda, Alt Paleolitik, Mikokiyen Ça¤a ait baltalar bulmufltur. Ayn› y›l Afet ‹nan ve E. Pittard, Ergazi Köyü’nde, Ankara Çay› kenar›nda, Orta Paleolitik Ça¤ Levalois dönemine ait aletler bulmufltur. 1938 y›l›nda K. Leuchs, Beytepe Köyü’nde Orta Paleolitik fielleen Döneme ait el baltas› bulmufltur. Ayn› y›l D.A.F. Garrod, Haymana’n›n 35 km. do¤usunda, Yenice Beldesi’nde, Orta Paleolitik Ça¤a ait üç tafl b›çak bulmufltur. 1938 y›l›nda Max Pfannenstiel, Hüseyingazi Da¤› ete¤inde b›çak bulmufltur. Ayn› y›l R. Peters, Beynam Köyü yak›n›ndaki Beynam Orman› civar›nda, 1517 rak›ml› Kuyrukçu Da¤›’n›n kuzeyinde, Beynam çaml›klar›nda, Mustariyen Ça¤’a ait çakmaktafl› alet bulmufltur. Ayn› y›l Max Pfannenstiel, Etlik, Keçiören, Ba¤lum, Hac›kad›nderesi’nde paleolitik aletler, Hüseyingazi Tepesi’nin yamaçlar›nda üç yerde yontma tafl alet bulmufltur. 1947 y›l›nda fievket Aziz Kansu ve Fikret Ozansoy, Macunçay dere yata¤›nda yontma tafl aletler bulmufltur. 1948 y›l›nda K›l›ç Kökten, K›z›lcahamam’›n 17 km. güney-güneydo¤usunda olan Çeçtepe’de baz› kaba yontma tafl aletler bulmufltur. 1948 y›l›nda Fikret Ozansoy, Hüseyin Gazi Tepesinin eteklerinde ve Üre¤il Köyü civar›nda yüzeyde Paleolitik Ça¤a ait aletler bulmufltur.
11
tarih içinde ankara
Neolitik Dönem yerleflmelerinin bulundu¤u Yenimahalle, fiehitali Köyü (2005, A.E.)
1952 y›l›nda ‹. K›l›ç Kökten Peçenek-Cimflit-Polatlar Gödek›r› köylerinin aras›ndaki Akkafl ve Gödek›r› (Gökdere) düzlüklerinde Afleleen döneme ait malzemeler bulmufltur.13 Ankara’n›n 5 km. kuzeyinde, Çubuk Baraj›’na giden yolun kenar›nda bulunan Etiyokuflu örenyerinde, 1937 y›l›nda Prof. Dr. fievket Aziz Kansu14 taraf›ndan yap›lan kaz›lar, 1938 ve 1941 y›llar›nda devam etmifltir. Kaz›lar sonunda höyü¤ün en alt katman›nda Eski Tafl Devri (Altpaleolitik) Dönemine ait Musteryen tafl aletler ç›km›flt›r. Etiyokuflu, hem paleolitik bir istasyon hem de daha geç devirlerde iskan gören düz bir yerleflmedir.15 Yenimahalle ‹lçesi, Çayyolu Köyü’nün 1.5 km. güneybat›s›nda bulunan Höyüktepe (Çayyolu) höyük üzerinde prehistorik dönemlere ait silex aletler, ok uçlar›; yine Yenimahalle ‹lçesi, Çayyolu Köyü’nün güneyinde bulunan ‹kip›nar Höyü¤ü ile Etimesgut ‹lçesi, Yaprac›k Köyü’ne 500 m. uzakl›kta olan Höyük II.’de yap›lan araflt›rmalarda Prehistorik el aletlerine rastlanm›flt›r.
NEOL‹T‹K DÖNEM Son buzul ça¤›n›n bitifliyle iklimde meydana gelen de¤iflim, daha ›l›man ortamda yaflayan bitki ve hayvan türlerinin ço¤almas›na olanak vermifl, günümüzdekine yak›n do¤al bir ortam oluflmufltur. ‹nsano¤lunun yaflam biçiminde ilk köklü de¤iflim, Neolitik ça¤da (Yeni Tafl Ça¤›/Cilal› Tafl Ça¤›/M.Ö. 8000-5500) olmufltur. ‹nsan, art›k, çevresindeki bitki ve hayvan cinslerinden baz›lar›n› evcillefltirmifl, bu yolla bir üretim aflamas›na varm›flt›r. Buna ba¤l› olarak avc› ve göçerler, yerleflik bir yaflam düzenine ulaflm›fllar, ilk köyler kurulmaya bafllanm›flt›r. Arpa, bu¤day gibi bitkilerle koyun, keçi ve domuz gibi hayvanlar›n yabani atalar›, bu ›l›man ortam›n flora ve faunas› aras›na girmifltir. Bu de¤iflimin sonucunda insanl›k tarihinin ilk büyük devrimi kabul edilen Neolitik devrim yaflanm›flt›r. Neolitik devrim, insan topluluklar›-
12
tarih içinde ankara
n›n binlerce y›l boyunca sürdürdükleri avc›l›k ve toplay›c›l›¤a ek olarak tar›m ve hayvanc›l›¤› ö¤renmesinin sonucunda gerçekleflmifltir. Bu ça¤; ‹lk, Orta ve Son Neolitik olarak üç evre olarak görülmekte olup, M.Ö. 7000-6500 y›llar›nda bafllamaktad›r.16 Neolitik ça¤a ait yerleflmeler K›z›l›rmak kavsinin güneyinde yo¤unlaflm›flt›r.17 Profesör Remzi O¤uz Ar›k taraf›ndan Ankara Kalesi eteklerinde yap›lan sondajlarda ele geçen bir balta18 ile Nurettin Can Gülekli taraf›ndan Hacettepe’de bulunan lambalar ve ok uçlar›, Ankara Kalesi ve çevresindeki Neolitik Ça¤ buluntular›d›r. Yenimahalle ‹lçesi, Ankara-Eskiflehir yolunun 27. km.den sola dönülünce 6. km. ileride bulunan fiehit Ali Köyü’nde19; Ankara-Adana karayolunun 125. km.sinde, fiereflikoçhisar ‹lçesi’nin 30 km. kuzeybat›s›nda, Ak›n Köyü’nün kuzeydo¤usunda Çatalhöyük I. ve II20 höyükleri bu döneme ait önemli yerleflmeler olarak görülmektedir.21
Neolitik Dönem yerleflmesi olan fiereflikoçhisar, Ak›n Köyü höyü¤ü (2005, A.E.)
KALKOL‹T‹K DÖNEM Kalkolitik Dönem (Bak›r Ça¤/M.Ö. 5500-3000), tafl›n yan› s›ra bak›r›n da kullan›m›ndan dolay›, uygarl›k tarihinde ilk ön kent kültürlerinin bafllad›¤› dönemdir. Maddenin ilk ifllenmesinin Neolitik Ça¤›n çanak çömleksiz evresinde bafllad›¤› ortaya konmuflsa da, kullan›m›n›n çeflitlenmesi ve yayg›nlaflmas› bu dönemde gerçekleflmifltir. Kalkolitik Ça¤; ‹lk, Orta ve Son olmak üzere üç evrede incelenmektedir.22 Geliflen tar›m ve hayvanc›l›k, insan›n toplumsal yap›s›ndaki de¤iflimlere de h›z vermifltir. Bu ça¤da, yönetici, din adam›, zanaatç› gibi farkl› meslek gruplar›n›n ortaya ç›kmas›n›n yan› s›ra, an›tsal mimari, savunma ve sulama sistemleri ile ticaret geliflmifltir.
13
Gölbafl›, Karao¤lan Köyü höyü¤ünde bulunan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen vazo (A.A.M.M.K.)
tarih içinde ankara
14
tarih içinde ankara
Kalkolitik dönem yerleflmesi olan Karao¤lan höyük (2006, A.E)
Ankara ve çevresinde Kalkolitik döneme ait höyükler flunlard›r: Haymana’n›n 22,5 km. güneydo¤usunda, Yenice Beldesi’nin 1 km. bat›s›nda Ayvaz I, Höyük’ün 300 m. kuzeybat›s›nda bulunan Ayvaz II. Höyük.23 Balâ ‹lçesi, Beynam Köyü’nün 1 km. güneyinde düz tar›m alanlar›n›n ortas›nda yass› bir höyük olan Beynam Höyük.24 Haymana’n›n 27 km. güneyinde, Çeltikli Köyü’nün 1 km. kuzeyinde bulunan, Çeltikli Höyük.25 Haymana’n›n 23 km. güneydo¤usunda, Durup›nar (Totak) Köyü’nün 300 m. do¤usundaki Durup›nar (Totak) Höyü¤ü.26 Sincan ‹lçesi, ‹ncirlik Köyü içinde, Sö¤ütp›nar Mevkii, Deve Yolu denilen yolun kenar›nda bulunan Dutluca Höyük.27 1937-1941 y›llar› aras›nda Remzi O¤uz Ar›k taraf›ndan yap›lan kaz›larda, befl iskan tabakas› tespit edilen Gölbafl› Karao¤lan Höyü¤ü.28 Eryaman’›n 2 km. güneydo¤usunda, Ankara Sincan karayolunun hemen kenar›nda, Ankara Çay›’n›n 400 m. güneyinde bulunan Sincan Höyük.29
Haymana, Durup›nar (Totak) Köyü (2005, A.E.)
15
Gölbafl›, Karao¤lan Köyü höyü¤ünde bulunan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen “idol” (A.A.M.M.K.)
tarih içinde ankara
16
tarih içinde ankara
TUNÇ ÇA⁄I Kalay ve bak›r›n kar›fl›m›ndan oluflan tunç, Kalkolitik dönemin sonunda görülür. Anadolu’da Tunç Ça¤› M.Ö. 3000’lerde bafllar. Bu tarihlerde Anadolu’da yaz› kullan›lm›yordu.30 Tunç Ça¤› (M.Ö. 3000- 1200), Anadolu ve Trakya’da üç dönem halinde görülmektedir: Tar›ma dayal› köy yaflam›, dört tekerli araban›n kullan›lmaya baflland›¤› Eski (Erken Tunç / Bronz) Ça¤, (M.Ö: 3000-2500)31, bronz alet kullan›m›n›n yayg›nlaflt›¤›, bölgeler aras›nda ticaret ve ekonominin geliflti¤i, çömlekçi çark› kullan›lmas›n›n yayg›nlaflt›¤› ve küçük kent devletlerinin kuruldu¤u Orta Tunç Ça¤› (M.Ö. 2500-2000)32, etraf› surlarla çevrili yerleflmelerin görüldü¤ü, yaz›n›n kullan›lmaya baflland›¤›, demiri iflleme tekni¤inin geliflti¤i ve Hitit ‹mparatorlu¤unun kuruldu¤u Geç Tunç (Yeni Bronz) Ça¤›d›r (M.Ö. 2000-1200).33 Bu ça¤da Ankara çevresinde hemen her vadide, su kenarlar›nda höyükler ve düz yerleflimler görülmektedir. Daha önceki dönemlerde görülen tafl aletlerin yan› s›ra çanak çömlekler, tafl ve kemik aletler, tak›lar bulunmaktad›r. Höyükleri oluflturan temel yerleflme birimleri, kerpiç ve tafl yap›lardan meydana gelmektedir. Anadolu’da Tunç Ça¤› yerleflmelerinde, kasabalardan kentlere geçildi¤i ve baz› büyük kentlerin ortaya ç›kt›¤› görülmektedir.34
Külhöyük’te bulunan Eski Tunç Ça¤›na ait mühür (A.A.M.M.K.)
fiereflikoçhisar, De¤irmenyolu Köyü içinde bulunan Kale (Parnassus) Höyük (2005, A.E.)
17
tarih içinde ankara
Külhöyük’te bulunan Eski Tunç Ça¤›na ait kaplar (A.A.M.M.K.)
Gölbafl›, Gökçehöyük (2005, A.E.)
M.Ö. 3000-2500 y›llar› aras›na tarihlendirilen Eski Tunç Ça¤›’nda, içinde tap›nak ve yönetim yap›lar› bulunan, örgütlenmifl, korunmal›, ba¤›ms›z flehir devletleri ortaya ç›km›flt›r. M.Ö. 3000 y›llar›nda daha fazla besin üretilmesi ve daha büyük bir nüfusu besleme olana¤›n›n do¤mas› nedeniyle yerleflim birimlerinin say›s› da artm›flt›r. Bu ça¤da toplumsal, dinsel ve teknolojik geliflmeler görülmektedir. Bak›r, kalay ile kar›flt›r›larak tunç elde edilmifl, madencilik geliflmifltir. Ça¤›n teknolojik buluflu, öküzler taraf›ndan çekilen dört tekerli arabad›r. Mezarlarda ortaya ç›kan alt›n ve gümüfl gibi de¤erli madenlerden yap›lm›fl hediyeler, toplumun geliflip de¤iflti¤ini göstermektedir. Ticaretin geliflmesi, Ege ve Orta Do¤u’yu içine alan genifl bir ticaret a¤›n›n kurulmas›na yol açm›flt›r.35
18
Ankara Solfasol Köyü yak›n›nda Eti Yokuflu’nda bulunan “idol” (A.A.M.M.K.)
tarih içinde ankara
19
tarih içinde ankara
Külhöyük’te bulunan Eski Tunç Ça¤›na ait bronz vazo (A.A.M.M.K.)
Ankara ve çevresinde tesbit edilen Eski Tunç Ça¤› yerleflmeleri flunlard›r: Ahlatl›bel Köyü’nde bir tepe üzerinde yer alan höyükte, Mustafa Kemal Atatürk’ün iste¤i ile Hamit Zübeyr Koflay taraf›ndan 1933-37 y›llar› aras›nda yap›lan kaz›larda üç evreli Erken Tunç Ça¤› (M.Ö. 2500-2200)’na tarihlenen yerleflmeye rastlanan Ahlatl›bel Höyü¤ü36. Il›ca Köyü’nün kuzeydo¤usundaki bir kayal›k üzerinde yer alan höyük, 1964 y›l›nda Prof. Dr. W. Ortmann taraf›ndan kaz›lan Asarc›k Höyük37; Haymana’n›n 22,5 km. güneydo¤usunda, Yenice Beldesi’nin 1 km. bat›s›nda bulunan Ayvaz Höyük38; Etimesgut ‹lçesinde, Ba¤l›ca Köyü ile Z›rhl› Birlikler Okulu aras›nda bulunan Ba¤l›ca Höyük; Ankara-Eskiflehir Karayolunun 37. km.sinde sol tarafta bulunan Ball›kuyumcu Höyük39; Kazan ‹lçesi, Bitik Köyü’nün ortas›nda yer alan40, 1941 y›l›nda Remzi O¤uz Ar›k taraf›ndan kaz›lan Bitik Höyük41; Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü yolu yap›l›rken esas yükseltisi yar› yar›ya tahrip edilmifl olan Beytepe I. Höyü¤ü; Evren ‹lçesi’ne 2 km.
Külhöyük’te bulunan Eski Tunç Ça¤›na ait seramik kap (A.A.M.M.K.)
20
tarih içinde ankara
uzakl›kta, Sar›yahfli yolu üzerinde Semizba¤› Höyü¤ü,42; Beynam Köyü’nün 3,5 km. güneybat›s›nda, az e¤imli bir yamaç üzerinde yer alan Çakmakl› Höyük43; Haymana’n›n 27 km. güneyinde, Çeltikli Köyü’nün 1 km. kuzeyindeki Çeltikli Höyük44; Ankara-Konya yolunda, fiereflikoçhisar’›n 13 km. kuzeyinde, A¤açören Köyü yak›nlar›nda45, De¤irmenyolu Köyü içinde bulunan De¤irmenyoluKale (Parnassus) Höyük46, Ankara’n›n 92 km. bat›s›nda47, Beypazar› ‹lçesi Dikmen Köyü’nün 4,5 km. güneyinde, Akkaya-Dikmen köy yolunun kenar›nda ova ortas›nda bulunan Dikmen (Lagania) Höyük48, Ankara’n›n 5 km. kuzeyinde, Çubuk Baraj›’na giden yolun kenar›nda bulunan ve 1937 ve 1941 y›llar›nda Prof. Dr. fievket Aziz Kansu taraf›ndan kaz›s› yap›lan Etiyokuflu örenyeri49; Gölbafl› ‹lçesi’ne 15 km. uzakl›kta, Gökçehöyük Köyü s›n›rlar› içinde bulunan Gökçe (Çerkez) Höyük50, 1964 y›l›nda Burhan Tezcan baflkanl›¤›nda yap›lan kaz›lar sonucunda iki evreli Eski Tunç Yerleflmesi ortaya ç›kart›lan Koçumbeli Höyük51; 1992 y›l›nda Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlü¤ü baflkanl›¤›nda bafllayan kaz›lar sonucunda52 Eski Tunç ve Eski Hitit Ça¤lar›na ait yerleflim tespit edilen53 Haymana ‹lçesi, ‹kizce Köyü’nün 500 m. do¤usundaki do¤al yamaçta kurulan Kültepe Külhöyük54; 1949 ve 1950 y›llar›nda Nuri Gökçe ve Seton Lloyd taraf›ndan kaz›lan, Polatl› ‹lçesi merkezinde, Zafer Mahallesi, Befltepe mevkiinde bulunan ve 25 m. yüksekli¤inde, 200 m. çap›nda, yuvarlak biçimli olan ve Zafer (Befltepe) Höyü¤ü olarak adland›r›lan höyük; Ankara-Haymana yolunun 34. km.’sinde, yolun 2 km. bat›s›nda yer alan “Topakl› (Androna) Höyük”’te Eski Tunç Ça¤› yerleflme tespit edilmifltir.55 Ayr›ca Yenimahalle ‹lçesi, Ankara-‹s-
Eski Tunç Ça¤›na ait piflmifl toprak kap (A.A.M.M.K.)
Kazan’da “höyük” üzerine kurulan Bitik Köyü (2006, A.E.)
21
tarih içinde ankara
Külhöyük’te bulunan Eski Tunç Ça¤›na ait toprak tablet ve vazo (A.A.M.M.K.)
22
tanbul yolu üzerinde, Atatürk Orman Çiftli¤i, Bo¤aziçi Mahallesi, Demetevler Kavfla¤›’nda bulunan tepesi kesik koni fleklinde yumrulaflt›r›lm›fl olan tepe, önceleri Ankara civar›ndaki Frig tümülüslerinden biri oldu¤u san›lm›fl, ancak Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlü¤ü’nce 1987 y›l›nda yap›lan kaz›da, içinde M.Ö. 2100-2000 Eski Tunç III Ça¤›na ait çeflitli kaseler, a¤›rflaklar, hayvan figürünün bulundu¤u yuvarlak bir yap› ortaya ç›km›flt›r.56
tarih içinde ankara
H‹T‹TLER
Hint-Avrupal› bir kavim olan Hititler (M.Ö. 1660-1190), Anadolu’ya di¤er baz› kavimler gibi bo¤azlar yoluyla gelmifllerdir. Hititlerin Anadolu’ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir. Hititler Anadolu’ya geldikten sonra küçük devletler halinde yaflam›fllar, yerli Anadolu Hatti beyliklerini egemenlikleri alt›na alarak siyasal, askeri, ekonomik gücü ellerinde tutmufllard›r. Assur Ticaret Kolonileri Ça¤›’nda Anadolu, irili ufakl› birçok beylik aras›nda paylafl›lm›fl durumdayd›. Yaz›l› kay›tlarda adlar›na rastlanan baz› beylikleri flöyle s›ralayabiliriz: Hattufla, Kuflflara, Mama, Nefla (Kanefl), Puruflhanda, Zalpa. Bu belgelerde Kuflflaral› oldu¤u belirtilen Pithana ve o¤lu Anitta zaman›nda Anadolu’da merkezi bir devletin kurulmas›na do¤ru yol al›nm›flt›r. Kral Anitta, Nefla, Zalpa ve Hattufl’u ele geçirerek ilk kez büyük kral unvan›n› alm›flt›r. Anitta’dan yüzy›l sonra ayn› soydan gelen Kuflflaral› Labarnafl, Hattufl’u baflkent yap›p kente “Hattuflafl”, kendine de “Hattuflal›” anlam›na gelen “Hattuflili” ad›n› vermifltir. Hitit ‹mparatorlu¤u; Eski Krall›k Dönemi (M.Ö. 1660-1460) ve Büyük Hitit Krall›¤› (M.Ö. 1460-1190) dönemleri olarak Anadolu’da hüküm sürmüfllerdir.57 Hitit yerleflim yerlerinde yönetim merkezi, dini merkez, kasabalar ve askeri karakollardan oluflan bir çeflitlilik görülmektedir. Bu dönemde yaz› yayg›n olarak kullan›lmaktad›r.1200 y›llar›nda bat›dan gelen ve Deniz Kavimleri diye adland›r›lan topluluklar›n istilas› ile Hitit ‹mparatorlu¤u son bulmufl ve Hititler yaflamlar›na flehir beylikleri halinde devam etmifllerdir.58 M.Ö. 1190-780 y›llar› aras›nda Karanl›k Ça¤ olarak adland›r›lan ve hiçbir uygarl›k izine rastlanmayan dönem gelmektedir.
Hasano¤lan Beldesi’nde bulunan Hititlere ait heykelcik (A.A.M.M.K.)
23
tarih içinde ankara
Kazan, Bitik Köyü höyükte bulunan “Bitik vazosu” (A.A.M.M.K.)
24
tarih içinde ankara
H‹T‹T DÖNEM‹ KALE VE HÖYÜKLER
Kazan, Bitik höyük (2000, N. Göktafl)
Ankara ve çevresinde tesbit edilen Hitit dönemi yerleflim yerlerinin önemlileri flunlard›r: Bal›khisar Höyük: Ankara-Esenbo¤a yolunda, Çubuk kavfla¤›ndan sa¤a dönülünce 2 km. ileride59 Bal›khisar Köyü’nün kuzeydo¤usunda, Höyüktepe Mevkiinde yer alan höyü¤ün üzerinde yap›lan kaz› sonucunda, Hitit Dönemine ait bir adet piflmifl toprak testi, bir adet çift kulplu vazo Hitit, Eski Tunç ve Frig dönemlerine ait seramik parçalar› ortaya ç›km›flt›r. Ball›kuyumcu Höyük: Ankara-Eskiflehir yolunun 35,5. km.sinden sola dönülünce 2 km. ileride yer alan höyük yüzeyinde yap›lan araflt›rmalarda, tahribatlar sonucunda Erken Bronz, Hitit dönemlerine ait duvar kal›nt›lar›n›n ortaya ç›kt›¤› görülmüfltür.60 Bitik Höyük: Kazan ‹lçesi, Ankara’n›n 42 km. kuzeybat›s›nda Bitik Köyü’nün ortas›nda yer almaktad›r. Hitit ça¤›nda önemli bir yerleflme olarak görülen Bitik’te, M.Ö. 2100-1900 aras›ndaki geçifl devresine rastlayan tarihlere ait seramikler bulunmufltur. En önemli buluntu, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan Bitik Vazosu’dur.61
25
tarih içinde ankara
Bitik höyükte bulunan hayvan heykelci¤i (A.A.M.M.K.)
Karao¤lan Höyü¤ü: Karao¤lan Köyü, Karao¤lan Çay›r› mevkiinde bulunan Karao¤lan Höyü¤ünde 1937-1941 y›llar› aras›nda Remzi O¤uz Ar›k taraf›ndan yap›lan kaz›larda, befl iskan tabakas› tespit edilmifltir. Höyükte; Kalkolitik Ça¤, Frig, Helenistik, Roma, Bizans tabakalar›n›n yan›s›ra, Hitit ça¤›na ait yerleflim tespit edimifltir.62
Haymana Dereköy’de Hititlere ait bir yerleflme yeri olan “Gavurkale” (2005, A.K.)
26
tarih içinde ankara
Gâvur Kale: Ankara’n›n 60 km. güneybat›s›nda, Dereköy’ün 4 km. do¤usundaki kayal›k bir tepenin üzerinde bulunan Hitit Dönemine ait önemli bir kült merkezidir. Höyük ilk olarak Kapadokya gezisi için 1861 y›l›nda Anadolu’ya gelen Georges Perrot ve E. Guillaume taraf›ndan bulunmufltur. 1930 y›l›nda Hans von der Osten63 taraf›ndan yap›lan kaz›larda, paleolitik istasyon, Hitit ‹mparatorluk Ça¤›’na ait mezar veya ibadet yeri ortaya ç›km›flt›r. Güneye do¤ru uzanan bir tepe üzerindeki sarp kayal›¤›n, yine güneye bakan dik yüzünde biri oturan, di¤er ikisi de ona do¤ru yürüyen üç tanr› kabartmas› ile betimlenmifltir. Düzeltilmifl kaya yüzeyine insan boyundan büyük, sola do¤ru ilerleyen iki erkek figürü, taht üzerinde oturan tanr›çaya do¤ru ilerlemektedir. Külah› ve sakal› belli olan arkada bulunan kabartman›n bafl›, birkaç s›ra boynuzla bezenmifltir. Öndekinin külah› ayn›, sakals›zd›r. Bellerinde hilal kabzal› tipik Hitit k›l›çlar› vard›r. Sa¤ elleri dua eder gibi yukar› kalk›kt›r. K. Bittel bu an›t› M.Ö. 1400’e tarihlemektedir. Kabartmalar yan›nda çok büyük blok tafllarla yap›lm›fl olan duvarlar›n ve kabartmalar›n kuzeyinde iri blok tafllardan yap›lm›fl oda bulunmaktad›r. Gâvurkalesi’nde yap›lan çal›flmalar sonunda Hitit döneminden sonra Frig kültür katlar› ve az say›da seramik parçalar›na rastlanm›flt›r.64
Haymana, Dereköy’de bulunan ve Hititlere ait “Gavurkale” (2005, A.K.)
27
tarih içinde ankara
Külhöyük’te bulunan piflmifl toprak tablet (A.A.M.M.K.)
Külhöyük’te yap›lan kaz› çal›flmas› (A.A.M.M.K.)
Kültepe Külhöyük: Haymana ‹lçesi, ‹kizce Köyü’nün 500 m. do¤usundaki do¤al yamaçta kurulan höyük, kuzey-güney yönünde 165 m., do¤u-bat› yönünde 125 m., 25 m. yüksekli¤indedir.65 Höyükte yap›lan yüzey araflt›rmalar›nda Eski, Orta, Geç Tunç, Assur Ticaret Kolonileri66 ça¤lar›na ait seramik parçalar›na rastlanm›flt›r. 1992 y›l›nda Anadolu Medeniyetleri Müzesi MüdürlüKülhöyük (2005, A.K.)
28
tarih içinde ankara
¤ü baflkanl›¤›nda bafllayan kaz›lar sonucunda, Eski Tunç ve Eski Hitit Ça¤lar›na ait yerleflim tespit edilmifltir. Höyükte ilk kaz›lar s›ras›nda Assur Ticaret Kolonileri Ça¤›’n›n son dönemine ait bir temel kal›nt›s›67 ile Ayr›ca Eski Hitit dönemine tarihlenen potern bulunmufltur.68
Bitik höyükte bulunan Hitit dönemine ait Bitik vazosundan detay (A.A.M.M.K.)
Bir Hitit yerleflmesi olan Akyurt Bal›khisar Köyü (2006, A.E.)
29
tarih içinde ankara
FR‹GLER
M.Ö. 1. binin sonlar›na do¤ru Hititlerin siyasal olarak çöktü¤ü ve imparatorlu¤un yok olarak yerini Friglere (M.Ö. 900-300) b›rakt›¤› görülmektedir. Heredot ve Strabon’a göre Frigler, Makedonia ve Thrakia’dan bo¤azlar yoluyla Anadolu’ya gelmifllerdir.69 Bu tarihçilere göre bu göçler M.Ö. 13. yüzy›lda Troia Savafl›’ndan önce olmufltur. Frigler, M.Ö. 12. yüzy›lda Orta Anadolu’ya yay›larak en genifl s›n›rlar›na ulaflm›fllard›r. Tümülüsler; Frig kral ve hanedan›n mezarlar›n›n bulundu¤u y›¤ma suni tepelerdir. Biçimsel ve görsel aç›dan göz al›c› olan bu mezarlarda zengin eserler bulunmaktad›r. Gordion kaz›s›ndan ç›kan eserler, Gordion Müzesi’nde sergilenmektedir. Karao¤lan höyü¤ü kaz›s›nda, Hitit tabakas› üzerinde Frig çanak ve çömle¤i bulunmufltur. Kazan ‹lçesi’nin Bitik Köyünde Frig yerleflim alan› bulunmufltur. Frig Devleti, Kimmer ak›nlar› sonucunda y›k›lm›flt›r. Frigler; mimarl›k, heykelt›rafll›k, seramik, maden iflçili¤i, dokumac›l›k, marangozluk ve küçük el sanatlar›nda ileri gitmifllerdir.70 Bugün Frig mezarlar›nda bulunan, yukar›da say›lan zanaat dallar›na ait örnekler, Gordion Müzesi ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde korunmaktad›r.71
30
tarih içinde ankara
Polatl›, Antik Gordion flehri (2005, A.E.)
31
tarih içinde ankara
Polatl›, Yass›höyük Frig Kral› Midas’›n mezar girifli
32
tarih içinde ankara
ANKYRA fiEHR‹ Strabon, ünlü eseri Geographika’da, “Ankyra kalesi Tektosaglara aittir ve buras› Blaudos dolay›ndaki Lydia’ya do¤ru uzanan Phryg kenti ile ayn› ismi tafl›r.” demektedir.72 Pausanias’a göre Ankyra, Kral Midas’›n kurdu¤u kentti. Ona göre Kral Midas, kente ad›n› veren çapay› Zeus Tap›na¤›nda saklad›¤›n› söylemektedir. Ankara ve çevresinde yap›lan kaz›larda ortaya ç›kan buluntulardan, bölgede Frigler döneminde yerleflmelerin oldu¤unu ortaya ç›kmaktad›r. Ankara kentinin Frig Kral› Midas taraf›ndan kuruldu¤u efsanelerde geçmektedir. Kral Midas, M.Ö. 717-709 y›llar›nda Gordion’da hüküm sürmüfltür. Friglerin Ankara’da Hac›bayram Tepesi, Roma Tap›na¤›, Çank›r›kap› aras›nda ve Fidanl›k civar›nda yerlefltikleri anlafl›lmaktad›r. Hac› Bayram Camii bitifli¤indeki Augustus Tap›na¤›’n›n temellerinde, Frig duvarlar› ortaya ç›km›flt›r. An›ttepe’de, An›tkabir ile Atatürk Orman Çiftli¤i aras›nda kalan bölgede, Frig dönemine ait yirmi kadar tümülüs bulunmaktad›r. Çank›r›kap› Hamam› kaz›s›nda M.Ö. 1. binin ilk yar›s›na tarihlenen Frig serami¤ine rastlanm›flt›r. Hac›bayram Tepesi’nin, Frig Döneminde Tanr›ça Kybele’nin oturdu¤una inan›lan da¤ oldu¤u bilinmektedir. Men Kybele Tap›na¤›’n›n, Hac›bayram Tepesi’nde oldu¤u san›lmaktad›r.
Hac› Bayram Camii bitifli¤inde bulunan ilk Frig yerleflmelerinden Augustus Mabedi (2006, A.E.)
33
tarih içinde ankara
GORD‹ON (YASSIHÖYÜK)
Polatl›, Antik Gordion flehri (2005, A.E.)
34
Frig Krall›¤›n›n baflkenti olan Gordion antik kentinin kal›nt›lar›, Ankara’n›n 96 km. güney-bat›s›nda; Ankara-Eskiflehir karayolunun Sakarya (Sangarios) ile Porsuk (Tembris) ›rmaklar›n›n birleflti¤i yerde, Polatl›’n›n 29 km. kuzeybat›s›nda bulunmaktad›r. 1901 y›l›nda Gustav ve Albert Koerte kardefller taraf›ndan yap›lan kaz›larda, kent höyü¤ü ve kent çevresinde da¤›n›k olarak bulunan tümülüslerin befli araflt›r›lm›fl ve bugün ‹stanbul Arkeoloji Müzesi’nde korunan birçok de¤erli sanat eseri bulunmufltur. Daha sonra, Pensilvanya Üniversitesi Müzesi’nden Amerikal› arkeolog Rodney S. Young yönetiminde 1951 y›l›nda bafllayan kaz›larda kent höyü¤ünün yan›s›ra içlerinde büyük tümülüsün de bulundu¤u 25 adet tümülüs kaz›lm›flt›r. Bu kaz›larda ele geçen eserlerin büyük ço¤unlu¤u Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde, bir k›sm› da Gordion Müzesi’nde sergilenmektedir. Kaz›lar sonucunda, Frig dönemine ait çok de¤erli eserler ortaya ç›kar›lm›fl olup, bunlar Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde bulunmaktad›r. Gordion’da arkeolojik yerleflim tabakalar›; Tunç Ça¤› (M.Ö. 3000-1100), Demir Ça¤› ve Frig Dönemi (M.Ö. 1100-300), Büyük ‹skender’in zaferleri sonras› yaflanm›fl olan Helenistik Ça¤ (M.Ö.
tarih içinde ankara
Polatl›, Antik Gordion flehri (2005, A.E.)
M.Ö. 8.yy. piflmifl toprak kap (A.A.M.M.K.)
Polatl›, Gordion Müzesi, Galat mezar› (2005, A.E.)
300-100) ve Roma ‹mparatorlu¤u Dönemi (M.S. l. yüzy›l-4.yüzy›l) olarak saptanm›flt›r. Gordion’da Frig Dönemi, özellikle ilgi çekmektedir. Çünkü bu dönemde, Frig Krall›¤›’n›n baflkenti olan Gordion, en parlak dönemini Kral Midas döneminde M.Ö. 725 ve 675 y›llar› aras›nda yaflam›flt›r. Yass›höyük köyü yak›nlar›nda, Sakarya Nehrinin kenar›nda, bulunan antik kent, 500 x 350 m. ölçülerinde alçak bir tepe üzerindedir. Burada yap›lan kaz›larda Frig dönemine ait M.Ö. 8. yüzy›l
35
tarih içinde ankara
sonunda yap›lm›fl 9 m. yüksekli¤inde an›tsal bir kap›, kral ailesine ait yap›lar, evler, 4 adet megaron, Pers ve Frig kap›lar› ve kent sur duvarlar› ortaya ç›km›flt›r. Höyü¤ün orta kesiminde saraylar bulunmaktad›r. Gordion’daki Frig kentinin en göz al›c› kal›nt›s›, M.Ö. 8. yüzy›l›n sonunda infla edilmifl ve günümüzde 9 m. yükseklikteki k›sm› korunmufl olan güney-do¤udaki an›tsal kap›d›r. Höyükte on sekiz yerleflme tabakas› içinde befl kültür tabakas› bulunmaktad›r. Eski Tunç Ça¤›’na ait olan tabakalar, saraylar›n bulundu¤u alan›n kuzey-do¤usundaki Frig tabakas›n›n alt›ndad›r. Höyü¤ün güney-do¤usuna do¤ru inen dik yamaçlar›nda ise Hitit ve eski Frig kal›nt›lar›n› içeren tabakalar bulunmaktad›r. Höyük üzerinde saray, megaron tipi yap›lar, evler ve sur kal›nt›lar› saptanm›flt›r.73
GORD‹ON DÜ⁄ÜMÜ Efsaneye göre ünlü “Gordion dü¤ümü”, bir öküz arabas›n› bir sütuna ba¤layan karmakar›fl›k bir sarmafl›klar y›¤›n›d›r. Araba, Midas’›n ya babas› ya da atas› olan Gordios’a aittir. Yeni bir lider aray›fl›nda olan Frigler’e bir kahin taraf›ndan, flehre öküz arabas› ile giren ilk adam› kral ilan etmeleri söylenir. ‹flte bu kifli Gordios’tur. Gordios kral olur ve öküz arabas› tap›nakta gösterime konulur. As›rlar sonra Büyük ‹skender zaman›nda, Gordios’un öküz arabas›, dü¤ümü çözecek kiflinin Asya’n›n hakimi olaca¤› söylentisiyle ünlenir. Büyük ‹skender, Gordion’a geldi¤inde (M.Ö. 334) dü¤ümü çözmeye çal›fl›r ama baflar›s›z olur. Sab›rs›z bir öfkeyle, k›l›c›n› çeker ve dü¤ümü ortadan ikiye ay›r›r. ‹skender gerçekten de Pers ‹mparatorlu¤u’nün fatihi ve Asya’n›n hakimi olma yolundad›r. Ancak 33 yafl›nda ateflli bir hastal›ktan zamans›zca ölümü, bilgelerce ‹skender’in, Gordion dü¤ümünü çözmek yerine, sab›rs›zca davranmas›n›n ak›beti olarak görülür.74
Gordion Müzesi, Kral Midas mezar›n›n maketi (2005. A.E.)
36
tarih içinde ankara
Frig Kral› Midas heykeli (A.A.M.M.K.)
M‹DAS EFSANES‹ (KRAL M‹DAS) Tarihçi Heredotos’a göre Midas, Gordion’un kurucusu ve Frigler’in ilk kral› olan Gordios ile ana tanr›ça Kybele’nin o¤lu olup, büyüyünce anas›n›n bafl rahibi olmufltur. Her ne kadar Midas, hakk›nda her tuttu¤unun alt›n oluflu gibi mitolojik hikayelerle bilinse de, asl›nda Yak›n Do¤u kaynaklar›ndan ve Klasik (Yunanca ve Latince) kaynaklardan bildi¤imiz kadar› ile tarihsel bir kifliliktir. Midas, Assur kral› II. Sargon’un M.Ö. 717 ve 709 aras› tarihsel y›ll›klar›nda “Mita” olarak görülür. Bu tarihler, Yunan bilgini Eusebios’un Midas’›n hükümdarl›¤› dönemi olarak belirtti¤i M.Ö. 738-696 ile uyuflmaktad›r. Yunan Co¤rafyac›s› Strabon, Midas’›n ölümünü, Kafkas ötesi bölgeden gelen Kimmerler’in Frigya’y› istilas›na ba¤lamaktad›r. Herodotos, Midas’›n Yunanl› olmay›p, Delfoi’de Apollon’a arma¤an sunan ilk kifli oldu¤unu;
37
tarih içinde ankara
Bo¤a ve Kanatl› Grifon (A.A.M.M.K.)
Pollux, Midas’›n bir Yunan prensesi ile evlendi¤ini; Pausanias ise Ankara’n›n kurucusu oldu¤unu bildirmektedir. Frigler, M.Ö. 700 y›llar›nda Kafkaslardan gelen Kimmerler taraf›ndan ortadan kald›r›ld›. Midas ise bu yenilgiye dayanamayarak öküz kan› içerek M.Ö. 676 y›l›nda intihar etti.75 Midas hakk›ndaki efsanelerin nas›l ve nereden ç›kt›¤› bilinmemektedir. Midas’›n bu efsanelere esin kayna¤› oldu¤u san›lmaktad›r. Romal› edebiyatç› Ovid’in Metamorphozlar adl› eserinde76; Yunan tanr›s› Dionysos’un açgözlü kral Midas’a, “ne dilerse dilemesini”, onun da “her tuttu-
38
tarih içinde ankara
¤unun alt›n olmas›” istedi¤i, böylece Midas’›n a¤z›na götürdü¤ü yeme¤inin bile alt›na döndü¤ünü görünce bundan kurtulmak için dua etti¤i söylenmektedir. Dionysos’un tavsiyesi üzerine Midas, Sardes yak›n›nda bulunan Paktolos ›rma¤›nda y›kan›r. Kralda bulunan bu sihirli güç, Paktolos ›rma¤›na geçer ve ›rma¤›n kumlar› alt›n kum taneciklerine dönüflür. Böylece Midas, bundan kurtulmufltur.77 Baflka bir efsanede Midas, Yunan tanr›s› Apollon ve k›r tanr›s› Pan aras›ndaki müzik yar›flmas›nda hakemlik yapar. Midas Pan’› galip ilan eder, bundan kendisini hakarete u¤rad›¤›n› düflünen Apollon, Midas’›n kulaklar›n› eflek kulakl› yapar. Bafl›na büyük bir külah geçiren Midas, kulaklar›n› berberi d›fl›nda herkesten saklar. S›rr› saklamay› beceremeyen berber, bu s›rr› topraktaki bir çukura f›s›ldar ve çukuru kapat›r. Çukurun üzerinde büyüyen sazlar, üzerinden yel estikçe s›rr› f›s›ldarlar. Böylece bu s›r herkes taraf›ndan ö¤renilir. Gordion’da Helenistik katmanlarda bulunan eflek kulakl› bir erkek figürü, uzun süre bu efsanedeki Midas oldu¤u düflünülmüfl, bugün ise bu figür Satyr veya Silen olarak bilinen Yunan k›r yarat›¤› olarak yorumlanmaktad›r.78 Büyük ‹skender’in tarihçisi Arrianos’a göre Midas, yoksul çiftçi Gordios ile Telmesoslu bir kad›n›n çocu¤udur. Midas, babas› ve annesiyle Friglerin bir toplant›s›na gider. Frigler bir kehanete göre, bir araba ile gelecek ilk kifliyi kendilerine kral seçerler. Midas, kral olunca ülkede anarfli sona erer. Midas da arabas›n› Gordion kenti akropolündeki Zeus Tap›na¤›na adar. Bu araban›n boyunduru¤undaki k›z›lc›k a¤ac›ndan, bafl› sonu belli olmayan bir kördü¤üm vard›r. Bu dü¤ümü çözen Asya’n›n hakimi olacakt›r. Asya Seferine ç›kan Büyük ‹skender, dü¤ümü çözemeyince, k›l›c›yla keser. Böylece efsane dü¤üm çözülmüfl, Büyük ‹skender’e Asya’n›n kap›lar› aç›lm›fl olur.
KYBELE Friglerin ilk kral› Gordios’un, Kybele’den olan o¤lu Midas’la beraber Kybele, Ankyra kentinin kurucusu olarak tanr›laflt›r›lm›flt›r. Frigler, Midas ve Anas› Kybele’ye sayg›lar›n› belirtmek için Kybele’nin daha önce oturdu¤u tepeye bir tap›nak yapt›lar. Bu tepede büyük ihtimalle yine Kybele için yap›lm›fl M.Ö. 8. yüzy›l sonu M.Ö. 7. yüzy›l bafl›na tarihlenen bir sunak vard›. Hellenistik veya sonras›nda yap›lan tap›nak üzerinde bugünkü Augustus tap›na¤› yer almaktad›r. Burada Tanr›ça, Roma ve ‹mparator Augustus’a ayn› tap›nakta tap›n›lmas› gelene¤inin, Ana Tanr›ça Kybele ve o¤lu Midas kültü gelene¤in devam› olarak görülmektedir.79 Frigyada Kybele kutsal alanlar› da¤lara, kayal›klara yap›lm›flt›.80
39
tarih içinde ankara
GEM‹ ÇAPASI
‹mparator Gall›envs (A.A.M.M.K.)
Ankara flehrinin sembolü olan gemi çapas› (A.A.M.M.K.)
‹kinci yüzy›l›n ortalar›nda yaflam›fl olan Lidya’l› gezgin Pausanias, Galat’lar›n Anadolu’ya yerleflmeleri hakk›nda bilgi verirken, Ankara’dan da söz eder. Ankyra kentini Gordios’un o¤lu Midas’›n kurdu¤unu ve Frig’lerin bir kenti oldu¤unu anlat›r. Yunanca ve Latince gemi çapas› demek olan kentin ismi için aç›klama yapma gere¤ini duyan Pausanias, Midas’›n buldu¤u gemi çapas›n›n, kendi dönemine kadar Jüpiter (Zeus) tap›na¤›nda sakland›¤›n› söyleyerek kentin isminin arkas›ndaki anlam› vermeye çal›fl›r. Çapa, ne zamandan beri kentin sembolüdür kesin bilinmez ama 2. yüzy›ldan beri paralar›n üzerini süslemektedir. Gene Pausanias, ad› geçen metinde, Midas kayna¤› ad› ile bilinen ve üzerine öyküler yaz›lan su kayna¤›n›n, Ankyra kentinde oldu¤unu bildirir ve “‹flte Galat’lar bu Ankyra kentini ald›lar” der. Efsanevi bir kral olarak Yunan ve Latin edebiyat›n›n en renkli isimlerinden biri olan Midas -8. yüzy›l sonlar› ve -7. yüzy›l bafllar›nda yaflam›fl olan bir tarihi kifliliktir ve Sakarya boylar› ile Orta Anadolu’da -8. yüzy›lda uygarl›¤›n›n doru¤una eriflmifl bir devletin kral›d›r.
MEN TAPINA⁄I Friglerde Ana Tanr›ça kültü yan›s›ra günefl tanr›s› Sabazios ile daha sonra ad› Men olan Ay Tanr›s› Manes’e tap›n›l›yordu. Ço¤u Çank›r›kap› hamam› kaz›s›nda ele geçmifl olan Ankara paralar› üzerindeki tap›nak resimleri içinde Frig tanr›s› Men görülmektedir. Bu paralarda görülen tap›na¤›n Augustus Tap›na¤›’ndan daha önce Frig’lerin Men tap›na¤› olabilece¤ini düflündürmektedir. Anadolu’da 3. bin y›ldan beri kutsanan Ay Tanr›s› ile ayn› kökene dayanan Men kültünün, Frigler taraf›ndan benimsenerek kendi pantheonlar›na katt›klar›n› düflünülmektedir.81 Augustus Tap›na¤›’nda yap›lan kaz›da, tap›na¤›n önünde 8 sütunun bulundu¤u ortaya ç›km›flt›r. Baz› Ankara paralar›nda 8 sütunlu bir tap›nak görülmektedir. Ankara’da, Frig tanr›s› Men için yap›lan tap›nak ile Roma ‹mparatorlu¤u dönemine ait Augustus tap›na¤› olarak iki ayr› yap›n›n bulundu¤udur. Friglerce çok sevilen Men veya Attis tanr›s› için birçok tap›nak yap›ld›¤›, ancak bunlar›n bulunamad›¤›, Ankara’da bir temel kaz›s›nda ç›kan toprak at›ld›¤›nda, bir Men (Attis) heykelinin bafl› bulunmufltur. Men heykeli, büyük olas›l›kla Men tap›na¤›na ait olmal›d›r. Kentte var oldu¤unu ö¤rendi¤imiz tap›naklardan biri de, Pausanias, Ankara’da Ankyra ad›n›n geldi¤i gemi çapas›n›n korundu¤u Zeus-Jupiter tap›na¤›ndan söz etmektedir. 82
40
tarih içinde ankara
TÜMÜLÜSLER Friglerde Mezar Mimarisi: Frigler’den günümüze kalan en önemli buluntular, Frig Tümülüsleridir. Tümülüs, bir kral›n veya hanedan üyelerinden birinin mezar›d›r. Mezar, tafl veya a¤açtan yap›l›p, ölü o uygarl›¤›n adetlerine göre mezara yerlefltirildikten sonra üzeri toprak y›¤›larak kapat›l›r. Ankara ve çevresinde Gordion yak›nlar›nda yap›lan kaz›larda oldukça fazla Tümülüs belirlenmifltir. Bunlar›n bir k›sm› kaz›lm›fl, kaz› sonucu elde edilen buluntular Anadolu Medeniyetleri ve Gordion Müzelerinde sergilenmektedir. Ankara (Ankyra) Tümülüsleri: Befltepeler semtinde bulunan yirmiye yak›n Frig dönemine ait Tümülüslerden baz›lar›; Theodor Makridi, Hans von der Osten ve M. Schede taraf›ndan kaz›lan Befltepeler Tümülüsleri83; 1945 y›l›nda An›tkabir’in yap›m›na bafllamadan önce Rasattepe’de bulunan ve kaz›s› Türk Tarih Kurumu ad›na Tahsin Özgüç, Nezih F›ratl› ve Mahmut Akok taraf›ndan yap›lan An›tkabir Tümülüsleri 84; Frig Kral› Midas’›n mezar› (2005, A.E.)
41
tarih içinde ankara
Bahçelievler’de Atatürk Orman Çiftli¤i yolu üzerinde, yolun sol taraf›nda Merhale ve Misket Sokaklar›n köflesinde yer alan, Ankara’da 20 adet oldu¤u bilinen tümülüslerden en büyü¤ü olan, 1925 y›l›nda Atatürk’ün emriyle kaz›s› yap›lm›fl, ancak mezar odas› bulunamam›fl, 1968-69 y›llar›nda Prof. Dr. Sevim Buluç taraf›ndan yap›lan kaz›da, tepeden 16 m. afla¤›da zengin ölü arma¤anlar›n›n bulundu¤u ve M.Ö. 7 yüzy›la tarihlenen mezar odas› bulunmufl, yaklafl›k 24 m. yüksekli¤inde olan Büyük Tümülüs; Yenimahalle ‹lçesi, Befltepeler Semti, Gençler Birli¤i Spor Tesisleri’nin bulundu¤u arazide yer alan, 1987 y›l›nda Prof. Dr. Sevim Buluç Baflkanl›¤›’nda Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nce kaz›s› yap›lan Gençlerbirli¤i Tümülüsü85; Yenimahalle ‹lçesi, fienyuva Mahallesi, Atl› Spor Klubü’nün karfl›s›nda bulunan fienyuva Tümülüsüdür.86
Gordion tümülüsleri (A.A.M.M.)
Kral Midas tümülüsü koridoru (2005, A.E.)
42
Gordion Tümülüsleri: Polatl› ‹lçesi, Yass›höyük Köyü’nün do¤usundaki vadi ile fiabanözü Köyü’nde, M.Ö. 8. yüzy›l›n son çeyre¤i ile M.Ö. 6. yüzy›l›n ortalar›na kadar Gordion’da hüküm süren Frig kraliyet hanedan›na ait soylular ve di¤er ileri gelen Frig soylular› için da¤›n›k olarak yap›lan 111 adet tümülüs tespit edilmifltir. Bunlar›n üstleri y›¤ma toprakla örtülmüfl, a¤açtan yap›lm›fl oda fleklindeki mezarlard›r. Gömüler, tarih olarak M.Ö. 8. yüzy›l ortalar›ndan Helenistik döneme (M.Ö. 3.-2. yüzy›l) kadar uzan›r. M.Ö. 7. yüzy›l›n sonlar›na kadar tümülüslerde genellikle ahflap mezar odas›na bir kifli konulmufltur. Bu tarihten sonra ölüleri mezar odas›na koymak yerine, yakmak (kremasyon) tercih edilmifltir. Bu tarz gömme biçiminin Tunç Ça¤›’nda Orta Anadolu’da bilinmedi¤inden, Tümülüs tarz›n›n Frigler’le birlikte Avrupa’dan geldi¤i varsay›lmaktad›r. Tümülüslerden sadece birkaç›n›n içinin zenginli¤inden, bunlar›n soylular için ayr›ld›¤›n› ortaya koymufltur. Kral Midas’›n Tümülüsü: Gordion’da “Midas’›n mezar›” diye an›lan en büyük Tümülüs, Polatl› ‹lçesi, Yass›höyük Köyü’nde, yolun sa¤›nda, Gordion Müzesi’nin tam karfl›s›ndad›r. Midas Tümülüsü, 53 m. yüksekli¤inde, 300 m. çap›nda, içindeki mezar odas› zemin seviyesindedir. Odan›n etraf›n› Poros tafl› bloklar› ile yap›lm›fl bir duvar çevirmektedir. Bu duvar ile ahflap mezar odas› aras›ndaki mesafe, moloz tafllarla doldurulmufltur. ‹ki odal› mezarda odalar ard›ç ve sedir a¤açlar›ndan, kütüklerin de¤iflik yönlerinde birbirleri üzerine konulmas›ndan oluflmaktad›r. Mezar odas›n›n iç k›sm›n›n uzunlu¤u 6,20 m., geniflli¤i 5,15 m.dir. Mezar, a¤aç halkas› analizi (dendrokronoloji) ve ölüyle gömülen eflyalara dayanarak, Tümülüs Midas dönemi, M.Ö. 720-725 y›llar› aras›na tarihlenmektedir.87 Mezar odas›n›n imitasyonu ve oda buluntular›, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Tümülüsteki kaz›lar, Amerikal›lar taraf›ndan yap›lm›flt›r.88
tarih içinde ankara
KAYA MEZARLARI Frigler’de kayalara oyulmufl tap›naklar (sunak) ile kaya mezarlar›, birbirine benzemektedir. Kaya sunaklar›n›n mezar olarak kullan›lanlar› oldu¤u gibi, mezar olarak yap›lanlar› da sunak olarak kullan›lm›flt›r. Mezarlar›n ço¤unlu¤u üçgen al›nl›kl›, sütun veya çerçeve kap›l›, beflik çat›l›, tonoz tavanl› olup, planlar› dikdörtgen, kare ve ovaldir. Cepheleri süslü olan mezarlarda genellikle bir, iki, ço¤u da üç yatak (kline) vard›r. Kap›lar› büyük ve düzgün bir kap› tafl›yla kapat›lm›flt›r. Kaya mezarlar›, ço¤unlukla Eskiflehir, Afyon ve Kütahya il s›n›rlar› içinde ve Midas flehri çevresinde bulunmaktad›r. Bunlardan Büyük Yaz›l›kaya, Aslantafl, Aslankaya daha çok sunak olarak yap›lm›fl ve kullan›lm›fllard›r. Bu kaya mezarlar› gelene¤i, özellikle Romal› ve Bizansl›lar taraf›ndan çok kullan›lm›flt›r.89
Karahisargölcük Köyü Frig kaya mezar› (2006, A.E.)
Karahisar Frig Kaya Mezar›: Nall›han ‹lçesi, Nall›han-Eskiflehir karayolunun güneydo¤usunda 1 km. uzakl›kta, Karahisargölcük Köyü’nde bulunan kaya mezar›n›n üçgen al›nl›kl› kabartmas› vard›r. Kaya an›t›n›n hemen alt›nda, dikdörtgen bir kap›yla girilen 2 x 2,5 m. ölçülerinde Frig dönemine ait mezar odas› bulunmaktad›r. Kayaya oyularak yap›lan mezar odas›, dikdörtgen planl›, bas›k beflik kemer çat›l›d›r. Frig Ça¤› Buluntular› (Orthostatlar): Do¤u ve güneydo¤u Anadolu’da, M.Ö. I. binde görülen, mimari eleman olarak flehir giriflleri ve çeflitli yap›larda kullan›lan Orthostatlar, Ankara ve çevresinde çok say›da bulunmufltur. Bu Orthastlar Frig dönemine tarihlenmektedir. 1861’de Georges Perrot, Kalaba’da bazalt aslan kabartmas›, 1931 y›l›nda Augustus Tap›na¤›’n›n 200 metre do¤usunda Ahi Yakup Camii yak›n›nda, Frig dönemi kanatl› erkek sfenks kabartmas›, Hac› Bayram semtinde sfenks kabartmas›, Kalealt› Necati Bey ‹lkokulu yak›n›nda sfenks kabartmas›, Kybele adak yaz›t›, Ziraat Bankas› inflaat›nda aslan kabartmas›, Atatürk Orman Çiftli¤i Jandarma Komutanl›¤› arazisinde grifon kabartmas›, Gazi Orman Fidanl›¤›’nda M.Ö. 8 yüzy›la ait Frig dönemi grifon ve bo¤a kabartmalar›, Etlik semtinde grifonlu Kybele kabartmas›, Kalaba Semtinde Frig dönemi aslan kabartmas›, Ankara’n›n 14 kilometre bat›s›nda, Gleoford ve Anderson taraf›ndan ç›kar›lan Etimesgut Amaks›z’da Frig dönemi aslan kabartmas›, Çeflme Köprüsü’nün bat›s›nda aslan heykeli, Bahçelievler 39. Sokak’ta Frig kybele kabartmas›, Bahçelievler Semtinde Frig dönemi at kabartmas›, Orta Do¤u Teknik Üniversitesi arazisinde Yal›ncak’ta Frig dönemi aslan kabartmas› bulunmufltur. Bulunan bütün kabartma ve heykeller, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.90
43
tarih içinde ankara
Frig dönemi Aslan ve At kabartmalar› (Orthostatlar) (A.A.M.M.K.)
44
tarih içinde ankara
L‹DYALILAR
Lidyal›lar›n (M.Ö. 590-547), Tunç Ça¤›’n›n sonlar›nda (M.Ö. 1200) Friglerle birlikte Anadolu’ya geldikleri bilinmektedir.91 Anadolu’da Kimmerlerin sald›r›lar›ndan sonra ortadan kalkan Frig döneminden sonra, M.Ö. 7. yüzy›l›n bafllar›nda Bat› Anadolu’da varl›klar›n› sürdüren Lidyal›lar, Ankara’n›n da içinde bulundu¤u K›z›l›rmak bölgesini ele geçirdiler. Lidyal›lar, Mermnad sülalesinin ilk kral› Gyges (M.Ö.680-645) zaman›nda Anadolu’ya egemen olmufllar, 140 y›l boyunca Lidya devleti olarak hükümranl›klar›n› sürdürmüfllerdir.92 Lidya devleti, Gyges’ten sonra bafla geçen krallar› Ardys, Sadyattes, Alyattes ve Kroisos (M.Ö: 560-547) ile Anadolu’nun büyük bir k›sm›n› ele geçirerek, Önasyan›n en güçlü ve sald›rgan krall›¤› haline gelmifltir. Anadolu’da bu tarihlerde pazar ekonomisi geliflmifl, tah›l üretimi, hayvanc›l›k, dokumac›l›k, zeytinya¤› ve flarap üretimi ilerlemifltir. Orta Anadolu’nun ana ulafl›m yolu üzerinde bulunan Ankara kenti de bu ticari geliflmelerden etkilenmifltir. Medlerle M.Ö. 585’de yap›lan savafl, güneflin tutulmas›yla son bulmufltur. Medlerden sonra Perslere komflu olan Lidyayl›lar, Mermnad sülalesinin son hükümdar› Kroisos ile Akhamenid hükümdar› Kyros ile 547’ de K›z›l›rmak kavsi içinde yapt›¤› savaflta yenilerek tarih sahnesinden çekilmifllerdir.93
45
tarih içinde ankara
PERSLER
Persler (M.Ö. 547-334), bat›ya do¤ru yay›lan ilk do¤ulu ulustur. M.Ö. 585 y›l›nda Kyaksares, Lidya Kral› Alyattes’i yenerek K›z›l›rmak’›n do¤usunu Pers egemenli¤ine katm›flt›r. Pers Kral› Kyros, M.Ö. 547 y›l›nda Lidyal›lar› yenerek Sardes’i al›nca tüm Anadolu Pers egemenli¤ine girmifltir.94 Böylece Persler, M.Ö. 545’den itibaren Anadolu’ya egemen olarak, Anadolu’daki Do¤u Helen kültürüne son vermifllerdir.95 M.Ö. 334 y›l›nda Büyük ‹skender’in Anadolu’ya geçmesiyle Perslerin egemenlikleri son bulmufltur.
46
tarih içinde ankara
KRAL YOLU Anadolu, binlerce y›l do¤u ile bat› aras›nda köprü görevi görmüfl, uygarl›klar›n birbirleriyle temaslar› ile geliflmesine yard›mc› olmufltur. Anadolu’daki uygarl›klar göçler, ticaret kervanlar›, ordular›n›n geçiflleri için yollar yapm›fllard›r. M.Ö. 5. yüzy›lda ünlü tarihçi Herodot, Pers ‹mparatorlu¤u’nun, I. Darius (M.Ö. 522-486) zaman›nda Anadolu’yu egemenli¤e ald›¤› dönemde ordu, ticaret ve posta yolu olarak kullan›lan Kral Yolu’nun, Ankara’dan geçti¤ini yazmaktad›r.96 Kral yolu, Efes’te bafll›yor, Sardes flehrinden Lidya’y›, sonra Gordion, Ankyra ve K›z›l›rmak’tan geçerek Kapadokya üzerinden Kilikya’ya, oradan F›rat ve Dicle’yi geçip Assyria’dan Susa kentine ulafl›yordu.97 Böylece Ankyra’n›n, Kral Yolu’nun kuzey yolu98 üzerinde yer ald›¤› anlafl›lmaktad›r.99 Bu yol üzerinde birçok konaklama ve bar›nma yeri bulunmaktad›r. Kral Yolu üzerinde bulunan Ankara’n›n bu ça¤da önemli bir konaklama ve ticaret kenti oldu¤u bilinmektedir.100 Kral Yolu, Susa kentinden bafllay›p Anadolu’yu boydan boya geçerek Bat› Anadolu’da Lidya’n›n baflkenti Sardes kentinde son bulmaktad›r.101 Yass›höyük Köyü, Midas Tümülüsü’nün yak›n›ndan geçen Kral Yolu’nun 6 m. geniflli¤inde kalan k›sm›, tümülüslerin bulundu¤u mezarl›k alan›ndan geçerek ovaya do¤ru uzanmaktad›r.
Kral yolu (S. Suavi)
47
tarih içinde ankara
HELEN‹ST‹K DÖNEM VE BÜYÜK ‹SKENDER
Helenistik dönem mermer bafl (A.A.M.M.K.)
Friglerden sonra Makedonya Kral› Büyük ‹skender’in zaman›na kadar Ankara hakk›nda fazla bilgi yoktur. Büyük ‹skender, M.Ö. 333-334 k›fl›n›, efsanevi dü¤ümü kesti¤i Gordion’da geçirmifl, ilkbaharda Ankara’ya gelerek Persleri Ankara’da beklemifltir. Ankyra’n›n Anadolu’daki yollar›n kavfla¤›nda bulunmas› nedeniyle burada gönderilen Makedon birlikleri, çevredeki kentleri ‹skender’e ba¤lad›lar. Bu arada Helys’i (K›z›l›rmak) geçen birlikler, Kapadokya’n›n bir bölümünü Makedonya’ya dahil ettiler.102 M.Ö. 323’te Büyük ‹skender’in ölümünden sonra kent, önce Antigonos’un eline, Antigonos’un ölümünden sonra da Lysimakhos’un eline geçmifltir. M.Ö. 281’de Lysimakhos’un Lidya’da Kurupedion Savafl›’nda yenilmesinden sonra ise Seleukoslar›n eline geçmifltir. O tarihlerde Ankara’n›n bir kent olarak önemi artm›fl ve Gordion seviyesine ç›km›flt›. Eski kaynaklar, bu dö-
Büyük ‹skender’in Kördü¤ümü k›l›c› ile kesmesi temsili resim (A.A.M.M.K.)
48
tarih içinde ankara
nemdeki Ankara hakk›nda daha fazla bilgi vermemektedir.103 Helen uygarl›¤›, Anadolu’da geliflerek büyümüfltür. Bergama, Bithynia, Pontus ve Kommegene Krall›klar›, Helen uygarl›¤›n›n temsilcileri olmufllard›r.104 Helenistik dönem Ankara ve çevresinde bulunan yerleflmeler: Yenimahalle ‹lçesi, Yuva Köyü’nün 2 km. kuzeyinde, Karacakaya Köyüne giden yolun do¤usunda, yoldan 3 km. do¤uda, K›yam Deresi kenar›nda, Yumrukaya tepesi üzerinde bulunan ve yaklafl›k 150 m. çap›nda bir alan› kapsayan kalenin duvar izlerinden, blok kesme tafllardan ve bulunan seramik parçalar›ndan buran›n Helenistik ve Roma dönemlerinde iskan gören Asartepe Kalesi105; Polatl› ‹lçesi, Çanakç› Köyü’nün 1,5 km. güneyinde, Y›ld›z Da¤›’n›n kuzeyinde, 100 m. yüksekli¤inde bir tepe üzerinde, kayalar›n kesilerek biçimlendirilmesiyle elde edilen Helenistik dönem surlar›n›n görüldü¤ü Çanakç› Kale106; Beypazar› ‹lçesi, Dikmen Köyü, Tabanl›o¤lu Çiftli¤i’nin 2 km. kuzeyinde, Kirmir Çay› vadisinde bulunan kale, üç yan› çay olan yar›mada biçimli sarp bir tepe üzerinde kurulan “Kral Deiotarus’un Hazinesi” diye bilinen ve antik kaynaklarda ad› Peium olarak geçen Tolistobogoii yerleflmelerinden olup (M.Ö. 50), Strabon’un ünlü eseri Geographika’da ad› geçen Dikmen Kale107; Bala ‹lçesi, Suyugüzel Köyü’nün kuzeyinde yer alan höyük, Helenistik dönemde iskan edilen Gökhöyük; Elmada¤ ‹lçesi, Edige Köyü’nün 1 km. do¤usunda bulunan Kaletepe (Edige)108; Çubuk Çay› kenar›nda, Karaköy’ün 300 m. güneyinde bulunan, Helenistik ve Roma dönemlerinde iskan gördü¤ü düflünülen Karaköy Höyü¤ü’dür.
Gordion piflmifl toprak heykel (A.A.M.M.K.)
Roma dönemine ait piflmifl toprak heykelcikler (A.A.M.M.K.)
49
tarih içinde ankara
GALATLAR
Beypazar› Tabanl›o¤lu Kalesi (2006, A.E.)
Kazan, Karalar Köyü Galat dönemi Asarkaya Kalesi (Blucium) girifli (2005, A.E.)
50
M.Ö. 281’de Kurpedion savafl›ndan sonra Lysimakhos, Seleukoslara yenilince, Ankara, Seleukoslar›n egemenli¤ine girdi. Bythnia Kral› Nikomedes, kardefli Zipoites için haz›rlanan sefere yard›m için Trakya’da bulunan Galatlar› ça¤›rd›. Üç kabile halinde gelen Galatlar (M.Ö. 278-189), yerlefltikleri Frigya ve Kapadokya topraklar›na “Galatya” ad›n› verdiler. Galatya, günümüzdeki Ankara ve K›r›kkale illerinin tamam›n› kaps›yordu. Hint-Avrupal› olan Galatlar (Keltler), Orta ve Bat› Avrupa’n›n Ren-Tuna havzas›ndaki yurtlar›n› terk ederek Anadolu’ya göç etmifllerdir. M.Ö. 278 y›l›nda Anadolu’ya gelen bu halk, Trokme, Tolistobog ve Tektosag adl› üç boydan oluflmaktayd›.109 Önceleri yerleflik hayat› sevmeyen bu savaflç› ulus, daha sonra hem önemli kentler kurmufllar, hem de hayvanc›l›¤› ö¤renmifllerdir. Galatlar, bat› Avrupa’da oldu¤u gibi, kentlerini dik yamaçl›, savunmaya elveriflli kayalar üzerinde kuruyor, kaba yontulmufl iri blok tafllardan yapt›klar› dairesel veya oval surlarla kuflat›yorlard›. Galatlar, Ankara Kalesi gibi birçok kale yaparak bölgede egemenliklerini kurdular. Galatlar döneminde en büyük tanr›, Men idi. Ankara kentinde Men ad›na birçok tap›nak vard›. Augustus Tap›na¤›’n›n yerinde Men Tap›na¤› bulundu¤u san›lmaktad›r. Galatlar, Anadolu’da Aliassos (Afflar), Ankyra, Aspona (fiedithöyük), Balbadon (Bala), Germa, Germia, Gorbeus (O¤ulbey), Gordion, Kinna (Yarafll›), Malos, Myrikion, Papira (Kedikayas›), Pessinous, Rosolodiako (Ahiboz), Tavion (Büyüknefes) gibi kentler kurmufllard›r.110
tarih içinde ankara
Ankara kenti, M.Ö. 3. yüzy›l›n ortalar›na do¤ru Galatlar›n Tektosag boyunun eline geçmifltir. M.Ö. 3. yüzy›l›n sonlar›nda Anadolu’da dehflet saçan Galatlar, M.Ö. 230-220 tarihlerinde Pergamonlu (Bergamal›) Attalos taraf›ndan bozguna u¤rat›ld›lar. Romal› General Manilus Vulso, M.Ö. 189’da Galatlar› yenmifl, do¤uda K›z›l›rmak’a kadar olan bölgeyi ele geçirmifl ve Galatlar› Roma’ya ba¤lam›flt›r. Galatlar, adlar›n› yaz›l› kaynaklardan bulabildi¤imiz kalelerde yaflamaktayd›lar. Bunlardan Ankyra, Blucium, Peium ve Tavium önemli kalelerdir.111 Ankara ve çevresinde bulunan Galatlara ait kale ve yerleflmeler flunlard›r: Ankara Kalesi’nin ilk yap›ld›¤› tarih kesinlikle bilinmemekle birlikte, M.Ö. 2. yüzy›l›n bafl›nda, Romal›lar bölgeye geldi¤inde, Galatlar’›n Tektosag kabilesi kaleye s›¤›nm›flt›r. Önemli Galat merkezi olan Ankara Kalesi, ‹ç Kale ve D›fl Kale olarak iki k›s›mdan oluflur. ‹ç Surlar ‹mparator Heraklius’un, kenti Sasanilerden al›fl›ndan sonra yap›lm›fl olmal›d›r.112 Di¤er Galat Kaleleri: Ankara-Ayafl yolunun 32,5. km.sinden sola dönülünce, Sincan ‹lçesi, Yenikay› Köyü’nün 2 km. bat›s›nda, yüksek bir tepe üzerinde, Mürted Ovas› ve Ovaçay’a hakim bir tepede, Galat kalesi olan Asarkaya Kalesi113. Ankara’n›n 60 km. kuzeybat›s›nda, Kazan ‹lçesi, Mürted Ovas›’n›n bat›s›ndaki Karalar Köyü’nün kuzeybat›s›nda Asar ya da Asarkaya denilen yerde kayal›k bir tepe üzerinde çevreye hakim merkez üs görünümünde olan an›tsal mimariye sahip, düzgün kesme blok tafllarla örülü, Galat Kral› Deiotaros’a ait oldu¤u san›lan akropol Asarkaya Kalesi (Blucium)114. K›z›lcahamam ‹lçesi, ‹nce¤iz Köyü’nün 1,5 km. kuzeyinde, kayal›k bir teras üzerinde bulunan Asarkaya Kalesi115. Beypazar› ‹lçesi, Dikmen Köyü’nün 750 m. güneydo¤usunda, Tabanl›o¤lu Çiftli¤i’nin 2 km. kuzeyinde, Kirmir Çay› vadisinde bulunan antik kaynaklarda Peium olarak geçen Dikmen Kale116. Kazan, Karalar Köyü Asarkaya Kalesi (2005, A.E.)
Polatl› ‹lçesi yak›n›nda Basri Köyünün 1,5 km. güneybat›s›nda bulunan Basri Kale117. Haymana ‹lçesi, Güzelcekale Köyü’nün güneybat›s›nda bulunan Güzelcekale118. Polatl› ‹lçesi, Hisarl›kaya Köyü’nün güneybat›s›nda, 1310 m. yüksekli¤inde konik, do¤al bir tepe üzerinde bulunan Hisarl›kaya Kalesi119. Bala ‹lçesi, fiedithöyük (Sar›höyük) Köyü’nde, 6. yüzy›lda piskoposluk merkezi120 olan Aspona (fiedit Höyük)121; Eski Ankara-Kayseri karayolunun hemen yan›nda, Gölbafl› ‹lçesi’nin 14 km. güneyi, O¤ulbey Köyü’nün 1,5 km. güneydo¤usunda, Kaletepe mevkiinde bulunan antik yerleflim, Galat Kral› Deiotarus’un damad› Saokondarios’un o¤lu Kastor’un, krall›¤›n›n kenti122 olan Kaletepe Höyü¤ü (Gorbeus)123; Bala ‹lçesi, Suyugüzel Köyü’nün kuzeyinde yer alan Gökhöyük; Ankara-Temelli yolu üzerinde, Mal›köy-Ball›kuyumcu yolunun kuzeyinde, Polatl› ‹lçesi, Malveren
51
tarih içinde ankara
Haymana Güzelcekale Köyü Galat yerleflmesi (2005, A.E.)
Bala, Sar›höyük Köyü, fiedithöyük (2005, A.E.)
Kazan, Karalar Köyü Galat dönemi Asarkaya Kalesi (Blucium) iç merdivenleri (2005, A.E.)
52
Kedikayas› mevkiinde, Temelli Askeri Havaalan›n kuzeybat›s›nda yer alan Malveren Höyük (Papira)124; Çubuk Ovas›’n›n bat›s›n› çevreleyen tepelerde, Çubuk ‹lçesi, Sirkeli Beldesi’nin güneybat›s›nda bulunan tepelerden birisi üzerinde yer alan bir Galat kalesi olan Sirkeli Kale; Polatl› yolu üzerinde, Temelli yak›nlar›nda Ankara Çay›’n›n güneyindeki eski bir köprünün do¤usunda bulunan Tolgeri Höyük; Keçiören ‹lçesi, Ba¤lum Beldesi’nin 1 km. güneybat›s›nda Hisartepe Kalesi125; Sincan ‹lçesi, Akçaören Köyü’nün 2 km. bat›s›nda, Mürted Ovas› ve Ovaçay’a hakim bir tepede Hisartepe Akçaören Kalesi.126
tarih içinde ankara
ROMALILAR
ROMA METROPOL‹S‹ “ANCYRA” Konsül Manilus Vulso, M.Ö. 189’da Ankara yak›nlar›nda Galatlar› yenerek, Galatya’y› Roma topraklar›na katm›fl ve Bergama Krall›¤›na ba¤lam›flt›r. Galatya, M.Ö. 183 y›l›nda Bergama Krall›¤›n›n kesin kontrolü alt›na girmifltir. M.Ö. 168 y›l›nda Galatlar ile Bergamal›lar›n savafllar› sonucunda kent, Tektosaglar›n kontrolüne girmifltir. Ankara, M.Ö. 25 y›l›nda Augustus taraf›ndan Roma eyaleti haline getirilen Galatya’n›n baflkenti olmufltur. Ankara, Romal›lar eline geçtikten sonra, Romal›lar, kentin co¤rafi ve askeri önemini anlayarak buray› Galatya’n›n baflkenti yapm›fllard›r. Ankara, Galatya’n›n baflkenti olduktan sonra, Roma ile olan iyi iliflkiler sonucunda geliflmifl ve kale d›fl›na taflm›flt›r. Augustus zaman›nda yap›lan tap›naktaki “Momentum Ancyranum” (Yaz›tlar Kraliçesi) olarak adland›r›lan Augustus vasiyetnamesi, Ankara’n›n Roma döneminde ne kadar önemli bir kent oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Kent, M.S. 2. yüzy›lda en geliflmifl dönemini yaflam›flt›r. Romal› tarihçi Livy, Ankara’n›n 100.000 kiflilik nüfusu, askeri, dini ve sivil mimarl›k yap›lar›yla görkemli bir imparatorluk kenti oldu¤unu yazmaktad›r. Ankara, Roma ‹mparatgoru Hadrianus döneminin sonunda, M.S. 138’de, Phylai (füle) ad› verilen ve flehir halk›n› s›n›flara ay›ran 12 k›s›mdan oluflmufltu. Bu füleler, Ankara Kalesi ve eteklerinde yerleflmifl olup, Ankara’n›n en eski mahallelerini olufltur-
53
tarih içinde ankara
Ankara çevresinde bulunan mermer büstler (A.A.M.M.K.)
54
tarih içinde ankara
Roma dönemi bronz büst (A.A.M.M.K.)
Roma dönemi alt›n kolye (A.A.M.M.K.)
Balgat Köyü’nde bulunan bronz kap (A.A.M.M.K.)
Kutludü¤ün Beldesi’nde bulunan Athena heykeli (A.A.M.M.K.)
55
tarih içinde ankara
Roma dönemi mermer satir (A.A.M.M.K.)
56
maktayd›. Ankara, Traian döneminde stratejik ve lojistik öneme sahip bir merkez olarak görülmektedir.127 Hadrianus döneminde ise kent, metropolis olmufltur.128 Ankara’da o dönemde Asklepeios, Kybele, Men ve Zeus gibi tanr›lara ait kültler geliflti¤i gibi, Augustus gibi Tanr› Kral mertebesine eriflmifl krallar›n kültü de bulunmaktayd›. M.S. 3. yüzy›lda ‹mparator Caracalla, kalenin surlar› ile bugünkü Roma Hamam› denilen hamam› yapt›rm›flt›r. M.S. 4. yüzy›lda Hristiyanl›¤›n yay›lmas›yla Ankara, önemli dini merkez olmufl, M.S. 314 ve 358 y›llar›nda piskoposlar meclisi iki
tarih içinde ankara
kez toplanm›fl ve önemli kararlar alm›flt›r. Roma dönemindeki önemli bir olay, ‹mparator Julianus’un Ankara’ya gelmesiydi. ‹mparatorun ad›na bugün Valilik Meydan›’nda bulunan Julien An›t› (M.S. 362) yap›lm›flt›r.129 Ankara’n›n Roma dönemine ait belli bafll› eserleri; Agora, Amfitiyatro, Augustus Tap›na¤›, Buleiterion (flehir meclisi), Direkli Yol, Gymnasion (plaistra), Hamam, Hipodrom, Julianus Sütunu, Roma Tiyatrosu, Zeus Tap›na¤›, Zeus Taenos Mabedi gibi yap› ve an›tlard›r.130 Roma ‹mparatorlu¤u Döneminde Ankara’ya Metropolis, Sebaste Tektosagon, Neokoros, Lamprotate gibi isim ve ünvanlar verilmifltir. Ankara kalesinin eteklerinde geliflerek büyüyen kentte Roma Döneminde birçok yap› yap›lm›flt›r. Bunlar›n ço¤u daha sonraki ça¤larda tahrip olmufl, birço¤u da Bizansl›lar döneminde Ankara kalesinin yap›m›nda kullan›lm›flt›r. Ankara’da bulunan baz› kitabelerden; bir flehir meclisi binas› (buleiterion), spor, kültür ve sosyal yaflam›n önemli bir merkezi olan (gymnasion-palaestra) bir tiyatro, bir amfitiyatro, Augustus Tap›na¤›n›n yan›nda flenlik yeri ve hipodrom, Pazar yeri (agora), Augustus tap›na¤›ndan Çank›r›kap› Caddesinde bulunan Roma Hamam›na giden ve ‹mparator Hadriyanos zaman›nda yapt›r›ld›¤› bilinen direkli yol, yolun sonunda hamam, Pausanios’un eserinde ad› geçen Zeus Tap›na¤›, Zeus Taenos Tap›na¤› gibi yap›lar›n var oldu¤unu ö¤renmekteyiz.131 M.S. 1. - 3. yüzy›llarda Ankara’da darbedilen ba¤›ms›z flehir sikkeleri içinde önemli yer tutan Ankyra flehir sikkelerinin ön yüzünde bafl veya büst olarak imparator tasviri, ad› ve unvan› yaz›l›d›r.
Roma dönemi piflmifl toprak vazolar (A.A.M.M.K.)
Balgat Köyü’nde bulunan Roma mezar›ndan ç›kar›lan alt›n taç (A.A.M.M.K.)
57
tarih içinde ankara
Roma mezar›ndan ç›kar›lan Rhyton ve parfüm flifleleri (A.A.M.M.K.)
Roma hamam› (2005, A.E.)
58
Arka yüzlerinde ise oturan ve ayakta duran yarg›ç, üç atlet, tanr› Men, gemi çapas› tutan Amazon, Aphrodite, Asklepeios, Artemis, Eros, Heracles, Nike, Satyr gibi mitolojik tasvirlerin yan› s›ra, Augustus Tap›na¤› da görülmektedir. Sikkeler, di¤er flehir darplar› gibi bronz ve pirinçten bas›lm›fllard›r. Üzerlerindeki yaz›lar genellikle Yunancad›r. Sikkelerde “Galatyal›lar›n baflkenti Ankara”, “Ankaral›lar›n baflkenti” yaz›lar› bulunmaktad›r.132
tarih içinde ankara
Augustus Tap›n›¤› gravürü (C.Texier)
59
tarih içinde ankara
AUGUSTUS TAPINA⁄I (YAZITLAR KRAL‹ÇES‹)
Latince yaz›t›n bafl› (M.A. Dö¤enci)
Latince yaz›t (M.A. Dö¤enci)
60
‹mparator Augustus ad›na yapt›r›lan tap›nak, 16. yüzy›ldan beri, bilim adamlar› ve tarihçilerin dikkatini çekmektedir. Avusturya ‹mparatorunun elçisi Busbecq, tap›na¤› incelemifl ve an›t›n kopyas›n› ç›karm›flt›r. Daha sonra Charles Texier ve Georges Perrot, Schede-Krencker tap›nak üzerine bilimsel incelemelerde bulunmufl ve yay›nlam›fllard›r. Bugün Hac› Bayram Camii bitifli¤inde bulunan tap›nak, Frig tanr›lar› Men ve Kybele’ye ait tap›na¤›n üzerine yap›ld›¤› söylenmektedir. Bugün ayakta kalan büyük kap›, sella, ve pronaos k›s›mlar›d›r. K›sa yanlar›nda 8, uzun yanlar›nda 15 sütunu kapsayan dikdörtgen planl›, Korinth düzeninde bir peristasis ile çevrilmifl, pseudodipteros planl› bir yap›d›r. ‹mparator Augustus, ölümünden önce Vesta rahibelerine verdi¤i dört adet belge, Monumentum Ancyranum “Ankara An›t›”, Res gestae “Ankara Yaz›t›”133 olarak bilinir. Ankara An›t› veya Yaz›tlar Kraliçesi diye bilinen Tap›naktaki kitabe, ‹mparator Augustus’un yapt›¤› iflleri anlatan dünyadaki en uzun ve sa¤lam Latince kitabedir. Senatoda okunan metin, Roma’da dikili iki tunç sütuna yaz›ld›ktan sonra kopyalar› eyaletlerdeki tap›naklara yaz›lm›flt›. Latince ve Grekçe iki dilde yaz›lm›fl kitabeleri dolay›s›yla Arkeoloji biliminde “Yaz›tlar Kraliçesi” diye meflhur olmufltur.134 Bunlar; cenaze töreniyle ilgili emir, devletin asker ve para durumu belgesi, servetini varisleriyle Roma halk›na b›rakt›¤›n› bildiren belge, yapt›¤› iflleri kazand›¤› onur ve harcad›¤› paralar› gösteren çizelgeden oluflmaktad›r. Bunlar Augustus’un M.S. 14 y›l›nda ölümünden sonra imparatorlu¤un baz› kentlerindeki Augustus Tap›naklar›n›n duvarlar›na yaz›lm›flt›r. Augustus’un Vasiyetnamesi, Ankara Augustus Tap›na¤›’n›n duvarlar›nda iki dilde, Latince ve eski Yunanca yaz›lm›fl olarak günümüze de¤in gelmifltir.135
tarih içinde ankara
Augustus Tap›na¤› içi ve Hac› Bayram Camii minaresi (2002, A.E.)
61
tarih içinde ankara
Tap›nak, Hr›stiyanl›k kabul edilince kiliseye çevrilmifl, Osmanl› döneminde bir ara medrese olarak kullan›lm›flt›r. Önemli k›s›mlar› günümüze kadar gelmifl olan tap›nak, Anadolu kültür bütünlü¤ünü en güzel yans›tan bir eserdir.
Augustus Tap›na¤› (1998, A.E.)
62
tarih içinde ankara
ROMA HAMAMI Roma Hamam›, Ulus Meydan›’ndan kuzeye giden yol üzerinde, Çank›r› Caddesi’nin solundad›r. Yap›lan kaz›lar sonunda, hamam›n ‹mparator Caracalla (M.S. 211-217) zaman›nda yap›ld›¤› ve Bizans döneminde onar›ld›¤› anlafl›lm›flt›r. Kaz›larla palestra ve kapal› k›s›mlar› ortaya ç›km›flt›r. Kapal› k›s›mlarda frigidarium (so¤ukluk), tepidarium (›l›kl›k), caldarium (s›cakl›k) gibi bölümler vard›r. Frigidarium’da pscina (yüzme havuzu), apoditorium (soyunma yeri) bulunmaktad›r. Caldariumda y›kanma yeri ve sudatorium (terleme yeri) ve ayr›ca avlular, külhan (ocaklar), servis k›s›mlar› ve su depolar› ortaya ç›km›flt›r.136 Kente 60 km. uzakl›ktaki Elmada¤’dan tafl borularla getirilen su, bu hamamla birlikte bütün mahallelere da¤›t›l›yordu.137 Bugün k›smen restore edilen hamam alan›n, Ankara çevresinden toplanan yaz›t ve mezar tafllar›n›n sergilendi¤i aç›k hava müzesi halindedir. Roma Hamam›, 1937-1943 y›llar›nda Türk Tarih Kurumu ad›na yap›lan kaz›lar sonunda ortaya ç›kar›lm›flt›r.138 Çank›r› caddesinde yer alan Roma Hamam›n›n, Dünyadaki en büyük Roma hamamlar›ndan birisi oldu¤u kabul edilir. Eskiden antik bir harabe olarak bilinirken, yap›lan kaz›larla hamam›n kal›nt›lar› ortaya ç›kar›lm›flt›r. Kal›nt›lar›, asl›nda caddenin ortas›na kadar uzanmaktad›r. Oldukça büyük bir Roma hamam› olup, 250x132 m. ölçülerinde bir alan› kaplamaktad›r. Spor ve oyun yeri (paleastra) ile
Roma Hamam› kal›nt›lar› (2005, A.E)
63
tarih içinde ankara
Roma Hamam› (2005, A.E.)
Roma Hamam› (2005, A.E.)
64
esas hamam k›s›mlar›ndan meydana gelen Roma Hamam›n›n hamam k›sm›; so¤uk bölümü (frigidarium), yüzme havuzu, soyunma yeri ve depo diye üçe; s›cak bölümü ise ›l›k ve çok s›cak diye ikiye ayr›l›yordu. Bu hamam›n kaz›s› s›ras›nda biraz güneyde küçük bir Roma hamam› daha bulunmufltur. Ankara’daki bilinen en eski su tesisleri, Roma devrine aittir. Ankara Kalesi, kalenin etekleri ile Hac› Bayram civar› ve Ulusta Roma devrine ait kal›nt›lar mevcuttur. Çank›r›kap›’daki hamam›n suyu dahil ol-
tarih içinde ankara
mak üzere flehre o devirde Elmada¤’dan tafl künklerle getirilen sular, kaleye kadar ç›kar›lm›flt›r.139 Kaz› s›ras›nda ele geçen ‹mparator Caracalla’ya ait paradan, M.S. 212–217 y›llar›nda yap›ld›¤› tahmin edilen hamamda ele geçen bir ele göre de, buras›n›n Asklepios’a ithaf edildi¤i kabul edilmektedir.140 Bizans Devrine kadar kullan›lan hamam harap olunca, kale yap›l›rken pek çok parças› malzeme olarak kullan›lm›flt›r.
Roma Hamam› (2005, A.E)
Roma Hamam› (2005, A.E.)
65
tarih içinde ankara
ROMA ANF‹-T‹YATRO
Roma dönemi Anfi-tiyatro (2005, A.E.)
Ankara’da varl›¤› bilinen iki Roma tiyatrosundan birisi Ankara Kalesi’ne ç›kan Hisarpark› Caddesi alt›nda bulunmufltur. Kalenin Bentderesine bakan kuzeybat› yamac›nda 1983 y›l›nda bir temel kaz›s› s›ras›nda141 bulunan Ankara Tiyatrosu, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Ankara Üniveristesi D.T.C.F. Klasik Arkeoloji Anabilim Dal› ö¤retim görevlileri Prof. Dr. Coflkun Özgünel ve Prof. Dr. Orhan Bingöl ile ortak olarak yap›lan kaz›lar sonucunda ortaya ç›km›flt›r 142. M.S. 1. yüzy›l›n sonu ve 2. yüzy›l›n Roma dönemi Anfi-tiyatro (2005, A.E.)
66
tarih içinde ankara
bafl› aras›nda yap›ld›¤› san›lan ve tipik bir Roma tiyatrosu plan›ndaki eserin yap›m›nda ana malzeme Ankara tafl› olmakla birlikte, yer yer mermer de kullan›lm›flt›r. Ankara Tiyatrosu’nun yar›m daire fleklindeki orkestras›, bir yamaca yaslanan oturma s›ralar›, skene (sahne) ve proskene k›s›mlar› ortaya ç›km›flt›r. Tiyatronun sahne k›sm› bat›da bulunmaktad›r. Kaz› çal›flmalar› s›ras›nda mermer boyal› kad›n bafl›, mermer tanr›ça bafl›, renkli mermerden erkek heykeli parças›, ayakta kad›n heykeli gibi heykeltrafll›k eserleri bulunmufltur143. Kaz›da toprak alt›ndan oldukça harap durumda ç›kar›lan tiyatro, bilemedi¤imiz bir tarihte harap olunca, muhtemelen tafllar› kale veya baflka yap›lar›n yap›m›nda kullan›lm›flt›r. Kaz›dan sonra etraf› demir parmakl›kla çevrilen tiyatronun restorasyonu ve çevre düzenlemesi yap›lamad›¤›ndan ziyaret edilememektedir.144
Roma dönemi Anfi-tiyatro (2005, A.E.)
Roma dönemi Anfi-tiyatro (2005, A.E.)
67
tarih içinde ankara
Roma döneminde Hatip Çay› üzerine yap›lan Su Bendi (BELKO)
68
tarih içinde ankara
ROMA SU (HAT‹P ÇAYI) BEND‹ Hatip Çay›n›n, Ankara Kalesi ile H›d›rl›k Tepesi aras›ndan dar bir vadiden geçti¤ yerde Romal›lar döneminden kalan, Osmanl› devri sonuna kadar gelen bir su bendi bulunmaktayd›. Esasen Bend deresi, ismini de buradan alm›flt›r. Su bendi, eski resimlere göre Hatip çay›n›n iki yakas›n› birlefltiren kal›n ve yüksek bir duvar gibiydi. Bentderesi’nin kenar›ndaki burca dayand›r›lm›fl olarak yap›lan su bendinin d›fl›, kesme tafl kaplamal› olup, iri moloz tafllar kullan›lm›flt›r. Buradan al›nan sular, tabakhaneler gibi birçok tesisin su ihtiyac›n› karfl›l›yor olmal›yd›.
Muhtelif zamanlarda Roma Su Bendi (BELKO)
69
tarih içinde ankara
Hükümet Meydan›’nda bulunan Julien (Belk›z, Balk›z) sütunu gravürü (A.YükselArflivi)
70
tarih içinde ankara
JUL‹EN SÜTUNU (BELKIS SÜTUNU) Julien Sütunu’nun M.S. 362 y›l›nda Ankyra’y› ziyaret eden ‹mparator Julien Apostata an›s›na dikilmifl olabilece¤i düflünülmektedir. Daha önce ‹fl Bankas› ile Maliye Bakanl›¤› binalar› aras›nda iken, daha sonra Ankara Valili¤i karfl›s›ndaki meydana tafl›nm›flt›r. 15 m. yüksekli¤inde olan sütun, Bizans dönemi Korinth bafll›¤› ile sona ermektedir. Sütunun üzerinde ne zaman ve niçin dikildi¤ini bildiren yaz› veya iflaret yoktur. Sade bir altl›k üzerinde birçok parçadan oluflan gövde, tek parça halinde görülmektedir. Bafll›k, Bizans sütun bafll›klar› gibi yapraklarla süslüdür.145 16. yüzy›l gezginlerinden Hans Dernschwam, “‹stanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlü¤ü” adl› seyahatnamesinde, Belk›s sütunu ad›yla bir sütunun varl›¤›ndan söz etmektedir.146 1900’lü y›llarda Julien sütunu ve civar› (BELKO)
Hükümet Meydan› ve Julien sütunu (2006, A.E.)
71
tarih içinde ankara
ROMA DÖNEM‹ ANKARA KALES‹ Ankara Kalesinin ilk yap›ld›¤› tarih, kesinlikle bilinmemektedir. M.Ö. 2. yüzy›l›n bafl›nda, Romal›lar bölgeye geldi¤inde, Galatlar’›n Tektosaglar kabilesi kaleye s›¤›nm›fllard›r. Galatya, Romal›lar›n eline geçip kentin büyümesiyle kaleye ihtiyaç kalmam›flt›r.147 Ancak M.S. 222-260 y›llar› ars›nda Perslerin hücumlar› karfl›s›nda ‹mparator Severus Aleksandr ve Valerianos zamanlar›nda kenti korumak amac›yla kalenin büyük ölçüde yenilendi¤i bilinmektedir. Kale, ‹ç Kale ve D›fl Kale olarak iki k›s›mdan oluflur.148 ‹ç Surlar, ‹mparator Heraklius’un kenti Sasanilerden al›fl›ndan sonra yap›lm›fl olmal›d›r.149
Ankara Kalesi ‹ç Hisar girifl kap›s› (Jerphanion)
72
tarih içinde ankara
Ankara Kalesi'nin Abidinpafla Köflkü'nden görünüflü (2005, A.E)
Ankara Kalesi, ‹çkale bat› surlar› (2005, A.E)
73
tarih içinde ankara
ROMA YOLU Alt›nda¤ ‹lçesi, Ulus’ta Sümerbank binas›n›n arkas›nda bulunan fiehir Çarfl›s›’n›n yerine yap›lacak binan›n temel kaz›s› s›ras›nda, Zincirli Camii’ne yak›n yerde, Ankara Valili¤i’ni dik kesen Geç Roma dönemine ait yolun bir k›sm› bulunmufltur. Bu yolun çevresinde Prof. Dr. Cevdet Bayburtluo¤lu denetiminde Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nce yap›lan kaz›larda, bir tak›m kal›nt›lar aras›nda ayakta kad›n heykeli, çeflitli dönemlere ait çok miktarda seramik, Galatlara ait piflmifl toprak ve at figürleri bulunmufltur.150
Zincirli Camii yan›nda bulunan Antik Roma yolu (2005, A.E.)
74
tarih içinde ankara
ROMA MEZARLARI
Balgat’ta bulunan Roma dönemine ait mezar (G.G.)
Balgat Roma Mezar›: Çankaya ‹lçesi, Balgat Semtinde, 1998 y›l›nda bir temel hafriyat› s›ras›nda Roma Mezar› a盤a ç›km›fl, yap›lan kurtarma kaz›s› sonucunda tahrip edilmifl mezar odas› duvarlar› bulunmufltur. Mezar odas›, kaz› bitiminde Roma Hamam› alan›na tafl›nm›fl ve orada monte edilmifltir. Mezar odas›nda iki adet kline, bir adet ostotek bulunmas›, mezar›n iki defa kullan›ld›¤›n› ortaya ç›karmaktad›r. Mezar buluntusu olarak piflmifl toprak ve bronz kaplar, alt›n taç, küpe, yüzük, yüzük kafl›, cam gözyafl› flifleleri, tabak, piflmifl toprak kandil ve kase bulunmufltur. Mezardan ç›kar›lan eserler Anadolu Medeniyetleri Müzesi Salonunda yeniden yap›lan mezar odas› içinde sergilenmektedir.151 Alt›nda¤ Roma Mezar›: Alt›nda¤ ‹lçesi, ‹smet Pafla Mahallesi, Çank›r› Kap› Sokak No. 46’da bir inflaat›n temel kaz›s›nda ortaya ç›kan ve bina cephesi kotundan 0,50 m. altta, yüksekli¤i 1,70 m., eni 2,20 m., boyu 2,60 m. olan dromoslu Geç Roma mezar odas›, restore edilerek korumaya al›nm›flt›r. Roma mezar›n›n tafl›nmadan önceki durumu (G.G.)
75
tarih içinde ankara
ROMA DÖNEM‹ YERLEfiMELER‹
Bala, Karahamzal› Köyü’nde Roma dönemine ait antik malzeme (2005, A.E.)
Ankara ve çevresinde tesbit edilen yerleflim yerleri ise flunlard›r: Haymana yolunun 34. km.’sinde “Androna” Topakl› Höyük; Bala ‹lçesi, fiedithöyük Köyü’ndeki Galat yerleflimidir. 6. yüzy›lda piskoposluk merkezi olan Aspona152 (fiedit Höyük), Sar›höyük Köyü içinde Aspona (fiedithöyük-Sar›höyük)153; Adana-Konya yolunun 91. km.sinde, yolun güneyinde, Bala ‹lçesinin Karahamzal› Köyü’nün 300 m. do¤usunda Karahamzal› (Kinna)154; Ankara’n›n 92,5 km. bat›s›nda, Beypazar› ilçesi Dikmen Köyü’nün 4,5 km. güneyinde, Akkaya Dikmen karayolunun kenar›nda ova ortas›nda bulunan155 Dikmen Höyük (Lagania156- Anastasapolis)157;
Polatl›, Il›ca Köyü Roma dönemi antik kapl›ca (2005, A.E.)
76
tarih içinde ankara
Roma dönemi yerleflmelerinin bulundu¤u Polatl›, fieyhahmetli Köyü (2005, A.E.)
Ankara-Konya yolunda, fiereflikoçhisar’›n 13 km. kuzeyinde, A¤açören Köyü yak›nlar›nda, De¤irmenyolu Köyü’nün158 içinde bulunan De¤irmenyolu (Kale) Höyük (Parlasan-Parnassus)159; Etimesgut ‹lçesi, Kara Kuvvetleri Komutanl›¤› Z›rhl› Birlikler Okulu’nun içinde, 500 m. do¤usunda bulunan Etimesgut Höyü¤ü160; Sincan ‹lçesi, Akderesi Mevkiinde bulunan Roma dönemine ait ‹lyakut Köyü Nekropolü; Akyurt ‹lçesi, Taflp›nar Köyü Karap›nar ve Üçkurna Mevkilerinde bulunan Karap›nar Üçkurna Düz Yerleflme; Çubuk Çay› kenar›nda, Alt›nda¤ ‹lçesi, Karaköy köyünün 300 m. güneyinde bulunan Karaköy Höyü¤ü’dür.
fiereflikoçhisar, De¤irmenyolu Köyü Roma dönemi lahit parças› (2005, A.E.)
77
tarih içinde ankara
ROMA DÖNEM‹NDE ANKARA’DAN GEÇEN YOLLAR VE M‹L TAfiLARI
Roma Hamam›’nda sergilenen mil tafllar› (2005, A.E.)
78
Romal›lar; askeri, idari ve ticari nedenlerle çok say›da yol yaparak genifl bir ulafl›m a¤› kurmufllard›r. Bergama Kral› ‹mparator 3. Attalos’un ölümünden sonra Anadolu’nun Roma ‹mparatorlu¤u’na geçmesiyle eyalet valisi Manius Aquillius’un Galatya, Bithniya, Kilikya ve Kapadokya’ya giden yollar yapt›rd›¤›n›, var olan yollar› genifllettirdi¤ini çeflitli kaynaklardan ö¤renmekteyiz. Roma yollar›n›n tarihi, mil tafllar›ndan ö¤renilebilmektedir. ‹mparatorluktaki bütün yollarda kullan›lan mil tafllar›, 1485 m.de bir tane olmak üzere yap›lm›flt›r. Üzerinde mesafeleri bildiren yaz›lar bulunan mil tafllar›, volkanik tafllardan, ço¤unlukla kireç tafl›ndan yap›l›rd›. Alacaatl›, Eryaman ve Yuva’n›n yan› s›ra Ankara içinde Akköprü ve Bat›kent’te mil tafllar› bulunmufltur.161 Ankara, Anadolu’nun sekiz taraf›ndan gelen yollar›n kesiflti¤i yerde bulunmaktad›r. Bu kesiflme, kentin ticari yönden geliflmesini sa¤larken, askeri yönden önemini art›rmakta, stratejik konuma sahip duruma getirmekteydi. Roma döneminde ünlü Pers yolu olan Kral Yolu’nun Ankyra’dan geçti¤ini antik kaynaklar bildirmek-
tarih içinde ankara
Roma Hamam›’nda sergilenen mil tafllar› (2005, A.E.)
tedir. Bu dönemde Romal›lar›n komflular›na yapt›¤› seferler, Ankyra’dan bafllamaktayd›. O nedenle Romal›lar, bu yollara çok önem vermifller ve sürekli olarak tamir ve bak›mdan geçirmifllerdir. Roma ‹mparatorlu¤u döneminde yollar› gösteren haritalar, daha sonraki ça¤larda kopya edilerek zaman›m›za ulaflm›fllard›r.162 Hac yolu olarak da bilinen Via Tauri, Konstatntinopolis’ten bafllayarak Nikomedia (‹zmit)-Nikaea (‹znik)-luliopolis (Sar›lar) güzergah›n› izleyerek Ankyra’dan (Ankara) - Kolonia Arkhelais (Aksaray)-Tyana (Kemerhisar)- Faustinopolis (Baflmakç›)- Tarsus, Adana ve Antakya üzerinden Kudüs’e varmaktad›r.163 Roma döneminde Ankara’y› di¤er yönlere ba¤layan önemli yollar flunlard›r: 1) Güneye giden yol (Kilikia, Kapadokia): ‹konion (Konya), Attaleia, Seleuceia.
Kalecik Hasayaz Kasabas› Roma dönemi mil tafllar› (2005, A.E.)
2) Bat›ya giden yol: Juliopolis (Emir Yunus), Nicea. 3) Kuzeybat›ya giden yol: Pessinus (Balahisar), Dorylaion, 4) Kuzeye giden yol: Cretea Flaviopolis, Amaseia (Amasya). 5) Kuzeydo¤uya giden yol: Gangra (Çank›r›). 6) Do¤uya giden yol: Bolegasgus, Sarmalius, Ecobrigis ve Adapera Ortaköy, Tavion (Büyüknefesköy), Zela, Comana. 7) Güneydo¤uya giden yol: Çatalhöyük, Avflar, fiedithöyük, Parnassos (Parlasan).164
79
tarih içinde ankara
B‹ZANSLILAR Roma ‹mparatorlu¤u M.S. 395’te ikiye ayr›l›nca Ankara, Do¤u Roma (Bizans) s›n›rlar› içinde kald›. Kent 4. yüzy›l›n sonlar›na kadar imparatorlu¤un “Galatia Prima” denilen eyaletinin merkeziydi. Kentte, kalenin güneybat›s›nda oldu¤u san›lan “meclis binas›” (bouleterian), Çank›r›kap› civar›nda “agora”, “amfitiyatro”, “Asklepion”, “gymnasium”, “hipodrom”, ve “Zeus tap›naklar›” gibi Romal›lardan kalan ve Pers sald›r›lar›nda y›k›lan binalar›n onar›larak kullan›ld›¤› bilinen bu yap›lar›n, bugün hiçbiri ayakta de¤ildir.
80
tarih içinde ankara
M.S. 303’den itibaren Diocletianus, Maximianus ve Galerius dönemlerinde Roma ‹mparatorlu¤u’nun her yerinde oldu¤u gibi Ankara’da da Hristiyanlar takip ediliyorlard›. M.S. 313’de ‹mparator Liciniu, yay›nlad›¤› bir fermanla hristiyanl›¤› serbest b›rak›r ve böylece hr›stiyanl›k, meflru bir din haline gelir. Bu dönemde Ankara’n›n en büyük azizi Martir (flehit) Platon ad›nda bir kiflidir. Ankara’n›n di¤er büyük azizi de Saint (aziz) Clementios (Klemens)’dur. Ankara’l› olan Aziz Clemens, ‹mparator Diocletuanus zaman›nda iflkenceler görerek Cryptus denilen bir yerde idam edilmifltir. Cryptus, mahzen veya ma¤ara anlam›na gelmektedir. Aziz Klemens’le beraber yandafl› Agathangelos idam edilerek derin bir mezara gömülmüfl, sonra yan›na bir kilise yap›lm›flt›r. ‹flte
Hac› Bayram tepesinden Bendderesi ve Ankara kalesi (2005, A.E.)
81
tarih içinde ankara
Augustus Mabedi gravürü, (W. Taylor, Kültür Bakanl›¤›)
82
bugün çok az kal›nt›s› kalan St. Clemens Kilisesi, bu aziz ad›na yap›lm›flt›r. Cryptus denilen yerde St. Clemens ad›na yap›lan kilise daha sonra camiye çevrilerek Ye¤enbey Camii olarak 20. yüzy›l bafllar›na kadar gelebilmifltir. 4. yüzy›lda Ankara flehri idari taksimat olarak Galatia Prima denilen eyaletin baflkentiydi. Consularis unvanl› vali, kenti yerli bir senatoyla birlikte yönetiyordu. Bu dönemde hristiyanl›k serbest oldu¤undan Kudüs’e giden hac›lar, Ankara’dan geçiyorlard›. Roma ‹mparatorlu¤unun sonlar›na do¤ru hristiyanl›k güçlenince, Ankara’da da ortaya ç›km›flt›r. Kaynaklardan Ankara’n›n tarihte zaman zaman açl›k ve k›tl›k çekti¤i, bunun en büyü¤ünün Aurelianus (270-275) zaman›nda oldu¤u bilinmektedir.
tarih içinde ankara
Hristiyanl›¤›n serbest b›rak›ld›¤› ilk y›llarda Ankara, önemli bir merkez oldu¤undan 314 y›l›nda Ankara Piskopos’u Marcellus baflkanl›¤›nda bir dini toplant› (synod) yap›lm›flt›r. 4.yy.’›n ortalar›nda Antakya’l› Libanios adl› bir yazar, Ankara üzerine yazd›¤› mektuplar›nda halk›n›n asil, ö¤renmeye merakl› insanlar oldu¤unu söylemektedir.165 5. yüzy›lda oldukça harap bir halde bulunan Ankara’da kamu binalar› ve surlar y›k›lm›flt›r. ‹oannes ad›nda hristiyan bir kiflinin kentte gymnasium, saray ve su yollar›n› yapt›rd›¤› 4.yy,’a ait kitabeden anlafl›lmaktad›r.166 Buradan kentte önemli yap›lar aras›nda gymnasium ile saray ve kente getirilen su tesislerinin oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Ankara Kalesi’nin bir çok yerinde kullan›lm›fl, ortas› yuvarlak delikli tafllar, su tesisat›n›n tafltan yontulmufl künkleridir. Antik ça¤da kentte büyük bir su tesisinin bulundu¤u ancak Bizansl›lar zaman›nda tamamen tahrip edildi¤i ve malzemesi de kalede ve di¤er yap›larda kullan›ld›¤› ortaya ç›kmaktad›r. Kent, Bizans ‹mparatorlu¤unun ileri y›llar›nda büyük bir dini merkez durumuna girerek Galatia Baflpiskoposlu¤u’nun merkezi durumuna gelmifltir. Mezhep kavgalar› yüzünden kentin evlerinin k›smen yak›ld›¤› bilinmektedir. M.S. 452’de Ankara’da k›tl›k olmufl, 5.yy.’da ‹ustinianos’un Ankara dolaylar›nda bir yol yapt›rd›¤›, bat› yönünde Sykeon köyü yak›n›nda bir de köprü infla ettirdi¤i bilinmektedir. M.S. 542’de ise Ankara ve çevresinde büyük bir veba salg›n› görülmüfltür. M.S. 615’te Anadolu’yu geçerek Kad›köy’e kadar gelen Sasanilerin Ankara’y› talan etti¤i, 622’de Ankara’n›n resmen iflgal edilmifl oldu¤u, büyük bir tahribata u¤rad›¤› ve yak›ld›¤› bilinmektedir. Bundan sonra Ankara tamamen Kale içine çekilmifl, iki kat surlarla çevrili tepenin içinde yaflad›¤›ndan, kaleyi güçlendirmek için daha önceki dönemlere ait bütün binalar› y›karak, bunlar›n malzemelerini kullanm›fllard›r. 7. yüzy›ldan sonra Sasani tehlikesi kalkm›flt›r. Ankara, Comitetenses unvanl› askeri komutan›n bulundu¤u büyük bir kumandanl›k merkezi olmufltur.167 Ankara, M.S. 654 y›l›nda bir süre Müslüman Araplar›n eline geçmifl, M.S.776 ve 797 y›llar›nda Müslüman Araplar hücuma geçmifl fakat kenti alamam›fllard›r. 8. yüzy›lda Ankara, yar› sivil, yar› askeri eyalet olan Boukkalarion’un merkezi durumundad›r.168 833 ve 842 y›llar›nda Abbasi halifesi Mutas›m ve Türk as›ll› komutan Afflin, Ankara’y› alm›flt›r. Ankara Kalesi, 859’da ‹mparator 3. Michael taraf›ndan onar›lm›fl ve ihya olmufltur. 871’de Pavlikian denilen bir hr›stiyan mezhebi taraftarlar› Ankara’y› ele geçirmifl, daha sonra ‹mparator Basileios (867-886) bunlar› M.S. 872’de püskürterek kenti geri alm›flt›r. 1071 Malazgirt zaferinden sonra kent, Selçuklular›n eline geç-
83
tarih içinde ankara
Ankara Kalesi Hisar Kap›. (2005, A.E.)
84
mifltir. 1073’te o s›ralarda henüz kumandan, sonralar› ‹mparator olan Aleksios Komnenos (1081-1118) Ankara, Kalesi’ne kapanm›fl olan kardefli Isaak ile burada buluflmufltur. 1081-1090 y›llar› aras›nda Ankara Müslüman Türklerin idaresindedir. 1101 tarihinde Raymond de Toulouse idaresinde Haçl› ordusu, Ankara’da bulunan ikiyüz kiflilik askeri Türk garnizonunu k›l›çtan geçirerek Ankara’y› alm›fl ve Bizans ‹mparatoru’na hediye etmifllerdir. Ankara çevresindeki topraklar Türkler taraf›ndan al›nd›¤›ndan, 1127’den önce Türkler Ankara’y› yeniden ele geçirmifllerdir. Bunun arkas›ndan da Türk imar› bafllam›fl ve çeflitli binalar yap›lm›flt›r. Bizans dönemi Ankara’s› böylece burada sona ermifltir. 169 M.S. 362-364 y›llar›nda Ankaraya Vali olan ve flehrin kurucusu da denilen Maximus ad›ndaki bir kifli, kentte birçok imar faaliyetinde bulunmufl, büyük bir an›tsal çeflme (nymphaeum) yapt›rm›flt›r. 4.yüzy›l ortalar›nda Augustus Tap›na¤› kiliseye çevrilmifltir. Tap›na¤›n duvar›nda bulunan bir kitabeden, bir kumandan olan Eusthatios’un tap›na¤› kiliseye dönüfltürdü¤ü san›lmaktad›r. Bizans ‹mparatorlu¤u döneminde Ankara’da çeflitli binalar›n bulundu¤u bilinmektedir. M.S. 358’de Basilieos, aziz Platon, Cryptus denilen yerde aziz Clemens (Clementios) adlar›na kiliseler vard›r. Ayr›ca Nilus Manast›r› ile Ankara Kalesi’nin karfl›s›ndaki tepede (H›d›rl›k tepesinde olabilir) bir manast›r vard›. Ayr›ca bir tane misafirhane (Xenodokheion) ve bir de hastane (Nosokomeion), Ankara Valisi olan Maximos’un bir villas›, Ankara’n›n 10 km. güneyinde Yal›ncak’ta bir Roma villas›, belki Maximius’un villas› bulundu¤u bilinmektedir.170 Bizans dönemi Ankara’s›ndan fazla birfley kalmam›flt›r. Bizans dönemine ait di¤er bir yap›, kilise haline getirilmifl olan Augustus Tap›na¤›d›r. Bugün tap›nakta kiliseden kalan fazla birfley kalmam›flt›r. Yanl›z tourmarkhis (komutan) Eusthatios’u anan uzun manzum bir kitabe mevcuttur. Mabedin cella duvar› aç›larak bunun d›fl›na dikdörtgen biçimde apsis ve bemay› oluflturan d›flar› taflk›n bir bölüm eklenmifltir.171 Selçuklu ve Osmanl› dönemlerinde yap›lan camilerde ve di¤er yap›larda pek çok devflirme Bizans mimari parçalar›na rastlanmaktad›r. Bundan Bizans döneminde yap›lan pek çok binan›n bu yap›larda kullan›ld›¤›n› ortaya koymaktad›r. Bugün bunlardan hiçbir iz kalmam›flt›r. Arslanhane Camiinin duvarlar›nda, minaresinin dibinde ifllenmifl Bizans dönemine ait pek çok mermer mimari parça, Türkoca¤› binas› yap›l›rken temelinde kal›nt›lar bulunmufltur. ‹stasyon civar›ndaki temel kaz›lar› s›ras›nda Erken Bizans Ça¤›na ait Bizans mezarlar› bulunmufltur. Pek çok da mezar odas› ortaya ç›km›flt›r.172
tarih içinde ankara
B‹ZANS DÖNEM‹NDE OGÜST MABED‹ (K‹L‹SE) Bizansl›lar, kendilerinden önce Ankara’da yap›lan binalar› kullanm›fllard›r. Augustus Tap›na¤› da bunlardan biridir. Bizans döneminde Augustus Tap›na¤› kilise olarak kullan›lm›flt›r. Tap›na¤› kiliseye dönüfltürürken cellan›n do¤u duvar›nda üç pencere açm›fllar, cella ile opusthodomos aras›ndaki duvar› y›karak naosun gerisinde bir kripta yapm›fllard›r. Daha sonra Hac› Bayram Veli taraf›ndan bugünkü Hac› Bayram-› Veli Camii yap›lm›flt›r.173 Bizans döneminde kilise olarak kullan›lan Augustus (O¤üst) Tap›na¤› (2006, A.E.)
Mabede sonradan yap›lan Kripta (2005, A.K.)
85
tarih içinde ankara
Augustus Tap›na¤› güneydo¤u cephe (2003, A.E.)
86
tarih içinde ankara
Augustus Tap›na¤› do¤u cephe (2005, A.K.) Bizansl›lar taraf›ndan yap›lan Kripta (2005, A.K.)
87
tarih içinde ankara
AZ‹Z KLEMENS (SA‹NT CLEMENS) K‹L‹SES‹ Bugün Anafartalar Caddesi ile Ç›kr›kç›lar Yokuflu aras›nda, Eski Adliye Binas›’n›n arkas›nda, bugün küçük bir bölümü kalm›fl olan Aziz Clemens ad›na yapt›r›lm›fl Clemens Kilisesi, Ankara’daki tek Bizans yap›s› olarak görünmektedir. Kapal› haç plan tipinde olan kilisenin dört kolu, birbirine eflit haç biçiminde ana mekan› vard›r. Kilisenin yerine daha sonra Turasan Bey’in ye¤eni Ye¤en Bey taraf›ndan Camii ve Medresesi’nin yap›ld›¤›, 1917 y›l›ndaki ç›kan büyük yang›nda bu iki eserin tamamen y›k›ld›¤› bilinmektedir.174
Aziz Clemens Kilisesi (Ye¤enbey Camii) yang›n sonras› kal›nt›lar› (A. Müderriso¤lu)
B‹ZANS MEZARI
1939 y›l›nda yap›lan ‹stasyon Kaz›s›’nda ortaya ç›kan iki Erken Bizans (M.S. 3. veya 4. yüzy›l) Ça¤› mezar› (G.G.)
88
Devlet Demiryollar› ‹flletme Genel Müdürlü¤ü inflaat› s›ras›nda, Mahmut Akok ve Necdet Peçe taraf›ndan 1939 y›l›nda yap›lan ‹stasyon Kaz›s›’nda ortaya ç›kan iki Erken Bizans (M.S. 3. veya 4. yüzy›l) Ça¤› mezar›ndan biri Roma Hamam›na tafl›narak, restorasyonu yap›l›p yeni yerine yerlefltirilmifltir. ‹stasyonun birkaç yüz m. do¤usunda bulunan çak›ltafllar› kaz›ld›¤›nda, yine birkaç Hristiyan mezar›na rastlanm›fl, burada bulunan küçük eserler müzeye tafl›nm›flt›r. Yine burada 4. yüzy›la ait bodrum kat› sa¤lam olarak ortaya ç›kar›lan küçük bir kilise bulunmufltur.175
tarih içinde ankara
B‹ZANS DÖNEM‹ ANKARA KALES‹
Ankara Kalesi kuzeybat› d›fl surlar› (2005, A.E.)
Kale, Bizans döneminde önemli bir varl›k göstermifl, özellikle bugün ayakta kalan k›s›mlar› Bizansl›lardan kalm›flt›r.176 Frans›z rahip P. Guillaume de Jerphanion kaleyi etrafl›ca inceleyerek, kalenin Bizans ‹mparatorlu¤u zaman›na ait oldu¤unu belgelemifltir.177 ‹lk önceleri Kale’nin Bizans ‹mparatoru l. Mikhael ya da II.Mikhael taraf›ndan yap›ld›¤› iddia edilmifl, sonra bunun III. Mikhael taraf›ndan oldu¤u kesinleflmifltir. Ankara Kalesi’nde, ilkça¤ yap›lar›n›n ve mezarlar›n›n ifllenmifl mermerleri, yontulmufl bloklar, silmeler, sütun ve heykel kaideleri, kitabeli sunak ve steller, kabartmal› firizler, kasetli tavan kaplamalar›, figürlü lahit parçalar›, paye bafll›klar› ve su künkleri kullan›lm›flt›r. Bu devflirme malzemeler sur duvara yerlefltirilirken bazen estetik unsur ön plana geçmifltir. Ankara Kalesi’nin askeri mimarl›k bak›m›ndan en önemli taraf›, ilkça¤da askeri prensiplere dair bir eser yazan, MÖ.2. yüzy›lda Byzantion’lu Philon ve MS. 6. yüzy›lda bir anonim yazar›n burçlar›n veya kulelerin nas›l olmas› gerekti¤i hususundaki önerilerine uyulmufltur. Ankara Kalesi’nde kuleler, 8-11 m. aral›kl› olarak, uçlar› sivri ileri taflk›n bir mahmuz gibi gayet s›k olarak infla edilmifltir. Bu biçim, askeri mimari teoricilerinin tavsiyelerine aynen uymaktad›r. 178
Ankara Kalesi’nin Hatip Çay›’na inen surlar› (2005, A.E.)
89
tarih içinde ankara
Ankara Kalesi do¤u surlar› (2005, A.E.) Roma Su Bendi ve Ankara Kalesi (Jerphanion)
Ankara Kalesi bat› surlar› (2005, A.E.)
Ankara Kalesi Zindan kap› (2005, A.E.)
90
tarih içinde ankara
Ankara Kalesi (2005, A.E.)
Bizans döneminde Ankara Kalesi surlar›, flehirde bulunan mimari parçalar kullan›larak onar›lm›flt›r. (2005, A.E.)
91
tarih içinde ankara
HIDIRLIK (T‹MURLENK) TEPE
Bendderesi ve H›d›rl›ktepe (2005, A.E.)
1900’lü y›llarda H›d›rl›ktepe ve burada bulunan Türbe (BELKO)
92
Günümüzde Alt›nda¤ ‹lçesindeki “H›d›rl›k Tepesi” diye an›lan yere “Timurlenk Tepesi” de denmektedir. Tepenin üstünde bulunan kubbeli türbe yap›s› kal›nt›s›yla ilgili de¤iflik söylenceler bulunmaktad›r. Cumhuriyet Ankaras›’na rengini veren pembemsi granit tafl›, bu tepedeki tafl ocaklar›ndan ç›kar›lm›flt›r. 1950’li y›llarda Timurlenk Tepesi’nin ad› “Alt›nda¤” olarak de¤ifltirilmifltir. Bu y›llardan sonra bu tepenin eteklerinde gecekondulaflma bafllam›flt›r.
tarih içinde ankara
Yenikent Zirderesi’nde bulunan kaya yerleflmeler (2005, A.E.)
93
tarih içinde ankara
ANKARA VE ÇEVRES‹NDE BULUNAN ÖNEML‹ B‹ZANS YERLEfi‹MLER‹
Polatl› Bac› Köyü’nde bulunan çeflme olu¤u (2005, A.E.)
94
Hristiyanl›¤›n Anadolu’da yay›ld›¤› ilk y›llarda, dinin Roma ‹mparatorlu¤u taraf›ndan yasaklanmas› üzerine Anadolu’da ilk Hristiyanlar, daha çok Nevflehir, Ni¤de, Aksaray ve Kayseri civar›ndaki ma¤aralarda, kayal›k yerlerde yaflamlar›n› sürdürüyorlard›. M.S. 313 y›l›na kadar özellikle Ankara çevresinde kaya yerleflimlerine rastlanmaktad›r. Ankara kentinde Bizans döneminden günümüze kalan fazla eser bulunmamaktad›r. Bu yerleflmeler flunlard›r: Polatl› ‹lçesi, Temelli Beldesi, Girmeç Köyü’nün kuzeyindeki bir tepe üzerinde yer alan Girmeç Kale. Kalecik ‹lçe Merkezi’nde, K›z›l›rmak’a do¤ru uzanan ovada yükselen kale, simetrik koni biçimli tepenin üzerine kurulan Kalecik kalesi. Polatl› ‹lçesi, ‹nler Kazanc› Köyüne yak›n, Sakarya Irma¤›n›n dönemecinin bat›s›ndaki kayal›k yerde bulunan Taburo¤lu (K›z›lhisar) Kalesi. Tabano¤lu Çiftli¤i’nin 2 km. kuzeyinde, Kirmir Çay› Vadisi’nde üç yan› çay olan yar›mada biçimli sarp tepelikte Tabanl›o¤lu Kalesi (Peium).179
tarih içinde ankara
Ankara Çay›’n›n kenar›ndaki Osmaniye Köyü’nde, Üç odalar Mevkiinde bulunan Osmaniye Kaya Mezarlar› (Üç Odalar). Sincan, Yenikent (Eski ad› ‹stanos veya Zir) Beldesi, Ankara Çay› ile Zir Vadisinde ‹stanos (Zir Kay›) Kaya Mezarlar›180 görülmektedir.
Yenikent Zirderesi’nde bulunan kaya yerleflmeler (2005, A.E.)
Kalecik Kalesi (2005, A.E.)
Kalecik Kalesi girifl kap›s› (2005, A.E.)
95
tarih içinde ankara
SASAN‹ AKINLARI Bizans’›n do¤uda bulunan tek rakibi ‹ranl› “Kisralar devleti” olan Sasanilerdi. ‹ki güç aras›nda en önemli ihtilaf bölgesi Irak ve Suriye idi. F›rat ve Dicle’nin sulad›¤› verimli topraklar, Bizans ve Sasaniler aras›nda devaml› el de¤ifltiriyordu. Bizans imparatoru I. Lustinianos, bat›daki fetihleri yapabilmek için Sasanilere haraç ödeyerek bar›fl› temin etti. Sasanilere verilen bu haraç, kendisinden sonra tahta ç›kan ye¤eni II. Lustinos (565-578) son vermeye çal›fl›nca ‹ran’la savafl yeniden bafllad›. Bu cephede durumu düzeltmek ‹mparator Maurikios (582-602) taraf›ndan baflar›ld›. 602 y›l›nda orduda ç›kan bir isyanla Maurikios öldürüldü, isyan›n elebafl›s› Phokas (Fokas) askerler taraf›ndan imparatorlu¤a yükseltildi. Fokas devri tedhifl ve anarfli içinde geçerken devletin bu durumundan faydalanan Sasani ordular› Suriye, Filistin ve Anadolu’yu iflgal ettiler. Birçok esir ald›lar ve “kutsal haç”lar›n› al›p götürdüler. Balkan yar›madas› Avarlar’›n istilâs›na u¤rad›. Afrika eyaletleri valisi olan Herakleios, Kral Fakos’a karfl› askeri güç kullanarak yönetimi 610 da ele geçirdi. Sivil ve askerî idare bozulmufl, ekonomi çökmüfltü. Sasaniler do¤u eyaletlerini iflgal etmifl; 611’de Antakya, 613’te D›maflk, 614’te Kudüs, 619’da M›s›r’› zaptetmifllerdi. Ankara flehri Sasanilerin a¤›r tahribat›na u¤ram›fl, kale surlar› y›k›lm›fl, Roma hamam› yak›lm›fl ve flehir talan edilmiflti. Düzlükte olan flehir, Sasani tehlikesi karfl›s›nda Kale içine çekilmiflti. Bu arada ‹stanbul Bo¤aziçi k›y›lar›na kadar ilerleyen ‹ran ordular›, ‹stanbul’u zaptetmek üzere Avarlar’la iflbirli¤i yapm›flt›. Sasani ve Bizans aras›ndaki bu savafllar devam ederken ‹slam ordular›da hakimiyet sahas›n› geniflletiyordu. ‹slam dinini tebli¤ eden Hz. Muhammed (s.a.v), bu iki devletin krallar›na birer mektup yazarak elçi ile ‹slam’a davet etmifl, her ikisi de kabul etmemiflti. Kur’an-› Kerim’de Bizans ile Sasaniler aras›ndaki bu savafllar›n sonunda Bizans’›n galibiyeti ile sonuçlanaca¤› flu ayetle bildiriliyordu: “Rumlar, size en yak›n bir yerde ma¤lup oldular. Onlar, bu ma¤lubiyetten sonra birkaç sene içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah’›nd›r. O gün mü’minler, Allah’›n yard›m›yla sevineceklerdir. Allah diledi¤ine yard›m eder. O, azizdir, Rahim’dir.” (Rum Suresi,ayet; 2-5) Bizans tarihinin en güç devresinde görev bafl›na gelen Herakleios, Anadolu’da “thema”lar (askerî eyalet) sistemini kurarak askerî birliklerini Anadolu’ya yerlefltirdi. Buralarda askerî mükellefiyet karfl›l›¤›nda babadan o¤ula geçen ve mülk fleklinde taksim edilen askerî dirlikler oluflturuldu. Böylece askerlere tahsis edilen arazi, kuvvetli bir yerli ordunun kurulmas›na temel oldu ve devlet pek de güven duyulmayan ücretli asker kullanma mecburiyetinden kurtuldu. Ordu ve idare düzeninde yap›lan reformlarla içten yenilenen devlet, Sasani hücumlar›na karfl› koyabildi. 622’de bafllayan ve y›llarca devam eden savafllar sonunda Herakleios, ‹ranl›lar’› Anadolu’dan sürüp ç›kard› ve Ankara yeniden tamir ve ihya edildi.181
96
tarih içinde ankara
‹SLAM ORDULARININ ANKARA’YA AKINLARI Bizans ‹mparatoru Herakleios, ‹ran’l› Sasaniler karfl›s›nda büyük baflar›lar kazanmas›na ra¤men ‹slâm ordular›n›n Bizans topraklar›nda ilerleyiflini önleyemedi. ‹slam ordular› 624’de Bedir savafl›n› kazanm›fllar ve Bizans›n savaflç› ordular›n› Ecnâdeyn (634) ve Yermük (636) savafllar›nda a¤›r yenilgiye u¤ratm›fllard›. Suriye ve Filistin Bizans’›n elinden ç›km›fl, birkaç y›l sonra da bütün el-Cezîre bölgesi ve M›s›r’›n önemli bir k›sm› müslümanlar taraf›ndan zaptedilmifltir (640). Herakleios’un ölümünü k›sa bir aile çat›flmas› takip etti. Sonunda duruma torunu II. Konstans hâkim oldu. Bu devrede Bizans, h›zla ilerleyen ‹slâm fetihleri karfl›s›nda Tunus içlerine kadar Kuzey Afrika’y› kaybetti, Anadolu’da ise Kayseri, Nevflehir ve Ni¤de bölgesi Müslümanlar›n hücumuna u¤rad›. K›br›s ve Rodos adalar›n›n Müslümanlarca zapt›ndan sonra 655’te yap›lan ilk büyük deniz savafl›n› da (Zâtü’s-savar›) kaybeden Bizans’›n Do¤u Akdeniz’deki üstünlü¤ü tamamen sars›ld›. Halife Hz. Osman’›n 656’da flehit edilmesinden sonra 661’de de Hz. Ali’nin flehit edilmesi Müslümanlar›n hamle gücünü azaltm›fl, bu durum da Bizans›n ifline yaram›flt›r. fiam Emeviye Camii (2004, A.E.)
EMEV‹LER Emeviler zaman›nda Bizans üzerine yap›lan ak›nlar h›z kazand›. Muâviye’nin valili¤i zaman›nda bafllat›lan gazalar, hilâfete geçmesi ile daha da h›zland›. Muaviye, Bizans’a karfl› düzenli, y›ld›rma ve fetih amaçl› askeri seferler planlad›. 663’ten itibaren her y›l Anadolu içlerine ak›nlar yap›ld›. 664 y›l›nda Abdurrahman b. Halid b. Velid komutas›nda bir ordu, k›sa bir süre Ankara’y› iflgal etti. Ayr›ca Büsr b. Ebi Ertat, Malik b. Ubeydullah ve Malik Hubeyre gibi komutanlar Ankara flehrini muhasara edip, flehri ele geçirdiler. 668 de II. Konstans’›n o¤lu IV. Konstantinos Bizans taht›na geçer geçmez, halife Muaviye’de bir ordu haz›rlayarak, Sufyan b. Avf el-Ezdi baflkomutanl›¤›nda, Anadolu üzerinden ‹stanbul üzerine gönderdi. ‹slam ordusu Kad›köy’e kadar ilerlemifl ve ertesi y›l Muaviye’nin o¤lu Yezid komutas›nda gelen takviye kuvvetlerle ‹stanbul Bo¤az› geçilerek ‹stanbul’u kuflatm›flt›r. Bütün yaz de-
97
tarih içinde ankara
Emeviler döneminde Ankara flehit olan Seyyid Hüseyin Gazi’nin Türbesi (2006, A.E.)
vam eden kuflatma sonbaharda kald›r›lm›flt›r. Hz. Muhammed’in hicret s›ras›nda evinde misafir olarak kald›¤› Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârî, ilerlemifl yafl›na ra¤men bu sefere kat›lm›fl ve kuflatma s›ras›nda vefat ederek surlar önüne defnedilmifltir. 680 de halife Muaviye vefat etti ve yerine o¤luYezid b. Muaviye geçti. 685 y›l›nda IV. Konstantinos’un erken ölümü üzerine genç yaflta tahta o¤lu II. Justinianos ç›kt›. Ayn› y›l Emevi hilafetinede Abdülmelik b. Mervan geçti. Emevilerin iç kar›fl›kl›klar›ndan istifade eden II. Justinianos, Emevilere karfl› savafl açt›. Halife Abdülmelik b. Mervan ise para vererek Bizans sald›r›lar›n› durdurdu ve II. Justinianos ile sulh yapt›. II. Justinianos, ‹slam ordular›na karfl› kullanmak üzere Selanik civar›nda bulunan büyük bir Slav nüfusu Anadolu’ya (Bithinia eyaletine) yerlefltirdi. 693 de halifenin kardefli Muhammed b. Mervan, Sivas yak›nlar›nda büyük bir Bizans ordusunu ma¤lup etti. II. Justinianos’un ‹slam ordular›na karfl› savaflmak üzere yerlefltirdi¤i Slavlar, Müslümanlar taraf›na geçti. II. Justinianos ise tafl›d›¤› ad›n büyüklü¤ü kendisinde kompleksler do¤urmufl, dengesizli¤i, zorbal›¤a varan sert idaresi onu taht›ndan etmifl ve 695’te burnu kesilerek K›r›m’a sürülmüfltür. II. Justînianos, 705 y›l›nda geri dönerek Bulgarlar’›n yard›m›yla taht›n› yeniden ele geçirmiflse de düflmanlar›ndan intikam al-
98
tarih içinde ankara
mak hususunda çok ileri gitmesi, hem kendisinin hem de Herakleios hanedan›n›n sonu olmufltur.
‹stanbul Eyüpsultan Camii (2005, A.E.)
Halife I. Velid b. Abdülmelik zaman›nda Mesleme b. Abdülmelik taraf›ndan 707-712 y›llar› aras›nda Anadolu içlerine yo¤un ak›nlar yap›lm›flt›r. Bu ak›nlarda, Ankara Hüseyingazi da¤›nda türbesi bulunan Seyyid Hüseyin Gazi’nin flehit oldu¤u tahmin edilmektedir. Bizans saray›, 711-717 y›llan aras›nda ihtilâller ve anarfli içinde ç›rp›n›p dururken bundan faydalanan ‹slâm dünyas› oldu. Halife Süleyman b. Abdülmelik zaman›nda ve Mesleme b. Abdülmelik komutas›ndaki ‹slam ordular›, 715 y›l›nda bütün güçleriyle bir daha ‹stanbul’u kuflatt›lar. ‹ki y›l devam eden kuflatma, Ömer b. Abdülazîz’in halife olmas›yla kald›r›ld›. Kuflatma s›ras›nda ordu kumandan› Mesleme b. Abdülmelik’in iste¤iyle bugünkü Perflembepazar›’nda bir mescid yapt›r›lm›flt›r. III. Leon’un (717-741) kurdu¤u ve IX. yüzy›l bafl›na kadar hüküm süren Isauria hanedan›, Bizans tarihinde ilginç bir rol oynam›flt›r. III. Leon’un 726 y›l›nda bafllatt›¤› “tasvir k›r›c›l›k” (ikonoklasm), yani aziz ve Meryem tasvirlerini tahrip etme hareketi, yüzy›ldan fazla sürmüfl ve ancak kanl› mücadelelerden sonra sona ermifltir. Tasvir k›r›c›l›k hareketinin do¤uflunu Bizansl›larla daimî temas halinde bulunan ‹slâm’›n etkisine ba¤lamak, genellikle kabul edilen bir gö-
99
tarih içinde ankara
Gaziantep Ömeriyye Camii (2005, A.E.)
Suriye, Ömer b. Abdülaziz Türbesi (2004, A.E.)
rüfltür. Tasvir k›r›c›l›k hareketiyle, aziz resimlerine ibadetin kaleleri haline gelmifl olan manast›rlar›n ve bunlara ba¤l› keflifllik müessesesinin kudret ve nüfuzu k›r›lmak istenmifltir. Ancak Roma kilisesi Bizans imparatorunun tasvir k›r›c› hareketini kabullenmedi. Bu sebeple inanç bak›m›ndan do¤u ile bat› aras›ndaki z›tl›k daha belirgin hale geldi. Bununla beraber papal›k, Langobardlar’›n ‹talya’da artan bask›s›na karfl› Bizans’›n yard›m›na muhtaç oldu¤undan, önceleri bu tasvir k›r›c› faaliyeti sadece sert bir flekilde protesto etmekle yetindi. Ancak Bat› Hristiyan âleminin Bizans’a k›zg›nl›¤› k›sa bir süre sonra Germenler’in Bat› Roma ‹mparatorlu¤u’nu ilân ederek papal›¤› da himayelerine almalar› ile aç›kça su yüzüne ç›kacak, bunun sonucunda bat› ve do¤u Hristiyan dünyas› birbirine düflman hale gelecektir. ‹stanbul kuflatmas›n›n baflar›s›zl›¤›, Müslümanlar›n her y›l Anadolu’ya yapt›klar› ak›nlara son vermifl de¤ildi. Do¤u cephesinde y›llarca süren savafllar ancak III. Leon’un Akroinon’da (Afyonkarahisar yak›nlar›) bir Müslüman ordusunu bozguna u¤ratarak (740] kazand›¤› baflar› ile durdurulabilmifltir. Destanlara konu olan büyük ‹slâm kahraman› Seyyid Hüseyin Gazi’nin o¤lu Seyyid Battal Gazi’nin bu savaflta flehit düfltü¤ü rivayet edilir. Bu savafl› takip eden y›llarda ‹slâm dünyas›nda ç›kan iç kar›fl›kl›klar, hiç flüphesiz Bizans’›n yarar›na oldu. Emevî Devleti’nin y›k›l›fl› ve Abbasî hâkimiyetinin kuruluflu ile (750) son bulan iç mücadele devresi, Anadolu’da ‹slâm fetihlerinin h›z›n› kesti.182
ABBAS‹LER Emevî Devleti’nin y›k›l›fl› ile ‹slam ordular›n›n Bizans üzerine yap›lan ak›nlar durmufl, babas›n›n yerine tahta V. Konstantinos (741-775) ç›km›fl, Bizans’›n do¤u s›n›r›nda sükunet bafllam›flt›r. 749 y›l›nda Ebu’l-Abbas Abdullah, y›k›lan Emevi saltanat›n›n yerine “Abbasi” devletini kurarak, halifeli¤ini ilan eder ve 750 de Endülüs hariç bütün ‹slam ülkelerinin tan›mas› ile “hilafet”i kesinleflir. Bizans’›n yan›s›ra ‹slam ordular›, Bat› Türkistan’da yeni bir askeri güçle karfl›lafl›rlar. Bu askeri güç, Çinlilerdir. Çinliler de Türklerle mücadele halinde idi. ‹slam ordular›n›n bu bölgede üstünlük sa¤layan ak›nlar› karfl›s›nda Türkler ve Çinliler, ‹slam ordular›na karfl› bazen ittifak yapm›fllarsa da baflar›l› olamam›fllard›r. 751’de ‹slam ordular› ile Çinliler aras›nda Talas flehri yak›nlar›nda befl gün süren çetin bir savafl›n son gününde Karluk Türkleri ‹slam ordular›n›n yard›m›na gelmifl ve Çinlilere arkadan sald›rm›fllar, iki atefl aras›nda kalan Çin ordusunun büyük bir k›sm› savafl meydan›nda kalm›fl, yirmibin esir b›rakarak Kao Sien-
100
tarih içinde ankara
tch’de kaçm›flt›r. Talas savafl›, Türk, ‹slam ve dünya tarihi bak›m›ndan yeni bir dönemin bafllang›c› olmufltur. Böylelikle ‹slam ordular› ile Türkler aras›nda dostane iliflkiler bafllam›fl ve Türkler kalabal›k gruplar halinde ‹slam dinini kabul etmifllerdir. Bizans kral› V. Konstantinos ise Balkanlar’da tehdit edici bir güç haline gelen Bulgarlar’a karfl› arka arkaya seferler yaparak baflar›lar kazanm›fl, “tasvir k›r›c›l›k” hareketi de en fliddetli bir flekilde yürütülmüfltür. V. Konstantinos’un Hazar hakan›n›n k›z› ile evlili¤inden do¤mufl olan o¤lu IV. Leon (775-780) ise k›sa süren saltanat›nda her ne kadar babas›n›n ve dedesinin din siyasetini benimseyerek devam ettirdiyse de daha ›l›ml› davran›r. Bu s›rada Abbasi hilafetine Mehdi geçer ve 776 da bir ordu haz›rlayarak Anadolu içlerine gönderir. Bu ordu Bizans›n önemli bir flehri olan Ankara’ya kadar gelir. IV. Leon’un ölümünden sonra o¤lu VI. Konstantinos (780-797) imparator olur. Yafl› küçük oldu¤u için idareyi annesi ‹rene eline al›r. ‹rene ‹znik’te bir “konsil” toplayarak 787’de “tasvir k›r›c›l›k” hareketine son verir. Bir süre sonra da ordunun sevgisini kaybetmifl bulunan o¤lu VI. Konstantinos’u öldürterek iktidara tek bafl›na sahip olur
‹slam ordular›n›n ak›nlar› sonucu harap olan Ankara Kalesi, Bizansl›lar taraf›ndan yeniden onar›l›r (2005, A.E.)
101
tarih içinde ankara
(797-802). Halife Mehdi ise o¤lu Harun Reflid komutas›nda bir orduyu 782 y›l›nda ‹stanbul üzerine gönderir. Üsküdar’a varan ‹slam ordusu, ‹rene’den büyük miktarda “cizye” almak flart›yla bar›fl yapar. Harun bu seferdeki baflar›s› dolay›s›yla “Reflid” ünvan›n› alm›flt›r. ‹mparatoriçe ‹rene için müslümanlarla yap›lan bu bar›fl antlaflmas› oldukça onur k›r›c›yd› ama mecbur kalm›flt›. ‹rene, bu anlaflma geregi üç y›l süreyle iki taraf aras›nda savafl duracak ve her y›l 90.000 dinar Müslümanlara haraç ödeyecekti. 786’da Harun Reflid, Abbasi hilafetine geçer ve Müslümanlar için “Alt›n ça¤” bafllam›fl olur. Abbasî ordular› yeniden Anadolu ak›nlar›na bafllar ve Harun Reflid 797’de Abdülmelik b. Salih komutas›nda bir orduyu Ankara üzerine gönderir. ‹mparatorluk tekrar büyük haraç ödemek suretiyle Abbâsîler’le bar›fl imzalar. Abbasi hilafetine Mu’tas›m geçmifl, ordunun önemli komutanl›klar›na da Türk as›ll› komutanlar getirilmiflti. Bu komutanlar›n önemlileri Afflin, Aflnas ve Boga el-Kebir idi. 838 de halife Mu’tas›m’›nda kat›ld›¤› büyük bir ordu, Ankara üzerine yürüdü. Afflin ayr› bir koldan, halife Mu’tas›m ayr› bir koldan ve Aflnas’da öncü birlik olarak Ankara’da buluflmak üzere hareket ettiler. Bizans kral› II. Mikhail’in ölümünden sonra yerine o¤lu Theophilos (829-842) geçti. Mu’tas›m’›n geliflini ö¤renen Theophilos, bir ordu ile Eskiflehir’e geldi ve burada karargah kurdu. Abbasî ordusunun bir k›sm›na komutanl›k eden Türk komutan Afflin ile ‹mparator Theophos, bugünkü Kazova’da karfl›laflt›lar. Afflin, Bizans ‹mparatorunu burada ma¤lup etti ve Ankara kalesini teslim ald›. Di¤er ‹slam ordular› da gelerek Ankara’da birlefltiler ve ordu yeniden tanzim edildi. Ordu bir hafta kadar Ankara’da kald› (22 Temmuz 1938). Halife Mu’tas›m’›n bulundu¤u ‹slam ordusu, Bizans ‹mparatorluk ailesinin do¤um yeri olan Amorion (Ammûriye) üzerine yürüyerek on iki günlük bir kuflatmadan sonra flehri 12 A¤ustos’ta zaptetti. Bu olay Bizans’ta büyük korku yaratt›. ‹mparator Theophilos, kap›ld›¤› endifle duygular› içinde müslümanlara karfl› yard›m rica etmek üzere Fransa ve Venedik’e elçilerini gönderdi ise de fayda etmedi. ‹slam ordular› bol miktarda ganimet ve esir alarak geri döndü. ‹mparator Theophilos’un ölümünden sonra “tasvir k›r›c›l›k” hareketi kesin olarak biter, bu ak›m›n do¤urmufl oldu¤u dinî kargafla sona erer, Bizans Devleti’nde kültür bak›m›ndan büyük bir ilerleme devri bafllar, ‹stanbul saray›nda yeniden aç›lan yüksek okul, fikir ve sanat merkezi olur, bunu siyasî ve askerî yükselme ve kudretlenme devri takip eder. Theophüos’un o¤lu III. Mikhail (842-867) tahta ç›kt›¤›nda henüz küçük bir çocuk oldu¤undan idareyi önce annesi Theodora, daha sonra day›s› Bardas yürütür. Abbasi halifesi Mütevekkil, Bizans üzerine yap›lacak ak›nlar için Türk as›ll› Vas›f et-Türki’yi görevlendirir ve 862’de ‹slam ordular› yine Ankara yak›nlar›na kadar gelir.183
102
tarih içinde ankara
MALAZG‹RT SAVAfiI Bizans imparatoru X. Konstantinos Dukas’›n zaman›nda Selçuklu Sultan› Alparslan, 1065’de Ani’yi ve 1067 de Kayseri’yi zaptetti. Bizans, Selçuklu Türkleri’nin ilerleyiflini durdurmaya çal›flt› ama baflaramad›. X. Konstantinos Dukas’›n ölümünden sonra imparatorlu¤un idaresini üzerine alan ‹mparatoriçe Eudokia, d›fltan gelen tehlikeleri ancak askerî bir hâkimiyetin durdurabilece¤ine inanarak, tan›nm›fl kumandan Romanos Diogenes ile evlenip, onu 1068’de tahta ç›kard›. Yeni kumandan-imparator IV. Romanos, derhal Selçuklu taarruzlar›n› önlemek ve zaptedilen topraklar› geri almak üzere ço¤unlu¤unu Norman, Frank, O¤uz ve Peçenek ücretli askerlerinin teflkil etti¤i bir ordu toplayarak harekete geçti. 1068 ve 1069’da yapt›¤› ilk seferlerde baflar›l› oldu. Bu arada Selçuk komutan› Afflin’de Bizans üzerine sald›r›lara devam ediyordu. Sultan Alparslan, 1070’de bir ordu haz›rlayarak Fat›mîlerin üzerine gitmek için sefer haz›rlad›. Amcas› Tu¤rul Bey’in vasiyeti gere¤i Malazgird’i zabtetti. Ordusu ile F›rat nehrini geçerek Halep’e vard›. ‹mparator IV. Romanos bunu f›rsat bilip Alparslan’a, ald›¤› yerlerin geri verilmesi için bir elçi gönderdi. Sultan Alparslan bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine fiamani O¤uzlar›n da bulundu¤u ikiyüzbin kifliden oluflan bir ordu ile 13 Mart 1071’de ‹stanbul’dan hareket etti. Bu orduda Tahran isminde Türk as›ll› bir komutan da bulunuyordu. Durumu ö¤renen Sultan Alparslan, Suriye’den geri döndü. 27 A¤ustos Cuma günü iki ordu Malazgirt ovas›nda savafl düzeni ald›. Sultan Alparslan’›n asker say›s› altm›flbin kadard›. Bizans ordusunun savafl silahlar› oldukça üstün ve çeflitli idi. Alparslan’›n yan›nda Sav-tekin, Gevher-ayin, Afflin, Saltuk (Sanduk), Taran¤ o¤lu, Ahmed-flah, Dilmaç o¤lu, Artuk ve Tuti gibi meflhur Türk komutanlar bulunuyordu. Ayr›ca Bizans gazalar›nda tecrübe kazanm›fl Türkmen beyleri de haz›rd›. Çetin bir savafltan sonra Bizans ordusu ma¤lup oldu. ‹mparator IV. Romanos, Sultan Alparslan’a esir düfltü. Sultan Alparslan ‹mparatora flan›na yak›flan bir flekilde muamelede bulundu ve onunla bir muahedename imzalad› ve onu serbest b›rakt›. ‹mparatorun esaret haberi üzerine ‹stanbul’da tahta VII. Mikhail (1071-1078) ç›kar›ld›. IV. Romanos, taht›n› yeniden kazanmak için mücadeleye at›ld› fakat baflar›l› olamad›. Yakalanarak gözlerine mil çekildi ve k›sa bir süre sonra da öldü. Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’nun ve Avrupa’n›n kap›lar› Müslüman Türklere kapanmamak üzere aç›lm›fl oldu.
103
tarih içinde ankara
“Dünya Sultan›”, “Cihan Sultan›”, “Adil Sultan”, “Fetihler Babas›” gibi ünvanlarla an›lan Sultan Alp Arslan, 1072 Eylül’ünde ç›kt›¤› Türkistan seferinde bir “Bat›ni” suikast›nda flehid oldu. Osman Turan “Sultan Alp Arslan Anadolu’da Türk vatan›n›n kurucusu ve Bat› Türklü¤ünün de atas›d›r” der.184
KUTALMIfiO⁄LU SÜLEYMAN BEY
‹znik, Lefke kap› (D. Ossamen)
104
1058 y›l›n›n Ocak ay›nda, Selçuk hanedan›ndan Tu¤rul Bey’e Ba¤dat halifesi taraf›ndan hilat giydirilmifl, iki k›l›ç kufland›r›lm›fl, “do¤unun ve bat›n›n sultan›” ünvan›n› alm›fl, “Ebu Talib” künyesi ile “Rükned-din” lakab› verilmifltir. Tu¤rul Bey’in bu hakimiyetinden rahats›z olan Arslan Yabgu ailesinden Kutalm›fl ve kardefli Resul Tekin, ‹ran’›n kuzeybat› bölgelerinde göçer O¤uz Türkmenleri ile birlikte isyan ç›kard›lar. Tu¤rul Bey ile taht mücadelesine giriflen Kutalm›fl Bey, 1064’de Alp Arslan’›n birlikleri ile karfl› karfl›ya geldi. Çetin bir savafltan sonra Kutalm›fl Bey’in birlikleri da¤›ld› ve kendisi de kaçarken at›ndan düflerek kan kayb›ndan vefat etti. Kutalm›fl Bey’in kaynaklarda befl o¤lu oldu¤u zikredilir. Süleyman, Mansur, Alp ‹lek, Dolat ve di¤eri. Alp Arslan’›n Kutalm›fl Bey’in vefat›ndan sonra hayatta kalan o¤ullar›na nas›l davrand›¤› konusunda de¤iflik görüfller vard›r. Bu görüfller; Sultan Alp Arslan’›n Kutalm›fl o¤ullar›n› rehin tutmufl olabilece¤i; bir k›s›m Türkmen afliretleri ile birlikte Anadolu fetihlerinde görevlendirdi¤i; Suriye taraflar›na göçe zorlad›¤› fleklindedir. Malazgirt savafl›nda Kutalm›flo¤ullar›n›n hiç ismi geçmez. Sultan Alp Arslan’›n vefat›ndan sonra tahta geçen Melikflah zaman›nda Kutalm›flo¤ullar›, Orta F›rat havzas› ve Urfa havalisinde isimleri an›l›r oldu. Selçuk sultan› Melikflah’a karfl› mücadeleye bafllam›fllar, flii M›s›r Fat›mi halifesine itaat etmifller, Ats›z ve fiöklü aras›ndaki mücadelelerde fiöklü taraf›n› tutmufllar ve yenilmifller, Halep ve Antakya civar›nda varl›k mücadelelerine devam etmifllerdir. 1095 de Kutalm›fl o¤lu Alp ‹lek, Ermeni as›ll› Toros’un daveti üzerine Urfa’ya gelir ve hakimiyet kurar. Fakat Toros taraf›ndan zehirlenerek öldürülür. Mansur ve Dolat esir düfler. Süleyman fiah Bizans’lada iliflki kurar ve onlar›nda taht mücadelelerine kar›fl›r ve taraf tutar. Anadolu’da bulunan O¤uz Türkmenlerinin, Selçuk sultan› Melikflah’a karfl› tav›r almalar›n› f›rsat bilen Süleyman fiah Konya kalesini alarak ‹znik’e kadar gelir. Bizans’›n mahallî ve merkezî tekfurluklar› aras›ndaki çekiflmelerden faydalanarak, bölgede hakimiyetini güçlendirir. 1075’de ‹znik’te yeni bir Türk devletinin kurulmas›, Anadolu’ya gelen Türkmenlerin birleflmesini temin edip, do¤udaki Müslüman Türklerin büyük topluluklar halinde böl-
tarih içinde ankara
geye gelmelerini temin eder. Bölgede Türk nüfusunun artarak devletin güçlenmesiyle; Bizans’›n kötü idaresi, bitmek bilmeyen iç savafllar ve isyanlar sebebiyle periflan olan yerli halk da, Süleyman fiah’›n idaresinde huzur ve sükûna kavuflur. Bu sayede Anadolu Selçuklu Devleti, sa¤lam bir temele oturur. Hürriyet ve adalete kavuflan yerli halk, k›sa zamanda seve seve Müslüman olur. Çeflitli gayelerle bölgeye gelen Türkmenleri emrinde birlefltiren Kutalm›flo¤lu Süleyman fiah, Anadolu’da birlik ve hakimiyetini güçlendirmek, F›rat boylar›nda ve Kilikya taraflar›nda toplanmaya çal›flan Ermeni gruplar›na mani olmak için harekete geçer. 1082 y›l›nda Çukurova’ya giden Süleyman fiah, Adana, Tarsus ve Misis dahil tüm bölgeyi zapdeder. 1084’te Hristiyanlardan Antakya’y› al›r. Selçuk sultan› Melikflah, kendisine “Sultan” ünvan›n› verir. 1086’da Suriye Selçuklu meliki Tutufl’la yapt›¤› savaflta yenildi ve savafl meydan›nda vefat etti. O¤ullar›, K›l›ç Arslan ve Kulan Arslan, Selçuklu Sultan› Melikflah’›n yan›na gönderildi. Devlet bir süre Süleyman fiah’›n ‹znik’te vekil b›rakt›¤› Ebü’l-Kas›m taraf›ndan yönetildi.185
Ankara Kalesi Akkale do¤u cephe (2006, A.E.)
105
tarih içinde ankara
Balâ Afflar Beldesi Dut Dede Türbesi 2005, A.E.) Güdül Avflar Köyü (2005, A.E.)
106
tarih içinde ankara
O⁄UZ BOYLARI VE TÜRKMEN Afi‹RETLER‹
Malazgirt Savafl›ndan sonra bafllayan çeflitli Türk boylar›n›n Anadolu’ya göçleri, birkaç as›r devam etmifltir. Mo¤ollar›n Önasyay› istila edip, burada yerleflik düzene geçen Türk ve di¤er ›rklara mensup topluluklar›n bu bölgeden göç etmelerine sebebiyet, dünyay› hallaç pamu¤u gibi darmada¤›n eden Mo¤ol kas›rgas›, bu göçleri daha da h›zland›rm›fl, bilhassa O¤uzlar›n Anadolu’da toplanmas›na yol açm›flt›r. Anadolu, XI. Yüzy›ldan bafllayarak XIV. Yüzy›la kadar süren yo¤un göçlerle bir O¤uz ülkesi haline gelmifltir.186
Çubuk Yukar›çavundur Beldesi (2006, A.E.)
Çaml›dere Bay›nd›r Köyü (2005, A.E.)
107
tarih içinde ankara
Ayafl Bayat Köyü (2005, A.E.) Yenimahalle Dodurga Köyü (2006, A.E.)
108
tarih içinde ankara
Akyurt Bü¤düz Köyü’nde bir ev (2005, A.E.)
109
tarih içinde ankara
Balâ, Küçükbayat Köyü (2005, A.E.) K›z›lcahamam, K›n›k (Pazar) Köyü (2005, A.E.)
110
tarih içinde ankara
Kalecik, K›n›k Köyü camii tavan süslemesi (2005, A.E.) Sincan, Kay› Köyü (2006, A.E.)
111
tarih içinde ankara
Mamak, Bay›nd›r Köyü (2005, A.E.)
Alt›nda¤, Peçenek Köyü (2005, A.E.)
O¤uz boylar› Anadolu’da yerlefltikleri yörelerde bafllar›ndaki beylerin idaresinde büyüklü küçüklü beylikler halinde teflkilatlanmaya çal›flm›fllard›r. Anadolu’ya gelen O¤uz boylar›, bazen “Türkmen”, bazen de “Yörük” diye an›lm›fllard›r. Anadolu’da daha çok Sivas’›n bat›s›nda yo¤unlaflan O¤uz yerleflmelerinin biri, Ankara bölgesidir. O¤uz boylar›n›n buraya yerleflmelerini tarihi kaynaklar›n incelenmesi ile ö¤renmek mümkündür. Ancak O¤uz boylar›n›n Ankara ve yöresinde bulunduklar› yerlerin tesbitinin en kolay yolu, yer isimlerinin incelenmesidir. XV. Yüzy›lda O¤uz boylar›n›n Anadolu’da bulundu¤u köyleri inceleyen Faruk Sümer, Ankara’n›n yo¤un bir O¤uz yerleflmesi oldu¤unu söylemektedir. Boylar›n isimlerine göre haz›rlad›¤› listedeki Ankara köyleri flunlard›r:187
112
tarih içinde ankara
Kay› (Ayafl, Murtazabad), Bayat (Yabanabad, Kasaba); Yaz›r (Çubuk), Dodurga (Kasaba); Afflar (Ayafl, Bac›, Balâ, Güdül); K›z›k (Ayafl, Çubuk), Kark›n (Çubuk, Ayafl), Bay›nd›r (Yabanabad, Kasaba); Peçenek (Murtazabad, Çubuk, Kasaba, Yabanabad); Çavundur (Kasaba, Çubuk), Çepni (Yabanabad); Eymür/Eymir (Kasaba, Murtazabad ve Çubuk); Ala-yundlu (Kasaba, Çubuk ve fiereflikoçhisar); Yüre¤ir (Ayafl, Yabanabad); ‹¤dir (Çubuk); Y›va (Çubuk, fi.Koçhisar); K›n›k (Murtazabad, Çubuk, Ayafl, Yabanabad).
Akyurt, K›z›k Köyü (2006, A.E.)
Balâ, Karahasanl› Köyü (2005, A.E.)
113
tarih içinde ankara
DAN‹fiMENDL‹LER Dâniflmendli hanedan›n›n kurucusu ve ilk Melik-i Muazzam Daniflmend Ahmed Gâzî (Taylû) b. Ali et-Türkmânî, Azerbaycan’da Arrân ve civar›nda yaflayan bir Türkmen ailesine mensup olup, hem Türkmenler’e muallimlik yap›yor hem de Türkmen emîrleriyle beraber kâfirlere karfl› savafl ediyordu. Sultan Alparslan’›n 1064 y›l›nda ç›kt›¤› Kafkasya seferi s›ras›nda, di¤er Türkmen beyleriyle ordugâha giderek Selçuklu ordusuna yol gösterdi ve Sultan Alparslan’›n hizmetine girdi. Bilgeli¤i, cesareti, yi¤itli¤iyle onun dikkatini çekti ve en güvenilir emîrleri aras›nda yer ald›. Malazgirt Savafl›’na da kat›larak zaferin kazan›lmas›nda tavsiyeleriyle manevî bak›mdan önemli rol oynad›. Sultan Alparslan’›n savafla kat›lan emîrlerinden Anadolu’da fetihlerde bulunmalar›n› istemesi ve fethedecekleri yerlerin kendilerine iktâ edilece¤ini bildirmesi üzerine zaferden sonra fetihlere giriflen beyler aras›nda Dâniflmend Gazi de vard›. XII. yüzy›l müelliflerinden Zahîrüd-din Nîsâbûrî, Malazgirt Zaferi’nin ard›ndan Sultan Alparslan’›n Erzurum ve civar›n› Saltuk Bey’e; Mardin ve Harput yörelerini Artuk Bey’e; Erzincan, Kemah ve fiebinkarahisar’› Mengücük Gazi’ye; Marafl ve civar›n› Emîr Çavuldur’a; Sivas, Tokat, Amasya ve Kayseri’yi de Dâniflmend Gazi’ye iktâ etti¤ini söyler. Daniflmend Gazi, Malazgirt zaferinden sonra kendisine iktâ edilen ve Bizans ‹mparatoru Romanos Diogenes taraf›ndan tahrip edilen Sivas’› fazla bir mukavemetle karfl›laflmadan ele geçirerek 1071’de Dâniflmendli hanedan›n› kurdu. Daha sonra Sivas’› bir üs olarak kullan›p Çaka, Turasan, Kara Do¤an, Osmanc›k, ‹l-tegin ve Kara Tegin adl› emirleriyle Amasya, Tokat, Niksar, Kayseri, Zamant›, Elbistan, Develi ve Çorum’u zaptetti. Daniflmend Gazi 1085’de vefat etti. Daniflmend Gazi’nin ölümünden sonra yerine geçen o¤lu Gümüfltegin döneminde hanedan giderek daha da güçlendi. Anadolu ve Suriye Selçuklular› aras›ndaki mücadelelerden faydalanarak hâkimiyet sahas›n› geniflletti. Gümüfltegin, Bizans ve özellikle Haçl›lar ile yap›lan savafllarda Anadolu Selçuklu sultan›n›n müttefiki olarak önemli rol oynad›. I. Haçl› Seferi’nin baflar›ya ulaflmas›, Urfa Haçl› Kontlu¤u, Antakya Prinkepsli¤i ve nihayet Kudüs Krall›¤›’n›n kurulmas› Avrupa’da heyecan uyand›rm›fl ve Lombardlar, Frans›zlar ve Almanlar’›n kat›ld›¤› yeni bir Haçl› seferi düzenlenmiflti. Lombardlar ‹stanbul’a geldiklerinde ‹talya Normanlar›’n›n reisi ve Antakya Prinkepsli¤i’nin kurucusu Bohemund’un Gümüfltegin taraf›ndan esir al›nd›¤›n› ö¤renince onu esaretten kurtarmak üzere ha-
114
tarih içinde ankara
rekete geçtiler. 3 Haziran 1101’de ‹zmit yak›nlar›ndaki Kivetot’tan hareket ederek Anadolu Selçuklular›n›n hakimiyetindeki Ankara’y› ele geçirdiler. Ankara Kalesi’ndeki 200 kiflilik askeri garnizondaki askerleri flehit ettiler. Buradan Amasya ve Niksar’a gitmek üzere Çank›r› istikametine yöneldilerse de Gümüfltegin, I. K›l›çarslan, Halep Selçuklu Meliki R›dvan ve Harran Emîri Karaca’n›n kumandas›ndaki 20.000 kiflilik Türk kuvveti karfl›s›nda A¤ustos 1101’de Merzifon yak›nlar›nda bozguna u¤rad›lar.
Tokat Niksar, Melik Gazi Türbesi (VGM)
Gümüfltegin Gazi, I. K›l›çarslan ve Harran Emîri Karaca, ikinci ve üçüncü haçl› seferlerinde Haçl› ordusunu bozguna u¤ratm›fllar ve birlikte savafl etmifllerdir. Antakya Prinkepsi Bohemund ile kuzeni Richard de Salerno’nun esir al›nmas›ndan sonra meydana gelen geliflmeler, Haçl›lar’a karfl› birlikte savaflan Gümüfltegin ile I. K›l›çarslan’› birbirine düflürdü. Gümüfltegin’in fidye karfl›l›¤›nda Bohemund’u serbest b›rakmas›, müttefik s›fat›yla fidyeden pay isteyen, ayr›ca bölgede yeni güçlü bir Haçl› ittifak›n›n oluflmas›ndan endifle eden I. K›l›çarslan taraf›ndan hofl karfl›lanmad› ve birliktelik bozuldu. I. K›l›çarslan Antakya seferinden vazgeçerek Gümüfltegin’in üzerine yürüdü ve Marafl yak›nlar›nda onu hezimete u¤ratt›. Bu bozgundan bir süre sonra da Gümüfltegin Sivas’ta vefat etti. Gümüfltegin’in büyük o¤lu Emîr Gazi, hanedan›n bafl›na geçti. Emîr Gazi bafllang›çta Selçuklular’a tabi oldu. K›z›n› K›l›çarslan’›n o¤lu Mesud’la evlendirdi. I. K›l›çarslan’›n 1107 y›l›nda ölümü üzerine meydana gelen iktidar bofllu¤undan ve o¤ul-
115
tarih içinde ankara
lar› aras›nda bafllayan taht kavgalar›ndan faydalanarak hâkimiyet sahas›n› geniflletmeye ve Dâniflmendliler’i eski gücüne kavuflturmaya çal›flt›. I. K›l›çarslan’›n o¤ullar› aras›ndaki taht mücadeleleri s›ras›nda ayn› zamanda damad› olan Mesud’u destekledi. Mesud onun sayesinde Anadolu Selçuklu taht›na ç›kt›. Dâniflmendli Emîr Gazi, damad›n›n da Selçuklu taht›nda olmas› dolay›s›yla giderek Anadolu’daki olaylara daha fazla kar›flmaya bafllad›. Ayr›ca Mesud’un kardefli Melik Arab ile olan mücadelesinde damad›n› destekledi; Kayseri ve Ankara’y› ele geçirdi. Böylece Sultan I. Mesud, kay›npederi sayesinde taht›n› korumay› baflar›rken, Malatya’dan Sakarya’ya kadar uzanan Selçuklu topraklar› Dâniflmendliler’in eline geçmifl oldu. Anadolu’nun en güçlü devleti haline gelen Dâniflmendliler, 1129 y›l›nda Ankara, Çank›r›, Kastamonu ve Karadeniz sahillerini kontrol alt›na ald›lar. Dâniflmendli hâkimiyetini geniflletip ülkenin her taraf›nda huzur ve asayifli sa¤layan ve Selçuklu topraklar›n›n bir bölümünü de kendi hâkimiyeti alt›na alarak Anadolu’nun en nüfuzlu hükümdar› olan Emîr Gazi’nin (Melik Gazi) ölümünden sonra (1134) Dâniflmendli taht›na, büyük o¤lu Melik Muhammed geçti. Abbasî Halifesi Müsterflid - Billâh ve Büyük Selçuklu Sultan› Sencer’in Emîr Gazi’ye gönderdi¤i menflur, alt›n asa ve di¤er hediyeler Melik Muhammed’e verilerek Malatya’da hükümdar ilân edildi. Emîr Gazi’nin Muhammed’den baflka Ya¤›basan, Ya¤an ve Aynüddevle ad›nda üç o¤lu daha vard›. Muhammed tahta geçince kardeflleri Aynüddevle ve Ya¤an isyan ettiler. Melik Muhammed, hükümdarl›¤›n›n ilk y›llar›nda bir yandan kardeflleriyle, bir yandan da Bizans sald›r›lar›yla u¤raflmak zorunda kald›.
Tokat Niksar, Melik Gazi Türbesi (VGM)
116
tarih içinde ankara
‹mparator II. loannes Komnenos, Dâniflmendliler aras›ndaki taht kavgalar›ndan faydalanarak 1135 y›l›nda Kastamonu ve Çank›r›’y› iflgal etti. Ancak Sultan I. Mesud ile ittifak yapan Muhammed, Bizans kuvvetlerinin çekilmesi üzerine bu yöreyi tekrar topraklar›na katt›¤› gibi 1135’te isyan eden kardefli Ya¤an’› da öldürdü. Aynüddevle ise Malatya’ya kaçt›. Melik Muhammed, 6 Aral›k 1143 tarihinde Kayseri’de vefat etti. Dindar ve hay›r sever bir hükümdar olan Melik Muhammed Rumlar, Haçl›lar ve Ermenilerle savaflm›fl, baflta Abdülmecîd b. ‹smail el-Herevî olmak üzere çok say›da din âlimini çeflitli ülkelerden davet ederek Anadolu’da ‹slâmiyet’in yay›lmas› için çal›flm›flt›r. Melik Muhammed’in Zünnûn, Yûnus ve ‹brahim ad›nda üç o¤lu vard›. Bunlardan Zünnûn’u veliaht tayin etmiflti. Ancak Sivas meliki olan kardefli Nizâmeddin Ya¤›basan, kardefli Melik Muhammed’in kar›s›yla evlenerek Kayseri’de yönetime hâkim oldu (1154). Zünnûn Zamant›’ya kaçmak zorunda kald›, fakat bir müddet sonra yeniden Kayseri’ye hâkim olmay› baflard›. Daha önce Artuklular’a ve Haçl›lar’a s›¤›nm›fl olan Emîr Gazi’nin o¤lu Aynüddevle, Melik Muhammed’in ölümünden sonra Elbistan ve Malatya’ya hâkim oldu. Zünnûn Kayseri’de, Ya¤›basan da Sivas’ta hâkimiyet kurmufltu. Böylece Dâniflmendliler Sivas, Malatya ve Kayseri olmak üzere üç k›sma ayr›lm›fl oldular. Bu ise sadece Selçuklular’a ve di¤er rakiplerine karfl› de¤il, ayn› zamanda kendi aralar›nda hanedan›n çöküflüyle sonuçlanacak büyük bir mücadelenin bafllang›c›n› oluflturdu. Nitekim bu durum, Anadolu Selçuklu Sultan› l. Mesud’un hanedan mensuplar› aras›nda bafllayan taht kavgalar›na müdahale ederek hâkimiyet sahas›n› geniflletmesine yol açt›.
Nall›han, Daniflment Köyü (Nall›han Bel. Arflivi)
117
tarih içinde ankara
Sultan Mesud’un Zünnûn’u desteklemesi üzerine Melik Muhammed’in kardeflleri Malatya Meliki Aynüddevle ile Sivas Meliki Ya¤›basan, ona karfl› ittifak yapt›lar. Aynüddevle Ya¤›basan’›n deste¤iyle Elbistan ve Ceyhan yöresini istilâ edince Sultan Mesud derhal Sivas’a yürüyüp flehri ele geçirdi ve küçük o¤lu fiahin fiah’› Ankara, Çank›r› ve Kastamonu valili¤ine getirdi (1142). Bir y›l sonra Malatya üzerine yürüdüyse de üç ayl›k kuflatmaya ra¤men bir sonuç elde edemedi. Bizans ‹mparatoru loannes’in 1143’te ölümünden sonra Dâniflmendli topraklar›na yeniden hücuma bafllad›. 1144’te Aynüddevle’nin hâkimiyeti alt›ndaki Elbistan ve Ceyhan’› zaptederek o¤lu K›l›çarslan’› bu yöreye melik tayin etti. Daha sonra tekrar Malatya’y› muhasara etti, fakat Bizans’›n yeni imparatoru Manuel Komnenos’un Anadolu’da ilerlemekte oldu¤unu duyunca kuflatmay› kald›rd›. Sultan Mesud’un geniflleme siyaseti, Ya¤›basan ile Aynüddevle’yi endiflelendirdi ve Bizans imparatorundan yard›m istemeye mecbur etti. Bunun üzerine Manuel Konya’y› kuflatt›ysa da sonuç alamadan ayr›ld›. Sultan I. Mesud’un ölümü üzerine yerine o¤lu II. K›l›çarslan geçti. Mesud’un Dâniflmendli hanedan›na mensup iki damad›ndan Ya¤›basan’a Amasya, Ankara ve Kapadokya, Zünnûn’a ise büyük ve zengin Kayseri ile Sivas flehirleri verildi. Fakat kardeflleri tahtta hak iddia ederek ayakland›lar. Bunu f›rsat bilen Sivas Dâniflmendli Hükümdar› Ya¤›basan, fiahin fiah, ye¤enleri Zünnûn ve ‹brahim ile Malatya Emîri Zülkarneyn’in deste¤ini sa¤layarak büyük bir orduyla Kayseri’ye hareket etti. K›l›çarslan da onun üzerine yürüdü. ‹ki taraf tam savafla girmek üzereyken âlimler araya girip müslüman kan› dökülmesine engel oldular ve her iki taraf da ülkesine döndü. Fakat Ya¤›basan bir müddet sonra Zengîler’den Nûreddin Mahmud’un teflvikiyle Elbistan’a girince II. K›l›carslan süratle harekete geçti. Ya¤›basan 70.000 kifliyi Ceyhan d›fl›ndaki bölgelere sürerek K›l›çarslan’›n karfl›s›na ç›kt›. Yine din adamlar› araya girip savafla engel oldular ve iki taraf aras›nda bir antlaflma imzaland› (Ekim 1155). Ancak Ya¤›basan. II. K›l›çarslan’a karfl› yeni bir ittifak kuran Bizans imparatoru Manuel’e 1157’de ele geçirdi¤i Bafra ve Ünye’yi iade edip Sultan I. Mesud’un damad› Dâniflmendli Zünnûn ve Zülkarneyn’in de yer ald›¤› ittifaka girdi. Bu arada ittifaka dahil Malatya Meliki Zülkarneyn (1160) veya baflka bir rivayete göre (1162) y›l›nda ölmüfl ve yerine o¤lu Nâs›rüddin Muhammed geçmiflti. Ya¤›basan ise K›l›çarslan ile nikâhlar› k›y›lan ve zengin çeyizleriyle birlikte Erzurum’dan Konya’ya gönderilen Erzurum Selçuklu Hükümdar› ‹zzeddin Saltuk Bey’în k›z›n› ele geçirip Kayseri meliki olan ye¤eni Zünnûn ile evlendirmiflti. Bu a¤›r hakaret karfl›s›nda II. K›l›çarslan, Ya¤›basan üzerine yürüdüyse de Bizans kuvvetleri taraf›ndan desteklenen Dâniflmendli ordusu önünde ma¤lûp oldu (1162). Daha sonra Artuklular’dan Kara Arslan,
118
tarih içinde ankara
Necmeddin Alp›, Erzen ve Bitlis Emiri Fahreddin Devletflah ile birlikte yeniden harekete geçip Sivas üzerine yürüdü ve flehri zaptetti (1163). Ya¤›basan, yard›m sa¤lamak için damad› Çank›r› Selçuklu Meliki fiahin fiah’›n yan›na gitti ve 4 A¤ustos 1164 tarihinde orada öldü.188 Akkale kuzey suru (1998, A.E.)
Akkale bat› suru (2005, A.E.)
119
tarih içinde ankara
ANADOLU SELÇUKLULARI
Konya Alaaddin Camii mihrab› (2005, A.E.)
Konya Sultanlar Türbesi (2005, A.E.)
Kutalm›flo¤lu Süleyman fiah’›n ‹znik baflkentli kurmufl oldu¤u Anadolu Selçuklu Devleti’nin ilk y›llar›nda, Ankara ve civar›nda hangi Türkmen beyinin hakimiyet sa¤lad›¤› kesin olarak bilinmemektedir. Anadolu Selçuklu hakimiyetinde olan Ankara, 1101 y›l›n›n Haziran ay›nda yap›lan I. Haçl› seferinde, Raimond de Toulouse taraf›ndan iflgal edilir. Kalede bulunan ikiyüz kiflilik askeri birli¤in savunmas›n›n karfl›s›nda flehri teslim al›r. Bu durum, flehirde yerleflik Müslüman Türk nüfusun olmad›¤›n› gösterir. Bizans, çok k›sa bir süre Ankara’da hakimiyet kurar. fiehrin çevresine yerleflmeye bafllayan O¤uz Türkmen beyleri sayesinde I. K›l›ç Arslan’›n o¤lu Melik Arap, Kastamonu ve Ankara civar›na yeniden hakim olur. I. K›l›ç Arslan’›n Selçuk hanedan› ile mücadeleye giriflmesi ve 14 Haziran 1107’de Hapur suyunu geçerken nehirde bo¤ulmas› üzerine, o¤ullar› Mesud (II. ‹zzeddin Mesud), fiahin fiah, Melik Arap ve Tu¤rul Arslan ayr› ayr› taht mücadelesine bafllarlar. Bu durum Daniflmendli Emir Gazi’nin ve Bizans’›n ifline yarar. 1110 y›l›nda Konya taht›na fiahin fiah geçer. Alt› y›l kadar bir hakimiyetten sonra kardefli Mesud’un adamlar› taraf›ndan pusuya düflürülerek genç yaflta flamani usulüne göre bo¤ularak öldürülür. Sultan Mesud, 1116 da tahta ç›kar. Melik Arap ise Kastamonu ve Ankara civar›n›n hakimiyetini elinde tutmaktad›r. Kardefli Mesud’un Malatya hakimi Tu¤rul Arslan’›n elinde bulunan baba ili Malatya’y›, Daniflmendli olan kay›npederi Emir Gazi’ye vermesi üzerine Melik Arap, otuzbin kiflilik bir ordu ile Mesud’un üzerine yürür ve onu yener. Bunun üzerine Mesud yard›m almak için Bizans ‹mparatoru Yuannis Komneos’a gider. ‹mparator, bir ordu ile Kastamonu üzerine yürür, flehri ya¤malayarak ‹stanbul’a geri döner. Sultan Mesud, ‹mparatorun yan›ndan dönünce Ankara hakimi kardefli Melik Arap’›n üzerine, kay›npederi Emir Gazi ile birleflerek yürür. Durumu ö¤renen Melik Arap, flehirde savunma yapmay›p, Ermeni prensi Thoros’a s›¤›n›r. Daha sonra Melik Arap, Türk ve Ermenilerden oluflturdu¤u bir ordu ile Emir Gazi’nin o¤lu Muhammed’i pusuya düflürür ve esir al›r. Bu dönemde Ankara kardefller aras›ndaki mücadelelerde devaml› el de¤ifltirir. Anadolu Selçuk Sultan› Mesud, kay›npederi Daniflmendli Emir Gazi ile birlikte Ankara flehrini kardefli Melik Arap’tan 1127’de geri al›r ve Ankara’da Emir Gazi, hakimiyet kurar. Emir Gazi Anadolu’da Türkmen beyleri aras›nda lider konumuna geçer, Bizans ve Haçl›-
120
tarih içinde ankara
Akköprü, (1998, A.E.)
lara karfl› kazand›¤› zaferler sonucu Ba¤dat halifesi ve Selçuk Sultan› Sancar’dan “Melik” ünvan›n› al›r. Emir Gazi’nin 1134’te ölümünden sonra o¤ullar› Melik Muhammed, Yag›basan, Ya¤an, Aynuddevle ve damad› Anadolu Selçuk Sultan› Mesud aras›nda miras kavgas› bafllar. Melik Muhammed devrinde de Ankara, Daniflmendli hakimiyetinde kal›r. Sultan Mesud, kay›nbiraderlerine karfl› Bizans’la anlafl›r ve Bizans ‹mparatoru Yuannis, bir ordu ile Çank›r› üzerine yürür. Bu arada Melik Muhammed enifltesi Mesud ile Bizans’a karfl› iflbirli¤i yapar. Bizans, bir y›l sonra Çank›r› civar›n› teslim al›r. Daniflmendlilerin ve Mesud’un hakimiyet mücadeleleri Ankara flehrine Müslüman nüfusun yerleflmesini engeller. Melik Muhammedin vefat› ile kardefller aras›nda mücadeleler bafllar. Daniflmendli Melik Muhammed’in o¤ullar› olan Zünnun ve Ya¤›basan’› Sultan Mesud, k›zlar›yla evlendirerek akrabal›k kurdu ve onlar› hakimiyeti alt›na ald›. Daniflmendli hanedan mensuplar› aras›nda bafllayan taht kavgalar›ndan istifade eden Sultan Mesud, 1142’de Ankara, Çank›r›, Kastamonu, Kayseri ve Malatya yörelerini Daniflmendliler’den ald› ve ilk üç flehrin idaresini küçük o¤lu fiahinflah’a b›rakt›. Sultan Mesud’un ölümünden sonra Ankara, bu sefer de Mesud’un o¤ullar› aras›ndaki mücadelelere sahne oldu. fiahinflah, II. K›l›ç Arslan ve Dolat, hakimiyet mücadelesine bafllad›. II. K›l›çarslan kardeflini 1164’de ma¤lüp ederek Ankara ve Çank›r›’y› topraklar›na katt›. K›l›çarslan’›n Bizans, Daniflmedli ve kardefllerine karfl› mücadelesi oldukça baflar›l› geçti ve O¤uz Türkmen boylar›, Anadolu’ya yo¤un gruplar halinde geldi. Özellikle bu dönemde göçer Türkmen Beyleri, Ankara ve civar›nda yurt tutmaya bafllad›. fiehir merkezine Müslüman
121
tarih içinde ankara
122
tarih içinde ankara
1900’lü y›llarda Ankara Kalesi’nden Samanpazar›, Hamamönü, Hacettepe, Seyranba¤lar› ve Esetba¤lar›’n›n görünüflü (A.Y.)
123
tarih içinde ankara
Kad›lar (K›rklar) Kabristan› (2000, A.E.)
124
tarih içinde ankara
Kad›lar (K›rklar) Kabristan› (2000, A.E.)
nüfus yerleflti. Öyleki, bu dönemin Ankara metropoliti 1173’de flehirde çok az hristiyan kald›¤›n› ve bu yüzden geçim s›k›nt›s› çekti¤ini söyleyerek ‹stanbul Sinodu’na müracaat ederek, Amasra piskoposlu¤una tayinini ister. Selçuklu Sultan› II. K›l›çarslan, Anadolu’da birli¤i tesis etmifl ve yafl› ilerlemifltir. Türk ananesine göre hayatta iken onbir o¤lu aras›nda Anadolu Selçuklu topraklar›n›n yönetimini paylaflt›r›r. Ankara merkez olmak üzere Çank›r›, Kastamonu ve Eskiflehir’i o¤lu Muhiddin Mesud’a verir ve o¤ullar› “melik” ünvan›n› al›r. Melikler, babas› Seçuklu Sultan› II. K›l›çarslan’a tabi olup, bölgelerinin idaresinde ba¤›ms›zd›rlar.189
Selçuklular döneminde yap›lan Akkale, kuzey cephe (2006, A.E.)
125
tarih içinde ankara
HORASAN ERLER‹
Çubuk, Afla¤›emirler Köyü Emir Dede Türbesi (2005, A.E.)
Keçiören, Ovac›k Köyü Hatit (Demirli) Baba Türbesi (2004, A.E.)
126
Âfl›kpaflazâde’nin Târihinde Osmanl› Devleti’nin kuruluflu s›ras›nda faaliyet gösterdi¤i belirtilen dört zümreden; “abdâlân-› Rûm”u, M. Fuad Köprülü’nün tesbitlerine göre “Horasan Erenleri” oluflturmufltur. Hamdûn el-Kassâr, Ebû Saîd-i Ebü’l-Hayr gibi büyük sûfîler taraf›ndan temsil edilen “Horasan Melâmetiyyesi”nin tasavvuf anlay›fl›, daha sonra pek çok sûfî taraf›ndan benimsenerek de-
tarih içinde ankara
vam ettirilmifltir. Bunlar aras›nda Muhyiddin ‹bnü’l-Arabî, Evhadüddîn-i Kirmânî, Fahreddîn-i Irâkî. Necmeddîn-i Dâye, Sadreddin Konevî, Müeyyidüddin Cendî, Saîdüddin el-Fergânî, Afîfüddin et-Tilimsânî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî gibi isimler bulunmaktad›r. Kaynaklarda s›k s›k geçen “Horasan Erenleri” tabiri bu melâmet anlay›fl›n› benimseyen sûfîler için kullan›lm›flt›r. Mo¤ol istilas› ile Anadolu’ya yerleflen bu dervifller toplulu¤u kurdu¤u zaviyelerle fetih hareketlerine manen ve maddeten destek vermifllerdir. Ankara ve civar›nda Horasan Melami meflrepli birçok zaviyenin varl›¤› vak›f belgelerinde zikredilmektedir.190 Alt›nda¤, Karapürçek Köyü Baba Erenler Türbesi (2006, A.E.)
Çubuk, Mefleli Köyü Hac› Murad› Veli Türbesi (2005, A.E.)
127
tarih içinde ankara
Akyurt, Do¤anoluk (Teberik) Köyü Baba Sultan Türbesi (2005, A.E.) Polatl›, Kargal› Köyü Karg›n Baba Türbesi (2005, A.E.)
128
tarih içinde ankara
Çaml›dere, Osmansin Köyü Osman Sini Türbesi (2005, A.E.)
129
tarih içinde ankara
K›z›lcahamam, Otac› Köyü fieyh Abdurrahman Türbesi (2005, A.E.)
Elmada¤, Yeflildere Beldesi Seyyid Cemali Türbesi (2006, A.E.)
130
tarih içinde ankara
SELÇUKLU fiEHZADELER‹ (MEL‹KLER)
Selçuklu Sultan› II. K›l›çarslan, Anadolu’da tesis etti¤i “meliklik” (yar› ba¤›ms›z eyalet sistemi) sistemi ile onbir bölgeye ayr›lm›fl, idari yönden “sultan”a ba¤l›, yönetim olarak ba¤›ms›z bir yap›ya sahip olan hükümdarlar taraf›ndan idare edilmeye baflland›. Ankara merkezli eyaletin meliki olan Muhiddin Mesud, Ankara’da hükümdarl›¤›n› kurmufl, ad›na hutbe okutmufl, para bast›rm›fl ve flehri imar etmeye bafllam›flt›r. Bu flehzadeler e¤itim görmüfl ve kültürlü flahsiyetlerdir.
‹çkale’de bulunan Selçuklu eseri Alaaddin Camii (2005, A.E.)
Muhyiddin Mesud, Bizans’a karfl› gaza ve fetihlerini yaparken, bir taraftanda sanat ve edebiyat ehlini Ankara’ya davet ederek, flehrin kültür ve sosyal hayat›n› canland›r›yordu. Ankara’da yetiflen sanatç›lar “Enguriyei” lakab›yla tan›n›yorlard›. Bedi-i Enguriyei, Muhyevi-i Enguriye-i ve Mahmud-i Enguriye-i gibi flairler yetiflmifltir. Yap›lan gazalarda da elde edilen esirler, flehre getirilmifl ve Müslüman olmufllar, böylelikle nüfus artmaya bafllam›flt›r.
131
tarih içinde ankara
Alaaddin Camii’nin Kale duvar›na yap›lan ilk mihrab› (2005, A.E.)
1192’de II. K›l›çarslan vefat eder. Kardefller aras›nda taht kavgas› bafllar. Ankara Kalesinin savunmaya elveriflli olmas›, Muhyiddin Mesud’un iyi bir asker ve sanat adam› olmas›, kardefller aras›ndaki mücadeleden ziyade Bizans üzerine gazalara a¤›rl›k vermesi sonucu flehir, bir ilim ve sanat merkezi olur. Mesud, hakimiyet sahas›n› geniflletmifl, Ankara, Bolu, Kastamonu, Eskiflehir ve Çank›r› civar›na hakim olmufltu. Muhyiddin Mesud, Ankara’da Kale içinde yapt›rd›¤› caminin minber kitabesinde “Kahredici sultan, din ve dünyan›n ihya edicisi, Rum ve Yunan beldelerinin sultan› zaferin babas› K›l›ç Arslan o¤lu Mesud” ibaresini yazd›r›rken dahi babas›n›n “Rum ve Yunan beldelerinin sultan›” ünvan›n› isminin bafl›na koyarak, ona olan itaatini ve sayg›s›n› belirtir. Kardefli II. Rükneddin Süleyman fiah’›n sultanl›¤›n› ilan etmesi ile Ankara’da Mesud’un huzuru bozulur. Bir ordu ile Ankara’ya gelen Süleyman fiah, Ankara Kalesini üç sene muhasara al-
132
tarih içinde ankara
Alaaddin Camii ahflap minberi kitabesi (2005, A.E.)
t›nda tutar. Bu süre zarf›nda flehirde erzak ve muhimmat s›k›nt›s› bafl gösterir. Mesud, flehir halk›n›n bu s›k›nt›y› çekmemesi için kardefli Süleyman’la müzakereye oturur. Müzakere neticesinde Muhyiddin Mesud, hakimiyeti alt›nda bulunan vilayetleri kardefline devredecek ve kardeflide onu, Bizansa yak›n bir bölgeye, iki o¤lu ile birlikte gönderecekti. Anlaflma hükümleri uyguland› ve Kale teslim edildi. Mesud’un ak›beti hakk›nda ise görüfller oldukça farkl›d›r. Ankara, Muhyiddin Mesud’un yönetimi sayesinde ticari yöndende geliflmiflti. Çevre köylere Türkmen afliretleri yerleflmeye bafllam›fl ve yeni yerleflim yerleri kurarak flenlendirmeye, tar›ma, ziraate ve hayvanc›l›¤a bafllam›fllard›r. Rükneddin Süleyman fiah, yapt›¤› mücadelerle “melik”lik ünvan›n› kald›rarak Anadolu Selçuklu birli¤ini sa¤layarak, flehzadelik müessesesini tamamen kald›rd›.191 I. ‹zzeddin Keykavus, 1211’de Selçuklu taht›na geçince, kardefli Alaeddin Keykubad onu tan›may›p isyan etti ve daha sonra Ankara Kalesi’ne kapanarak müdafaaya çekildi. Sultan, devlet ifllerini yoluna koyduktan sonra Ankara’y› muhasaraya bafllad›. Sultan ‹zzeddin Keykavus kaleyi ele geçirmeye kararl› oldu¤u için surlar›n d›fl›nda evler, barakalar, kendisi için bir saray ve medrese yapt›rd›. Uzun süren kuflatma sonunda Alaeddin Keykubad, 1212’de kendisine ve flehir halk›na bir zarar verilmeyece¤ine dair teminat ald›ktan sonra teslim oldu. 1243’de Köseda¤ yenilgisinden sonra Mo¤ol takibinden kaçan II. G›yaseddin Keyhusrev, Tokat’taki hazinelerini alarak Ankara Kalesi’ne s›¤›nd›. II. ‹zzeddin Keykavus, flehrin surlar›n› tamir ettirdi, III. G›yaseddin Keyhusrev döneminde Ankara, k›sa bir süre Selçuklu taht›nda hak iddia eden Alaeddin Siyavufl (Cimri) ile Karamanl›lar’›n eline geçti.192
Konya, ‹nce Minareli Medrese (2005, A.E.)
133
tarih içinde ankara
SELÇUKLU ESERLER‹ Günümüze ulaflan veya çeflitli nedenlerle ulaflamayan, ancak Selçuklu dönemine ait oldu¤u bilinen eserler, günümüze ulafl›p ulaflmad›¤›na bak›lmaks›z›n afla¤›da verilmifltir:
BAKLACI BABA (KAVAKLI) CAM‹‹ Hay›rl› Sokakta yer alan Cami, y›k›ld›¤›ndan günümüze ulaflmam›flt›r. ‹çi ahflap tavanl› olup, genifl saçakl› bir son cemaat yeri vard›. Bu caminin alç› mihrab› tipik Ankara mihraplar›n›n bir temsilcisi idi.193 Caminin önemi, halen Etnografya Müzesinde bulunan, binan›n yap›m y›l› da yaz›l› olan ahflap d›fl kap›s›ndan gelmektedir. Oyma tekni¤i ile yap›lm›fl bir flaheser olan kap› kanatlar›nda d›flta, üste kemer teflkil eden rûmili bir silme dolaflmaktad›r. Kemerin içinde caminin infla kitabesi ve ortadaki dikdörtgen alan ortalar› rûmili geometrik geçmelerle süslüdür.194
Ankara Etnografya Müzesi’nde bulunan Baklac› Baba Camii ahflap kap› kanatlar› (2005, A.E.)
134
tarih içinde ankara
Kap› kitabesinin Türkçe’si: Bu mescidin imar›n› Çoban o¤lu Yakub, 697 / 1298 y›l›nda emretti.195 Caminin son cemaat yerindeki “Ya Hazret-i Pir Sultan fiaban-› Veli el-Halveti kaddese s›rruhû-Ya Hazreti Pir-i Sânî Mehmet Nasuh” yaz›s›, Halveti Tekkesi olarak kullan›ld›¤›n› gösterir. Baklac› Baba (Kavakl›) Camii, Çoban o¤lu Yakub taraf›ndan 1298 y›l›nda yapt›r›lm›flt›r. Yap›, bilinen en eski Ankara camisidir. Yakub Bey ise Candaro¤ullar›’ndand›r.196 Kadro d›fl› b›rak›lan cami, bir müddet Vak›flar Genel Müdürlü¤ünün deposu olarak kullan›ld›ktan sonra y›k›lm›flt›r.197
ALÂADD‹N (SULTAN, KALE) CAM‹‹ ‹çkalenin Zindan kap› yan›nda, kale duvar›na bitiflik olarak, kale duvar› mihrap duvar› olarak kullan›larak yap›lan caminin asl›, Selçuklu devrine aittir. Mevcut cami oldukça de¤iflikli¤e u¤ram›flt›r. Caminin di¤er duvarlar› subasman seviyesine kadar moloz tafl, üstü kerpiç olarak yap›lm›flt›r. Camide ve çevresinde bolca devflirme malzeme görülmektedir. Duvarlar beyaz s›val›d›r. Genifl saçakl› çat›s› alaturka kiremit kapl›d›r. Genifl bir alan› kaplayan, boyuna dikdörtgen planl› caminin kuzeyindeki son cemaat yeri, do¤u tarafta ana binadan iki sütunla yana do¤ru geniflletilmesine karfl›l›k bat› taraf› da bir duvarla kapat›larak oda haline getirilmifltir. Sekiz sütunla d›fla aç›lan son cemaat yerinin üstüne kad›nlar mahfeli uzanmaktad›r. Üç taraftan pencerelerle ayd›nlanan caminin güney taraf›n›n alt› sur duvar› oldu¤undan, sadece üste küçük pencereler aç›lm›flt›r. Caminin minaresi kuzeybat› köflede camiden ayr›, kare planl›, kesme tafl bir kaide üzerinde yükselmektedir. Tu¤la gövdenin alt›nda ve üstünde birer tafl bilezik dolaflmaktad›r. Tafl korkuluklu flerefeye kirpi saçaklarla geçilir. Pete¤in üstü kurflun külâhl›d›r.
Alaaddin Camii kuzey cephe (1998, A.E.)
135
tarih içinde ankara
Alaaddin Camii’nin 1198 y›l›nda yap›lan ahflap minberi (2005, A.E.)
136
tarih içinde ankara
Caminin harimi sadedir. Kuzeydeki ahflap mahfel son cemaat yerine do¤ru geniflletilmifltir. Sade olan ahflap tavandaki alt›gen göbek ve ahflap pencere çerçeveleri, onar›mlar s›ras›nda boyanm›flt›r. Pencerelerin ahflap kanatlar›ndan biri Etnografya Müzesi’nde korunmaktad›r. Osmanl› Devrinden olan kanat oyma tekni¤i ile yap›lm›fl motiflerle süslüdür.198 Barok karakterli mihrap, yar›m daire planl› nifle sahiptir. ‹ki yan›nda ikifler sütunce, üstünde bir yaz› panosu vard›r. Camideki ceviz minber, çakma kündekâri tekni¤i ile yap›lm›fl olup baz› elemanlar› oyma tekni¤indedir. Kaide ve külâh k›sm› yenilenen minberi orta büyüklüktedir. Minberin yan aynal›¤›na çeflitli çokgen ve y›ld›z biçimli, üstleri kabartma olarak rûmî motifleriyle süslenmifl parçalar, ç›talarla çak›lm›flt›r. Ayn› flekilde köflk k›sm›n›n alt›nda aralar› dört kollu y›ld›zlarla dolu çokgen parçalar görülür. Korkuluk flebekeleri, y›ld›z ve çokgenlerle doldurulmufltur. fiebekelerin çerçeveleri geçmelerle süslüdür. Minberin dilimli kemerli kap›s›n›n aynal›¤›nda yap›m kitabesi, sol korkulukta usta kitabesi ifllenmifltir. Kap› kemerinin iki yan›ndaki bofllu¤a ince rûmîli helezonlar oluflturan hatlar ifllenmifl, ortalar›na da birer madalyon yerlefltirilmifltir. Kap› kanatlar› çakma kündekâri tekni¤indedir. Kap› binisinde bal›k pulu motifi görülür.
Alaaddin Camii do¤u cephesi (2005, A.E.)
Alaaddin Camii kuzeybat› cephesi (1998, A.E.)
Kale surlar›ndan Alaaddin Camii (1998, A.E.)
137
tarih içinde ankara
Arapça minber kitabesinin Türkçe’si: Kahredici sultan, din ve dünyan›n ihya edicisi, Rum ve Yunan beldelerinin sultan›, zaferin babas› K›l›ç Arslan o¤lu Mesud 594 senesi Safer ay›nda Usta kitabesinin Türkçe’si: Marangoz Ebubekir o¤lu ‹brahim Rûmî yapt›. Girifl kap›s› üstünde sivri kemerli iki niflin içinde caminin onar›m kitabeleri yer al›r. Bunlardan sa¤daki kitabenin Türkçe’si: fierife Sünbül Hatun, Mehmed Han’›n o¤lu Murad Han zaman›nda 837 tarihinde, Allah’›n ma¤firetini dileyerek bu mübarek mescidi tamir ettirdi. Soldaki ikinci kitabenin Türkçesi: Bu mübarek camiyi Yüce Mevlâ, büyük sultan Orhan’›n -Allah mülkünü ebedi k›ls›n- valilerinden (toplulu¤undan) Lülü Pafla-Allah mülkünü ebedi k›ls›n- 763 y›l›nda tamir ettirdi.199 Cami, minber kitabesine göre Selçuklu Sultan› Mesud taraf›ndan 594/1198 y›l›nda yapt›r›lm›flt›r. Minberinin ustas›, Marangoz Ebubekir o¤lu ‹brahim Rûmî’dir.200
Alaaddin Camii onar›m kitabeleri (2005, A.E.)
138
Daha sonra harap olan cami, 763 /1361 y›l›nda Osmanl› Sultan› Orhan’›n valisi Lülü Pafla taraf›ndan onar›lm›flt›r. II. Murad zaman›nda 837/1433 y›l›nda fierife Sünbül Hatun taraf›ndan onar›ld›¤›n› di¤er kitabeden ö¤reniyoruz.201 Muhteme-
tarih içinde ankara
len bu onar›mlar›n birinde veya daha sonra cami flimdiki yerine yap›lm›flt›r. Tarihi yönü ve ahflap minberi ile önem kazanan bir yap›d›r. Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce 1956-1960 aras›nda ve 1984 y›l›nda yap›lan onar›mda, cami, çevresini saran eklentilerden temizlenerek, mezbelelikten kurtar›lm›fl, ilk yap›l›fl›na ait ortaya ç›-
Alaaddin Camii ve kale surlar› (2005,A.E.)
Alaaddin Camii infla kitabesi (2005, A.E.)
139
tarih içinde ankara
Alaaddin Camii içi (2005, A.E.) Alaaddin Camii pencere kalem iflleri (2005, A.E.)
140
Alaaddin Camii minber ve mihrab› (2005, A.E.) Alaaddin Camii minberden detay (2005, A.E.)
tarih içinde ankara
kar›lan mihrab›, caminin do¤usunda görülmektedir.202 Dikdörtgen planl› mihrap niflinin üstünün mukarnas kavsaral›, içinde daha küçük bir mihrabiye ve zar bafll›kl› köfle sütunceleri oldu¤u görülmektedir. Selçuklu devrine ait bu mihrap, Ankara’daki en eski mihrapt›r.
SARAÇ S‹NAN MESC‹D‹ VE MEDRESES‹ Bozk›r Mahallesi, Berber Sokakta bir kayan›n üzerine oturtulmufl, birbirine yaslanm›fl, medrese ile mescid ve türbe yap›s›ndan oluflan küçük bir külliyedir. Medrese k›sm›, asl› tamamen de¤iflerek bir harabe olarak gelmifl, mescid-türbe k›sm› ise nispeten ilk fleklini korumufltur. Dikdörtgen birer alan› kaplayan mescid-türbe ve medrese, d›fltan bir çat› ile örtülüdür. Yap›m›nda baz›lar› devflirme iri blok ve moloz tafllar kullan›lan, dikdörtgen planl› mescid-türbe yap›s›n›n aç›ktaki güney ve do¤u duvarlar›nda devflirme blok tafllar üstünde ahflap hat›llar görülmektedir. Ortadaki küçük bir eyvan fleklinde beflik tonoz örtülü bir ara mekan›n kuzeyinde, beflik tonozla örtülü türbe k›sm›, güneyinde ise kubbe ile örtülü mescid k›sm› vard›r. Mescid ve türbe aras›nda yer alan beflik tonozlu eyvan, son cemaat yeri gibidir. Sonradan ahflap do¤ramal› camekan ile önü kapat›lan eyvanda, derin olmayan niflli, üstü mukarnasl› bir mih-
Saraç Sinan Mescidi güneybat› cephesi (1998, A.E.)
141
tarih içinde ankara
rabiye yer al›r. Mihrabiyenin sa¤›ndaki köfleden dikdörtgen aç›kl›kl› bir kap› ile mescide girilir. Do¤udan dikdörtgen bir pencere ile ayd›nlanan harimin, Türk üçgeni geçiflli kubbesinde herhangi bir süsleme yoktur. Düz yuvarlak nifl fleklindeki alç› mihrab›n alt k›sm› sadedir. Son cemaat yerinin kuzey do¤u köflesinden küçük bir kap›yla türbeye girilmektedir. Dikdörtgen planl› türbenin, do¤uya bakan bir penceresi vard›r. ‹çeride bulunan sekiz adet mezar›n üzerindeki sandukalar, beton s›val›d›r. Bunlar›n bafllar›nda dikili tafllarda 764 / 1362-3de ölen Süleyman bin Aslan, 711 / 1311-2 de ölen Sinanüddin Yusuf ibn el Hasan isimleri okunmaktad›r. Vakfiye Arflivinde “Hac› Sinanüddin Yusuf’un 20 Safer 687/ 24 fiubat 1288 tarihli medrese vakf›” fleklinde kay›tl› vakfiyede203, “Ankara’da yeniden infla eyledi¤im mescid ve bitifli¤indeki medrese” fleklindeki kayda göre Saraç Sinan Medresesinin de kagir olan mescid ve türbe k›sm› ile bütünleflmifl olmal›d›r.
Saraç Sinan Mescidi mihrab› (2005, A.K.)
Saraç Sinan Mescidi bat› cephesi (1998. A.E.)
142
tarih içinde ankara
Saraç Sinan Türbesi’nde bulunan mezarlar (2005, A.K.)
Mescidin do¤u cephesinde bulunan 687 / 1288 tarihli kitabeye göre, 1288 y›l›nda, Hasan o¤lu Yusuf taraf›ndan medrese ilk defa, mescid ise ikinci defa yapt›r›lm›flt›r Kendisi 711 / 1311 y›l›nda vefat edince, yapt›rd›¤› türbeye defnedilmifltir. ‹badete aç›k durumdaki mescid, onar›ma muhtaçt›r. Mescidinin bat›s›na bitiflik medresenin isminden baflka bir yönü kalmam›flt›r. Zamanla harap olarak de¤iflikli¤e u¤rayan medrese, halen boyuna dikdörtgen planl› salafl bir yap›d›r. Bir hol kenar›na dizilmifl, bir birine bitiflik befl odal›, kerpiç dolgulu ahflap karkas, çat›l› bir yap› fleklindeki medrese, daha çok bir mahalle mektebi ölçülerine uymaktad›r.
KIZILBEY CAM‹‹, MEDRESE VE TÜRBES‹ Ulus’ta Ziraat Bankas› Genel Müdürlük Binas›’n›n yerinde iken y›k›lm›fl, Selçuklu devrine ait küçük bir külliye idi. Caminin bir bölümü medrese olup, yan›nda türbesi vard›. Buras›n›n vak›flardan sat›fl ifllemi 1931 y›l›nda yap›lm›fl, yap›lar ise daha önceden y›k›lm›flt›r. Y›k›lmadan önce çekilen resimlerine göre cami –medrese minaresiz, sade görünüfllü, boyuna dikdörtgen planl›, moloz tafl örgülü duvarl›, sivri bir çat› ile örtülü bir yap› idi. Yap›n›n kuzeyinde yap›ya göre biraz dar, yanlar› kapal›, iri sütunlar›n tafl›d›¤› üç adet kemerle kuzeye aç›lan bir son cemaat yeri vard›. Cami-med-
143
tarih içinde ankara
1920’li y›llarda K›z›lbey Camii ve Türbesi (A.Y.)
1900’lü y›llarda K›z›lbey Camii ve civar› (VEKAM)
144
resenin, üzeri sivri çat›l›, fazla penceresi olmayan, kagir bir yap› oldu¤u eski foto¤raflardan anlafl›lmaktad›r. 204 Caminin 1594 y›l›nda depremden harap oldu¤una dair kay›tlar vard›r.205 Yine 8 May›s 1600 tarihinde depremden harap olan K›z›lbey Cami ve medresesinin do¤u taraftaki kubbesinin onar›m› gerekti¤i kay›tl›d›r.206 Bu kay›tlardan cami ve medresenin ayn› yap› oldu¤u, medresenin bir k›sm›n›n cami olarak kullan›ld›¤›n› anlamak mümkündür. Y›k›lmadan önce harap olan caminin, ahflap kap›s› ve cevizden yap›lm›fl minber parçalar›, önce ‹stanbul Müzesi’ne götürülmüfl. Ankara’da Etnografya Müzesi kurulunca Ankara’ya getirilmifltir.207 Minberdeki kitabeden, K›z›lbey’in yapt›rd›¤› caminin harap oldu-
tarih içinde ankara
¤unu, Germiyano¤lu beyli¤i kurucusu Aliflir o¤lu Yakub’un 699 /1300 y›l›nda tamir ettirdi¤ini ve yeni bir minber yapt›rd›¤›n› ö¤reniyoruz. Bu minberin ustas›, Ahi fierafeddin Camiinin minberini de yapan Ebubekir o¤lu Mehmed’dir.208
K›z›lbey Camii’nde bulunan ve Ankara Etnografya Müzesi’nde sergilenen Selçuk taht› (2005, A.E.)
Caminin ahflap kap› kanatlar› yek pare olmay›p, uzun tahta parçalar›ndan oluflmaktad›r. Ahflaba oyma olarak ifllenmifl on iki pano ile süslenmifltir. Çerçevelerinde birbirine geçmifl spiraller, panolarda de¤iflik rûmî motifleri görülmektedir.209 Sadece baz› parçalar› kalm›fl olan K›z›lbey Caminin ahflap minberi, Ahi fierafeddin Camii minberi ile benzerlik gösterir. Köflk k›sm›n›n yan panolar› farkl›d›r.210 Arapça yaz›lm›fl minber kitabesinin Türkçesi: Bu mübarek minberin onar›lmas›, yenilenmesi, büyük sultan din ve dünyan›n yükse¤i, fetih babas›, memleketler zapteden, Feramürz o¤lu Keykubat -Allah Sultanl›¤›n› sürekli k›ls›n- zaman›nda büyük ve ulu bey Aliflir o¤lu Yakup -Allah onun parlakl›¤›n› ve kudretini tecdit eylesin- taraf›ndan 699 y›l› aylar›nda yapt›r›ld›. Usta kitabesi: Bu minberi Ebubekir o¤lu Neccar Mehmet yapt›. (Bu esere) bakanlara hak rahmet eylesin. Dua onu yapan içindir.211 K›z›lbey Külliyesinden Topkap› Saray›’na, oradan da Etnografya Müzesine getirilen ahflap parçalar aras›nda bir de cevizden yap›lm›fl bir taht vard›r. Bu eser, 125 x 221 x 156 cm ölçülerinde olup, külliyenin medrese k›sm›na ait olabilir. Korkuluklar›na yuvarlak sat›hl› derin oyma tekni¤inden rûmîler ifllenmifltir.212 Yan k›s›mlar›n içinde
145
tarih içinde ankara
bir kitabe kufla¤› dolaflmaktad›r. Selçuklu ahflap sanat›nda ender görülen ve günümüze gelen böyle bir taht’›n cami veya medresede bulunuflu da ilginç bir durumdur. Ahflap tahttaki kitabenin mevcut k›sm›: el muazzam flehin flah ül azam mülkü ....... ebu’I-feth Keyhüsrev bin K›l›çaslan nas›r› emir ül mü’minin fleklinde okunmufltur.213 Caminin do¤usunda ayr› bir yap› olarak yer alan türbenin kare planl›, kubbeli, oldukça büyük kagir bir yap› oldu¤u görülmektedir. Resimlere göre kuzey cephenin ortas›nda, üstü sa¤›r kemerli bir penceresi, bat› cephede camiye bakan, kemerli yüksek bir nifl içinde bas›k kemerli kap›s› vard›. Köflelerde bulunan tromplarla sekizgen bir kasnak oluflturularak geçilen kubbe kurflun kapl› idi. Yap›n›n üst k›s›mlar›nda görülen malzeme farkl›l›¤›, yap›lan onar›mlar› göstermektedir.214 Selçuklu Sultan› ‹zzettin Keykavus’un beylerbeyi K›z›lbey’e ait türbe; kare planl›, kubbeli, kagir bir yap› idi. Türbeyi elimizdeki baz› eski resimlere göre tarif etmek mümkündür. Caminin do¤usunda yer alan türbe, kare planl›, kubbeli, büyük kagir bir yap›d›r. Türbenin yap›m›nda moloz ve kesme tafl kullan›lm›flt›r. Kap›s› bat› cephede yer ald›¤›, kap›n›n yüksek sivri kemerli bir nifl içinde bas›k kemerli bir aç›kl›k oldu¤u, kuzeyinde bir, bat›s›nda iki adet pencere oldu¤u görünmektedir. Pencereler dikdörtgen aç›kl›klar olup, üstünde sa¤›r, sivri kemerler bulunmaktad›r. Türbenin kubbesine tromplarla geçildi¤i, d›fltaki sekizgen kasnaktan anlafl›lmaktad›r. Kubbe kurflunla kapl› idi. Elimizde kitabe ve vakfiye gibi bu yap›lar›n yap›m tarihini ayd›nlatacak bir belge olmamakla birlikte, tarihi bilgiler ›fl›¤›nda XIII. Yüzy›l ortalar›nda yap›ld›klar›n› söylemek yanl›fl olmayacakt›r.
AH‹ fiERAFEDD‹N (ASLANHANE) CAM‹‹ Ankara Kalesi’nin güneyinde, Atpazar› semtinde yer alan, boyuna dikdörtgen planl›, kagir yap› “Aslanhane Camisi” olarak da bilinmektedir. Yap›n›n üstü, bak›r kapl› bir çat› ile örtülüdür. Caminin duvarlar› s›ral› moloz tafl ve horasan harc› kullan›larak örülmüfl, baz› yerlerinde devflirme malzeme, az miktarda da tu¤la kullan›lm›flt›r. Kuzey ve güney cephelerde k›ymetli devflirme tafllar görülmektedir. D›fltan sade görünümlü caminin üç cephesi, taç kap›larla hareketlendirilmifltir. Taç kap›lar› hariç cami, d›fltan sade görünümlü bir yap›d›r. Caminin güneyi çok yüksek, kuzeyi oldukça bas›kt›r. Taç kap›n›n solundaki kare kaideli, tu¤ladan kal›n bir gövdesi olan minare, caminin önemli bir elemand›r. Devflirme tafllar›n kullan›ld›¤› minare kaidesinde, önce üçgenlerle sekizgene, ora-
146
tarih içinde ankara
Aslanhane Camii güneybat› cephe (1998, A.E.)
dan da silindirik gövdeye geçilmifltir. Tu¤la pabucun her cephesi, dikdörtgen bir nifl içinde, sivri kemerli sa¤›r birer niflle hareketlendirilmifltir. Her cephedeki panolarda ve gövdedeki s›rl› tu¤la süslemeler, ço¤unlukla dökülmüfltür. Sekizgen flerefeli minare, silindirik petekli ve sivri külahl›d›r. Kuzey cephede, minarenin dibindeki mermer taç kap›, caminin mahfeline aç›l›r. Merkezden biraz sola kayd›r›lan taç kap›, d›fla taflk›nd›r. Merdivenle ç›k›lan, önde yekpare devflirme tafl kaideler üzerine oturan taç kap›, caminin çat›s›n› aflmaktad›r. Genifl ve yüksek kap› niflinin üstü, zengin mukarnasl› bir kavsara ile bitmektedir. Niflin iki yan›nda birer mihrabiye vard›r. Köfleleri zar bafll›kl› sütuncelerle s›n›rlanan niflin çevresini,, sade silmeler dolafl›r. Bas›k kemerli kap›n›n ahflap kanatlar›, sadedir. Arazideki meyil sebebi ile caminin üç kap›s› da ayr› seviyelerde bulunmaktad›r.
Aslanhane Camii kuzeybat› cephe (1998, A.E.)
Bat›daki taç kap›n›n üstü tu¤la, alt› moloz taflt›r. Sivri kemerli niflin kemer aynas›ndaki üçgen alç› panodaki çokgenlerin içini dolduran çini parçalar› dökülmüfltür. Bas›k tu¤la kemer, tek parça söveye oturur. Kap› kemerinin sa¤›nda mezar tafl› olmas› gereken bir taflta “Allahümma¤fir’il-emir’il-merhum Seyfeddin” yaz›l›d›r.215 Taç kap›n›n üstünde dikdörtgen bir çerçeve, onun da üstünde sivri kemerli sa¤›r bir pencere görülmektedir. Kap›n›n sa¤›nda iki adet büyük, yukar›da dört adet küçük dikdörtgen pencere görülmektedir.
147
Aslanhane Camii ahflap sütünlar (2005, A.E.)
tarih içinde ankara
148
tarih içinde ankara
149
Aslanhane Camii mihrab› (2005, A.E.)
tarih içinde ankara
150
tarih içinde ankara
Do¤u cephedeki taç kap›, tamamen tu¤la ile flekillendirilmifltir. Bas›k kemerli kap›n›n d›fl›n› sade bir tu¤la silme dolafl›r. Kemer köfleliklerinde iri tabak fleklinde birer boflluk ve üstte flekli bozulmufl, tu¤la ile yap›lan kap› elemanlar›nda çini parçalar› görülmektedir. Kap›dan cami içine basmaklarla inilir. Güney cephe iki alt, dört üst pencere ile d›fla aç›lmaktad›r. Caminin içinde ortadan yanlara do¤ru alçalan, mihraba dikey, befl sah›n uzan›r. Ahflap tavan› tafl›yan dört s›ra halinde dizilmifl 24 adet ahflap direk üstüne Roma devri devflirme sütun bafll›klar› konulmufltur. Bafll›klar›n üstündeki profilli yast›klara, mihraba dikey iri hat›llar oturmaktad›r. Hat›llara, mihraba paralel olarak at›lm›fl yuvarlak kirifller üzerine tavan tahtalar› çak›lm›flt›r. Orta k›s›mda üç s›ra, yanlarda iki s›ra, duvar yan›ndakilerde birer s›ra halinde dizilmifl konsollara oturan kirifllerle tavanda hareketlilik meydana gelmifl, orta sah›n yüksek, yandakiler alçakt›r. Kuzey duvar› boyunca uzanan ahflap mahfelin merdiveni, kuzeydo¤u köflededir. Mahfele aç›lan kuzey kap›s›n›n içinde, sivri kemerli minare kap›s› vard›r. Güney duvar›n ortas›nda, biraz sa¤a kaym›fl, tavana kadar yükselen çini mozaik mihrap yer al›r. Üstü mukarnas kavsaral› dikdörtgen mihrap niflinin çevresini dolaflan alç› ve çini mozaik
Aslanhane Camii mihrabdan detay (2005, A.E.)
Aslanhane Camii minberden detaylar (2005, A.E.)
151
tarih içinde ankara
Kuzey girifl portali (2005, A.E.)
Do¤u girifl kap›s› (2005, A.E.)
Bat› girifl kap›s› ve kuzey cephe (2005, A.E.)
152
silmelerin oluflturdu¤u mihrab›n üstü, alç›dan bir tepelikle biter. Çinilerde firûze, patl›can moru ve siyah renkler görülür. Mihrab›n çevresini kuflatan, en d›fltaki kavisli alç› silmede, ajur tekni¤i ile uçlar› palmetli k›vr›k dal motifi ifllenmifltir. Çini mozayikle yap›lm›fl ikinci silmede, firûze renkli hatlar›n oluflturdu¤u beflgenler, patl›can moru parçalarla doldurulmufltur. Üçüncü silmede çiçeklerle süslenmifl nesih hatla “Ayet-el-Kürsü” yaz›s›, ajur tekni¤inde alç›yla yaz›lm›flt›r. Dördüncü silme, geometrik geçmeli ikinci mozaik silmenin tekrar›d›r. Mihrab›n üstündeki genifl alç› tepelikte ajur tekni¤iyle, oyularak yap›lm›fl ejderi temsil eden figürlerin çevresi, palmet ve k›vr›m dallar›yla doldurulmufltur. D›fltaki silmelerin çevreledi¤i, dikdörtgen al›nl›k panosunun alt›n› üç yan› kuflatan geometrik geçme s›n›rlar. Panonun ortas›ndaki iri yuvarlak göbek, bir çiçek bahçesini and›r›r. D›fltan çini bir daire içinde, ajur tekni¤inde alç›yla yap›lm›fl bitkisel süsleme görülür. Panonun geri kalan k›sm›nda alt›genlerin hakim oldu¤u geometrik geçme kompozisyonda, patl›can moru ve firûze çinilerden baflka alç› kabartmalar da yer al›r. Panonun alt›ndaki nifl köfleliklerinde, firûze çinilerle, rûmi motifleri yerlefltirilmifl olup, iki köfleden nifle, patl›can moru renkli birer rûmi dal indirilmifltir. Mihrap niflinin iki köflesindeki yuvarlak alç› sütüncelerin bafll›klar›, çan fleklindedir. Ajur tekni¤iyle ifllenen sütünceler, kuflaklarla bölünmüfltür. Tamam›nda bitkisel örgü ve bir s›ra kûfi yaz› görülmektedir. Niflin içi, alç› ve çini mozaikle ifllenmifl bir süslemeye sahiptir. Patl›can moru ve firûze çiniler, alç› ile geometrik flekiller meydana getirilmifl, içteki flekiller, alç›yla yap›lm›fl rûmi motifleriyle doldurulmufltur. Niflin üstünü, patl›can moru sülüs bir yaz› kufla¤› s›n›rlar. Yukar›daki mukarnasl› kavsarada firûze ve patl›can moru çini parçalar, alç› ile zengin bir süsleme program› meydana getirmifltir.216 Caminin ahflap minberi, ceviz a¤ac›ndan taklit kündekâri tekni¤i ile yap›lm›flt›r. Minber oldukça iyi korunmufltur. Sadece köflk ve külâh k›sm› yenilenmifltir. Minberin yan aynal›klar› ve köflk k›sm›n›n alt›nda çokgen ve y›ld›zdan oluflan geometrik flekillerin içine rûmi motifler oyulmufltur. Geometrik flekiller, aralar›na çak›lan ç›talarla birbirinden ayr›lm›flt›r. Köflk k›sm›n›n alt›ndaki kemerler, rûmilerle süslenmifltir. Kaide k›sm›nda küçük dilimli kemerler dizilmifltir. Yan aynal›klar› ve köflk k›sm›n› çeviren pervazlarla, korkuluk k›sm›n›n iskeletine kabartma rûmiler ifllenmifltir. Korkuluk flebekeleri, geometrik kafesler fleklindedir. Korkulu¤un ortas›ndaki gergilerden mihrap taraf›nda minberi “Ebu Bekir o¤lu Marangoz Mehmed’in yapt›¤›” di¤erinde “Ümmetin günahkâr, Allah’›n affedici” oldu¤unu bildiren Arapça bir ibare, nesih hatla yaz›lm›flt›r. Minberin dilimli kap› kemerinin aynal›¤› zarif rûmilerle süslenmifltir. Kemeri tafl›yan sütünceler, bal›k pulu fleklinde ifllenmifltir. Kap› kanatlar› yoktur. Minber kap›s› üstünde yer alan, iki s›ra halindeki sülüs hatla yaz›lm›fl camiye ait infla kitabesi, son senelerde çal›nm›flt›r.
tarih içinde ankara
Kap›n›n iskeletini teflkil eden pervazlar, rûmilerle süslüdür. Kap›n›n üstünde ajur tekni¤iyle ifllenmifl rûmili bir taç yükselir.217 Aslanhane camisinin tarihlemesinde minberindeki Arapça kitabe kullan›l›r. Kitabenin Türkçe’si: Din ve dünyan›n imdatç›s› Keykavus o¤lu sultan ebu’I-feth Mesud cümle mahlukat› do¤ru yola sevk eden Allah, sultanl›¤›n› ebedi k›ls›n, saltanat› zaman›nda fütüvvet ve mürüvvet sahiplerinden iki kardefl Allah’›n r›zas›n› dilemek için bu camii 689 y›l›nda yapt›lar. Allah her ikisinin ömürlerini uzun etsin ve hasenatlar›n› kabul buyursun ve suçlar›n› ba¤›fllas›n.218 Camiyi 689 /1289-90 y›l›nda yapt›ran iki kardeflin, Ahi fierafeddin’in babas› Ahi Hüsameddin ve amcas› Ahi Hasaneddin olduklar› kabul edilir.219 Vakfiyesi ele geçmeyen camiye ait çeflitli belgeler vard›r.220 Osmanl› devrinde yaz›lan tahrir defterlerinde, buras›n›n gelirleri kay›t edilmifltir. Caminin Çubuk Kazas›nda Baflsemer, Bay›nd›r, Kargasemer ve Dodurga köylerinden Fatih devrinde 1463 y›l›nda yaz›lan defterde toplam 12705 akçe y›ll›k geliri vard›.221 Bu gelir, 1530 tarihli tahrir defterinde 23619 akçe olmufltur.222 Yap›l›fl›ndan günümüze kadar çeflitli tamir ve tadilatlar yap›larak de¤iflikliklere u¤rayan cami en son 1992 y›l›nda onar›lm›flt›r. Aslanhane Camisi alç› ve çini süslemenin ustal›kla kaynaflt›r›ld›¤› tek örnek olarak duran mihrab› ve ahflap elamanlar› ile Selçuklu sanat›n›n nadide bir eseridir. Uzun zaman Ankara’n›n Ulu Camisi olarak kullan›lm›flt›r.
Aslanhane Camii’nin 2000’li y›llarda çal›nan ahflap minber kitabesi ve yeri (A.E.)
Aslanhane Camii kuzeydo¤u cephe (A.E.)
153
tarih içinde ankara
AH‹ fiERAFEDD‹N (ASLANHANE) TÜRBES‹
Ahi fierafeddin Türbesi güneybat› cephesi (1998, A.E.)
154
tarih içinde ankara
Aslanhane Türbesi; kare planl›, sekizgen kasnakl›, piramidal külâhl› bir türbedir. Düzgün kesme tafl, devflirme malzeme ve tu¤la ile yap›lan türbenin cenazeli¤i yoktur. Devflirme malzemenin döfleme olarak kullan›ld›¤› zaviye avlusunun kenar›nda, düzgün bir alan üzerinde yap›lm›fl türbede, devflirme malzemenin bollu¤u dikkat çekicidir. Türbenin kuzey cephedeki kap›s›nda yekpare mermerle yap›lm›fl, asl›nda söve ve lento vazifesi gören; sade silmeli bir çerçevenin içi, iki yanda birer lentoya oturan, iki parçal›, sivri bir kemerli kap› fleklinde doldurulmufltur. Di¤er üç cephede, kap› seviyesinde, sade silmeli dikdörtgen birer pencere aç›lm›flt›r. Pencereler demir parmakl›kl›d›r. Güney penceresinin üstünde kitabe bulunmaktad›r. Türbenin beden duvarlar›, profilli bir saçakla bitmektedir. Üzerindeki sekizgen kasnak ikili tu¤la hat›l ve yass› tafllarla örülmüfltür. Her cephesinde tu¤la kemerli penceresi olan kasnak, kirpi saçakla bitmektedir. Tu¤la ile örülmüfl, sekizgen piramidal külâh bak›r kapl›d›r. Türbenin içinde kareden sekizgene, köflelerdeki tromplarla geçilmektedir. Tromplar›n aralar›na dört cephede, sivri kemerli birer sa¤›r pencere yap›lm›flt›r. Sekizgen kasnaktaki pencerelerin üstünde, köflelerdeki üçgenlerle onalt›gene geçilip, bunlar›n üstünde onalt› tane sa¤›r pencere s›ralanmaktad›r. Daha sonra uzun damla motifi ifllenmifl, beyaz s›val› külahla üst örtü bitmektedir. Türbenin zemini, alt›gen tu¤la döflemelidir. ‹çinde giriflin solundaki ilk mezar ahflap sandukas›, Etnografya Müzesinde bulunan Ahi fierafeddin’e aittir.223 Bu mezar›n bafl›nda serbest olarak duran bir mezar tafl› olup, 1890 y›l›nda vefat eden Nakflibendi fieyhi, Buharal› Pir zade Hac› Seyyid Ahmed Efendiye aittir.
Kuzeybat› cephe ve içi (2005, A.E.)
Ahi fierafeddin Camii ve Türbesi (2006, A.E.)
155
tarih içinde ankara
Ahi fierafeddin’in mezar› üzerindeki ahflap sanduka. 1933 y›l›nda Ankara Etno¤rafya Müzesi’ne götürülmüfl ve burada sergilenmektedir. (2005, A.E.)
Yan›ndaki iki adet mezar, alt›gen mavi çinilerle kapl›d›r. Kitabeleri olmad›¤›ndan kimlere ait oldu¤u bilinmiyor. Türbenin güneydo¤u köflesindeki yekpare tafl sanduka Ahi fierafeddin’in 833 / 1429 y›l›nda ölen k›z› Ayfle Hatun’a aittir. Giriflin sa¤›nda
156
tarih içinde ankara
Ahi fierafeddin’in Türbesi, güney cephede bulunan kitabe (2005, A.E.)
alç› süslemeli, bafl› serpufllu büyük sandukada, halen bir kitabe görülmemektedir. Bu mezar›n Ahi fierafeddin’in babas› Ahi Hüsameddin’e ait oldu¤u kabul edilir.224 Ahi Hüsameddin, türbenin yap›ld›¤› 731/ 1330 y›l›ndan önce ölmüfl olabilir. Buradaki kitabesiz ikinci lâhit, zencirek ve mukarnas süslemelidir. Alç›dan yap›lm›fl üçüncü lâhitin sahibi de bilinmiyor. Dördüncü lâhit mermer olup, üzerinde Farsça bir yaz› vard›r. K›ble duvar›na yak›n büyük lâhit, Ahi fierafeddin’in k›z› Devlet Hatun’a aittir. Mermerden mamul lâhitte, Devlet Hatun’un 763/1361 y›l›nda vefat etti¤i yaz›l›d›r.225 Ahi fierafeddin’in 751/1350 y›l›nda vefat›n› bildiren ceviz a¤ac›ndan yap›lm›fl sandukas›, Ankaral› Mahmud o¤lu Nakkafl Abdullah taraf›ndan yap›lm›flt›r.226 Arapça kitabenin Türkçe anlam›: Hazreti Hüseyin soyundan Ahi Hüsameddin o¤lu lâtif olan Allah’›n rahmetine muhtaç, zay›f kul Mehmed bu imaretin yap›lmas›na çal›flt›. (Hazreti) Hüseyin ve kardefli ve babas› ve analar› ve o¤lu hürmetine Allah onun kalbini nurland›rs›n 731 y›l›nda yap›ld›.227 Türbe, kitabesine göre 731/1331 y›l›nda yap›lm›flt›r. Ahi fierafeddin’in mezar› üzerindeki ahflap sanduka, 1933 y›l›nda Ankara Etno¤rafya Müzesi’ne götürülmüfltür. Türbenin eski bir resminde, üstünün çat› ile örtülü oldu¤u görülmektedir. 1947 y›l›nda Türkiye An›tlar›n›n Korunmas›na Yard›m Derne¤i’nce onar›lan türbe, 1974 y›l›nda da Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce yeniden onar›lm›flt›r.228
Ahi fierafeddin’in sandukas› (2005, A.E.)
157
tarih içinde ankara
BEYPAZARI SULTAN ALÂADD‹N CAM‹‹ (CAM‹‹ KEB‹R) ‹stiklal Mahallesi, Alaattin Sokak No. 26’da bulunan cami, dikdörtgen planl›, çat›l› bir yap›d›r. Düzgün kesme tafllarla yap›lan caminin üstü, çat› ile örtülmüfltür. Son cemaat yeri yoktur. Dikdörtgen plânl›, çat›s› saçla örtülmüfl olan Alâaddin Camii’nin beden duvarlar›, ara ara tamir görmüfl olmas›na ra¤men, k›smen orijinal fleklini korumufltur. Bilhassa do¤u duvar› ilk haliyle günümüze gelmifltir. Beden duvarlar›n›n alt k›s›mlar› kesme taflla yap›lm›fl olmas›na karfl›, üstleri tu¤la hat›ll› bir örgüye sahiptir. Alttaki sivri kemerli pencerelerin üstünde sivri kemerli ve alç› flebekeli ikinci s›ra pencereleri hizas›na kadar devam eden tu¤la hat›ll› duvarlarda, kesme tafllar›n aras›, dikey düzende tu¤lalar konulmak suretiyle kasetlenmifltir. ‹kinci s›ra pencereler üzerinde duvarlar, kenarlar› pahl› bir silme ile sona ermektedir. Güneyde küçük bir ç›k›nt› teflkil eden mihrab›n üzerinde kapat›lm›fl yuvarlak bir pencere bulunmaktad›r. Kuzeybat› köflede yer alan minarenin kaidesi, kesme taflt›r. Minarenin gövdesi tu¤la, flerefesi tafltand›r. Bat› cephesinde, altta parmakl›kl› ve yuvarlak kemerli dört pencere, üstte yuvarlak kemerli befl pencere yer al›r. Kuzeybat› köflesinden, minarenin yan›ndaki kap›dan yap›ya girilir. Kuzey cephede altl› üstlü befl pencere görülür. Kare planl› yap›, içten k›bleye dikey dört sahne ayr›lm›flt›r. ‹kinci s›rada üç sütun, di¤er s›ralarda dörder sütun bulunur. Üstü, ortas›nda boyal› ve geometrik motiflerle süslü bir göbek bulunan ahflap tavanla örtülüdür. Güneyinde üstü boyanm›fl mukarnasl› alç›dan mihrap ve basit ahflap minber yer al›r. Kap›n›n kuzeyindeki merdivenlerden yap›n›n üç taraf›n› (bat›-do¤u-kuzey) boydan boya kateden üst galeriye ç›k›l›r. D›fltan çat›n›n üstü kiremitli çat›yla örtülüdür. Yap›n›n kuzeybat› köflesindeki minarenin kaidesi tafltan, gövdesi tu¤ladand›r. Alâaddin Camiinin beden duvarlar›, çeflitli zamanlarda oldukça büyük tamirler görmüfl olmal›d›r. Kesme tafltan yap›lm›fl duvar örgüsünde tu¤la hat›llar, sivri kemerli nifller içindeki pencerelerin tafl ve tu¤la örgüleri dikkat çekmektedir. Camiinin beden duvarlar› üzerindeki birinci s›ra pencere nifllerinin kemerlerinde, 3 tu¤la bir tafl kullan›lm›fl olup, nifl içindeki pencerelerin al›nl›klar›, tu¤la desenli olarak doldurulmufltur. K›ble yönde küçük bir ç›k›nt› teflkil eden mihrab›n üzerinde de yuvarlak bir pencere vard›r. Evvelce üç nefli ve ahflap destekli oldu¤u söylenen camiinin 1300 H. yang›n›nda yand›¤›, bundan sonra tahta tavanl› olarak yap›ld›¤› bilinmektedir. Sultan Alâaddin Camiinin mimari flekli, XV. veya XVI.
158
tarih içinde ankara
yüzy›la ait oldu¤unu göstermektedir. Muhtemelen daha önce burada bulunan eski caminin harap olmas›ndan sonra yerine bu cami yap›lm›fl olmal›d›r. Caminin kitabesi: Hamdulillâh çün imaret oldu bu beyti flerif Eferin mimar›na k›ld› müzeyyen hem zarif Kubbesin ta asuman› evce hempa eyledi Cümle ahçar›n musanna tiynil etti nazif. Hem bu hayre mutemet Râ-cim-u bâ oldu sebeb Ruzi mahflerde hüdaya cürmünü ede afif Hakteâlâ ol beyin Ömrün hezar etsûn hezar Devletin ikballe k›ls›n sehayîle atif Çeflitlimiz rûflen tamam aldu dedim tarihini Ola andiçre bu cami beye cem kasr-› latif 1069 H.
Sultan Alaaddin Camii (M. Kezer)
159
tarih içinde ankara
Beypazar› Sultan Alaaddin Camii girifl kap›s› ve onar›m kitabesi (2005, A.E.)
160
tarih içinde ankara
fiEREFL‹KOÇH‹SAR ALÂADD‹N CAM‹‹ Sar›kaya Mahallesi’nde bir teras üzerinde yer alan cami, kare planl› ve tek kubbeli bir yap›d›r. Caminin beden duvarlar› tamamen kesme yonu tafltan yap›lm›flt›r. Kuzey taraf›ndaki son cemaat yeri, üç kubbelidir. Kuzeybat› köflede beden duvarlar›ndan ç›k›nt› yapan minare kaidesi yonu tafltand›r. Caminin mihrap mekân›, k›ble yönünde, kare planl› ana mekandan ileri do¤ru ç›k›nt› yapmaktad›r. Son cemaat yerinin pandantif geçiflli üç kubbesi, iki köflede tafl ayak, ortada iki sütun ile tafl›nmakta, sivri kemerlerle ba¤lanmaktad›r. Sütunlar›n bafll›klar› gayet sade ve basit olup, gergi demirleri ile birbirine ba¤lanmaktad›r. Yan cephelerde üçer, güneydeki mihrap ç›k›nt›s›n›n iki yan›nda ve güney duvar›nda bunlara karfl› birer dikdörtgen pencere vard›r. Son cemaat yeri ile ayn› hizada bulunan ana mekan›n beden duvarlar›, tafl bir silme ile bitmekte ve daha üstte biraz daha içerden, her cephesi sivri kemerli sekizgen bir kubbe kasna¤› yükselmekte, onun da üstüne, içe do¤ru daralan payandal› kubbe kasna¤› oturmaktad›r. Bu konik, kasnak kubbe ile birlikte tamamen kurflunla kaplanm›flt›r. D›fltan kemerli payandalarla takviye edilmifl olan kasnak, sekiz pencerelidir. Minare, kuzeybat› köflede son cemaat yeri ile birlikte beden duvarlar›ndan hafif ç›k›nt› teflkil eden bir kaideye sahiptir. Silindirik gövdeli minarenin flerefe alt›, silmelerle genifllemektedir. fierefe ve petek k›sm› da tafl olup, üstü kurflun kapl› konik bir külahla örtülüdür. Minare kap›s›, son cemaat yerine aç›lmaktad›r. Tamamen beyaz s›val› son cemaat yerinde sa¤ üstteki kemerli bir pencere fleklindeki mükebbire, cami içinden imam›n sesini d›flar›daki cemaate duyurmak için yap›lm›flt›r, Son cemaat
Alaaddin Camii kuzey cephesi (2005, A.E.)
161
tarih içinde ankara
Alaaddin Camii güneybat› cephesi (2005, A.E.)
162
yerinin iki yan›nda birer dikdörtgen pencere, ortas›nda taç kap› vard›r. Bas›k kemerli girifl kap›s›n›n çevresinde sivri kemerli genifl bir silme dolaflmaktad›r. Taç kap›n›n üst k›sm›nda kitabe, kenarlar›nda geç dönem özelli¤i tafl›yan baz› motifler vard›r.
tarih içinde ankara
fiereflikoçhisar, Sultan Alaaddin Camii, mihrab ve minberi (2005, A.E.)
fiereflikoçhisar, Sultan Alaaddin Camii onar›m kitabesi (2005, A.E.)
163
tarih içinde ankara
Harim mekân›nda kubbeye tromplarla geçilmektedir. Tromp kemerleri, beden duvarlar›ndan ç›k›nt› yapan payandalara oturmaktad›r. Kemerleri, tromplar da kubbeyi tafl›maktad›r. Caminin tafltan yap›lm›fl minberi basit süslemelere sahiptir. Güney tarafa eyvan fleklinde girinti yapan mihrap mekan›n›n üzeri beflik tonozla örtülmüfltür. Sade görünümlü tafl mihrap, taç kap› ile ayn› üslupta yap›lm›flt›r. Caminin yenileme kitabesi: Sezâd›r dediler müftî min ismi’llâh ola târih Hezâr rahmet eyleyüb buldum dedim târih old› ¤afûr 1286 Su basman seviyesine kadar olan temel duvarlar›n›n beden duvarlar›ndan daha eski olmas›, caminin tarihini XIII. yüzy›la kadar indirmektedir. Buradaki devflirme malzemeler aras›nda orijinal bir mermer kitabe parças› da bunu göstermektedir. Yap›m tarihi kesin olarak bilinmeyen cami, ilk olarak Selçuklu devrinde yap›lm›fl olmal›d›r. Kap›s›ndaki 1869 tarihli kitabe de, muhtemelen caminin yeniden yap›m tarihini bildirmektedir.
fiereflikoçhisar, Sultan Alaaddin Camii girifl kap›s› (2005, A.E.)
164
tarih içinde ankara
KUYULU (HOCA PAfiA) CAM‹‹ Ulus’ta, Tülüce Mahallesinde, Hac› Bayram Camii’ne giden yolun bafl›nda iken, Hükümet Caddesi aç›lmas› nedeniyle y›k›lan caminin bulundu¤u yerde, flimdi Hükümet Caddesi bafllamaktad›r. O zaman Çiftlik ma¤azas› ile müzayede salonu aras›nda bulunan cami, 1938 y›l›nda 5.900 TL.’s›na istimlak edilerek y›k›ld›ktan sonra, ahflap kap›s› Ankara Etnografya Müzesi’ne kald›r›lm›flt›r. Boyuna dikdörtgen planl›, çat›l›, kerpiç duvarl› bir yap› olan caminin kesme taflla yap›lm›fl minaresi, kuzey do¤u köflesinde yükseliyordu. Zarif minarenin cami ile birbirine uyumlu oldu¤u eski resimlerde görülmektedir. Caminin yan›ndaki Kuyulu Kahve, Milli Mücadele y›llar›nda revaçta olan bir yer idi.229 Kuyulu Camii ve Hac› Bayram Caddesi y›k›lmadan önce (1940 A.Y.)
165
Kuyulu Camii’nin Ankara Etnografya Müzesi’nde sergilenen ahflap kap› kanatlar› (2005, A.E.)
tarih içinde ankara
166
tarih içinde ankara
Kuyulu Camii (1940, BELKO)
Kuyulu Camii güneybat› cephe (1940, VGM)
Caminin çift kanatl›, sivri kemerli taklit kündekari tekni¤i ve oyma tekni¤i ile yap›lm›fl olan ahflap kap› kanatlar›, zengin süslemelere sahiptir. ‹ki kanatl› kap›da, d›flta geçmeli bir silme, kemerli bir pencere gibi dolaflmaktad›r. Üstteki sivri kemerin içinde, rûmili zemin üstüne kûfi bir yaz› yaz›lm›flt›r. Ortadaki dikdörtgen alan, geometrik geçmelerin meydana getirdi¤i rûmilerle süslenmifltir. Kap› kanatlar› XIII. yüzy›la tarihlenir.230 Camiyi Hoca Pafla isimli bir kiflinin yapt›rd›¤› isminden anlafl›lmaktad›r. Bu isme bakarak Hoca Pafla’n›n askeri bir kifli olmas› gerekti¤i akla gelmekte ise de asl›nda onun bir han›m oldu¤unu, Ahiler zaman›nda, Ahi Hüsam Zaviyesi’nin Hoca Pafla isimli bir han›m mütevelliyesinin varl›¤›ndan ö¤reniyoruz.231
167
tarih içinde ankara
AKKÖPRÜ Ankara’n›n Selçuklu devrinden kalan en önemli yap›lar›ndan birisi, Çubuk Çay› üzerinde bulunan Akköprü’dür. Köprünün yap›m›nda kullan›lan Ankara tafl›ndan baflka, köprüdeki devflirme tafllar›n baz›lar›nda antik devir kitabeler vard›r. Yedi gözlü köprünün, Ankara taraf›nda iki küçük, ortada iki büyük ve Varl›k Mahallesi taraf›nda üç küçük gözü vard›r. Bu se-
Akköprü infla kitabesi (2005, A.E)
Akköprü gravürü (A.Y.)
168
tarih içinde ankara
beple köprünün iki ucundan bafllayarak ortaya do¤ru köprü yükselmektedir. Kemerlerin hepsi de sivri formludur. Köprünün üstünde kenarlarda tafl korkuluklar bulunmaktad›r. Köprüde bat› yüzünde, orta gözün iki yan›nda birer kitabe vard›r. Sa¤daki kitabenin Türkçe’si:232 “Din ve dünyan›n büyü¤ü yüce sultan Eb’ül-feth Keykubad bin Keyhüsrev- müminlerin emirinin bürhan›- 619 y›l› rebiulahir ay›nda yapt›rd›.“ Orta gözün solundaki kitabe, baz› yerleri silik oldu¤undan tam okunamamakta, köprüyü yapan Bedreddin’in ismi seçilmektedir.233 Sa¤lam durumdaki köprü, Anadolu Selçuklu Sultan› Alâeddin Keykubad (1219-1236) taraf›ndan, May›s 1222 y›l›nda, mimar Bedreddin’e yapt›r›lm›flt›r. Köprüyü, Alâeddin Keykubad’›n Ankara valisi K›z›lbey taraf›ndan yapt›r›ld›¤›n› kabul edenler de vard›r.234 1530 tarihli Tapu Tahrir Defterinde K›z›lbey Köprüsü “Ankara Kantaras›” ad›yla geçmektedir.235
Akköprü, 1900 lü y›llar (BELKO)
169
tarih içinde ankara
Akköprü (2005, A.E.)
170
tarih içinde ankara
AYAfi BELED‹YE (PAfiA) HAMAMI
Belediye Meydan›, Karakaya Caddesi üzerinde, ‹¤deli Sokak No: 1’de, Ulu Camii’nin do¤usunda yer alan hamam, kaba yonu tafl›yla kagir olarak yap›lm›flt›r. Hamama Cumhuriyet Meydan› arkas›ndaki sokaktan girilir. Sa¤da L biçiminde dizilmifl soyunma odalar›n›n bulundu¤u dikdörtgen planl› bir mekana geçilir. Soldaki bir kap›yla kubbeli bir ›l›kl›k mekan›na, oradan da yine kubbeli ve sekizgen planl› s›cakl›¤a geçilir. Sekizgenin dikey ekseninde beflik tonozlu, dikdörtgen planl› birer kurnal› nifllerle diyagonal eksenlerin uçlar›nda ikifler kurnal› kubbeli mekanlar yer al›r. Orta mekan, sekizgen göbek tafl›yla zenginlefltirilmifltir.236 Selçuklu döneminde yap›lm›fl olan hamam, günümüzde Ayafl Belediyesi’nce sergi salonu olarak kullan›lmaktad›r.
Pafla Hamam› iç (2005, G.G.)
Pafla Hamam› (2005, G.G.)
171
tarih içinde ankara
Ayafl Pafla Hamam› iç mekan (2005, G.G.) Ayafl Pafla Hamam› ve Ulu Camii (2005, A.E.)
172
tarih içinde ankara
AYAfi KARAKAYA KAPLICASI
Karakaya Kapl›cas›, Ayafl’›n K›rkevler denilen mevkiinde bulunmaktad›r. Çifte hamam olarak yap›lan bu kapl›can›n suyu, flifal›d›r. Kaba yonu tafl› ile kagir olarak infla edilmifl bir yap›d›r. Önde erkekler k›sm›, arkada kad›nlar k›sm› yer almaktad›r. Hamam›n erkekler k›sm›n›n dikdörtgen planl› soyunmal›¤›, beflik tonozla örtülüdür. Buradan yine beflik tonozlu bir koridorla içi sekizgen bir havuzla kapl›, kubbeli s›cakl›k k›sm›na geçilir. Kad›nlar k›sm› da ayn› plan tipindedir. ‹ki sekizgen havuz, iki soyunmal›k ve dinlenme yeri ve üzeri üç kubbe ile örtülüdür. Erkekler k›sm›n›n sol köflesinde bir çeflme bulunmaktad›r. Selçuklu döneminde yap›lm›fl olan kapl›ca, Romatizma gibi a¤r›l› hastal›klar için banyo ve içme olarak kullan›lmaktad›r.237
Ayafl Karakaya kapl›cas› ve çeflmesi (2005, A.E..)
173
tarih içinde ankara
SELÇUKLULARDA ANKARA KALES‹
Selçuklu dönemi yap›s› Akkale girifl kap›s› (1998, A.E.)
174
Bizans devrinde yap›lan ‹ç Kalenin kuzey do¤u köflesindeki yüksek k›sm›, “fiark Kalesi” diye isimlendirilmifltir. Kuzey bat› köfledeki ayr› bir bölüm gibi duran, halk taraf›ndan “Alitafl›” denen yüksek k›s›m, “Akkale” ad›n› al›r. Akkale’nin, Selçuklu Sultan› II. Keyhüsrev taraf›ndan 1249 y›l›nda yapt›r›ld›¤›, kalenin harap
tarih içinde ankara
yerlerinin de onar›ld›¤› Bentderesine bakan, ‹ç Kale ile D›fl Kalenin kuzey bat› tarafta birleflim yerindeki, gerisi kapal› bir dehlizin girifl kemeri üstüne konulan Arapça kitabeden ö¤renilmifltir.238 Keyhüsrev’in o¤lu emir’el-mü’min’in, varidat-› cibayesinden (gelir vergisi) orta¤› izzü’d-dünya ve’d-din ebu’l-feth Keykâvus, c›l›z kul kubbet’ül-Cambaz ve o¤lu Mehmed alt› yüz k›rk yedi y›l›nda ( yaz›ld› ).239
Akkale, bat› cephe (2005, A.E.)
175
Selçuklular döneminde Ankara Kalesi surlar›na yap›lan gizli delhiz kap›s› ve kitabesi (2006, A.E.)
tarih içinde ankara
176
tarih içinde ankara
Akkale kule içi (2006, A.E.)
Bu kitabenin yan›ndan bafllay›p Hatip Çay›na kadar inen, kalenin gizli bir geçit ve su yolu olarak kullan›lan bir yeralt› dehlizinin oldu¤u, halk aras›nda rivayet edilir. ‹ç Kalenin halen kullan›lan iki kap›s› olup, ilki, güneydeki D›fl Kalenin Hisar Kap›s›na giden “Zindan Kap›”, di¤eri bat›ya aç›lan “Genç Kap›”d›r.240 Ayr›ca kalenin kuzey do¤usundaki fiark Kalesinin do¤usunda yeralan, kalenin içine aç›lan “Parmak Kap›”n›n aç›ld›¤› geçit y›k›ld›¤›ndan kapal› durumdad›r. ‹ç Kale; sarn›çlar›, depolar›, çeflitli bar›nma yerleri ve zindan› olan flehrin en güvenli yeridir. Devlete ait k›ymetli eflyalar, silah ve cephaneler buradaki depolarda saklan›yordu. Bir savafl s›ras›nda flehir halk›n›n mal ve can›n güveni ‹ç Kalede sa¤lanmas›n›n yan›nda, burada sürekli yaflayan bir de halk grubu vard›.241 Çeflitli mahallelerle bölünen ‹ç Kale’de, Misafir Fakih Mescidi ve Alâaddin Camii günümüze gelmifl baz› Selçuklu eserleridir.
177
tarih içinde ankara
AH‹LER
K›rflehir Ahi Evran Zaviyesi (2005, A.E.)
178
Arapça “kardeflim” mânas›ndaki “ahî” kelimesinden gelen bu ad›n, Türkçe’deki “ak›”dan (cömert) türetildi¤ini ileri sürenler de vard›r. Temelde Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in sünnetine dayand›r›lan prensipleriyle ‹slâmî anlay›fla do¤rudan ba¤l› olan Ahîli¤in, tasavvufta önemli bir yeri bulunan “uhuvvet” hat›rlatmas›ndan dolay› da kolayca yay›lmas› ve kabul görmesi mümkün olmufltur. Bu teflkilât›n Anadolu’da kurulmas›nda “fütüvvet” teflkilât›n›n büyük tesiri vard›r. ‹slâm’›n ilk asr›ndan itibaren görülmeye bafllayan fütüvvet teflekkülleri içinde IX. yüzy›ldan itibaren de esnaf birlikleri ortaya ç›km›flt›r. Baflka bölgelerde mensuplar›na civanmerd, ayyâr (ayyârân), fetâ (fityan) gibi isimler verilen fütüvvet ülküsünün, ‹slâm’›n yay›lmas›na paralel olarak Suriye, Irak, ‹ran. Türkistan, Semerkant, Endülüs, Kuzey Afrika ve M›s›r’da esnaf ve sanatkârlar aras›nda yayg›n oldu¤u bilinmektedir. Türkler, ‹slâmiyet’i kabul etmeleri ve Anadolu’ya yerleflmelerinden itibaren fütüvvet ülküsünü benimseyip kendilerine has yi¤itlik, cömertlik ve kahramanl›k vas›flar›yla süslemifllerdir. Bununla birlikte Ahîli¤in temel belirleyicisi olan ‹slâmî-tasavvufî düflünüfl ve yaflay›fl, her devirde ve bölgede geçerlili¤ini korumufltur. Abbasî Halifesi Nâs›r-Lidînillâh, siyasî ve sosyal durumu gittikçe bozulan devletin otoritesinin yeniden kurulmas›nda ve içtima-î huzurun sa¤lanmas›nda fütüvvet birliklerinin büyük bir güç olaca¤›n› düflünmüfl ve bu teflekkülleri siyasî otoriteye ba¤lamada baflar› sa¤lam›flt›r. Halife Nas›r, fütüvvet birliklerini yeniden teflkilâtland›r›rken, “fütüvvetnâme”lerde bu birliklerin ilke ve kaidelerini tanzim etmifl, di¤er müslüman hükümdarlara da elçi ve fermanlar gönderip kendilerini fütüvvet teflkilât›na girmeye davet etmifltir. Bu faaliyetin bir parças› olarak ilk defa 1204’de Anadolu Selçuklu Devleti’yle I. G›yâseddin Keyhusrev zaman›nda temas kurmufltur. I. G›yâseddin Keyhusrev, hocas› Mecdüddin ‹shak’› (Sadreddin Konevî’nin babas›) Ba¤dat’a, Halife Nâs›r’a elçi olarak gön-
tarih içinde ankara
dermifltir. Mecdüddin ‹shak dönüflünde, Sultan I. G›yâseddin’in iste¤i üzerine Halife Nas›r taraf›ndan gönderilen Muhyiddin ‹bnü’l-Arabî, Evhadüddîn-i Kirmânî ve fieyh Nasîrüddin Mahmnûd el-Hûyî gibi büyük mürflid ve mutasavv›flar› Anadolu’ya getirmifltir. Anadolu’nun her taraf›nda irflad faaliyetlerine bafllayan Evhadüddîn-i Kirmânî ve halifeleri için Selçuk sultan› taraf›ndan çok say›da tekke ve zaviye yap›lm›flt›r. Seçuk sultanlar› I. ‹zzeddin Keykâvus ve I. Alâeddin Keykubad’›n da fütüvvet teflkilât›na girmeleriyle Anadolu’da Ahîli¤in kuruluflu tamamlanm›flt›r. I. Âlâeddin Keykubad zaman›nda Halife Nâs›r’›n, meflhur mutasavv›f fiehâbeddin Sühreverdî’yi Anadolu’ya göndermesinin, Anadolu’da Ahî teflkilât›n›n kurulmas›nda önemli bir yeri vard›r. Anadolu’da Ahîli¤in kurucusu olarak bilinen ve ‹ran’›n Hoy flehrinde do¤an fieyh Nasîrüddin Mahmûd, sonralar› “Ahî Evran” ismiyle an›lm›flt›r. Özellikle I. Alâeddin Keykubad’›n büyük destek ve yard›m›yla, bir taraftan ‹slâmî-tasavvufî düflünceye ve fütüvvet ilkelerine ba¤l› kalarak, tekke ve zaviyelerde fleyh-mürid iliflkilerini, di¤er taraftan ifl yerlerinde usta, kalfa ve ç›rak münasebetlerini ve buna ba¤l› olarak iktisadî hayat› düzenleyen Ahîli¤in, Anadolu’da kurulup geliflmesinde Ahî Evran’›n büyük rolü olmufltur. Anadolu’da h›zla yay›lan bu teflkilât›n mensuplar›, flehirlerde oldu¤u gibi köylerde ve uç bölgelerde de büyük nüfuza sahip olmufllar, Anadolu’da bilhassa XIII. yüzy›lda devlet otoritesinin iyice zay›flad›¤› bir dönemde, flehir hayat›nda yaln›zca iktisadî de¤il, siyasî yönden de önemli faaliyetlerde bulunmufllard›r. Ahîler, ba¤›ms›z siyasî bir güç olmamakla birlikte, zaman zaman merkezî otoritenin zay›flad›¤›, anarfli ve kargaflan›n ortaya ç›kt›¤› dönemlerde siyasî ve askerî güçlerini göstermifller ve önemli fonksiyonlar üstlenmifllerdir. Özellikle Mo¤ol istilâs› s›ras›nda Ahi birlikleri, flehirlerin yönetimine mahallî otorite olarak hâkim olmufllard›r.
1920’li y›llarda Hatip çay› üzerinde bulunan köprü (BELKO)
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde bulunan Ahi fierafeddin’in fleceresinden bir bölüm
179
tarih içinde ankara
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde bulunan Ahi fierafeddin’in fleceresinden bölümler
180
Ahili¤e çok hizmet eden I. Alâeddin Keykubad, o¤lu II. G›yâseddin Keyhusrev taraf›ndan öldürülünce, Ahîlerin II. G›yâseddin’e karfl› direndikleri ve onun Köseda¤’da Mo¤ollar’a yenik düflmesinden sonra Tokat ve Sivas’› ele geçiren Mo¤ollar’a karfl› Kayseri’yi baflar›yla savunduklar› bilinmektedir. 242 Ahilik ve Ankara aras›ndaki ba¤lant›y› ortaya koyan en önemli belgelerden birisi, Ahi fierefüddin’in 1293 y›l›nda haz›rlatt›¤›, onun baba taraf›ndan soyunu gösteren fleceredir. M.Zeki Oral taraf›ndan flecere hakk›nda k›sa bir bilgi verilmifltir.243 Onun verdi¤i bilgiye göre Ahi fierefüddin, Hz. Ali o¤lu Hz. Hüseyin soyundand›r. Selçuklu sultan› II. K›l›çarslan (1156-1192) hükümdar olunca, Anadolu’da genifllemeye niyet edince, adamlar›n› göndererek Seyyid Hasan ve yak›nlar›n› ihtiramla yan›na getirtti. Sonra gazaya bafllad›. Anadolu’yu yeniden feth ettiler. Ümeras›ndan her biri Rum diyar›ndan (Anadolu’dan) bir yer seçip be¤endiler. Bunlardan Konofl’da büyük beylerdendi. Onbin askere hükmederdi. Ankara’da bulunurdu. Hayrat ve hasenata da meyli vard›. Seyit Hasan’› yan›na davet etti ve k›z› Mahmude’yi vermeyi teklif eyledi. Bu suretle Ahi fierefüd-din’in ecdad›, II. K›l›çarslan zaman›nda Anadolu’ya, Konofl’un davetiyle de Ankara’ya gelmifl oldu. Ahi fierefüd-din’in alt› bat›n yukar› dedesi olan Abdullah o¤lu Süleyman ve bunu takiben ecdad›ndan ‹brahim o¤lu ‹shak, Seyit Ali, ‹shak o¤lu Seyit Hüsam, Alâüddin ‹shak o¤lu Ali ve Ahi fieref’ üd-din’in babas› Ahi Hüsamüddin Hüseyin, dedesi Seyit fiemsüd-din Ahi Yusuf, amcas› Ahi Kemal üd-din Hasan’›n Ankara’da medfun olduklar›na dair flecerede serahat vard›r. Görülüyor ki bu Ahiler, Ankara’n›n eski bir ailesi haline gelmifller, nüfuz sahibi olmufllar, bir çok mimarî, nefis eserler meydana getirmifllerdir. fiimdi Ankara’n›n geçirdi¤i tarihî safahat içinde bu y›llar› gözden geçirelim: Türkiye Selçuklular› devleti göçmüfl, Anadolu ‹lhan› vali ve kumandanlar ile idare edilmektedir. Anadolu’da ‹lhan› askerlerinden 7 bölük bulunuyor, bunlardan bir bölü¤ü de Devletfiah Kumandas›nda Ankara civar›nda oturuyordu. Ebu Sait Bahad›r Han›n (716-736) Tebriz’de vefat› üzerine Anadolu’da vukua gelen kar›fl›kl›k esnas›nda Devlet-fiah, Ankara’da müstakil bir idare kurmaya muvaffak olmufl vefat›nda o¤lu, Bahtiyar Melik Nas›r yerine geçmiflti. Bu Mo¤ol askerleri, efrad› ailesiyle beraber Ankara muhitindeki yaylak ve k›fllaklarda bulunurlar, flehir hayat›na pek iltifat etmezlerdi. ‹flte Ankara’n›n sahipsiz kald›¤› bu senelerde, ahilerin flehir idaresini ellerine ald›klar› kanaati has›l olmaktad›r. ‹bni Batuta’n›n tasrih etti¤i gibi ahiler, siyasî fitret zamanlar›nda memleketin keflmekefl içinde kalmas›na meydan vermezler, yeni bir hükümet kuruluncaya kadar vatandafllar› idare ve siyanet ederlerdi. Ankara’daki kitabe, vakfiye ve mezar tafllar›n›n hiç birinde hüküm-
tarih içinde ankara
darl›k unvan›na dair bir kelime yazd›rmam›fllard›r. Osmanl› Tarihleri, I. Murat taraf›ndan Ankara’n›n ahilerden zaptedildi¤ini yazarlar. Bu mehazlardan anlafl›ld›¤›na göre Ankara, ahilerden harben al›nmam›flt›r. Memleket, ahiler taraf›ndan I. Murad’a teslim edilmifltir. Buna, I. Murad’›n Ahibaba olmas›n›n da büyük tesiri oldu¤u kabul edilebilir. Çünki Karaman o¤ullar›n›n Ankara’y› elde etmek için mütemadi tazyikleri karfl›s›nda memleketi müdafaa eden ahilerin, Osmanl›lara karfl› mukavemet göstermeyiflleri, bunun bir delilidir.244 Ankara ve çevresine yerleflen Ahiler, Ahî Hac› Murad Mahallesi, Ahî Tura Mahallesi, Ahî Yakub Mahallesi gibi, ismini Ahilerden alan mahalleler kurmufllard›r. Beypazar› ve Kalecik’te de ismini Ahilerden alan yerleflim birimleri vard›r. Ankara’da çeflitli gruplar halinde teflkilâtlanan Ahîlerin her birinin müstakil bir zaviyesi vard›. Küçük flehirlerde ise muhtelif meslek gruplar› tek bir birlik teflkil edebiliyorlard›. Anadolu Selçuklu Devleti zaman›nda bu birlikler, mesleklere ait problemleri halletmekte ve devlet ile olan münasebetleri düzenlemekte idiler. Mal ve kalite kontrolü, fiyat tesbiti, bu birliklerin aslî görevi idi. Bu dönemde, teflkilâta ilk defa girenlere yi¤it veya ç›rak ad› verilir, ahilik daha sonra kazan›l›rd›. Esnaf birliklerinin bafl›nda fleyh, halife veya nakibler, bütün esnaf›n en üst makam›nda ise fleyhü’1-meflâyih bulunuyordu. Ayr›ca mesle¤in gelece¤i aç›fl›ndan ç›raklar›n yetifltirilmesine de çok büyük önem veriliyordu. Anadolu’da köylere kadar yay›lan Ahîlik, pek çok devlet adam›n›, askerî zümre mensuplar›n›, kad› ve müderrisleri, tarikat fleyhlerini bünyesinde toplam›flt›r. Bu durum XIV. yüzy›la kadar sürdü; bundan sonra ise organize esnaf birlikleri fleklini ald› ve iktisadî faaliyet ön plana ç›kmaya bafllad›. Ahîlik, Osmanl› Devleti’nin kuruluflunda da büyük rol oynad›. Âfl›kpaflazâde. Osmanl› Devleti’nin kuruluflu s›ras›nda faal rol oynayan dört zümre aras›nda Ahîleri de zikreder. ‹lk Osmanl› padiflahlar›n›n ve vezirlerinin ço¤unun Ahî teflkilât›na mensup fleyhler oldu¤u, I. Murad’›n “fled” kufland›¤› ve teflkilâttan fetihlerde askeri bir güç olarak faydalan›ld›¤› bilinmektedir. XIV. yüzy›l ortalar›nda Orhan Gazi döneminde Anadolu’yu gezen ünlü seyyah ‹bn Battûta, Ahî birliklerinin flehir ve köylerde teflkilâtlanan zenaat ve ziraat ehli zümreler oldu¤unu belirtir ve tasavvufî hayatla olan yak›nl›klar›na temas edip, misafir oldu¤u Ahî zaviyelerinin isimlerini verir. Ahîli¤e girifl, flerbet içmek (flürb), fled veya pefltemal kuflanmak, flalvar giymekle gerçekleflmekteydi. Ahîlik bünyesi içindeki esnaf birlikleri; ustalar, kalfalar ve ç›raklardan olufluyordu. Ç›rakl›ktan itibaren birlik içinde yükselmek için meslekî ehliyet ve liyakat flartt›. Ç›raklar mesle¤i çok iyi ö¤renmedikçe dükkân açamazlard›. Esnaf ve dükkân say›lan, ifl aletleri ve tezgâhlar, s›n›rland›r›ld›¤› gibi, ihtiyaca göre mal üretimi de esast›. Osmanl› dönemin-
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde bulunan Ahi fierafeddin’in fleceresinden bir bölüm
181
tarih içinde ankara
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde bulunan Ahi fierafeddin’in fleceresinden bölümler
182
de esnaf birliklerinin idare tarz›na çok önem verilmiflti. Sanat erbab› içinde en dürüst ve en çok sayg›ya de¤er olan, muhtemelen yaflça da önde bulunan bir üstat teflkilât›n reisi olup, kendisine Ahî deniyordu. Bunlar›n zenaat mensuplar› üzerinde bir fleyh gibi nüfuzu vard›. Ayr›ca esnaf aras›ndaki inzibat› temin eden ve yi¤itbafl› yahut server denilen bir ikinci reis bulunuyordu. Bir flehirde mevcut zenaat flubesi say›s› kadar olan Ahilerden birisi, di¤erlerine reis oluyor ve buna “ahî baba” ad› veriliyordu. Ahî babalar, genellikle K›rflehir’deki Ahî Evran Tekkesi’ne ba¤l› olan fleyhler ile bunlar›n çeflitli illerdeki vekilleri idi. Büyük âlim ve mutasavv›f fieyh Edebâli de ahî fleyhlerinden olup, Osman Gazi ile s›k› iliflkiler kurmufl ve k›z›n› onunla evlendirmiflti. Orhan Gazi ise Ahîli¤e ait “‹htiyârü’d-dîn” unvan›n› alm›flt›. Bütün prensiplerini dinin as›l kayna¤›ndan alan Ahili¤in nizâmnâmelerine, fütüvvetnâme ad› verilirdi. Ahîli¤in esaslar›, ahlâkî ve ticari kaideleri bu kitaplarda yaz›l› idi. Teflkilâta girecek kimse ilk önce bu kitaplarda belirtilen dinî ve ahlâkî emirlere uymak zorunda idi. Fütüvvetnâmelere göre, teflkilât mensuplar›nda bulunmas› gereken vas›flar; vefa, do¤ruluk, emniyet, cömertlik, tevazu, ihvan’a nasihat, onlar› do¤ru yola sevketme, affedici olma ve tövbe ‹di. fiarap içme, zina, yalan, g›ybet, hile gibi davran›fllar ise meslekten at›lmay› gerektiren sebeplerdi. Özellikle Fâtih devrinden itibaren Ahîlik, siyasî bir güç olmaktan ç›karak esnaf birliklerinin idarî ifllerini düzenleyen bir teflkilât halini ald›. XVIII. yüzy›ldan XX. yüzy›l bafllar›na kadar teflkilât›n “gedik” (lonca) ad›n› ald›¤› söyleniyorsa da, 1824 tarihli Selanik ile ilgili bir arfliv belgesinde ve Ahî Evran Zâviyesi’nden bahseden bir takrir’de, ahî baba, ahilik, yi¤itbafl›, üstatl›k, kethüdâl›k gibi Ahili¤e ait terimlerin kullan›lmas›, bu ismin uzun süre devam etti¤ini göstermektedir.245 XIII. yy bafllar›nda, Mo¤ol hükümdar› Cengiz Han’›n Asya’daki en uygar Türk kentleri olan Buhara, Semerkand, Taflkent, Belh ve Merv’e sald›rarak onlar› yak›p y›kmas›ndan sonra, ölüm korkusu nedeniyle bu kentlerden göç eden çok say›daki esnaf ve zanaatç›, Anadolu Selçuklu ülkesine s›¤›nd›. Bu ikinci büyük göçte Anadolu’ya gelen Türk topluluklar›n›, ço¤unlukla esnaf ve zanaatç›lar oluflturdu¤undan, bunlar›n ço¤u kendilerine yaflam alan› sa¤layan kentlere yerlefltiler, Anadolu kentlerinin ekonomik ve sosyal yaflam›nda büyük de¤iflmeye neden oldular. O zamana dek, ço¤u göçebe olan Türk halk› aras›nda h›zl› bir kentleflme hareketi görüldü. Kente yeni gelenlerin, hem kentlerde yaflayan Bizans halk›na, hem de kendilerini izleyerek Anadolu’ya kadar gelen Mo¤ollar’a karfl› örgütlenme zorunlulu¤u ortaya ç›kt›. Bu amaçla önce, bütün esnaf ve zanaatç›lar tek bir örgüt içinde topland›lar. Bu örgüt, “Ahi” örgütüdür. Bu birlefltirilmifl örgütün üyeleri meslek, toplum, ahlak ve askerlik konular›nda belirli bir e¤itimden geçirildiler. Ahi örgütünde esnaf ve zanaatç›la-
tarih içinde ankara
ra bir yandan mesle¤in incelikleri ö¤retiliyor; öte yandan akflamlar› topland›klar› Ahi konuk evlerinde, sosyal konularda e¤itim yap›l›yordu. Böylece, Ahi örgütleri içinde yetiflen Türk esnaf ve zanaatç›lar› aras›nda hem güçlü bir dayan›flma ve yard›mlaflma geliflmifl, hem de yerli Bizans zanaatç›lar ile yar›flabilecek mesleki yetenekler kazan›lm›flt›r. Orta Anadolu’da Ahi örgütlerinin en güçlü olanlar›ndan birini kuran, Nas›rüddin Ahi Mahmud Evran’d›r. Ahi Evran’›n XIII. yy ortalar›nda K›rflehir’de kurdu¤u ve önce deri iflçilerini örgütledi¤i Ahilik, Ankara kentinde de h›zla yay›ld›. Ankara çevresi hayvanc›l›¤a çok elveriflli oldu¤undan, dericilik ile ilgili ekonomik faaliyetler, kentin sosyo-ekonomik yaflant›s›nda önemli bir yer tutuyordu. Derici esnaf›, kentte topluca (günümüzdeki Bent Deresi semtinde) “Debba¤lar” Mahallesi’nde oturuyorlard›. Dere boyunca da onlar›n iflyerleri ve atölyeleri vard›. Yap›lan yol kaz›lar›nda, bu eski iflyerlerinin oldukça geliflmifl tesisleri bulundu¤u, yer alt›nda deri ifllerken kullan›lan sarn›çlar, havuzlar ve mahzenler yap›ld›¤› görülmüfltür. Bu mahalle, daha da geliflerek, Osmanl› döneminin sonlar›na dek varl›¤›n› sürdürmüfltür. Dericili¤in yan› s›ra daha sonraki yüzy›llarda Ankara kentinin tar›m d›fl› temel üretim kolu olan “sof”culu¤un hammaddesinin elde edildi¤i tiftik keçilerinin, Asya içlerinden ve Tibet yaylalar›ndan Anadolu’ya Selçuklu Türkleri’nce getirildi¤inden ve üretildi¤inden sözeden yazarlar vard›r. Hititler döneminde yap›lan tafl duvar kabartmalar›nda rastlanan tiftik keçisinin verimlili¤ini ve üretimini art›racak önlemlerin, Ahi örgütlerince gelifltirildi¤i bilinmektedir. Ankara’da sofcular, Kalenin do¤usundaki “Avanc›klar” mahallesine yerleflmifllerdir. Ahi örgütleri, zanaatlarda oldu¤u gibi, tar›mda da yerel önlemler gelifltirmifl, bu geliflmelerin kentin ve bölgenin d›fl›na ç›kmamas›na özen göstermifltir. Topra¤›n yer yer çorak ve verimsiz oldu¤u, Ankara çevresinde ba¤c›l›¤›n ve tah›l üretiminin yo¤unlu¤unu sa¤layan da bu yerel önlemler olsa gerektir. Ahiler, üretimin yan› s›ra kentlerin düzeni ve yönetimi ile de yak›ndan ilgilenmifller; merkezi yönetimin zay›f oldu¤u dönemlerde, kent yönetiminde güçlü; güçlü oldu¤u dönemlerde ise, gene var olmakla birlikte, geri planda kalm›fllard›r. Ahi örgütlenmesinde kad›nlar›n ayr› bir yeri vard›r. Örne¤in Polatl› ilçesi Bac› köyünde Ahi Fat›ma Bac›, Ahi ‹klime Hatun buna bir örnektir. Ahi örgütünün kendi mal varl›¤› aras›nda zaviyeler, vak›f hanlar, tarlalar, hamamlar, imaretler, medreseler (Ahi Yakup Medresesi, Yeflil Ahi Medresesi, Saraç Sinan Medresesi), muallimhaneler, mescidler ve camiler bulundu¤u biliniyor. Arslanhane ya da Ahi fierafeddin Camii, konumu, büyüklü¤ü ve mimari özellikleri nedeniyle, uzun süre kentin “Cuma Camii” olarak kullan›l›r. Kalenin güneyindeki Hisar Kap›s›’n›n hemen d›fl›ndaki düzlü¤ün de
183
tarih içinde ankara
pazar yeri ifllevini gördü¤ünü düflünürsek, daha sonraki yüzy›llarda bu pazar yeri çevresinde yap›lan hanlarla birlikte, bir ticaret merkezi oluflmufltur. Harputlu Nakkafl ‹lyas o¤lu Ahmed’in Fütüvvetname’sine göre “futuvva”n›n yedi flart› bulunmaktad›r: Namaz› b›rakmamak; Hayâ sahibi olmak; Dünyay›, insan› alan ve ilgilendiren, ba¤layan her fleyi ile birlikte terk etmek; Allah’›n yasaklad›¤› fleylerin nefis dile¤ine ayk›r› harekette bulunmak ve Allah’›n buyruklar›na ra¤bet etmek; Helal kazanmak; ‹hvandan (dostlardan) muhtaç olanlara mal›n› ba¤›fllamak, onlara yumuflakl›kla muamelede bulunmak; ‹yili¤i buyurmak, kötülü¤ü nehyetmek. Fütüvvetnamelere göre on kifliye “fütüvvet ehli” olmak yasaklanm›flt›r. Bunlar: Kâfir, Münaf›k, Kalim (dedikodu), ‹çkiye düflkün olan kifli, Dellak, Dellal, Çulha, Kasap, Cerrah ve Avc›’d›r. Fütüvvetnamelerden ç›kan sonuca göre “fütüvvet ehli”nin Müslüman olmas› flartt›r. Durum böyle olunca ahili¤in sadece bir esnaf teflkilat› olmad›¤› anlafl›l›yor. Çünkü bu dönemlerde özellikle, Ermeni esnaf› son derece fazlad›r.246
Ahi fierafeddin Türbesi kitabesi
184
tarih içinde ankara
AH‹ ZAV‹YELER‹
Tasavvuf düflüncesinin anlay›fl ve terbiyesinin ifllendi¤i, derinlefltirildi¤i ve halka takdim edildi¤i yerler olan, tarihi oldukça eskilere inen tekke ve zaviyelerin, di¤er görevleri aras›nda, oraya gelip giden, belgelerde “ayende ve revende” fleklinde ifade edilen, beldeye gelen yolcular›n misafir edilmesi, garip ve kimsesizlerin ihtiyaçlar›n›n giderilmesi gibi sosyal yard›m görevleri vard›.247 fiehir, kasaba ve köylerde veya yollar üzerinde kurulmufl olan, içinde belli bir tarikata mensup fleyh ve dervifllerin yaflad›¤›, gelip geçen yolcular›n bedava misafir edildikleri müesseselere, 15. as›rdan önce genellikle “zaviye” denilirdi. Bunun yan›nda ribat, hânigâh, buk’a gibi isimler de kullan›l›rd›. 15. as›rdan itibaren ise zaviye kelimesi ile birlikte hânigâh, imaret, tekke, dergâh ve âsitane terimlerine rastlan›r. Zaviyelerin büyük bir k›sm›n›n etraf›ndaki arazilerde bizzat dervifller taraf›ndan tah›l, sebze ve meyve yetifltiriliyor, civardaki meralarda s›¤›r ve davar besleniyordu. Elde edilen gelirin bir k›sm› zaviyelerin bak›m ve tamirine, bir k›sm› dervifller ve misafirlerin yiyip içmelerine, bir k›sm› ile de hizmetlilerin ücretleri ödeniyor, geriye kalan› ise vakf›n evlatlar› aras›nda paylaflt›r›l›yordu.248 Görülüyor ki tekke, zaviye ve imaret bazen ayn› manada kullan›l›yor, bazen de imaret, büyük zaviyeler veya sadece aflevleri için, zaviye de küçük tekkeler için kullan›l›yordu. Eski Ankara’dan günümüze gelen tekke ve zaviye kal›nt›lar› azd›r. fiehrin tarihini ve eserlerini anlatan pek çok eserde de bu konuya de¤inilmekten kaç›n›lm›flt›r. Konu ciddi olarak araflt›r›ld›¤›nda, Ankara’n›n tasavvufi hareketler bak›m›ndan önemli bir flehir oldu¤unun ortaya ç›kaca¤›na inan›yoruz. Ankara yap›lan sosyal, kültürel ve dini tesislerle mamur edilmifltir. Önceleri tekke ve zaviyelerle halka yap›lan yard›m mekanlar›na, daha sonra bir de imaret eklenmifltir. fiimdi tarih s›ras›na göre Osmanl›lara kadar yap›lan bu tesisler konusunda en genifl bilgiyi Muallim Cevdet’in Ankara’da Ahiler Devri hay›r müesseseleri üzerine bir çal›flmas›nda buluyoruz.249 Ankara ve çevresinde günümüze intikal etmeyen, vak›f ve tahrir kay›tlarndan tesbit edebildi¤imiz ahi zaviyeleri flunlar: Ahi Yakub, Ahi Ören, Ahi Evren, Ahi Elvan, Ahi Âdilflâh, Ahi Bâyezîd, Ahi Çelebi, Ahi Çomak, Ahi Evrân, Ahi Hâc› Murâd, Ahi Halife, Ahi Hüsâm, Ahi ‹smâil, Ahi Mahmud, Ahi Mesud, Ahi Minnet, Ahi Selmân, Ahi fierefüddîn, Ahi Tura, Ahi Yakub, Ahîcik, Ahi Balluca.
Ahi Evran Türbesi içi (2005, A.E.)
185
tarih içinde ankara
AH‹ fiERAFEDD‹N (ASLANHANE) ZAV‹YES‹ Ankara flehrindeki zaviyelerin en eskilerinden birisi, günümüze baz› kal›nt›lar› gelen Ahi fierafeddin Manzumesindeki zaviyedir. Aslanhane Camisinin kuzey do¤usunda, Ahi fierafeddin Türbesini kuflatan zaviye kal›nt›lar›nda, devflirme tafllar kullan›ld›¤› görülmektedir. Güneybat› köflesi teras fleklinde yüksek temele oturan zaviyenin ana yap›s›ndan günümüze baz› d›fl duvarlar ve önü sundurmal› kap›s› kalm›flt›r. Zaviye, muhtemelen kuzeyinde türbe bulunan bir avlunun çevresinde s›ralanm›fl mekânlardan ibaret idi. Yap›da bol miktarda Roma devrine ait k›ymetli mimari parçalar kullan›ld›¤›, çevredeki kal›nt›lardan anlafl›lmaktad›r. Zaviyenin kap›s› bat›da, camiye bakmaktad›r. Yoldan yüksekçe olan kap›n›n üstü devflirme iki sütuna oturan ahflap sundurma ile örtülüdür. Sahanl›¤a merdivenlerle ç›k›l›r. Merdivenin d›fl yüzüne, geçen yüzy›llarda bir çeflme yap›flt›r›lm›flt›r. Kesme tafltan yap›lm›fl bas›k kemerli kap›n›n iki yan›nda zar bafll›kl› birer sütünce vard›r.
Ahi fierafeddin (Aslanhane) Zaviyesi bat› cephesi (1998, A.E.)
186
tarih içinde ankara
Külliye, zaviyenin bat› duvar›na konulmufl Roma devri aslan heykelciklerinden ismini almaktad›r. Kap›dan içeri girildi¤inde güney ve bat›da ev olarak kullan›lan, asl› de¤iflmifl zaviyeye ait yap›lar yer al›r. Burada yap›lacak bir araflt›rmayla zaviyenin plan› ortaya ç›kabilir.250 Osmanl› devrinde yaz›lan 1530 tarihli tahrir defterinde cami, zaviye ve türbe vak›flar›n›n ayr› ayr› kay›t edildi¤ini görüyoruz.251 Bu durum cami, zaviye ve türbenin farkl› zamanlarda, belki de farkl› kifliler taraf›ndan yapt›r›l›p vakfedildi¤ine iflaret edebilir. Ancak Ahi fierafeddin Zaviyesinin 1331 y›l›nda yap›lan Türbe ile birlikte yap›lm›fl olmas› muhtemeldir. Vakfiyesi ele geçmeyen zaviyeye ait çeflitli arfliv belgeleri vard›r.252 Ahî fierafeddin Zâviyesi vakf›n›n, Ankara ve çevre kazalardaki gelirleri hakk›nda çeflitli bilgileri özetleyebiliriz: Ankara’da Olu¤u Uzun De¤irmeni ve di¤er bir de¤irmen, Celep kapan›nda dükkanlar, Delü Ömer Bahçesi, Dermiyan Bahçesi, Baflhâne ve Ankara’da Dermiye zemîninden 8203 akçe, Ahi fierâfeddin Türbesine bostan arsas›ndan 200 akçe253, Murtazaâbad Kazas›nda Ço¤al köyünden tar›m geliri ve vergilerden toplam 6389 akçe254, Yabanâbad Kazas›ndan zaviyenin y›ll›k geliri 8203 akçedir.255 Daha sonraki tahrirde ise Ankara’daki geliri 6950 akçedir. 256 Ahi fierafeddin (Aslanhane) Zaviyesi aslanl› cephe (1998, A.E.)
187
tarih içinde ankara
AH‹ VAKIFLARI
Aslanhane Camii mihrab›nda bulunan rozet (2005, G.G.)
188
‹nsanlara hizmet ve Allah r›zas›n› kazanmak için, zengin kimseler taraf›ndan kurulan vak›flar, en güzel fleklini Müslüman Türklerde bulmufltur. Türk-‹slam Medeniyetinin köklü kurumlar›ndan olan vak›flar›n esas›, zengin insanlar›n kendi arzular›yla mallar›ndan bir k›sm›n› ay›rarak, belli kurallara göre hükmi flahsiyet kazand›r›p, amaçlanan kamu menfaatine tahsis edilerek, halka hizmete dönüfltürülmesidir. Burada varl›kl› insanlar›n ihtiyaç sahiplerine, onlarla yüz yüze gelmeden bir ibadet anlay›fl› içinde yard›m vard›r. Vakf› kuran kifli mesut, ondan faydalanan insanlar memnun oldu¤undan toplum huzuru da sa¤lanm›flt›r. Vak›f sistemini uygulayan toplumlarda herkes memnun edildi¤inden, mutluluk oraya kendili¤inden gelmektedir. Bir devlet gelene¤i olarak O¤uz Kaan’dan beri Türk hakan ve sultanlar›, milletin babas› kabul edilir. Vazifeleri aras›nda halk›n› doyurmak, beslemek olan devlet adamlar›n›n âlicenapl›¤› sonucu dilimize, “Devlet Baba” tabiri yerleflmifltir. Buna paralel olarak Türklerde yayg›n olan misafirlik ve hay›r duygular›, ‹slâmiyet’e girifli ile canlan›p vak›f fleklinde sistemleflmifltir. Bunun sonucunda Türkistan ve Türkiye, devlet adamlar› ve zenginler taraf›ndan yapt›r›larak vakfedilmifl imaret, zaviye, ribat, kervansaray ve hastanelerle donat›lm›flt›r.257 Bu dönemlerde vak›f yolu ile sosyal, dini ve kültürel hizmetlerin sürekli yürütüldü¤ü flehir ve kasabalardaki imaretlerde veya bir k›sm› yerleflim yerleri d›fl›nda kalan mevkilerdeki tekke ve zaviyelerde; misafirlere, vakf›n elemanlar›na, talebelere, fakirler ve düflkünlere bedava yemek verilmekteydi. Günümüzde devletin görevleri aras›nda say›lan pek çok kamu hizmeti, Selçuklu ve Osmanl› devirlerinde vak›f yoluyla yürütülmekteydi.
tarih içinde ankara
AH‹ VAKIFLARINDAN ÖRNEKLER: SARAÇ S‹NAN VAKF‹YES‹
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü, Vak›f Kay›tlar Arflivi, 592 numaral› defterin 49 sahife 45 s›ras›nda kay›dl› Hasan Çelebi o¤lu Hac› Sinanüddin Yusuf’un,, 20 fiaban 687 tarihli vakfiyesinin aynen örne¤idir: Takrir: Ankara’da “Saraç Sinan Medresesi Vakf›” 25 Safer 316 tarihinde sad›r olan irade-i aliyye mucebince kay›t olunmufltur. Esas› : 2 / 3341 Hamdi bisyar ve semai biad ve flumar olvak›f› serariri âlem verazdani kulubi beni adem kâr fermayi kalemi tekvin ve mübdii semavat ve semin bahfleyendei hay›r âyin Cenab› vacibilvucud hazretlerinin melcei kâinat ve melaz› kâffei mevcudat olan dergah› azamet penah›na ref’ olunurki bina serayi bülendi, eyvân› asuman ve bedii hiretferibi kevnümekân ber muktazayi hikmeti aseliyye resmi acip üzre bina ve kalidi hikmet nusuni ademi lekad “haleknel insane fi ahsen-i takvim”
Saraç Sinan Türbesinde bulunan mezarlar (2005, A.E)
189
tarih içinde ankara
Saraç Sinan Vakfiyesi sureti (V.G.M.)
190
nazm› kerimi amimittakrin üzre ketmü ademden ibda ve infla eyledi ve cevahiri tabendei balavatüselân ve feraidi tahiyyat› ebet peyvendi saadet irtisam Sulatn› seriri levlak illeti kaiyyeyi icad ve eflâk flerefbahfleyi evrengi saadet ferman fermayi iklimi flefaat efdali enbiya ve rüsül hadii eflrefterini sübül Muhammed Mustafa aleyhi ve ala alihi ve ashabihi ekmelittahaya Hazretlerinin mataf› kudsiyan ve naliflkah› kurubiyan olan Ravza-i Mutahhara’lar›na icar ve nisar olunurki saadet mendan› erbab-› hay›r ve salat “femen yamel miskale zerretin hayren yereh” mecmuni icaz numunu üzre ziyri livai merhamet iltivalar›nda asude neflihi zilâli inayet ve aflüfte hülan› cerayini asli yevmi tübles serairdeki temyiz› zamayiri erbab› envair ve kebair olana desti pürdiâr› fermayan› duzahdan pena arendei keffül aman› flafaat olurlar Emma badü bu sarayi penci bi nefa ve ribat› köhne eyvan› müstahilül baka ala’ küllü fley’in na halallahü batilün mefhumu üzre maberi fena neflimin rencü ana olup muk›mi manendi dayfü rahin karimi irtihâl küllü naimin li ….zailün müeddas›nca nimeti çent revzei dünya misâl deytü zail rahini iznihlâl olma¤la mutahammiram› savap endifle cayi dernek ve arsa olmayup filhakika bu arsayi bahini dünya kafldisar› dari baka oldu¤una binaen hala medinei Ankara’da sâkin sahibülhayrat velhasenat› velmeberrat madetül ulema vel efad›l ve seyyidülmeflayih elhac Sinanüddin Yusuf bini Hasan sulbi kebir o¤lu olup meclisi fler’i flerifi Ahmedi ve mehfeli dini mübini Muhammedide vakf›na lieclittescil mütevelli nasb olunan Sinanüddin bini Yusuf mahzar›nda ikrar› sahihi fler’i ve itiraf› sarihi mer’i edüp vakf› hâli zikrin suduruna de¤in her biri ba temliki vema müstakillen silki milki sahihimden münselik ve taht› tasarrufumda olup Ankara Sanca¤›’nda ve nahyesinde malumülhududi velmaruf mezrai …dört çiftlik yeri ve der nezdi ve zuhuri fiehir taht›nda icarei cemin Hüseyin Çelebi veledi ‹brahim demekle arif k›rk mudluk icarei zemin Mehmet demekle malum iki çiftlik yeri ve yine icarei zemin ‹brahim yeri demekle maruf yirmi iki dönüm yeri ve derunu flehre Hisarkapusu ittisalinde Esppazar› (Atpazar›) demekle maruf tulen otuzbefl ve arzan ikiyüz zira ki bihisab› terbii yedibin zira mimari icarei vahidelü zemin ve mezrealar› cemii tevabi vellevahik ve muzafatile Hasbeten lillahilahed ve taleben limerzati vakf› sahihi müebbed ve habsi sarihi muhalled ile vakf ve habs edüp flöyle flart eyledimki Ankara’da müceddeden bina eyledi¤im mescid ve ittisalinde ki medrese dahi nam›nla müsemma ve bina k›l›narak mezrai mezkurdan ve zeminler ve gallisti mütehassilas›ndan tamir ve termim badel ihraç yevmi üç akçe itibarile bir akçesi medresei mezkurenin ülema ve sulehadan tedrisu muktedir mansup olun müdürrisine ve bir akçesi mescidi mezkurenin iktidaya ehil ve elyak olan imam›na ve bir akçesi mütevelli vakfa meflruta olup imam ve müderrisin intihap ve tayin ve azl ve ihracile ehil ve erbab›n›n irtihali daribaka eyledi¤imde ala ehnaihi ve ebnai ebnaihi neslen bade neslin ve batnen bade batnin ve akiben bade akibin fe
tarih içinde ankara
inkarazü felem yebka ahadün minhüm fe salahi ütekaihi ve ebnai ütesihi fe in inkaresü felem yepka ahadün minhüm fesla intihab› hakimüflfler’i minel imam› velmüderris ve ala evlâdihi ve evlâd› evlâd›hi mütevelli ola deyu flart ve tayin ve sebti kuyud birle mezraa ve zemini mezkurlar›n far›gan aniflfleva¤il mütevellii mezkure teslim eyledi¤imde oldahi tesellüm ve tescil ettirdi deyu takrir ve luzumi vakfa dahi kaza iltimas edicek Hakimi müflarünileyh akvali eimmei fukahaya müvafakat buyurup vakf› mezkurun bermucebi flurutu mebsute sihhat ve luzumuna dahi hökmü sahihi fler’i ve kazai sarihi mer’i etme¤in min baad hökmü hakimi müflarün ileyh ile vakf› mezbur sahih ve laz›m olup nak›z ve tahvili muhâl ve tebdil ve ta¤yiri mümteniul ihtimâl oldu. Femen beddelahu badema semiahu fe innema ismihu alellezine yubeddilunehu innallahe semiun âlim ve ecrilvâk›f› alelhayyilcevadilkerim cera zalike ve hurrire filyevmil iflrina min flehri fiabanilmuazzam lisene seb’a ve semenine ve sitte mietin.
AH‹ HACI MURAD O⁄LU AH‹ fiEMSEDD‹N AHMED VAKF‹YES‹ Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde bulunan 581 Numaral› defterin 426. sayfa, 411. s›ras›nda kay›tl› Ankara’da “Ahi fiemseddin Ahmed Vakf›”na ait evas›t› zilkade 842 tarihli Arapça vakfiyenin dibace ve dua cümleleri ve ayeti kerime ve ehadisi flerife hariç olarak tercümesidir: “Cenab-› Hakk’a hamd ve sena, Resulüne ve âli ve ashab›na salat ve selâmdan sonra erbab-› mürüvvetin piflivas›, ashab-› fütüvvetin mutemedi, Beytullah ve Mescid-i Haram› ziyaret eden Hac› fiemseddin Ahî Ahmed ibni Ahi el-hac Murad ibni Ahi el-hac Hüsam, Cenab-› Hakk’›n tevfiki ile insan›n, yedi¤ini tüketüp, giydi¤ini eskitti¤ini ve tasadduk etti¤i fleyi ibka eyledi¤ini idrâk eylemesi üzerine, Ankara flehrinde; babas›n›n ad› ile bilinen mahalle (Ahi Hac› Murad) de bulunan güneyi mezarl›k, do¤usu dedesi (Ahi Hac› Hüsam) nin zaviyesi, bat›s› ‹zzet ad›nda kiflinin mülkü, kuzeyi cadde ile s›n›rlar› belirtilen yerde bir medrese bina ve infla etmifltir. ‹lim ö¤renmek isteyen talebeler için, sadece Allah r›zas›n› kazanmak maksad›yla bu medreseyi vakfetti. Bu medresenin masraflar› içinde bir vak›f kurdu. Bu vak›f içinde bizzat kendi tasarrufunda ve mülkü olan emlakini Allah r›zas› için vakf etti. Vakfedilen emlakler flunlard›r: Husunlar (Kusunlar) ad›ndaki köyden hissesine düflen pay›, Bay›nd›r ad›ndaki köyden hissesine düflen pay›, Dumlup›nar ad›ndaki harab köyden hissesine düflen pay›, Bektafl ad›ndaki köyden hissesine düflen pay›, Hamurcuk ad›ndaki köyden hissesine düflen pay›, Yaflp›nar nam›ndaki harab köyden hissesine düflen pay›n tamam› olub, bunlar›n cümlesi dar’ül-h›sn (Ankara Kalesi) Ankara etraf›nda bulunan ve cümlesi mahallinde ahali ve çiftçileri aras›nda meflhur oldu¤undan s›n›rlar›n›n belirtilmesine gerek yoktur. ‹smail köyünden hissesine düflen pay› ve Alpa¤ut köyünde hissesine düflen
191
tarih içinde ankara
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde 581 Numaral› defterde kay›tl› bulunan “Ahi fiemseddin Ahmed Vakf›” Vakfiyesi’nin kay›t sureti
pay›n tamam›d›r. Bu iki köy Ankara’ya ba¤l› Mürtedovas› nahiyesinde bulunmaktad›r. Ankara Mürtedova nahiyesinde bulunan, “Habibviran›” diye meflhur ve mahallinde flöhretine binaen tahdidden müsta¤ni mezrean›n tamam›. Ankara Mürtedova nahiyesinde “Piyamlu” mevziinde bulunan, güneyi ve do¤usu Ahi Ali mülkü, kuzeyi Sarmiye medresesi vakf›, bat›s› cadde ile çevrili mezrean›n tamam›. Ankara flehrinde Koyunpazar›’nda bulunan, kuzeyi Kas›m ibni Seyidi, do¤usu mescid güneyi ve bat›s› cadde ile s›n›rl› “mengene” (masara)nin tamam›d›r. Zikrolunan köyleri ve ad› geçen iki mezreay› bütün hudud ve hukuklar›yla: yol ve yolaklar›yla, tevabi ve levahiki, rüsum ve muzafat›, mezrealar› ve meralar›, sap dökülen yerleri ve harman mahalleri, ev yerleri ve a¤açlar›, ba¤lar›, sulak ve kurak yerleri, kuyular› ve nehirleri, da¤lar› ve tepeleri, yumuflak ve sert yerleri, eski vak›flar ve eski hay›rlardan baflka vücuh ve esba-
192
tarih içinde ankara
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde 581 Numaral› defterde kay›tl› bulunan “Ahi fiemseddin Ahmed Vakf›” Vakfiyesi’nin kay›t sureti
b›n tenahisine kadar kendilerine mahsus, hariç ve dahil, iliflkili ve müstakil bütün haklar› ile birlikte, ad› gçen Mengene’ye dahi cümle hudud ve hukuki taraik ve meraf›k› ve vucuh ve esbab›n tenahisine kadar hariç ve dahil kendine mahsus haklar› ile birlikte zevab›t›n› cami ve fleraitini havi ve mevaniden hali ve kavat›dan ari olarak ve sat›lamaz, hibe olunamaz, rehin olunamaz, tebdil ve istibdal olunmaz, bir seneden fazla icar ve kiraya verilemez, hayrülvarisin olan Cenab-› Hak arza ve üzerinde bulunanlara varis oluncaya kadar kimseye irs olmaz bir mahiyette vakf› sahihi fleri ve habs› sarihi mer’I ve tesbili muteberi merzi ile vakf ve habs ve tesbil eyledi. Mezkûr vak›f; evkaf› mezkurede tevliyeti sa¤ oldukça kendine, vefat›ndan sonra evlad›n›n salih olan›na, sonra erkek ve k›z evlad›ndan devam eden neslinin salih olar›na, flayet bunlar›n soyu kesilirse vak›f›n (Ahi fiemseddin Ahmed) kardefli Hüseyin o¤lu ‹brahim Bey’e ve o¤luna sonra evlad›n›n salih olan›na, sonra erkek ve k›z evlad›ndan devam eden neslinin salih olan›na, flayet bunlar›n soyu kesilirse vak›f›n (Ahi fiemseddin Ahmed) di¤er kar-
193
tarih içinde ankara
defli Ahi Adil o¤lu Batura Bey’e ve o¤luna sonra evlad›n›n salih olan›na, sonra erkek ve k›z evlad›ndan devam eden neslinin salih olan›na, flayet bunlar›n soyu kesilirse evkaf› mezkurede tevliyeti Ahi Mamak o¤lu Ahi Mahmud’un o¤luna sonra evlad›n›n salih olan›na, sonra erkek ve k›z evlad›ndan devam eden neslinin salih olan›na, flayet bunlar›n soyu kesilirse Ankara flehrinin Hakim’ine flart k›ld›. Kezalik mumaileyh vak›f, zikrolunan vak›flar›n sunufu isti¤lal ile ist¤lal olunmas›n› ve bunlardan has›l olan gallenin mecmuunun sülüsü hakk› tevliyet olarak mütevelliye sarf olunmas›n› ve (di¤er ) sülüsünün mütevelli yedinde sarf olunmak flart ile mezkur medresenin rekabesine sarf olunmas›n› ve bu sülüsden rekabeden artan› vak›f›n dedesi Ahi Hac› Husam’›n zaviyesinin masraflar›na ve bu zaviyeye gelenlere sarf olunmas›n› ve (di¤er) sülüsününde mütevelli elile müderise sarf olunmas›n› flart eyledi. Ve kezalik mumaileyh vak›f da mezkûr mengene mahsulunun n›sf›n›n mezkûr medresede yat›l› kalan ve okuyan talebeye, kandil ya¤› için sarf olunmas›n› ve di¤er n›s›fdan her sene medrese kandil ya¤› için dört batman sarf olunmas›n› ve kalan›n›n mütevelliye sarf olunmas›n› flart k›ld›. Evkaf› mezkûreyi tefasili meskûresi ile beraber meflayihin halefi Seyyidi Ahmed ‹bni Seyyidi Mehmed’e evkaf›n bütün umurunu zabt›n› ve bütün kuyud ve mesalihin tanzimini tefviz ederek teslim eyledi. Sonra vakf›n ademi luzumu ile ihticac ederek vakf›ndan rücu ve evkaf› mezkurenin milkine iade olunmas›n› murad eyledi. binaen aleyh mezkur Seyyidi Ahmed, müctehidinden lüzumunu rey edenlerin kavline binaen vakf› mezkurun luzumunu iddia eyledi. Bu hususda atabe-i aliyyede kad› ve bu vakfiyyei fler’iyyenin balas›n› tevki ve tescil eden zata ç›kt›lar ve bu hakim ise bu vakf›n sihhat ve lüzumuna hüküm edüp fleraitini cami ve vakf ve hüküm ve tescile bir tak›m uduli mesuli iflhad ederek tescil eyledi. Binaenaleyh ad› geçen vak›f gökler ve yerler durdukça nehci meflruh üzre daim ve müttefekunaleyh bir vakf› laz›m oldu üzerine gelen ezman ve avan ve ahyan bu vakf› ancak muhkem ve mübrem ve laz›m k›la bu vakf›n kavaidi ta¤yir ve mevaridi tebdil olunamaz kim ki tebdil eder ve bu vakf› veflurut ve kuyudundan birini ibtale say ederse vizrü vebal ve cenab› hakk›n ve meleklerinin ve cümle nas›n lanetleri an›n üzerine olsun vak›f ve hüküm ve tecsil ve iflhad ve tahrir 842 senesi Zilkidesinin evas›t›nda vaki oldu.”
Yeflil Ahi Camii (2005, A.E.)
194
tarih içinde ankara
‹LHANLILAR Türkiye Selçuklular› devleti y›k›l›nca 1304-1341 tarihleri aras›nda Anadolu, ‹lhanl› vali ve kumandanlar ile idare edilmekte idi. Anadolu’da bulunan ‹lhanl› askerlerinden bir k›sm› da Devlet-fiah Kumandas›nda Ankara civar›nda oturuyordu. ‹lhanl› hükümdar› Ebu Sait Bahad›r Han (716-736) Tebriz’de vefat edince ortaya ç›kan kargafladan faydalanan Devlet-fiah, Ankara’da hükümranl›¤›n› ilan etmifltir. Vefat edince yerine o¤lu Bahtiyar Melik Nas›r yerine geçmiflti. ‹lhanl› hükümdar› Ebu Said Bahad›r Han, Emir Eretna’y› kendine naip olarak Anadolu’ya tayin etmifl, halk›n üzerindeki hayvan say›m vergisini kald›rmak üzere 1330 y›l›nda Ankara’ya göndermifltir.258 Ankara’da ‹lhanl› hâkimiyetini belgeleyen bir kitabe vard›r. D›fl Kale’nin At Pazar›na aç›lan kap›s›n›n üstünde yer alan Farsça kitabe, 1330 tarihlidir. Vergi toplama talimatnamesi olan kitabenin Türkçe’si: “Allah iflleri kolaylaflt›rand›r. Ahali, toplanan kupçurun ve bu¤day›n çoklu¤undan flikayet etmifllerdir. Cihan› fethedenin ferman›n›n hükmü Engüriye’ye vard›¤› zaman Müslümanlar padiflah›n›n (mülkü daim olsun) devletinin devam› için yediyüz otuz senesi mart ay›n›n bafl›ndan itibaren vilâyete yasa budur ki; para ve cinsleri belli olsun ve deftere kaydedilerek flehir damgas› bulunsun. Yasan›n hükmü bu ola. Her kim fazla kupçur ve kanunsuz öflür isterse Alklah›n ve meleklerin ve peygamberlerin lâneti ona olsun. Bu emri iflittikten sonra kim de¤ifltirirse günah› de¤ifltirenedir. Halil yapt›.”259 Ebu Said Bahad›r’›n vefat›ndan sonra da Emir Eretna, Ankara dahil olmak üzere Anadolu’nun bir k›sm›na hakim olmufltur. Ankara, onun ve o¤lu G›yaseddin Mehmed zaman›nda tayin ettikleri valiler taraf›ndan yönetilmifltir. G›yaseddin Mehmed ad›na Ankara’da para bas›lm›flt›r.260 ‹lhanl› devri vergi kitabesinin bulundu¤u Hisarkap› (2005, A.E.)
195
tarih içinde ankara
Ankara Kalesi girifl kap›s› üzerinde bulunan ‹lhanl› vergi kitabesi (2005, A.E.)
Ankara Kalesi do¤u surlar› ve Akkale (2006, A.E.)
196
tarih içinde ankara
ANADOLU BEYL‹KLER‹ Selçuklular›n Mo¤ollar taraf›ndan yenilip bir müddet devletlerinin onlara ba¤l› olarak yaflamas› s›ras›nda Anadolu’nun çeflitli yerlerinde, Selçuklu veya Türkmen Beylerinin ileri gelenleri taraf›ndan bir tak›m beylikler kurulmufltur. Bu beylikler aras›ndan zamanla Osmanl›lar s›yr›l›p ç›kacak, “Devleti Âliyye-i Osmaniye” fleklinde isimlendirdikleri devlet 600 y›l yaflayacakt›r.261 Ankara yöresinde ara ara hakim durumda olan beylikler; Candaro¤ullar›, Germiyano¤ullar› ve Karamano¤ullar›’d›r.
GERM‹YANO⁄ULLARI Kütahya ve civar›nda kurulan ve bir Türkmen beyli¤i olan Germiyano¤ullar›, bir müddet Ankara civar›na hakim olmufllard›r. Bu hakimiyeti, Ulus semtinde iken 1940’l› y›llarda y›k›lan K›z›l Bey Camii’nin, 1299 tarihli minberinin tamir kitabesinden ö¤reniyoruz. Ankara Etno¤rafya Müzesi’de bulunan ahflap kitabede flu ifade yaz›l›d›r: “Bu mübarek minberin onar›lmas›, yenilenmesi, büyük sultan din ve dünyan›n yükse¤i, fetih babas›, memleketler zapteden, Feramürz o¤lu Keykubat -Allah Sultanl›¤›n› sürekli k›ls›n- zaman›nda büyük ve ulu bey Aliflir o¤lu Yakup -Allah onun parlakl›¤›n› ve kudretini tecdit eylesin-
1920’li y›llarda Zincirli Camii ve civar› (BELKO)
197
tarih içinde ankara
1900’lü y›llarda K›z›lbey Camii ve Türbesi (VEKAM)
K›z›lbey Camii ahflap yap› elemanlar› (2005, A.K.)
198
taraf›ndan 699 (1299) y›l› aylar›nda yapt›r›ld›.” Bu ifadeden Germiyanl›lar’›n hâkimiyetlerini Ankara’ya kadar uzatt›klar›n› ve Selçuklu hâkimiyetini tan›d›klar›n› anl›yoruz.
tarih içinde ankara
Bu kitabede ad› geçen Yâkub, Kerîmüddin Aliflîr’in o¤ludur. Beyli¤in ilk müstakil idarecisi olan Yâkub Bey devri, Germiyano¤ullar›’n›n en güçlü dönemidir. 1300 y›llar›nda ba¤›ms›zl›¤›n› kazand›¤› anlafl›lan Yâkub Bey’in hâkim oldu¤u topraklar, “Yâkubili” ad›yla adland›r›lmaktad›r. Daha sonraki y›llarda Yâkub Bey, di¤er Anadolu beyleriyle birlikte y›ll›k bir vergi karfl›l›¤› ‹lhanl›lar’› metbû olarak tan›m›fl, 1314 y›l›nda Anadolu’ya gelen Emîr Çoban’a itaatini bildirmifltir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin torunu Ulu Arif Çelebi’nin 1312’den önce Denizli ve Kütahya’y› ziyaret etti¤i zaman görüfltü¤ü ve üzerinde manevî nüfuz kurdu¤u Yâkub Bey’in Osmanl›larla ilk dönemlerdeki münasebetleri, beylikler üzerindeki himaye politikas› sebebiyle pek dostça olmad›. Nitekim ilk Osmanl› kroniklerinde, Osman Bey’in 1313 y›l›nda Leblebici (Leblüce) Hisar›n› fethe giderken Germiyanl›lar’dan çekindi¤i için o¤lu Orhan Bey’i, Köse Mihal ve Saltuk Alp ile birlikte Karacahisar’a (‹nönü) gönderdi¤i, Germiyanl›lar’›n teflvikiyle Çavdar Tatarlar›n›n bu durumdan faydalanarak Osmanl› topraklar›na hücum ettikleri, Karacahisar flehrini ve pazar›n› bast›klar› belirtilmektedir. Germiyano¤ullar›’n›n Ankara ve civar›nda ne kadar süre hakimiyet sa¤lad›klar› bilinmemektedir.262
CANDARO⁄ULLARI Selçuklu Sultan› Alaaddin Keykubad’›n uç beylerinden ve büyük emirlerinden olan Hüsameddin Çoban, Kastamonu civar› hakimlerinden olup, deniz afl›r› gazalar yaparak flöhret kazanm›flt›. Sultan taraf›ndan kendisine Kastamonu beyli¤i verildi ve “Çoban-
Bir dönem Candaro¤ullar› hakimiyetinde bulunan Kalecik ve Kalecik Kalesi (2004, A.E.)
199
tarih içinde ankara
o¤ullar›” ad› alt›nda faaliyette bulundular. Ankara ve civar›na yak›nl›¤› dolay›s›yla Kuzey bölgelerin hakimiyetini de ellerinde tuttular. Selçuklulara tabi olan bu beylik, üç as›r Kastamonu çevresine hakim oldu, flehri ilim ve sanat merkezi yapt›lar. Ankara flehir merkezinde bulunan ve günümüzde mevcut olmayan Baklac› Baba mescidi kitabesinde “Bu mescidin imar›n› Çoban o¤lu Yakub, 697 hicri - 1298 miladi y›l›nda emretti” ifadesinden, baz› dönemlerde Ankara flehir merkezine de hakim olduklar›n› göstermektedir. Baklac› Baba mescidinin Candaro¤ullar›’ndan Süleyman Pafla’n›n en küçük o¤lu Çoban Bey’in o¤lu Yakub Bey taraf›ndan yapt›r›lm›fl olmas› kuvvetli ihtimaldir. Candaro¤ullar› döneminde yap›lan Baklac› Baba Mescidi kap›s› (2006, A.E.)
K›z›lcahamam- Saray Köyü Kervansaray› kal›nt›lar› (2005, A.E)
200
tarih içinde ankara
Daha sonraki y›llarda “Candaro¤ullar›” ve “‹sfendiyaro¤ullar›” olarak an›lacak olan bu beylik mensuplar›, Ankara ve civar›nda vak›flar kurmufllar, vak›f eserler infla ettirmifllerdir. Çobano¤ullar›, Karamano¤ullar› gibi Ankara’y› tahrip etmemifller, tam aksine imar etmifllerdir. Günümüzde Kalecik ve K›z›lcahamam ilçelerinde Candaro¤ullar›’na ait yap›lar mevcuttur.263 Candaro¤ullar›’n›n bir kolu olan ‹sfendiyaro¤ullar›’ndan Melik ‹sfendiyar’›n Kalecik’te “fieyh H›z›r Zaviyesi”ne vak›f arazileri vard›r.
KARAMANO⁄ULLARI ‹lhanl›lar’›n Anadolu’yu boflaltmalar›ndan sonra, birkaç y›l Eretna Beyli¤i’ne ba¤l› kald›¤› anlafl›lan Ankara’da, 1344’te ba¤›ms›z bir Ahi yönetimi kuruldu. 1354’te Orhan Gazi’nin o¤lu Süleyman Pafla’ca Osmanl› topraklar›na kat›lana dek, kentin on y›l bu yönetimin alt›nda kald›¤› san›l›yor. Asl›nda Ankara, Osmanl›lar’ca iki kez al›nm›flt›r. Kenti önce Süleyman Pafla 1354’te, sonra da I. Murad 1362’de ele geçirmifltir. Netayic ül-Vukuat’da bu konuda flunlar yaz›l›d›r: “Hüdavendi-gâr Gazi lakab› ile ün salan I. Sultan Murad, 1362’de babas› Orhan Gazi’nin yerine tahta geçti. ‹lk ifli, ordusu ile yürüyüp Ankara Kalesi’ni, Selçuklu beyleri kal›nt›lar›ndan olan Ahiler ad›ndaki zorbalar elinden almak oldu”. Ayn› konuda, Hammer’de flu sat›rlar yaz›l›d›r: “Bilindi¤i gibi Selçuklu ailesinin sönüflünden sonra Selçuklu Devleti’nin mirasç›lar› durumunda bulunan onbefl bey aras›nda kendisini en kuvvetli hisseden, Karaman hükümdar› olmufltur. Osmanl›lar›n her an artmakta olan güçlerinin kendisi için haz›rlamakta oldu¤u tehlikeyi sezince ve Osmanl›lar›n son teflebbüslerinden endiflelenince, onlarla savafla karar verdi. Padiflah›n, askeri tam Avrupa’ya hareket edece¤i bir s›rada, f›rsattan istifade ederek, Asya’da savunmas›z kalan Osmanl› ülkesine hücum etti. Sald›r›fl›n›n sonucunu sa¤layabilmek için Karaman Beyi, Galata’daki büyük emlak sahiplerini, Ahileri, isyana flevklendirdi; bunlar Ankara hükümetini elde etmifllerdi. Murad, Elespon k›y›lar›ndan Anadolu s›n›r›na y›ld›r›m süratiyle yetiflerek Ahileri bozdu. Ve Ankara’n›n anahtarlar›n› elinden ald›. ‹skender’in Küçük Asya’daki fetihlerinin kuzey noktas› olan, Hilafetin ve Bizans ‹mparatorlu¤unun yükselifl ça¤lar›nda, Konstantiniya (‹stanbul) ve ‹slam hükümdarlar› aras›nda sürekli bir çekiflme konusu teflkil eden Ankara, hemen her ça¤da tifti¤i, meyveleri, örtüleri, kapl›ca sular›, pehlivan yetifltirmesi ve ibadethaneleri ile flöhret kazanm›flt›r...”264
Karaman, Karamano¤ullar› Türbesi (2005, A.E.)
201
tarih içinde ankara
ANADOLU BEYL‹KLER DEVR‹ ESERLER‹ YEfi‹L AH‹ (YEfi‹L A⁄A) CAM‹‹ VE MEDRESES‹ Hamamönü, Sar›ca Sokak’ta bulunan cami, boyuna dikdörtgen planl› çat›l› bir yap›d›r. Tafl temele oturan caminin duvarlar›, kuzeyde tu¤la, di¤er üç cephede kerpiç örgülüdür. Genifl saçakl› çat›s› alaturka kiremitle örtülüdür.
Yeflil Ahi Camii (2005, A.E.)
202
tarih içinde ankara
Kuzeydeki son cemaat yerinin iki yan› kapal›d›r. ‹ki aya¤›n tafl›d›¤› üç sivri kemerle avluya aç›lan son cemaat yerinin üstüne mahfelin devam› uzanmaktad›r. Altl› üstlü iki s›ra halindeki pencereler, do¤u ve bat›da sekizer adet, güneyde dört adettir. Pencereler dikdörtgen flekilli olup, alttakiler, üsttekilere göre büyüktür. Son cemaat yerinin bat›s›na bitiflik kesme tafl kaideli, tu¤la gövdeli bodur minarenin kaidesi, cami boyunca yükselmektedir. Gövdesi s›val› minarenin flerefe korkuluklar›, tafltan yap›lm›flt›r. Petek konik bir külahla örtülüdür. Boyuna dikdörtgen planl› harimin tavan›, beden duvarlar›na oturmaktad›r. Kuzeydeki mahfel, dört ahflap direkle tafl›nmaktad›r. Ahflap tavan›n ortas›ndaki alt›gen göbek, geometrik motiflerle süslüdür. Caminin alç› mihrab› tavana kadar yükselmektedir. Befl kenarl› mihrap niflinin üstü mukarnas kavsaral›d›r. Nifli, yaz› ve bitkisel süsleme silmeleri çevrelemektedir. Köfleleri sütunceli niflin içi ve üstündeki boflluk, geometrik süslemelidir. Mihrab›n üstünde, palmet s›ras› dizilmifltir. Minberi yenidir. Caminin yan›nda Osmanl› devrinde yap›lan bir medrese ve zaviye vard›. Osmanl› devri sonuna kadar e¤itim yap›lan; Caminin bat›s›ndaki Yeflil Ahi Medresesinden bir iz kalmam›flt›r.265 Yeflil Ahi Cami, ilk olarak Ahi Murat taraf›ndan XIV. yüzy›lda yapt›r›lm›fl olmal›d›r. Caminin mevcut hali, XVII veya XVIII. yüzy›lda yenilenen yap›d›r. ‹lk yap›l›fl›n›n özelliklerini tafl›mamaktad›r.266 Cami, 19531959, 1975 ve 2003 y›llar›nda onar›lm›flt›r.267 Yeflil Ahi Camii kuzey cephesi (2005, A.E)
203
tarih içinde ankara
AH‹ ELVAN CAM‹‹
Ahi Elvan Camii ahflap minberi (2005, A.E.)
204
Samanpazar›’ndan Atpazar›’na ç›k›lan yolun solunda yer alan, dikdörtgen planl›, çat›l› bir yap›d›r. D›fltan sade bir görünüme sahip cami, ahflap minberi ve çok direkli kuruluflu ile önem kazanm›flt›r. Kuzeye do¤ru yükselen meyilli bir arazide yer alan oldukça büyük bir yap› olmas›na ra¤men caminin, son cemaat yeri ve avlusu yoktur.268 Kesme tafl kaideli minare, kuzeybat› köflededir. Minarenin gövdesi ve petek k›sm› tu¤lad›r.
tarih içinde ankara
Cami duvarlar›n›n alt k›s›mlar› iri moloz tafl, üst k›s›mlar› kerpiç örgüdür. Yak›n zamanlarda yap›lan onar›mlarda duvarlar› tu¤la örgü ile kuvvetlendirilmifltir. Çat›s› alaturka kiremitlidir. Kuzey cephesinde, mahfel kap›s›ndan baflka bir aç›kl›k yoktur. Caminin ana kap›s› do¤u cephenin ortas›ndad›r. Bu cephede, altta kap›n›n sa¤›nda bir, solunda iki pencere ve üstte üç pencere vard›r. Güney cephede üç alt, üç üst pencere bulunmaktad›r. Bat› cephelerde iki alt, dört üst pencere ile üçüncü bir kap› daha yer almaktad›r. Boyuna dikdörtgen planl› caminin ahflap tavan›, üç s›ra halinde dizilen dörder adet ahflap direkle tafl›nmaktad›r. Do¤uda kap›n›n aç›ld›¤› dar bir sah›ndan sonra mihrab›n oldu¤u genifl bir sah›n ve bat› tarafta daha dar iki sah›n uzan›r. Toplam oniki adet ahflap sütun üzerine mihraba dikey olarak, üç s›ra halinde uzat›lm›fl iri hat›llar, sütunlara devflirme bafll›klar ve ucu profilli yast›klarla oturmaktad›r. Hat›llar ve duvarlara enine uzat›lan ucu profilli konsollar üzerine enine konan kirifllere, tavan tahtalar› çak›lm›flt›r. Ortadaki genifl sah›n›n tavan›, iki s›ra konsolla di¤erlerine göre daha yüksekçedir. Caminin kuzeyindeki genifl ahflap mahfel, üstten ikinci s›radaki direklere kadar uzanmaktad›r. Mahfelin alt›, üst k›sm›n yar›s› kadar genifllikte, ahflap kafeslerle harimden bölünmüfltür. Mahfel direklerinde altta ve üstte profilli yast›klar vard›r.
Ahi Elvan Camii do¤u cephe (2005, A.E.)
Ahi Elvan Camii kuzeybat› cephe (2005, A.E.)
205
tarih içinde ankara
Ahi Elvan Camii minberi ve usta kitabesi (2005, A.E.)
Caminin ahflap minberinin yan aynal›klar›nda motifler, taklit kündekâri tekni¤i ile birlefltirilmifltir. Oniki kollu bir y›ld›z merkez olmak üzere, ç›talarla meydana getirilen çokgen ve y›ld›zlardan oluflan geometrik alanlar, oyma tekni¤i ile yap›lm›fl, çeflitli rûmî motifleri ifllenmifl parçalarla doldurulmufltur. Minberin köflk k›sm›n›n alt›nda da ayn› teknikte çokgenlerden oluflan bir süsleme mevcuttur. Korkuluk ve di¤er k›s›mlar›n kenarlar›nda rûmî motifleri ifllenmifl çerçeveler dolaflmaktad›r. Parmakl›klar geometrik flekillerle doldurulmufltur. En altta dilimli kemerli kaide vard›r. Minberin yan taraflar›nda baz› parçalar noksand›r. Bugün ‹stanbul Türk ‹nflaat ve Sanat Eserleri Müzesinde bulunan caminin ahflap pencere kanatlar›, Selçuklu a¤aç iflçili¤i gelene¤inde oyma tekni¤iyle yap›lm›flt›r. Mevcut dört çift pencere kanatlar›ndan bir k›sm›, kündekâri tekni¤indedir. Baz›lar›nda yaz› panolar› vard›r. Geometrik geçmeler, palmet ve k›vr›k dal motifleri ifllenmifltir.269 Alç› mihrap, befl kenarl› bir nifle sahiptir. Niflin içi, minberde görülen y›ld›z ve çokgenlerden müteflekkil bir süsleme ile doldurulmufltur. Üstü, bir s›ra yaz› kufla¤›ndan sonra mukarnasl› kavsara ile sona ermektedir. Köflelerdeki sütuncelerin zar bafll›klar›, rozet süslemelidir. Mihrab› kuflatan üç s›ra silmeden, d›fltaki in-
206
tarih içinde ankara
ce rûmîlerle süslü bir yaz› kufla¤›d›r. Ortada mukarnasl› bir silme ve içte geometrik geçmeli bir silme vard›r. Kavsaran›n iki yan›ndaki boflluk, y›ld›zlardan oluflan bir süsleme ile doldurulmufltur. Üstte mukarnasl› bir çerçeve içindeki pano, yaz› ile de¤erlendirilmifltir. En üstte palmet s›ras› vard›r. Caminin Arapça yenilenme kitabesi, minber kap›s›n›n üstüne ifllenmifltir. Minberde ayr›ca usta kitabesi vard›r. ‹ki bölüm halindeki Arapça kitabeden sol korkuluktaki usta kitabesinin Türkçe’si: Allah’a hamd olsun. Bu mübarek cami Murad Han o¤lu Bayezid Han o¤lu yüce sultan, Arap ve Acem padiflahlar›n›n efendisi, din u¤runa savaflanlar›n ve gazilerin yard›mc›s›, kâfir ve müflrikleri kahreden sultan Mehmed Han -Allah devletini ve mülkünü ebedi k›ls›n- zaman›nda 816 y›l› aylar›nda yenilendi. Nizamüddin Zehran o¤lu ‹sa o¤lu Hac› Mecdü’ddin o¤lu Mehmed Bey o¤lu Hac› Elvan, hayrat›n sahibidir. Allah hasenat›n› kabul etsin Harputlu marangoz Bayezid o¤lu Mehmed (bu minberi) yapt›.270 Kitabeye göre cami, 816 / 1413 y›l›nda Hac› Elvan taraf›ndan yenilenmifl ve içine Harputlu Mehmed bin Beyazid’in yapt›¤› ceviz minber konmufltur. Camiyi ilk yapt›ran Ahi Elvan 784 / 1386 de vefat etmifltir.271 Buna göre caminin XIV. yüzy›l›n 2. yar›s›na tarihlenmesi gerekir.272 Cami, 1952-1956, 1962, 1985 y›llar›nda onar›lm›flt›r.273
Ahi Elvan Camii ahflap minberi üzerinde bulunan onar›m kitabesi (2005, A.E.)
207
tarih içinde ankara
AH‹ YAKUP CAM‹‹ Hac›bayram Camii kuzeydo¤usunda bir yamaç üzerinde yer alan Ahi Yakup Camii, dikdörtgen planl›, çat›l›, kerpiç duvarl› sade bir yap›d›r. Tafl temele oturan caminin duvarlar› kerpiçle örülmüfltür. Genifl saçakl› çat›s›, alafranga kiremitle kapl›d›r. Mescidin iç ve d›fl duvarlar› tamamen s›va kapl›d›r. Kuzey-güney yönünde uzanan son cemaat yeri ve ana mekanda birer alç› mihrap yer al›r. Son cemaat yeri ara bir döfleme ile iki katl› hale getirildi¤inden, buradaki mihrap ikiye bölünmüfltür. Alç› mihrab›n niflini kuflatan genifl silme, geometrik süslemeye sahiptir. Mescidin kitabesi iki mekan aras›ndaki duvar›n kuzeyinde bulunan kap›n›n üstündedir. Burada kap›dan baflka iki de pencere vard›r. Ana mekan, kuzey ve güneye bakan ikifler dikdörtgen üst pencere ile ayd›nlan›r. Mescidin ana mekan›nda ahflap mahfeli ve minberi yenidir. Mihrap nifli, befl s›ra mukarnasla biter. Niflin çevresini kuflatan d›flta bir yaz› bordürü, içte genifl geometrik bir bordür olup, üstte yine bir yaz› bordürü uzan›r. Nifl kavsaras›n›n çevresindeki geometrik süslemeden baflka ortas›ndaki “Milet ifli” denen XIV-XV. yüzy›la tarihlenen, mavi beyaz bir kâse yer almaktad›r.274 Arapça Kitabenin Türkçe’si: Mescidi yedi yüz doksan dört y›l›nda Ahi Sinan o¤lu Ahi Çelebi o¤lu Ahi Yâkub tamir etti. Bundan evvel de Ahi fiüca’, Ahi Melik ve Ahi Ali ve Ahi fierafuddin ve Ahi Yakup tamir etmiflti. Sonra her y›l mahsulün onda birinden imama elli, müezzine yirmi ve kandil ya¤› için de otuz dirhem verilmesini kararlaflt›rd›.275 Bugüne kadar yap›lan tamir ve tadilatlarla as›l fleklini kaybetmifl olan mescit, daha çok kitabesi ile önem kazanmaktad›r.
1945’li y›llarda Ahi Yakup Camii (VGM)
208
tarih içinde ankara
Ahi Yakup Camii onar›m kitabesi (2005, A.E.)
Ahi Yakup Camii bat› cephesi ve hazire (2005, A.E.)
794 / 1392 tarihli Arapça kitabenin onar›ma ait oldu¤unu ileri sürenlere kat›lmak gerekir. Kitabenin sonunda vakfiye özeti de vard›r. Ahi Yakup taraf›ndan yenilenen mescidi, daha önce Ahi fiüca, Ahi Halil, Ahi Ali, Ahi fierafeddin ve Ahi Yakub’un imar ettirdi¤i yaz›l›d›r. Ahi Yakup Mescidi’nin vakfiyesi ele geçmemifltir. Mescid son olarak dernek taraf›ndan 1984 y›l›nda onar›lm›flt›r. ‹badete aç›kt›r. Ahi Yakup Mescidi’nin kuzeyindeki haziredeki mezar tafllar›, yeflil ya¤l› boya ile boyanm›flt›r.
KARANLIK (SABUN‹) MESC‹D Turan Mahallesi, Uzunkavak Sokakta bulunan mescid, kerpiç duvarl›, ahflap tavanl›, çat›l› bir yap›d›r. Mescid, düz bir alana yap›lm›flt›r. Tafl temel üstüne ahflap hat›ll› kerpiç duvarl› bir yap› olan mescidin kuzeyinde, iki yan› kapal› son cemaat yeri vard›r. Önü ahflap kafesle soka¤a kapat›lan son cemaat yerinden harime iki pencere aç›l›r. Mescidin bat› cephesinde iki alt, bir üst; güney ve do¤uda iki alt, iki üst pencere yer al›r. Alaturka kiremitli çat›n›n kuzeydo¤u köflesinden kare ezanl›k yükselir. Son cemaat yerinden sade bir kap› ile girilen harim, boyuna dikdörtgen planl›d›r. Ortadaki iki ahflap sütun vas›tas› ile mihraba dikey olarak uzat›lm›fl iki iri hat›l, harimi üç sahna bölmüfltür. Sütunlar›n devflirme bafll›klar› ve profilli yast›klar› vard›r. Hat›llar ve duvar aras›na, mihraba paralel olarak at›lan kirifllerle tavan tafl›n›r. Tavana üçgenler meydana getirecek flekilde ç›talar
Sabuni Mescidi (2005, A.E.)
209
tarih içinde ankara
Sabuni (Karanl›k) Mescidi’nin Ankara Etno¤rafya Müzesi’nde bulunan ahflap kap›s› (2005, A.E.)
çak›lm›flt›r. Tavanda konsol aralar› ve hat›l yanlar› afl› boyal›, kalem ifli süslemelere sahiptir. Mescidin ahflap minberi yenidir. Alç› mihrap, dikdörtgen planl› bir nifle sahiptir. Nifl kenarlar› ve mukarnasl› kavsaran›n yan›ndaki bofllu¤un üst k›sm›, zengin geometrik geçmeli bir süslemeye sahiptir. Halen Ankara Etnografya müzesinde bulunan ahflap kap› kanatlar›, ç›talarla panolara bölünmüfltür. Panolara yaz› ve rûmîler oyulmufl, tablolar konulmufltur. Genifl ç›talarda metal süslemeler kullan›lm›flt›r.276 Mescidin ahflap kap› kanatlar›ndaki Arapça kitabenin Türkçe’si: Bu mübarek mescidi Hac› Hasan yapt›rm›flt›r. Allah ona anne ve babas› ile bütün Müslümanlara ma¤firet etsin.277 Kitabeye göre mescidi Hac› Hasan yapt›rm›flt›r. Mescid süslemesi ve mimari üslubuna göre XIV-XV. yüzy›llara tarihlendirilir.278 ‹bâdete aç›k olan mescid, onar›ma muhtaçt›r.
210
tarih içinde ankara
HACI ARAP (AH‹ ARAP) CAM‹‹ Koyunpazar›, Asker Sokakta, bir köfle bafl›nda yer alan cami; tafl temel üstüne kerpiç duvarl›, çat›l›, sade bir yap›d›r. Cami olarak an›lan yap›, asl›nda küçük bir mescid ölçüsündedir. Enine dikdörtgen planl› yap›, güneye do¤ru e¤imli bir araziye yap›lm›flt›r. Baz› cepheleri dükkanlarla çevrili mescidin aç›ktaki k›s›mlar› kireç s›val›d›r. Mescid, bat›daki küçük eski bir bölüm ile do¤uda daha sonradan eklenmifl genifl birer bölümden oluflur. Kuzey cepheden kemerli bir kap› ile mescide girilir. Ahflap tavanl› mescid, do¤u ve bat›daki üst pencerelerle ayd›nlan›r. Alç›dan yap›lm›fl birbirine benzer iki mihrab›n niflleri, befl kenarl›d›r. Sa¤daki mihrap, di¤erinden biraz daha sadedir. Minberin özelli¤i yoktur. Ahi (Hac›) Arap isimli bir kifli taraf›ndan yapt›r›lan yap›y›, ismi ve 1530 tarihli tahrir defterinde kay›tl› olmas›yla XIV-XV. as›rlara tarihleyebiliriz.279 Kap›n›n sa¤›nda sivri kemerli bir niflin alt›ndaki tafl teknenin üstü, ortas› delinmifl yass› bir taflla kapat›larak yap›lm›fl musluk denen su tesisat›, caminin ilginç eleman›d›r.280 1968 y›l›nda mahalli dernekçe onar›lan cami, ibadete aç›kt›r.
Hac› Arap Camii, girifl cephesi (2005, G.G)
211
tarih içinde ankara
MOLLA BÜYÜK CAM‹‹
Molla Büyük Camii alç› mihrab› (Kültür Bak.)
Kayabafl› Mahallesi, Yasa Sokakta yer alan caminin d›fltan çat›l› sade bir yap›d›r. Kerpiç duvarl› yap›n›n temelinde iri blok tafllar kullan›lm›flt›r. Güneyde avlusu vard›r. Kuzey do¤u köflesinde ahflap minaresi yükselir. Enine dikdörtgen planl› yap›n›n do¤usunda bir ön mekan ve önü imam odas› olarak kullan›lan son cemaat yeri yer al›r. Ön mekan›n kuzeyindeki bir merdivenle minareye ve yap›n›n üst kat›na ç›k›l›r. Caminin kuzey cephesinde harimin ve eklentinin iki alt, bir üst; güneyde ikifler alt, ikifler üst penceresi olup, hepsi de dikdörtgen flekillidir. Harime kuzeydo¤u köfleden sade bir kap› ile girilir. Ortadaki iri bir ahflap direk, tavan› ve mahfeli tafl›maktad›r. Yan duvarla-
212
tarih içinde ankara
ra mihraba paralel at›lan iri ahflap hat›l; duvarlarda ve ortada, ucu profilli yast›klara oturur. Hat›l ve duvar kenarlar›nda ucu profilli küçük ahflap konsollar görülmektedir. Tavan› sadedir. Caminin minberi 1941 y›l›nda, minaresi hemen sonras›nda yap›lm›flt›r.281 Tavana kadar yükselen alç› mihrap, caminin dikkat çekici eleman›d›r. Dört kenarl› mihrap niflinin üstü mukarnas kavsaral›d›r. Niflin köflelerindeki çokgen sütunceler, zar biçimli bafll›k ve kaidelere sahiptir. Bafll›k ve kaideler içte ve d›flta rozetle süslenmifltir. Nifl kavsaran›n iki yan›, geometrik geçmelerin oluflturdu¤u sekiz kollu y›ld›zlar, niflin için de ayn› flekilde oluflturulan alt› kollu y›ld›zlarla süslüdür. Kavsaran›n iki yan›na birer adet “Milet ifli” kâse konulmufltur. Kenardaki genifl silmede tek s›ra halinde dizilmifl, geometrik geçmelerle meydana getirilen y›ld›zlar›n merkezine “Milet ifli” kâseler yerlefltirilmifltir. Büyük kâselerin çevrelerinde dörder adet küçük kâse parçalar› görülmektedir.282 Mihrab› ile Ankara camileri aras›nda ayr› bir yeri olan Molla Büyük Camii kitabesi ve baflka tarihi belge olmad›¤›ndan, üslubuna ve mihrap süslemesine göre XIV-XV. as›rlara tarihlenmektedir.283 Camii 1941, 1952 ve 1988 y›llar›nda Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce onar›lm›flt›r.284
Molla Büyük Camii güneydo¤u cephe (2005, A.E.)
213
tarih içinde ankara
EYÜP MESC‹D‹ Hamamönü Semtinde, Sar›ca Sokakta bulunan Eyüp Mescidi, kerpiç duvarl›, çat›l› sade bir yap›d›r. Minaresi olmayan mescidin kuzeyinde genifl bir son cemaat yeri ve bahçesi vard›r. Duvarlar›, tafl temel üstüne kerpiç dolgulu ahflap karkas olarak yap›lm›flt›r. Kuzeydeki genifl son cemaat yerinin iki yan› kapal› olup, önü bahçeye aç›l›r. Tavan›, profilli yast›klara sahip basit ahflap direklerle tafl›nmaktad›r. Sade dikdörtgen kap›n›n iki yan›ndaki birer pencere, sivri kemerli al›nl›¤a sahiptir. Do¤u cephenin kuzeyine bir ev bitifliktir. Harime aç›lan sivri iki üst ve dikdörtgen iki alt pencere vard›r. Güneyde ve bat›da iki üst pencere yer al›r. Duvarlar çamur s›val›d›r. Çat›s› alaturka kiremitlidir. Mescidin harimi enine dikdörtgen planl›d›r. Ortadaki ahflap bir dire¤in iki yan duvarla beraber tafl›d›¤› mihraba paralel bir hat›lla, tavan ikiye bölünmüfltür. Ahflap direk profilli bir yast›¤a sahiptir. K›ble duvar›na dikey olarak uzat›lan kirifllerle hat›l ve duvarlar aras›nda ucu profilli yar›m yast›klar yer al›r. Yar›m yast›klar›n üstünde kiriflleri tafl›yan tahtalar ve orta hat›l›n yan yüzleri afl› boyal›, klasik kalem ifli nak›fllarla süslenmifltir. Kuzeydeki ahflap mahfele, kuzeybat› köfleden merdivenle ç›k›l›r. Alç› mihrap, di¤er Ankara mihraplar›ndan biraz farkl›d›r. Dört kenarl› niflin içi geometrik geçmelerle süslüdür. Üstündeki bir yaz› kufla¤›ndan sonra mukarnasl› kavsara ile nifl biter. Niflin iki kenar›ndaki zar bafll›kl› sütuncelerin üstünde dar bir silme gibi yükselen geometrik geçmeli çerçeve, kavsaran›n üstünde üçgen bir al›nl›k gibi bitmektedir. Daha üstte bir yaz› panosu müstakil olarak durmaktad›r. Ahflap minberi yenidir.
Eyüp Mescidi kuzey cephe (2006, A.E)
214
tarih içinde ankara
Kitabesi ve vakfiyesi olmayan mescid, 1530 tarihli tapu tahrir defterinde yer almakta olup, ahflap kuruluflu ve mihrab› ile XIV-XV. yüzy›la tarihlenebilir.285 Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce 2002 y›l›nda onar›lan mescidin çevresindeki evler kamulaflt›r›larak etraf›n›n aç›lmas› gerekmektedir.286
GENEG‹ MESC‹D‹ Ulucanlar Caddesi’nde yol üstünde bir yamaca yap›lm›fl olan mescid; dikdörtgen planl›, çat›l› bir yap›d›r. D›fltan sade olmas›na karfl›l›k iç özellikleri bak›m›ndan mühim bir yap›d›r. Duvarlar›, tafl temel üstüne kerpiç örgülüdür. Minaresi yoktur. Bat› cephe boyunca uzanan iki yan› aç›k son cemaat yerinin kuzeyinde beden duvar›n›n devam› vard›r. Duvarlar› koyu gri boyanm›flt›r. Kuzeye do¤ru yükselen bir yamaçta yap›ld›¤›ndan, güney cephenin alt›nda bodrum kat› vard›r. Bodrum kap›s› bat›dad›r. Çat›s› alaturka kiremitlidir. Harime, son cemaat yerinin kuzeydo¤usundan dikdörtgen bir kap› ile girilir. Boyuna dikdörtgen planl› harimin gerisinde bulunan ahflap bir direk, enine uzanan ahflap hat›l› tafl›maktad›r. Bunun üzerinde mihraba dik uzat›lm›fl ahflap kirifller, güney ve kuzeyde beden duvarlar›na oturmaktad›r. Mescidi altl› üstlü iki s›ra halinde; güneyde ikifler, do¤uda ve son cemaatte birer dikdörtgen pencere ayd›nlat›r. Do¤u, bat› ve kuzey duvarlar›nda birer nifl mevcuttur. Güneydeki genifl alç› mihrap, tavana kadar yükselir. Befl kenarl› niflin üstü mukarnasl›d›r. Kenarlardaki sütunceler, zar bafll›kl›d›r. Niflin köfleliklerinde geometrik süslemeler vard›r. Nifli kuflatan silmelerden içtekinde genifl bir geometrik süsleme; or-
Genegi Mescidi (2005, A.K.)
215
tarih içinde ankara
tada içleri rûmilerle dolu zencirek ve d›flta kelime-i tevhid silmesi dolafl›r. Niflin üstündeki silmelerin içine sülüs hatla iki defa bir ayet tekrarlanm›flt›r. Mescidin tavan›nda en önemli elaman, mukarnaslarla süslü ahflap sütun bafll›¤›d›r. Ankara’da benzeri olmayan sütun bafll›¤›n›n üstünde iki ucu profilli bir yast›k olup, üstündeki hat›l ve duvarlardaki takozlar üstüne kirifller oturtulmufltur. Tavanda afl› boyas› ile yap›lm›fl k›rm›z› rengin hakim oldu¤u kalem iflleri rûmi, hatai ve çeflitli çiçek motifleri seçilmektedir. Ahflap dire¤in tafl›d›¤› mahfel yenidir. Kitabesi olmayan Genegi Mescidi, mimarisi ve süsleme yönünden XIV. yüzy›la tarihlendirilir.287 Mescidin Genegi ismini tafl›mas› sebebiyle Ahi fierafeddin’in amcas› “Genegi” lakapl› Hasan taraf›ndan yapt›r›lm›fl olmas› muhtemeldir.288 Ayr›ca Turasan Beyin k›zkardefli ve Ye¤en Beyin annesi Fât›ma Hatun’un Hocendî Mahallesindeki Genegî Mescidi müezzini için gelir vakfetmesi, mescidin XIV. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda yap›ld›¤›n› gösterir.289 Uzun süre ibadethane olarak kullan›lamayan yap›, 1996 y›l›nda Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce yap›lan onar›mdan sonra ibadete aç›lm›flt›r. Son cemaat yerinin kapal› yerleri aç›larak yap›ya as›l flekli kazand›r›lm›flt›r.
ÖRTMEL‹ (HOCA HUND‹) MESC‹D‹ Samanpazar›’nda Sakalar Mahallesi, Kalyon sokakta bulunan mescid, d›fltan sade küçük bir yap›d›r. Enine dikdörtgen planl› yap›n›n üstü, alaturka kiremit kapl› bir çat› ile örtülüdür. Duvarlar› subasman seviyesine kadar moloz taflla, üstü ahflap hat›ll› kerpiçle örülmüfltür. Mescidin kuzeyi kapal› olup, üstte, kad›nlar mahfelinden aç›lan iki pencere vard›r. Do¤u ve güney cepheler soka¤a bakar. Girifl kap›s› do¤u cephenin kuzey taraf›ndad›r. Do¤uda bir pencere, güneyde bir alt, iki üst pencere, bat›da iki alt, iki üst pencere s›ralan›r. Dikdörtgen flekilli pencerelerden üsttekiler biraz küçüktür. Yap›n›n duvarlar› kireç s›val›d›r. Son cemaat yeri olmayan mescidin kuzeydo¤u köflesindeki mahfelden ç›k›lan ahflap küçük bir minare yükselir. ‹ç mekanda, ortada s›ralanm›fl iki ahflap sütun, ahflap tavan› tafl›r. Devflirme sütun bafll›klar› üzerine ahflap yast›klarla mihraba dikey iki hat›l uzat›l›p, bunlar›n üzerine üç bölüm halinde mihraba paralel yuvarlak kirifller at›lm›flt›r. Yan sahn›n kirifllerinin, orta sah›na gelen uçlar› kesilerek konsollar oluflturulmufltur.
216
tarih içinde ankara
Orta sahn›n kiriflleri bunlar›n üzerine oturur. Orta sah›n, yan sah›nlara göre daha yüksektir. Kirifllerin üzerine tavan tahtalar› çak›lm›flt›r. Tavan› tafl›yan iki hat›l›n yan ve alt yüzleri bitkisel ve geometrik desenli kalem iflleri ile süslüdür. Yap›n›n ilk yap›l›fl›na ait kalem iflleri, isten kararm›flt›r. Kirifllerin diplerine uçlar› palmet flekilli ince tahtalar çak›lm›flt›r. Mescid duvarlar› ahflap lambri ile kaplanm›flt›r. Alt k›sm› tahrip olmufl alç› mihrap, yuvarlak nifllidir. Niflin üstü mukarnas kavsaral›d›r. Mihrap, tavana kadar yükselir. Üstü palmet s›ras› ile taçland›r›lm›flt›r. Mihrap niflin çevresini en d›flta bir yaz› silmesi, arada mukarnasl› bir silme ve içte geometrik geçmeli genifl bir silme dolaflmaktad›r. Nifl kavsaras›n›n iki yan› da geometrik geçmeli desenlerle doldurulmufltur. Burada, yukar›da büyük, afla¤›da küçük ikifler kâse vard›r. “Milet ifli” denilen kaselerden küçükleri desensiz, büyükleri bitkisel süslemelidir.290 Mihrap niflinin üstünde çevresi mukarnas silmeli yaz› fleridi yer al›r. Mescidin ahflap minberi yenidir. Kuzeydeki ahflap kad›nlar mahfeli, genifl bir yer kaplar. Kitabesi olmayan cami, ahflap iflçili¤i ve mihrab› ve plan› ile XIV-XV. yüzy›la tarihlenir.291 Ara ara onar›lan mescid, tekrar onar›ma muhtaç haldedir.
Örtmeli Mescidi alç› mihrab› (B.E)
Örtmeli Mescidi ve eski Hoca Hindu Mahallesi (2005, A.E.)
217
tarih içinde ankara
KALEC‹K BÜYÜK (HASBEY) CAM‹‹ Yukar›çarfl›da bulunan cami tu¤la gövdeli, minarenin kaidesi kesme tafl, külah› ahflapt›r. Yukar›çarfl›’da bulunan cami yand›¤›ndan, minaresi d›fl›nda tamam› 1962 y›l›nda yeniden yap›lm›fl çat›l› bir yap›d›r. Mevcut cami, boyuna dikdörtgen planl› sade bir yap› olup, ilk flekli hakk›nda bilgimiz yoktur. Minarenin kaidesi ve flerefe alt› kesme tafl, gövdesi ve petek k›sm› tamamen tu¤lad›r. Ahflap külah› kurflun kapl›d›r. Cami, ‹sfendiyar o¤ullar›ndan Has Bey taraf›ndan XIV. yüzy›lda yapt›r›lm›flt›r.292
Hasbey Camii kuzey cephe (2005, A.E.)
Hasbey Camii alç› mihrab› (2005, A.E.)
218
tarih içinde ankara
S‹NCAN ESK‹ BUCUK KÖYÜ CAM‹‹ Eski Bucuk Köyü’nün günümüze sadece camisi gelmifltir. Bir yamaca yap›lan cami, dikdörtgen planl›, k›rma çat›l›, kâgir bir yap›d›r. Caminin d›fl duvarlar›, yamaçta kalan kuzey ve do¤u kuzey cephelerinde tafl kullan›lm›flt›r. Son cemaat yeri ve minaresi yoktur. Caminin kesme tafl kapl› do¤u ve güney cephe duvarlar›nda altta ve üstte ikifler dikdörtgen pencere olup, alttakiler büyük, üsttekiler küçüktür. Pencerelerin lentolar›na kemerler motif olarak ifllenmifltir. Çat›s› alturka kiremit kapl›d›r. Bat›dan kemerli bir kap› ile girilen cami harimi, boyuna dizilmifl ikiflerden dört adet ahflap direkle, boyuna üç sah›na ayr›lm›flt›r. Kapal› olan kuzey duvar›nda ahflap mahfel vard›r. Ahflap tavan›nda herhangi bir süsleme yoktur. Caminin içindeki direkler, zarif konsollarla tavan› tafl›maktad›r. ‹ç duvarlarda, sonraki y›llarda yap›ld›¤› tahmin edilen hat ve bitkisel bezemeler vard›r. Caminin kuzeyine, yak›n zamanlarda eklenmifl, eski eser olmayan türbesi bulunmaktad›r. Türbenin içinde kimlere ait oldu¤u bilinemeyen 4 adet mezar olup, çok eski olmayan bir zamanda bu mezarlar›n üstü örtülmüfltür. Camide onar›m kayd› d›fl›nda bir yap›m kitabesi bulunmamaktad›r. Mimari elemanlar›, yap› malzemesi ve çevredeki benzer yap›larla karfl›laflt›r›larak yap›y›, XV- XVI. yüzy›llara tarihleme mümkündür.
Bucuk Köyü Camii (2005, A.K.)
219
tarih içinde ankara
S‹NCAN ‹LYAKUT KÖYÜ CAM‹‹
‹lyakut Köyü Camii alç› mihrab› ve tavan süslemeleri (2005, A.E.)
220
Sincan ‹lçesine ba¤l› ‹lyakut Köyünde bulunan cami, boyuna dikdörtgen planl›, çat›l›, kagir bir yap›d›r. Binan›n yap›m›nda moloz tafl, kesme tafl ve devflirme tafl kullan›lmas›n›n yan›nda ahflap malzeme kullan›m› da önemlidir. Duvarlar, içte ve d›flta s›va kapl›d›r. Camide iki s›ra haline dizilen üstü kemerli pencerelerden do¤uda alt›, güneyde, kuzeyde, bat›da dörder adet olup, bat› ve kuzeydeki alt pencereler kapat›lm›flt›r. Kuzeyinde sonradan eklenmifl bir son cemaat yeri ve kuzeybat›s›nda 1965’de yap›lm›fl bir minare vard›r.
tarih içinde ankara
Kuzeyden mihrap eksenindeki kemerli bir kap› ile girilen caminin harimi üç sah›nl›, düz tavanl›, k›rma çat›l›d›r. Sah›nlar iki s›ra halinde dizilmifl ikifler a¤aç direkle birbirinden ayr›l›r. Direkler iki kal›n kiriflle ahflap tavan› tafl›maktad›r. Kirifllerle direkler aras›nda, ucu profilli yast›klar bulunmaktad›r. K›ble duvar›na dikey olarak uzat›lan kirifllerle, hat›l ve duvarlar aras›nda ucu profilli yar›m yast›klar yer al›r. Yar›m yast›klar›n üstünde kiriflleri tafl›yan tahtalar ve orta hat›l›n yan yüzleri, afl› boyal› klasik kalem ifli nak›fllarla süslenmifltir. Tavan tahtalar› ayr›ca çapraz ve dikey çak›lm›fl ç›talarla süslenmifltir. Güneydeki tavana kadar yükselen alt›gen alç› mihrap, kal›plama tekni¤i ile yap›lm›flt›r. Mihrap, çokgen niflli olup, üstü mukarnasl›d›r. Niflin çevresini dolaflan genifl silmeler, geometrik süslemelere sahiptir. Mihrab›n sa¤›nda geometrik süslemeli ahflap minber yer al›r. Yap›; alç›, ahflap ve kalem ifli süslemeleriyle dikkat çekmektedir. Caminin XIV. yüzy›l sonu, XV. yüzy›l bafllar›nda yap›ld›¤› düflünülmektedir. Cami, 11’nci Uluslararas› Türk Sanatlar› Kongresi’nde Prof. Dr. Hakk› Acun taraf›ndan bir bildiri ile tan›t›lm›flt›r.
‹lyakut Köyü Camii (2005, A.E.)
S‹NCAN KÖTÜRÜM BEYAZID CAM‹‹ Sincan’›n beldesi Yenikent’in ilk yeri olan Zir Köyü, eskiden ‹stanos kazas› idi. Heyelan ve sel yata¤› olmas› sebebiyle terk edilen Uluköy’e ba¤l› olan bu yerleflimdeki Kötürüm Beyaz›d Camii, yak›n zamanlara kadar metruk ve harap durumdayken, günümüzde y›k›lm›flt›r. Dikdörtgen planl›, çat›l› bir yap› olan cami, 7.20 x 9.50 m. ölçülerindedir. Camiye kuzeyden iki yan› kapal›, önü aç›k son cemaat yerinden girilmektedir. Cami harimi, kare planl›d›r. Alç› mihrab›n kavsaras› y›k›lm›fl ve mihrap bir nifl halinde kalm›fl, ahflap minberin ise köflk, külah, seren ve korkuluklar› yok olmufltur. ‹badet mekân›n› altta dikdörtgen yedi pencere ile üstte dokuz kare pencere ayd›nlatmaktad›r. Tavan ahflap ç›tal›, ortas› göbekli, birbirine geçmeli geometrik ve y›ld›z motifleri ihtiva etmektedir. Mahfelin tavan› ile mahfelin alt k›sm›n›n tavan› ahflaptan, nak›fll› ve boyal›d›r. Mahfeli ahflaptan iki kare sütun ile iki yanda duvara yap›fl›k ahflap sütunlar tafl›maktad›r. Son cemaat yerinin do¤u duvar›na bitiflik minarenin kare planl› kaidesi kesme tafltan, gövdesi tu¤ladan silindirik olarak infla edilmifl ve üzeri s›val›d›r. Minarenin flerefe korkuluklar› ve külah› ahflap idi. Caminin kitabesi bulunmad›¤›ndan, Kötürüm Beyaz›d diye meflhur olan Candaro¤ullar›Indan Celaleddin Bayezid bin Adil Bey (tahta ç›k›fl›: 1362 - ölümü: 1385) taraf›ndan yapt›r›ld›¤› kabul edilmektedir.
Zir Deresi, Kötürüm Beyaz›d Camii (VGM)
221
tarih içinde ankara
FELEKEDD‹N (KES‹KBAfi) TÜRBES‹ Atpazar›’nda Ahi fierafettin Camii kuzeyinde bulunan Türbe; kare planl›, kubbeli baldaken formlu bir yap›d›r. D›fl ölçüleri 4,8x5 m.dir. Yak›n çevresi duvarla örülmüfl olmakla birlikte kaidesi yoktur. Alt›nda bir cenazeli¤inin oldu¤u söylenmekte ise de bunu destekleyecek bir kal›nt› görülmemektedir. Türbenin dört köflesindeki yekpare tafllardan yap›lm›fl kaidelere oturan devflirme mermer sütunlar›n üstlerinde, birbirinden farkl› formlarda basit birer bafll›k bulunmaktad›r. Üst yap› tamamen tu¤la kullan›larak yap›lm›flt›r. Dört cephedeki sütun bafll›klar› üzerinde yükselen sivri kemerlerle birlefltirilen üst k›s›m, iki s›ral› kirpi saçakla bitmektedir. D›fltan kurflun kaplamal› kubbenin üstünde tafltan bir alem mevcuttur. Kemerler ahflap gergilerle desteklenmifltir. Kubbeye pandantiflerle geçilmifltir. Türbe zemininde kare tu¤lalar döflelidir. Ortada yeni yap›lm›fl yap›n›n mimarisi ile uyum sa¤lamayan, kozmopolit, mermer bir sanduka vard›r. Mezar›n yap›m› s›ras›nda türbenin sütunlar› beyaza, üst yap› k›rm›z›ya boyanm›flt›r.293
Kesikbafl Türbesi güneybat› cephe (1998, A.E)
222
tarih içinde ankara
Halk aras›nda “Kesikbafl Türbesi” diye bilinen yap›n›n serbest elle çizilmifl bir resmini vermifl olan Mübarek Galip, buras›n›n “Felekeddin” isminde birine ait oldu¤unu yazm›flt›r. Halen yerini bilemedi¤imiz bu mezar tafl› kitabesi flöyledir.294 Ön yüzü: 1- ‹ntekalet el-merhumel ma¤fur 2- Es-sa’id efl-flehid min dar’ül-fena 3- ‹lâ dar’ül-beka felek’üd-din Bey Arka yüzü: 1-El-mevt-ü sebîl külli hayy-i musîlik(?) 2- Ve külli’n-nâs f’il-bâsi hayy 3-Felev innâ ilâ meharekena 4-Elkâ el-mevti birâhati külli hayy Yap›n›n baz› araflt›rmac›lar taraf›ndan Hac› Arap Türbesi diye isimlendirilmesi, Ahi fierafettin Külliyesi ile birlikte olmas› sebebiyle ve mimari formuna göre XIV. yüzy›l sonlar›na (Ahi Beyli¤i Devri) tarihlendirilebilir.295 Bu konuda ulaflt›¤›m›z bir belge olmad›¤›ndan burada yatan kiflinin kimli¤i hakk›nda ileri sürülen rivayetlerden Felekeddin ismine s›cak bak›yor, Hac› Arap fleklindeki isimlendirmenin de ihtimal dahilinde olabilece¤ini veya Hac› Arap lakapl› Felekeddin Bey isminde bir kifliye ait olabilece¤ini düflünüyoruz.
YÖRÜK DEDE (DO⁄AN BEY, YÜRÜYEN DEDE) TÜRBES‹ Cebeci-Dörtyol, Öksüzler Sokakta bir evin bahçesinde bulunan türbe, beflgen planl›, ender görülen bir yap›d›r. Beden duvarlar› bir s›ra ikili veya üçlü tu¤la hat›l, bir s›ra kesme tafl kullan›larak örülmüfltür. Tafllar›n aralar›na dikey tu¤lalar konulmufltur. Ongen bir kasna¤a oturan piramidal külah, tamamen tu¤ladand›r. Türbenin cenazeli¤i yoktur. Evlerin aras›nda düz bir alanda yap›lm›fl olan türbenin sadece kap›n›n yer ald›¤› güney cephesi aç›ktad›r. Di¤er cepheler evlerle sar›lm›flt›r. Gövde ve kasnakta herhangi bir silme görülmemektedir. Ahflap lentolu kap›n›n üstünde sivri tu¤la, kemerin aynal›¤› da tu¤la dolgudur. Türbenin içi de beflgendir. Kuzey hariç her cephede üstü üç dilimli girintiler vard›r. Giriflte kap›n›n solunda alt›nc› bir kenar gibi mihrabiye yer almaktad›r. Köflelerde, afla¤›dan yukar› do¤-
Yörük Dede Türbesi (2005, A.E.)
223
tarih içinde ankara
Yörük Dede Türbesi (1998, A.E.)
ru geniflleyen mukarnaslarla kubbeye geçilmifltir. Do¤u ve bat›ya bakan pencere olmas›; muhtemel, ufak birer nifl vard›r. Türbenin içi s›val›d›r. Toprak döflemeli türbede sade bir mezar yer al›r. Kitabesi olmayan türbe, infla flekline göre XIV. yüzy›la tarihlenir. Türbedeki kifli halk aras›nda Yörük Dede, Yürüyen Dede gibi isimlerle an›lmakla birlikte, Do¤an Bey isimli bir kifli olup, türbenin de çeflitli vak›f kay›tlar›nda geçen Do¤anbey Zaviyesinin bir parças› olmas› muhtemeldir. Özel ‹dare taraf›ndan bir flahsa sat›ld›¤›ndan, yak›n zamanlara kadar etraf› kapal› olan harap haldeki türbenin etraf›ndaki evler y›k›lm›flt›r. Onar›larak yaflat›lmas› gerekli ünik bir yap›d›r.
224
tarih içinde ankara
POLATLI HACI TU⁄RUL TÜRBES‹ Türbe, Ankara-Polatl› yolunun 60. km.sinde, yola 10 km. uzakl›kta Hac› Tu¤rul Köyü’nün yak›n›nda yer al›r. Kesme taflla yap›lan türbenin kap›s›nda mermer kullan›lm›flt›r. Kare planl›, külahl› bir yap› olan türbenin kenarlar› 6,65 m. duvar kal›nl›klar› 1 m.dir. Türbenin kübik gövdesinin iki cephesi sa¤›r, bir cephesinde kap›, di¤er cephesinde iki pencere verd›r. Dikdörtgen pencerelerin üstündeki sivri kemerler, geometrik motiflerle süslüdür. Pencere aç›kl›¤›n›n tavan›na y›ld›z, baklava, beflgen gibi geometrik motiflerden
Hac› Tu¤rul Türbesi, güneydo¤u cephe (2005, A.E.)
225
tarih içinde ankara
Hac› Tu¤rul Türbesi ve imareti infla kitabesi (2005, A.E.)
oluflan süslemeler ifllenmifltir. Kübik gövde, genifl bir silme ile s›n›rland›ktan sonra köflelerden pahlanarak yüksek, sekizgen kasna¤a geçilmifltir. Kasna¤›n ana cephelerine dikdörtgen birer pencere aç›lm›flt›r. Bu pencerelerin üstü kemer sisteminde, sahte kemer fleklinde ifllenmifl, parçal› lentoya sahiptir. Kasnak üzerine, ucu sivri olmayan piramidal bir külah oturtulmufltur. Taç kap›s› tamamen mermerden olup, Bursa kemerli kap› aç›kl›¤›n›n üstünde kitabesi yer al›r. Eskiden kap›n›n önünde bir revak oldu¤u, iki kenardaki konsol ve üstlerindeki kal›nt›lardan anlafl›lmaktad›r. Kareye yak›n iç mekan›n üst k›sm›, Türk üçgenleriyle sekizgene dönüflerek kasnak olarak yükselip kubbeyle sona ermektedir. Türbede birinci s›n›f bir tafl iflçili¤i görülmektedir. Eser yak›ndan incelenince hayran kalmamak mümkün de¤ildir.296 ‹ki sat›rl›k sülüs kitabe: 1-Tesaddî bi i’mâretiha flemrâh-› flecerat’il-fakir fieyh Pafla bin Ahmed Pafla bin Mahmûd Seydi bin Hacî 2-Tu¤rul Bâbâ nûrullah kabreh .Fî evâs›t-› receb’il-mücerreb lisene selase ve tis’în ve seb’a mietin ve’l-hamdü lillâhi vahdeh (20 Recep 783 / 9 Ekim 1381 )’ Türbe, asl›nda günümüze ulaflmayan Hac› Tu¤rul Zaviyesi’nin bir parças›d›r.297 Yap›, girifl kap›s› üzerindeki kitabeye göre 9 Ekim 1381 y›l›nda Hac› Tu¤rul Baba için torunlar›ndan fieyh Pafla taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. Çok önemli bir sanat eseri olan türbe, definecilerin hücumuna u¤ram›flt›r. Türbenin içi defineciler taraf›ndan kaz›larak boflalt›lm›fl, topraklar› d›flar› atmak için mermer pencereler tahrip edilmifltir. Yap›lan tahribatlara ra¤men Hac› Tu¤rul Türbesi, ecdad›n› bilmeyen soysuzlara karfl› inatla direnmektedir.
226
tarih içinde ankara
POLATLI KARACA AHMET TÜRBES‹
Karacaahmet Köyü’nün 1 km. kuzeyindeki türbe, eski bir mezarl›¤›n yan›ndad›r. Eskiden çevresinin yüksek duvarl› bir avlu ile çevrili oldu¤u görülür. Dikdörtgen planl›, üzeri tonozla örtülü uzun bir yap›d›r. Türbenin yap›m›nda mermer ve moloz tafl kullan›lm›flt›r. D›fl yüzünün bir k›sm› kesme taflla kapl› türbenin girifl kap›s› üzerindeki lento, mermerdendir. ‹çinde üç sanduka vard›r. Halen üzeri beton bir tonozla örtülüdür. Kap› üzerinde bir onar›m kitabesi bulunmaktad›r. Sahib’ül-hayrat ve’l-hasenat fieyh Mehmed ve fieyh Ali Bu türbeye hofl bakanlar lay›k cennete Bu türbeye hor bakanlar lay›k cehenneme Sene bin iki yüz k›rk dokuz 1249 Yap›m tarihi bilinmeyen Karaca Ahmed türbesindeki kitabeden, 1833 y›l›nda onar›m gördü¤ü anlafl›lmaktad›r. Türbenin bat›s›nda taflla y›¤ma olarak yap›lm›fl, üzeri çat›l› bir mescit bulunmaktad›r. Mescidin üst örtüsü y›k›lm›flt›r. Güneyinde 4,5 x 4,5 m. ölçülerinde kare planl› Çile Dede Türbesi vard›r.
Karaca Ahmet Türbesi ve onar›m kitabesi (2005, A.E.)
227
tarih içinde ankara
POLATLI AH‹ FATMA BACI TÜRBES‹ Bac› Köyü’nde, Fatma Bac› Camii’nin bat›s›na bitiflik türbe, kare planl›, külahl› sade bir yap›d›r. Kübik gövdenin üstü so¤an biçimli 8 dilimli yüksek külah›ms› kubbe fleklindedir. Gövde duvarlar› beton s›va kapl›d›r. Üst örtü, saç kapl›d›r. Güneyde dikdörtgen bir kap›s› vard›r. Türbe içinde kare plandan kubbeye geçifl, tromplu yüksek kasnakla sa¤lanm›flt›r. Kitabesi : Li vakt’in-neseb’ir-refîat’il-halîle Fât›ma Bac› tâbe Allahü serâhâ Fî’l-yevm i’flrîn min Muharrem sene aflarete ve seb’amie (20 Muharrem. 710 / 19.Haziran 1310 ) “Bac› Sultan” diye meflhur olan Fatma Bac›, kitabeye göre 19 Haziran 1310 tarihinde vefat etmifl, türbesi daha sonra yap›lm›flt›r. Ahi Fatma Bac› Türbesi kitabesi (2005, A.E.) Ahi Fatma Bac› Camii ve Türbesi güney cephe (2005, A.E.)
228
tarih içinde ankara
BEYPAZARI BO⁄AZKESEN TÜRBES‹ Kumsüren Mahallesi, Kumsüren Sokak’ta bir kaya dibinde, yüksekçe bir yerde bulunmaktad›r. Kare planl› türbe, halen kubbeli bir yap› olmakla birlikte, asl›nda üstünün d›fltan piramidal bir külahla örtülü oldu¤u kabul edilir298. Türbenin yap›m›nda, içte ve d›flta kubbe kasna¤›na kadar kesme tafl ve moloz tafl, içte kubbe kasna¤›ndan itibaren tu¤la kullan›lm›flt›r. Kuzey ve güneyi kapal› olan türbenin kap›s› do¤u cephede, tek penceresi bat› cephededir. Türbenin içi s›va kapl›d›r. Yap›n›n güneyindeki mihrab›n iki yan›nda birer sütunce olup, üstü mukarnaslarla süslenmifltir. Mihrap niflinin içinde üstü istiridye fleklinde küçücük bir nifl daha vard›r. Tu¤ladan yap›lm›fl sekiz büyük trompla, sekiz dilimli tu¤la kubbeye geçilmektedir. ‹ç duvarlarda, s›va üzerine renkli üçgen motifler görülür. Kap› ve iki penceresinin sonradan dolduruldu¤u anlafl›lmaktad›r. Türbede bulunan iki mezar›n kimlere ait oldu¤u bilinmemekle birlikte, birisinin Emir fiahmer Pafla isimli birine ait oldu¤u ileri sürülür.299 Yap›m kitabesi olmayan türbeyi, kullan›lan malzeme, yap›m tekni¤i ve mimari üslubuna bakarak XIII-XIV. yüzy›llara tarihlemek uygun olacakt›r. Yak›n zamanlara kadar harap durumda kalan türbe, 1995 y›l›nda yerel idare taraf›ndan projesine uyulmadan kötü bir flekilde onar›lm›flt›r.
Bo¤azkesen Türbesi do¤u cephe (2005, A.E)
229
tarih içinde ankara
NALLIHAN TAPDUK EMRE TÜRBES‹
Tabduk Emre Türbesi girifl kap›s› (2005, A.E.)
Türbe, Emremsultan Köyü’nün yaklafl›k 200 m. bat›s›nda, küçük bir tepe üzerinde, köy mezarl›¤›n›n üstündedir. Kare planl›, kubbeli kagir büyük bir yap›d›r. Yap›m›nda moloz tafl, tu¤la ve devflirme tafllar kulllan›lm›flt›r. Güney cepheden küçük dikdörtgen bas›k kemerli bir kap› ile girilen türbenin içi, beyaz s›va kapl›d›r. Kubbeye tromplarla geçilmifltir. Türbedeki 6 adet sanduka, Tabduk Emre ve yak›nlar›na aittir. Türbenin yan›nda dikdörtgen planl›, çat›l› kagir bir türbe daha vard›r. K›rma çat›s› alaturka kiremit kapl›, genifl saçakl› yap› moloz tafllarla yap›lm›flt›r. Ahflap tavanl› yap›da üç adet mezar vard›r. Okunamayan bir kitabesi olan türbe, XIII. yüzy›lda yaflayan Tapduk Emre için yap›lm›flt›r. Bak›ml› durumdaki türbe, en son 1999 y›l›nda onar›lm›flt›r.
Tabduk Emre Türbesi, güney cephe (2005, A.E.)
230
tarih içinde ankara
D‹PNOTLAR 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17
18 19 20
21 22 23 24 25 26
27
28 29
30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42
Vedat ‹dil, Ankara: Tarihi Yerler ve Müzeler, Net Turistik Yay›nlar›, Ankara, 1993, s.11. Bilge Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar, ‹stanbul, 1993, s.74-76. Afif Erzen, ‹lkça¤da Ankara, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1946, s. 15. Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 16. “Ankara”, Yurt Ansiklopedisi, C. 1, s. 523. Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 25. N. Can Gülekli, Ankara: Tarih-Arkeoloji, Do¤ufl Matbaas›, Ankara, 1948, s. 29-30. Evliya Çelebi, Seyahatname, C. II, ‹stanbul, 1999, s. 518. Bilge Umar, ‹lkça¤da Türkiye Halk›, ‹stanbul, 1999, s. 1-3. Savafl Harmankaya-O¤uz Tan›nd›, TAY-Türkiye Arkeolojik Yerleflmeleri-1: Paleolitik / Epipaleolitik, Ege Yay., ‹stanbul, 1996. ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Dönmez Ofset, Ankara, tarihsiz, s. 13-15. Mehmet Özdo¤an. “Ad›m Ad›m Yerleflik Yaflam Mezolitik Ça¤”, Arkeo Atlas, S. 1, ‹stanbul, 2002, s. 60. Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 26-27. fievket Aziz Kansu, Türk Tarih Kurumu Taraf›ndan Yap›lan Etiyokuflu Hafriyat› Raporu (1937), Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1940. Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 27. Bilge Umar, a.g.e., (1999), s. 3-5. Sachihiro Omura, “1993 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 12. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1995, s. 256. Hamit Zübeyr Koflay, Ankara Budun Bilgisi, Ankara Halkevi Dil-Tarih-Edebiyat fiubesi Neflriyat›, Ankara, 1935, s. 7. David French ve di¤er, Ankara: Ankara Turizmi, Eski Eserleri ve Müzeleri Sevenler Derne¤i Yay., Ankara, tarihsiz, s.24. Sachihiro Omura, “1991 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 10. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1993, s. 371. David French ve di¤erleri, a.g.e., s.24. ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 35-37. Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 229. Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 218. Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 229. David French ve di¤er, a.g.e., s. 24; Sachihiro Omura, “1992 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 11. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1994, s. 319. Sachihiro Omura, “1994 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 13. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1996, s. 249. Remzi O¤uz Ar›k, “Anadolu’nun En Garp Eti ‹stasyonu Karao¤lan Höyü¤ü”, Belleten, C. 3, S. 9. Ankara, 1939, s. 27-42. Sachihiro Omura, “1995 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 14. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› II, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1997, s. 249. Ekrem Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, Ankara, 1998. s. 11. Sevgi Aktüre, Anadolu’da Bronz Ça¤› Kentleri, ‹stanbul, 1994, s. 98. Sevgi Aktüre, a.g.e., (1994), s. 98. Sevgi Aktüre, a.g.e., (1994), s. 100. Suavi Ayd›n ve di¤er, Küçük Asyan›n Bin Yüzü, Dost Kitabevi, Ankara, 2005. s. 40. ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 43. Hamit Zübeyr Koflay, “Türkiye Cumhuriyeti Vekaletince Yapt›r›lan Ahlatl›bel Hafriyat›”, Türk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi, S. 2, Ankara, 1934, s. 3-11. Sachihiro Omura, a.g.m., (1996), s. 251. Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 229. David French ve di¤er, a.g.e., s.24. Sachihiro Omura, a.g.m., (1997), s. 249. Remzi O¤uz Ar›k, “1942’de Türk Tarih Kurumu Ad›na Yap›lan Bitik Kaz›s› ve Hatay Tetkikleri Hakk›nda K›sa Rapor”, Belleten, C. 8, S. 30, Ankara, 1944, s. 350-54. Sachihiro Omura, a.g.m., (1993), s. 373.
231
tarih içinde ankara
43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56
57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92
232
Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 218. Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 229. David French ve di¤er, a.g.e., s. 30. Sachihiro Omura, a.g.m., (1993), s. 372; Bilge Umar, a.g.e., (1993), s. 640. David French ve di¤er, a.g.e., s. 30. Sachihiro, Omura, a.g.m., (1997), s. 251. Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 26. Sachihiro Omura, a.g.m., (1996), s. 246. Burhan Tezcan, 1964 Koçumbeli Kaz›s› (Koçumbeli Excavation in 1964), Orta Do¤u Teknik Üniversitesi Arkeoloji Yay., Ankara, 1966. Do¤u Mermerci, “Oyaca Kasabas› Külhöyük 1992 Kurtarma Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1992 Y›ll›¤›, Ankara, 1993, s. 5. Hayri Ertem, 1990 Y›l› Yaz Aylar›nda Ankara Gölbafl› ve Haymana ‹lçe S›n›rlar› ‹çinde Gerçeklefltirilen Sat›h Araflt›rmalar› , 9. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1992, s. 587. Sachihiro Omura, a.g.m., (1996), s. 246-47. David French ve di¤er, a.g.e., s. 24. Mehmetçik Kutkam, “Yenimahalle-Demetevler Yumurtatepe Tümülüsü 1986 Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987, s. 24-29; “Yenimahalle-Demetevler Yumurtatepe Tümülüsü 1987 Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1987 Y›ll›¤›, Ankara, 1988, s. 12-18. Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 55, 69. ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 81-83. David French ve di¤er, a.g.e., s. 35. David French ve di¤er, a.g.e., s.35. Sachihiro Omura, a.g.m., (1997), s. 249. Remzi O¤uz Ar›k, a.g.m., (1939), s. 27-42. Hans Henning von der Osten, Discoveries in Anatolia 1930-31, The Oriental Institute of The University of Chicago Oriental Institute Comunications No.14. N.Can Gülekli, a.g.e., (1948), s.78-79; ‹lhan Temizsoy-Stephen Lumbsden, “Gâvurkalesi: The 1998 Season”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1998 Y›ll›¤›, Ankara, 1999, s. 53-86. Sachihiro Omura, a.g.m., (1996), s. 246-47. Hayri Ertem, a.g.m., (1992), s. 586-7. Do¤u Mermerci, a.g.m., (1993), s. 5. Hayri Ertem, a.g.m., (1992), s. 587. N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 34-40. Veli Sevin, “Frygler”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi, C. 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982, s. 230-44. Hasan Tahsin Uçankufl, “Ana Tanr›ça Kybele’nin ve Kral Midas’›n Ülkesi Phrygia”, Kültür Rehberi, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 2002, s. 15. Strabon, Antik Anadolu Co¤rafyas› (Geographika: XII-XIII-XIV), Çev. Adnan Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yay., ‹stanbul, 1993, s. 48. Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s.260; Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 90-97. Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 25; ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 80. Veli Sevin, a.g.m., (1982), s. 235. Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 283. Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 25-26. Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 25-27; ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 81. Sevim Buluç, “‹lkça¤da Ankara”. Ankara, Cilt:1. Say›:2, Ankara, 1991, s.13-28. Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 29. Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s. 20. Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s. 21. Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s. 14 Tahsin Özgüç-Mahmut Akok, “Türk Tarih Kurumu Ad›na An›t-Kabir Alan›nda Yap›lan Tümülüs Kaz›lar›”, Belleten, C. 11, S. 41, Ankara, 1947, s. 27-56. Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s.22. Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s. 22. Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 33, 40. Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 99. Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 33, 137. Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 266-267. Veli Sevin, “Lydyal›lar”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi, C. 2, Görsel Yay›nlar, ‹stanbul, 1982, s. 252. Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas› I, Ankara, 2001, s. 176.
tarih içinde ankara
93 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 41. 94 Veli Sevin, “Anadolu’da Pers Egemenli¤i”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982, s. 268. 95 Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 338. 96 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 276. 97 Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 339; Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002). s. 262. 98 W. M. Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas›, Çev. Mihri Pektafl. Milli E¤itim Bas›mevi, ‹stanbul, 1960, s. 29. 99 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 32. 100 Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 11. 101 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 41. 102 Mehmet Özsait, “Anadolu’da Hellenistik Dönem”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982, s. 286. 103 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 41. 104 Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 342. 105 Levent Egemen Vardar, “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Ankara ‹li 1997”, 16. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1999, s. 288. 106 Levent Egemen Vardar, “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Ankara ‹li 1996”, 15. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1998, s. 249-250. 107 Strabon, a.g.e. (1993), s. 48. 108 Levent Egemen Vardar, “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Ankara ‹li 1999”, 18. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 2001, s. 238. 109 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s.40-41. 110 Veli Sevin, a.g.e. (2001), s. 219. 111 Mehmet Ali Kaya, “Ankyra (Ankara) ve Galatlar”, Kebikeç, S. 9, Ankara, 2000, s. 77-95. 112 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 100. 113 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 257. 114 Tahsin Saatçi, “Karalar Kaz›s› 1986”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987, s. 30-33. 115 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 263. 116 Mitchell, Stephen, “Bluc›um and Peium : The Galatian Forts of King Deiotarus”, Anatolian Studies, S. 24, Ankara, 1974, s. 61-64; Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 254. 117 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 248. 118 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 250. 119 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 247. 120 W. M. Ramsay, a.g.e., (1960), s. 268. 121 Bilge Umar, a.g.e., (1993), s.122. 122 Strabon, a.g.e. (1993), s. 49. 123 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 223. 124 Hüseyin Karaduman, “1986 Y›l›nda Ankara Çevresinde Yap›lan Yüzey Araflt›rmalar›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987, s. 38. 125 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 258-59. 126 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1999), s. 256. 127 Suavi Ayd›n v.d., a.g.e.,(2005), s. 88. 128 Ernest Mamboury, Ankara: Guide Touristique, ‹stanbul, 1933, s. 61. 129 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 43. 130 Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 13. 131 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 95-100. 132 Melih Arslan, “Anadolu Medeniyetleri Müzesi Sikke Seksiyonundaki Roma Devri Ankyra fiehir Sikkeleri”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1988 Y›ll›¤›, Ankara, 1989, s. 42; “Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Bulunan Phrygia ve Galatia fiehir Sikkeleri”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1989 Y›ll›¤›, Ankara, 1990, s. 144-75. 133 Ekrem Akurgal, “Augustus Tap›na¤› ve Yaz›tlar Kraliçesi”, Ankara Dergisi, C. 1, S. 1, Ankara, 1990, s. 16-35. 134 Hamit Dereli, Ankara An›t›, (Remzi O¤uz Ar›k’›n incelemesiyle) MEB Yay.; Mükerrem Anabolu, ”Küçük Asya’da Bulunan ‹mparator Tap›naklar›”, Anadolu Sanat› Araflt›rmalar› 2, ‹stanbul, 1970, s. 33. 135 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 91-97; Afif Erzen, a.g.e., (1946), s.93-94. 136 Mahmut Akok, “Ankara fiehrinde Roma Hamam›”, Türk Arkeoloji Dergisi, S. 17/1, Ankara, 1969, s. 5-13. 137 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 82-83.
233
tarih içinde ankara
138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161
162 163 164
165 166 167 168 169
170 171 172 173
174 175 176 177 178 179 180
181 182
234
Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 20-22. Nezih F›ratl›, “Ankara’n›n ‹lk Ça¤daki Su Tesisat›”, Belleten, S. 15, Ankara, 1951, s. 340-359. N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 82. S. Buluç, a.g.m., s. 26. ‹nci Bayburtluo¤lu, “Tiyatro Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987, s. 10. ‹nci Bayburtluo¤lu, a.g.m., (1987), s. 15. ‹nci Bayburtluo¤lu, a.g.m., (1987), s. 16. Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 24; N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 107. Hans Dernschwam, ‹stanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlü¤ü, Çev. Yaflar Önen, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 1987, s. 255. N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 98-106. Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 25-26. Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 94-95. ‹lhan Temizsoy ve di¤er, “Ulus Kaz›s› 1995”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1995 Y›ll›¤›, Ankara, 1996, s. 7-36. ‹lhan Temizsoy-Halil Demirdelen, “Balgat Roma Mezar›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1998 Y›ll›¤›, Ankara, 1999, s. 24-52. Bilge Umar, a.g.e., (1993), s. 122. Sachihiro Omura, a.g.m., (1994), s. 322. Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 221-222. Sachihiro Omura. a.g.m., (1997), s. 251. Bilge Umar, a.g.e., (1993), s. 66. W. M. Ramsay, a.g.e., (1960), s. 266. Bilge Umar, a.g.e., (1993), s. 640. Sachihiro Omura, a.g.m., (1993), s. 372. Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 255. I. W. Macpherson, “Roman Roads and Milestones of Galatia”, Anatolian Studies, 4, 1954. s. 11-20; David French, Roman, Late Roman and Byzantine ‹nscriptions of Ankara, Turkish Rebublic Ministry of Culture and Tourism, Ankara, 2003. Suavi Ayd›n ve di¤er, a.g.e., (2005), s. 97. Suavi Ayd›n ve di¤er, a.g.e., (2005), s. 97. Suavi Ayd›n ve di¤er, a.g.e., (2005), s. 97; Suna Güven, “Bir Roma Eyaletinin Evrim Sürecinde Galatia ve Ancyra”. Tarih ‹çinde Ankara II (Aral›k 1998 Seminer Bildirileri), ODTÜ Mimarl›k Fakültesi, Ankara: 2001, s.109-22. Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 31. Semavi Eyice, “Bizans Dönemi Ankara’s›”, Ankara Konuflmalar›, Mimarlar Odas› Ankara fiubesi Yay., Ankara, 1992, s. 22. Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 23. Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 24. Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 24. Semavi Eyice, “Ankara’n›n Kaybolan Bir Eski Eseri”, Ankara Dergisi, C. 1, S. 2, Ankara; 1991, s. 5-12; “Bizans Dönemi Ankara’s›”, Ankara Konuflmalar›, Mimarlar Odas› Ankara fiubesi Yay., Ankara, 1992, s. 19-32. Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 24. Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 26. Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 27. Hamit Zübeyr Koflay, Ogüst (Augustus) Mabedi Hac› Bayram Camii ve Türbesi K›lavuzu, Maarif Bas›mevi, Ankara, 1956; “Ankara Augustus Mabedi Kaz›s›”, Anatolia Anadolu, S. 2, Ankara, 1957, s. 133-35. Semavi Eyice, a.g.m., (1991), s. 5-12. Mahmut Akok-Necdet Pençe, “Ankara ‹stasyonunda Bulunan Bizans Devri Mezar›n›n Nakli”. Belleten, Cilt: 5. Say›: 20, s. 617-22. Semavi Eyice , “P. Gaillaume de Jerphanion ve Ankara Kalesi”, Ankara Dergisi, cilt: 2. say›: 5, Ankara, 1993, s. 9-32. Semavi Eyice, a.g.m., (1993), s. 13. Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 24. fienay ve Andreas Schachner, “Ankara ve Yak›n Çevresinin Anadolu Arkeolojisindeki Yeri”, Ankara Dergisi, C. 2, S. 5, Ankara, 1993, s. 73-82. Sachihiro Omura, “1990 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 9. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1992, s. 541- 553. Ifl›n Demirkent, “Bizans”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 6, ‹stanbul, 1992, s. 230-243. Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Tarihi, Ça¤ Yay., C. 2, s. 283-432;
tarih içinde ankara
183 Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Tarihi, Ça¤ Yay., C. 3, s. 283-432; fierare Yetkin, “Abbasiler”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 1, ‹stanbul, 1988, s. 31-56. 184 Osman Turan, Selçuklular Zaman›nda Türkiye, Bo¤aziçi Yay., ‹stanbul, 2002, s. 21-44; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, “Ankara”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 3, ‹stanbul, 1991, s. 201-204 185 Osman Turan, a.g.e., s. 53-82. 186 Faruk Sümer, O¤uzlar (Türkmenler ), Ankara, 1972, s. XIII. 187 Faruk Sümer, a.g.e., (1972), s. 423-460. 188 Osman Turan, a.g.e., s. 112-196; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204 189 Osman Turan, a.g.e.; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204 190 Osman Turan, a.g.e.; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204; 191 Osman Turan, a.g.e., s. 21-44; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204. 192 Osman Turan, a.g.e., s. 21-44; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204. 193 Mübarek Galip, Ankara II, ‹stanbul, 1341, s. 7. 194 Bahattin Ögel ,”Selçuklu Devri Anadolu A¤aç ‹flçili¤i Notlar›”, Y›ll›k Araflt›rmalar Dergisi, I, Ankara 1957,s. s. 204. 195 ‹.Hakk› Konyal›, Ankara Camileri, Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Yay., Ankara 1978, s. 25. 196 Abdülkerim Erdo¤an, Unutulan fiehir Ankara, Akça¤ Yay., Ankara, 2004, s. 136. 197 ‹.H. Konyal›, a.g.e., s. 25. 198 B. Ögel, a.g.e., s. 206. 199 Abdülhamit Tüfekçio¤lu, Erken Dönem Osmanl› Mimarisinde Yaz›, Ankara, 2001, s. 32. 200 Zeki Oral, “Anadolu’da Sanat De¤eri Olan Ahflap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri”, Vak›flar Dergisi, S. V, Ankara 1962, s. 34 201 E. Hakk› Ayverdi, Osmanl› Mimarisinde Çelebi ve II. Murad Devri, C. II, ‹stanbul, l972, s. 231. 202 VGMA, 06.01.01/7 nolu dosya. 203 VGMA, 592 numaral› defter, s. 49, s›ra 45. 204 Ozan Sa¤d›ç, Bir Zamanlar Ankara, Ankara 1991, s. 49; ‹.Hakk› Konyal›, a.g.e., s. 65. 205 Özer Ergenç,”XVII.yüzy›l›n Bafllar›nda Ankara’n›n Yerleflim Durumu Üzerine Baz› Bilgiler”, Osmanl› Araflt›rmalar› I, ‹stanbul, 1980, s. 101. 206 Ö. Ergenç, a.g.m., s. 100. 207 B. Ögel, a.g.m., s. 208, 211. 208 Zeki Oral, a.g.m., (1962), s. 63: Germiyan beyi Yakub bin Aliflir 1300 y›l›nda Ankara’ya da hakim olmufltur. Bkz. M. Çetin Varl›k, Germiyano¤ullar› Tarihi, (1300-1429), Ankara, 1974, s. 31. 209 B. Ögel, a.g.m., s. 208. 210 Z. Oral, a.g.m., s. 53; M. Galip, Ankara II, s. 9. 211 Engül U¤urlu, Ankara K›z›lbey Camii Minberi, Türk Etno¤afya Dergisi, X-1967, Ankara, 1968, s. 77. 212 G. Öney, Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatlar›, Ankara, 1988, s. 117. 213 Ankara Etno¤rafya Müzesi 11972 say›l› envanter kayd›. 214 O. Sa¤d›ç, a.g.e., s 49; Konyal›, a.g.e., s. 65. 215 ‹.Hakk› Konyal›, Ankara Camileri, Ankara, 1978, s. 18 . 216 Ömür Bak›rer, Onüç ve Ondördüncü Yüzy›llarda Anadolu Mihraplar›, Ankara, 1976, s. 198. 217 Gönül Öney, Ankara Aslanhane Camii, Ankara, 1980, s. 6. 218 Gönül Öney, Ankara’da Türk Devri Yap›lar›, Ankara, 1971, s. 23. 219 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 24. 220 VGMA, 224 nolu defter, 1680 s›ra; Muallim Cevdet, Zeyl-i alâ Fasl’›l “el –ahiyyet’il Feteyân’it Türkiye” Fî R›hlet-i ‹bni Batuta, ‹stanbul, 1932, s. 232. 221 Hüseyin Ç›nar-Osman Gümüflcü, Osmanl›dan Cumhuriyete Çubuk Kazas›, Ankara, 2002, s. 233. 222 Ahmet Özk›l›nç ve di¤erleri, 438 say›l› Muhasebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri, (T›pk› bas›m) Ankara 1994. s. 388. 223 Zeki Oral, “Ahi fierafeddin Türbesi”, Milletleraras› Birinci Türk Sanatlar› Kongresi, Ankara 1962, s. 308. Yaz›da Türbeye ait lâhid ve ahflap sandukan›n yaz›lar› yer al›r. 224 Z. Oral, a.g.m., s. 309. 225 Z. Oral, a.g.m., s. 310. 226 Z. Oral, a.g.m., s. 307. 227 Z. Oral, a.g.m., s. 308. 228 O.Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri 2. Beylikler ve Osmanl› Dönemi, Ankara, 1991; VGMA, 06.01./l nolu dosya. 229 ‹. H. Konyal›, a.g.e., s. 54. 230 B. Ögel, a.g.m., s. 203, flekil: II. 231 M. Cevdet, a.g.e., s. 236. 232 Y. Akyurt, a.g.e., s. 57. 233 Zeki Sönmez, Anadolu Türk-‹slam Mimarisinde Sanatç›lar, Ankara, 1989, s. 235.
235
tarih içinde ankara
234 235 236 237 238 239 240 241 242 243
244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286
236
G. Öney, a.g.m., (1971), s. 159. A.Özk›l›nç v.d, a.g.e., s. 363. R›za Reman, fiifal› Sular› Kullanma ‹lmi Balneologi, ‹stanbul, 1949, s. 177. R. Reman, a.g.e, s.177. Nazmi Sevgen, Anadolu Kaleleri, Ankara, 1965, s.54. Y. Akyurt, a.g.e., s. 1. N. Sevgen, a.g.e., s. 55. Ernest Mambury, The Guide Touristique Ankara, Ankara, 1933, s.157; Ö. Ergenç, a.g.m., s. 99. Ziya Kaz›c›, “Ahilik”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 1, ‹stanbul, 1988, s. 540-541. Halen V.G.M. Arflivi 1907-239 numarada kay›tl› flecere konusunda Bak: Zeki Oral, “Ahi fierafeddin Türbesi”, Milletleraras› Birinci Türk Sanatlar› Kongresi, Ankara, 1962, s. 308. Daha önce Ahi fierefeddin Camiinde iken bir ara ‹stanbu’a gönderilen bu flecere, halen Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivinde bulunmaktad›r. 12,21 m. uzunlu¤unda 0.21 m. geniflli¤indedir. Saman› aharl› k⤛t üzerine bölüm bafllan ve as›l isimler sülüs, di¤er isim ve bîlgiler nesih ile yaz›lm›fl d›fl›na mumlu bez yap›flt›r›lm›flt›r. Z.Oral, a.g.m., s. 317-321. Ziya Kaz›c›, a.g.m., s. 541. Yurt Ansiklopedisi, s. 533-34. Mustafa Kara, Tekke ve Zaviyeler, ‹stanbul, 1977, s. 41. A.Yaflar Ocak, Zaviyeler, Vak›flar Dergisi, S. XII, Ankara, 1979, s. 248, 264. Muallim Cevdet, a.g.e., s. 228. VGMA, 06.0101/1 A. Özk›l›nç vd, a.g.e, s. 364,366. VGMA, 224 nolu defter, 1680 s›ra; M. Cevdet, a.g.e., s. 232. A. Özk›l›nç vd, a.g.e, s. 366. M. Cevdet, a.g.e., s. 239. A. Özk›l›nç vd, a.g.e., s. 388. M. Cevdet, a.g.e., s. 234. Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresi Tarihi, ‹stanbul, 1978, s. 182. Kemal Göde, Eretnal›lar, Ankara, 1994, s. 37. Y. Akyurt, a.g.e., s. 2. K.Göde, a.g.e., s. 44. Baz› tarihçiler taraf›ndan Osmanl› Devletinin “imparatorluk” olarak isimlendirmeleri yanl›flt›r. Çünkü Osmanl› belgelerinde imparatorluk ifadesi kullan›lmaz. M. Çetin Varl›k, a.g.e., s. 31. Zeki Oral, “Anadolu’da San’at De¤eri Olan Ahflap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri”, Vak›flar Dergisi, S. V, Ankara, 1962, s. 63. Abdulkerim Erdo¤an, a.g.e., s. 136. Osman Turan, Türkiye Selçuklular Tarihi, s…. R›fat Özdemir, XIX. Yüzy›l›n ‹lk Yar›s›nda Ankara, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 1998, s. 52. M. Galip, a.g.e., C.I. s. 50; G. Öney, a.g.e., (1971), s. 82. VGMA, 060101/12 nolu dosya. Caminin mevcut fleklini orijinal mi yoksa bir onar›m s›ras›nda m› ald›¤›n› tahmin etmek zordur. Erdem Yücel, ”Ahi Elvan Camii Pencere Kapaklar›”, Sanat Tarihi Y›ll›¤› VII, ‹stanbul, 1977, s. 165-176. A. Tüfekçio¤lu, a.g.e., s. 106. E.H. Ayverdi, Osmanl› Mimarisinin ‹lk Devri, C.I, ‹stanbul, 1966, s.223. G. Öney, a.g.e., (1971), s. 28; Y›ld›z Demiriz, Erken Devir Osmanl› Mimarisinde Süsleme, C.I, ‹stanbul, 1979, s. 173. VGMA, 06.01.01/4 nolu dosya. G. Öney, a.g.e., (1971), s. 41. A. Tüfekçio¤lu, a.g.e., s. 76. Y. Demiriz, a.g.e., s. 213. ‹.H. Konyal›, a.g.e., s. 63. G. Öney, a.g.e., (1971), s. 39. A. Özk›l›nç v.d, a.g.e., s. 360. Y›lmaz Önge, “Emzikli Sebiller”, Lale, Y›l. 1, S. l, Temmuz, 1982, s. 15. ‹.H. Konyal›, a.g.e., s. 76. Y. Demiriz, a.g.e., s. 218. G. Öney, a.g.e., (1971), s. 35; Türkiye’de Vak›f Abideler ve Eski Eserler, C. I, Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Yay., Ankara, 1983, s. 426. VGMA, 060101/25 nolu dosya. A. Özk›l›nç v.d, a.g.e., s. 360. VGMA., 06.01.01/46 nolu dosya.
tarih içinde ankara
287 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 31. 288 M. Z.Oral, a.g.e., 319 289 A. Nezihi Turan, Yabanabad Tarihini Ararken, Ankara, 1998, s. 61’den (TD 558, s. 95b); Ö. Ergenç, a.g.e., s. 23, mescidi XIV-XV. yüzy›la tarihlendirir. H. Ç›nar, “Yabanâbad Vak›flar›”, s. 467-468 mescidi “XIV-XV. yüzy›la tarihlendirir. 290 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 36. 291 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 37. 292 H.Cevri Aslangil, Kalecik’in Tarihi, Bas›m yeri ve y›l› yok, s. 15. 293 VGMA., 06.07.02/1 nolu dosya. 294 Mübarek Galip, Anadolu Türk Asar ve Mahkukât› Tetebbuât›na Esas ANKARA, Birinci K›s›m, ‹stanbul, 1341, s.14, Lev: 5 295 Al› K›lc›, Türkiye’deki XIV-XV. yüzy›llara Ait Baldeken Tarz› Denen Türbeler, (A.Ü. Sos. Bil. Enst. Bas›lmam›fl Yüksek Lisans Tezi) Ankara, 1992, s. 80. 296 Türbedeki zarif ve ince tafl iflçili¤i erken Osmanl› mimari eserlerindeki süslemelere benzemektedir. 297 M. Cevdet , a.g.e., s. 251; VGMA, 2/2 nolu defter, 686. s›ra. 298 O.Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri 2, Ankara, 1991, s. 39. 299 Yaflar fiener, Beypazar›,Tarihte ve Bugün, Ankara, 1997, s. 19.
237
tarih içinde ankara
KAYNAKLAR Acun, Hakk›, 11 nci Uluslararas› Türk Sanatlar› Kongresine sunulan bildiri, Utrecht, 1999. Akok, Mahmut – Pençe, Necdet, “Ankara ‹stasyonunda Bulunan Bizans Devri Mezar›n›n Nakli”. Belleten, Cilt: 5. Say›: 20. Akok, Mahmut, “Ankara fiehrinde Roma Hamam›”, Türk Arkeoloji Dergisi, S. 17/1, Ankara, 1969. Aktüre, Sevgi, Anadolu’da Bronz Ça¤› Kentleri, ‹stanbul, 1994. Akurgal, Ekrem, “Augustus Tap›na¤› ve Yaz›tlar Kraliçesi”, Ankara Dergisi, C. 1, S. 1, Ankara, 1990; Anadolu Kültür Tarihi, Ankara, 1998. Ankara Etno¤rafya Müzesi 11972 say›l› envanter kayd›. Ar›k, Remzi O¤uz, “1942’de Türk Tarih Kurumu Ad›na Yap›lan Bitik Kaz›s› ve Hatay Tetkikleri Hakk›nda K›sa Rapor”, Belleten, C. 8, S. 30, Ankara, 1944; “Anadolu’nun En Garp Eti ‹stasyonu Karao¤lan Höyü¤ü”, Belleten, C. 3, S. 9. Ankara, 1939. Arslan, Melih, “Anadolu Medeniyetleri Müzesi Sikke Seksiyonundaki Roma Devri Ankyra fiehir Sikkeleri”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1988 Y›ll›¤›, Ankara, 1989; “Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Bulunan Phrygia ve Galatia fiehir Sikkeleri”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1989 Y›ll›¤›, Ankara, 1990. Aslangil, H.Cevri Kalecik’in Tarihi, Bas›m yeri ve y›l› yok. Ayd›n, Suavi-Emiro¤lu, Kudret-Türko¤lu, Ömer-Özsoy, D. Ergi, Küçük Asya’n›n Bin Yüzü: Ankara, Dost Kitapevi Yay., Ankara, 2005. Ayverdi, Ekrem Hakk›, Osmanl› Mimarisinin ‹lk Devri, C.I, ‹stanbul, 1966; Osmanl› Mimarisinde Çelebi ve II. Murad Devri, C. II, ‹stanbul, l972. Bak›rer, Ömür, Onüç ve Ondördüncü Yüzy›llarda Anadolu Mihraplar›, Ankara, 1976. Bayburtluo¤lu, ‹nci, “Tiyatro Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987. Buluç, Sevim, “‹lkça¤da Ankara”. Ankara, Cilt:1. Say›:2, Ankara, 1991. Ç›nar, Hüseyin - Gümüflcü, Osman, Osmanl›dan Cumhuriyete Çubuk Kazas›, Ankara, 2002. Ç›nar, Hüseyin, “Osmanl›lar Zaman›nda Yabanabad Kazas›nda Kurulmufl Vak›flar”, Tarihte ve Günümüzde K›z›lcahamam ve Çaml›dere Yöresi, Ankara, 1997. David French ve di¤er, Ankara: Ankara Turizmi, Eski Eserleri ve Müzeleri Sevenler Derne¤i Yay., Ankara, tarihsiz, s.24. David French, Roman, Late Roman and Byzantine ‹nscriptions of Ankara, Turkish Rebublic Ministry of Culture and Tourism, Ankara, 2003. Demiriz, Y›ld›z, Erken Devir Osmanl› Mimarisinde Süsleme, C.I, ‹stanbul, 1979. Demirkent, Ifl›n, “Bizans”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 6, ‹stanbul, 1992. Dereli, Hamit, Ankara An›t›, (Remzi O¤uz Ar›k’›n incelemesiyle) MEB Yay.; Mükerrem Anabolu, ”Küçük Asya’da Bulunan ‹mparator Tap›naklar›”, Anadolu Sanat› Araflt›rmalar› 2, ‹stanbul, 1970. Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Tarihi, Ça¤ Yay›n›. Erdem, Sargon – Özayd›n, Abdülkerim, “Ankara”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 3, ‹stanbul, 1991. Erdo¤an, Abdülkerim, Unutulan fiehir Ankara, Akça¤ Yay., Ankara, 2004, s. 136. Ernest Mamboury, Ankara: Guide Touristique, ‹stanbul, 1933; The Guide Touristique Ankara, Ankara, 1933. Ertem, Hayri, 1990 Y›l› Yaz Aylar›nda Ankara Gölbafl› ve Haymana ‹lçe S›n›rlar› ‹çinde Gerçeklefltirilen Sat›h Araflt›rmalar› , 9. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1992. Erzen, Afif, ‹lkça¤da Ankara, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1946. Evliya Çelebi, Seyahatname, C. II, ‹stanbul, 1999. Eyice, Semavi, “Bizans Dönemi Ankara’s›”, Ankara Konuflmalar›, Mimarlar Odas› Ankara fiubesi Yay., Ankara, 1992. “Ankara’n›n Kaybolan Bir Eski Eseri”, Ankara Dergisi, C. 1, S. 2, Ankara; 1991; “Bizans Dönemi Ankara’s›”, Ankara Konuflmalar›, Mimarlar Odas› Ankara fiubesi Yay., Ankara, 1992; “P. Gaillaume de Jerphanion ve Ankara Kalesi”, Ankara Dergisi, cilt: 2. say›: 5, Ankara, 1993. F›ratl›, Nezih, “Ankara’n›n ‹lk Ça¤daki Su Tesisat›”, Belleten, S. 15, Ankara, 1951.. Göde, Kemal, Eretnal›lar, Ankara, 1994. Gülekli, N. Can, Ankara: Tarih-Arkeoloji, Do¤ufl Matbaas›, Ankara, 1948. Güven, Suna, “Bir Roma Eyaletinin Evrim Sürecinde Galatia ve Ancyra”. Tarih ‹çinde Ankara II (Aral›k 1998 Seminer Bildirileri), ODTÜ Mimarl›k Fakültesi, Ankara: 2001. Hans Dernschwam, ‹stanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlü¤ü, Çev. Yaflar Önen, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 1987. Hans Henning von der Osten, Discoveries in Anatolia 1930-31, The Oriental Institute of The University of Chicago Oriental Institute Comunications No.14. Harmankaya, Savafl – Tan›nd›, O¤uz, TAY-Türkiye Arkeolojik Yerleflmeleri-1: Paleolitik / Epipaleolitik, Ege Yay., ‹stanbul, 1996.
238
tarih içinde ankara
I. W. Macpherson, “Roman Roads and Milestones of Galatia”, Anatolian Studies, 4, 1954. ‹dil, Vedat, Ankara: Tarihi Yerler ve Müzeler, Net Turistik Yay›nlar›, Ankara, 1993. Kansu, fievket Aziz, Türk Tarih Kurumu Taraf›ndan Yap›lan Etiyokuflu Hafriyat› Raporu (1937), Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1940. Kara, Mustafa, Tekke ve Zaviyeler, ‹stanbul, 1977. Karaduman, Hüseyin, “1986 Y›l›nda Ankara Çevresinde Yap›lan Yüzey Araflt›rmalar›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987. Kaya, Mehmet Ali, “Ankyra (Ankara) ve Galatlar”, Kebikeç, S. 9, Ankara, 2000. Kaz›c›, Ziya, “Ahilik”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 1, ‹stanbul, 1988. K›lc›, Ali, Türkiye’deki XIV-XV. yüzy›llara Ait Baldeken Tarz› Denen Türbeler, (A.Ü. Sos. Bil. Enst. Bas›lmam›fl Yüksek Lisans Tezi) Ankara, 1992. Konyal›, ‹brahim Hakk›, Ankara Camileri, Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Yay., Ankara 1978. Koflay, Hamit Zübeyr, “Türkiye Cumhuriyeti Vekaletince Yapt›r›lan Ahlatl›bel Hafriyat›”, Türk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi, S. 2, Ankara, 1934. Koflay, Hamit Zübeyr, Ankara Budun Bilgisi, Ankara Halkevi Dil-Tarih-Edebiyat fiubesi Neflriyat›, Ankara, 1935; Ogüst (Augustus) Mabedi Hac› Bayram Camii ve Türbesi K›lavuzu, Maarif Bas›mevi, Ankara, 1956; “Ankara Augustus Mabedi Kaz›s›”, Anatolia Anadolu, S. 2, Ankara, 1957. Kutkam, Mehmetçik, “Yenimahalle-Demetevler Yumurtatepe Tümülüsü 1986 Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987; “Yenimahalle-Demetevler Yumurtatepe Tümülüsü 1987 Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1987 Y›ll›¤›, Ankara, 1988. Mermerci, Do¤u, “Oyaca Kasabas› Külhöyük 1992 Kurtarma Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1992 Y›ll›¤›, Ankara, 1993. Mitchell, Stephen, “Bluc›um and Peium : The Galatian Forts of King Deiotarus”, Anatolian Studies, S. 24, Ankara, 1974. Muallim Cevdet, Zeyl-i alâ Fasl’›l “el –ahiyyet’il Feteyân’it Türkiye” Fî R›hlet-i ‹bni Batuta, ‹stanbul, 1932. Mübarek Galip, Anadolu Türk Asar ve Mahkukât› Tetebbuât›na Esas ANKARA, Birinci K›s›m, ‹stanbul, 1341; Ankara II, ‹stanbul, 1341. Ocak, Ahmet Yaflar, Zaviyeler, Vak›flar Dergisi, S. XII, Ankara, 1979. Oral, Zeki, “Ahi fierafeddin Türbesi”, Milletleraras› Birinci Türk Sanatlar› Kongresi, Ankara 1962; “Anadolu’da San’at De¤eri Olan Ahflap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri”, Vak›flar Dergisi, S. V, Ankara, 1962. Ozan, Sa¤d›ç, Bir Zamanlar Ankara, Ankara 1991. Ögel, Bahattin, ”Selçuklu Devri Anadolu A¤aç ‹flçili¤i Notlar›”, Y›ll›k Araflt›rmalar Dergisi, I, Ankara 1957. Öney, Gönül, Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatlar›, Ankara, 1988; Ankara Aslanhane Camii, Ankara, 1980; Ankara’da Türk Devri Yap›lar›, Ankara, 1971. Önge, Y›lmaz, “Emzikli Sebiller”, Lale, Y›l. 1, S. l, Temmuz, 1982. Özdemir, R›fat, XIX. Yüzy›l›n ‹lk Yar›s›nda Ankara, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 1998. Özdo¤an, Mehmet, “Ad›m Ad›m Yerleflik Yaflam Mezolitik Ça¤”, Arkeo Atlas, S. 1, ‹stanbul, 2002. Özer, Ergenç, ”XVII.yüzy›l›n Bafllar›nda Ankara’n›n Yerleflim Durumu Üzerine Baz› Bilgiler”, Osmanl› Araflt›rmalar› I, ‹stanbul, 1980. Özgüç, Tahsin - Akok, Mahmut, “Türk Tarih Kurumu Ad›na An›t-Kabir Alan›nda Yap›lan Tümülüs Kaz›lar›”, Belleten, C. 11, S. 41, Ankara, 1947. Özk›l›nç, Ahmet ve di¤erleri, 438 say›l› Muhasebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri, (T›pk› bas›m) Ankara 1994. Özsait, Mehmet, “Anadolu’da Hellenistik Dönem”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982. Reman, R›za, fiifal› Sular› Kullanma ‹lmi Balneologi, ‹stanbul, 1949. Saatçi, Tahsin, “Karalar Kaz›s› 1986”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987. Sachihiro Omura, “1990 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 9. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1992; “1991 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 10. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1993; “1992 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 11. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1994; “1993 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 12. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1995; “1994 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 13. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1996; “1995 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 14. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› II, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1997. Sevgen, Nazmi, Anadolu Kaleleri, Ankara, 1965. Sevin, Veli, “Frygler”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi, C. 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982;
239
tarih içinde ankara
“Lydyal›lar”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi, C. 2, Görsel Yay›nlar, ‹stanbul, 1982; Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas› I, Ankara, 2001; “Anadolu’da Pers Egemenli¤i”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982. Sönmez, Zeki, Anadolu Türk-‹slam Mimarisinde Sanatç›lar, Ankara, 1989. Strabon, Antik Anadolu Co¤rafyas› (Geographika: XII-XIII-XIV), Çev. Adnan Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yay., ‹stanbul, 1993. Sümer, Faruk, O¤uzlar (Türkmenler ), Ankara, 1972. fienay ve Andreas Schachner, “Ankara ve Yak›n Çevresinin Anadolu Arkeolojisindeki Yeri”, Ankara Dergisi, C. 2, S. 5, Ankara, 1993. fiener, Yaflar, Beypazar›,Tarihte ve Bugün, Ankara, 1997. Temizsoy, ‹lhan – Demirdelen, Halil, “Balgat Roma Mezar›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1998 Y›ll›¤›, Ankara, 1999. Temizsoy, ‹lhan -Stephen Lumbsden, “Gâvurkalesi: The 1998 Season”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1998 Y›ll›¤›, Ankara, 1999. Temizsoy, ‹lhan ve di¤er haz., Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Dönmez Ofset, Ankara, tarihsiz. Temizsoy, ‹lhan ve di¤er, “Ulus Kaz›s› 1995”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1995 Y›ll›¤›, Ankara, 1996. Tezcan, Burhan, 1964 Koçumbeli Kaz›s› (Koçumbeli Excavation in 1964), Orta Do¤u Teknik Üniversitesi Arkeoloji Yay., Ankara, 1966. Tuncer, Orhan Cezmi, Anadolu Kümbetleri 2. Beylikler ve Osmanl› Dönemi, Ankara, 1991. Turan, A. Nezihi, Yabanabad Tarihini Ararken, Ankara, 1998. Turan, Osman, Selçuklular Zaman›nda Türkiye, Bo¤aziçi Yay., ‹stanbul, 2002; Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresi Tarihi, ‹stanbul, 1978; Türkiye Selçuklular Tarihi. Tüfekçio¤lu, Abdülhamit, Erken Dönem Osmanl› Mimarisinde Yaz›, Ankara, 2001. Türkiye’de Vak›f Abideler ve Eski Eserler, C. I, Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Yay., Ankara, 1983. Uçankufl, Hasan Tahsin, “Ana Tanr›ça Kybele’nin ve Kral Midas’›n Ülkesi Phrygia”, Kültür Rehberi, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 2002. U¤urlu, Engül, Ankara K›z›lbey Camii Minberi, Türk Etno¤afya Dergisi, X-1967, Ankara, 1968. Umar, Bilge, Türkiye’deki Tarihsel Adlar, ‹stanbul, 1993; ‹lkça¤da Türkiye Halk›, ‹stanbul, 1999. Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivi. Vardar, Levent Egemen, “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Ankara ‹li 1996”, 15. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1998; “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Ankara ‹li 1997”, 16. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1999; “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Ankara ‹li 1999”, 18. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 2001. Varl›k, M. Çetin Germiyano¤ullar› Tarihi, (1300-1429), Ankara 1974. W. M. Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas›, Çev. Mihri Pektafl. Milli E¤itim Bas›mevi, ‹stanbul, 1960. Yetkin, fierare, “Abbasiler”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 1, ‹stanbul, 1988. Yurt Ansiklopedisi, C. 1, Anadolu Yay., ‹stanbul, 1981. Yücel, Erdem, ”Ahi Elvan Camii Pencere Kapaklar›”, Sanat Tarihi Y›ll›¤› VII, ‹stanbul, 1977.
240